04 TEMMUZ, PAZARTESİ, 2022

Kültürel Etkileşim Simülasyonları: Web3 ve Blokzincir

İnsanlık tarihinde gelecekteki büyük sıçramada Web3 ve blokzincirin yeri ve önemine ekonomiden yönetime, eğitimden kültür sanata geniş bir perspektiften bakış.

Kültürel Etkileşim Simülasyonları: Web3 ve Blokzincir

Kültür; en genel tanımıyla tarihsel ve toplumsal süreç içerisinde yaratılan her türlü değere verilen genel bir isimdir. Bir toplumun düşünce ve fikir birliğinin yarattığı varlıkların hepsi de denebilir. Bu varlık ve değerlerin içerisine; yönetim biçimleri, ekonomik yapıları, eğitim süreçleri ve en somut örneği olan sanatı alabiliriz.

Kültürel ve sanatsal birikim geçmiş tecrübelerimizin sonuçları neticesinde şekillenir. Evrensel açıdan kabul görmüş sanat eserlerinin çoğu insanlık tarihinin yaşadığı büyük acılar, felaketler ve savaşlar sonrasında yaratılmıştır.

​Roma'nın yıkılışı sonrası bin yıla yakın bir aralıkta uzun yankılar bulmuş ve Haçlı Seferleri’nden, vebaya, kıtlıktan istilaya kadar uzanan bir sürecin sonucunda da Rönesans ortaya çıkmıştır. Delacroix Halka Önderlik Eden Hürriyet tablosunu, Fransa'da 1 milyondan fazla insan öldükten sonra yapmıştır. Picasso'nun Guernica'yı çizebilmesi için İspanya İç Savaşı'nda Naziler tam 600.000 insan öldürdü. Salvador Dali, Birinci Dünya Savaşı'nın etkilerinin ardından resim yapmaya başladı ve İkinci Dünya Savaşı'nı gördü. Gördüğü savaşta 70-85 milyon arası insan öldü. Resimlerindeki gerçeküstücülük tüm bu katliamlardan bir kaçış yoluydu. Francisco Goya, 2 Mayıs 1808 ve 3 Mayıs 1808 isimli tablolarını Fransızların 1808'de Madrid'i işgali sırasında, Napolyon'un ordularına direnen İspanyolların anısına çizdi. Bu ayaklanmada yaklaşık 500 kişi öldü.

Artık bu acı tecrübeleri yaşamadan kültürel olarak ilerlemek de mümkün, çünkü teknolojik gelişmeler bu olgu ve kavramları daha simülatif bir hâle getirdi. Bu simülasyonu gerçek ve mümkün kılan da; web3 ve blokzincirin ta kendisi. Aslında blokzincir geçmişte hayal edilenin şimdiki zamanda kanıtlanmış hâlidir desek abartmış sayılmayız.

Süreç olarak, modernite ile her ne kadar bireysel, toplumsal ve politik yaşam alanlarındaki özgürlük alanlarını genişlettiğini düşünmüş olsak da, aslında bu alanlardaki sorunları görmezden gelip insanlık olarak yolumuza devam ettik. Finansal krizler, şeffaf ve adil olmayan kamu yönetimleri ve merkezi otoritelerin hepsinin üstünü örtmeye çalıştık fakat kartopunun çığa dönüşmesi gibi artık bu zaman içerisinde kaçınılmaz ve baş edilemez, büyük bir sorun hâline geldi.

Ve böylece insanlık tarihi Sanayi Devrimi ile birlikte son 250 yılını geleceği olmayan, sürdürülemez ve tüketim endeksli bir yapı olarak inşa etti.

​Toplumsal özgürlüğün yok olduğu ve bireysel özgürlük alanların da yok olmaya başladığı bu alanda artık kültürel birikimlerimizden yaşadığımız deneyimlerle kendimize yeni bir alan yaratma gereksinimi duyduk. Bu alanı yaratırken, finansal krizleri, şeffaf ve adil olmayan kamu yönetimini ve özgürlükleri kısıtlayan merkezi otoritelerin barınmadığı yapılar inşa etmeye karar verdik. Tabii bunu çağa uygun ve teknolojik bir biçimde gerçekleştirdik. İşte blokzincirin ortaya çıkışındaki temel, bu sorunların varlığıydı.

Doğrudan bu sorunları hedef alarak ortaya çıkmamış olsa da, bilinçaltımızda yatan özgürlük ve idealarımızı gerçekleştirme arzusu, her adımda 8 milyarlık nüfusun bir kısmını bu alana doğru getirdi. Bu ateşin icadından sonra sadece eti pişirmeyi düşünmek kadar kolay bir durum. Tüm bu koşulların oluşması kümülatif bilgimizle birlikte blokzincir alanında ilerlemeye olanak sağladı. Yazılan kitaplar, akademik yayınlar, teknolojik gelişmeler, internet ve ekonomiyi bir araya getirince artık finansı da merkeziyetsiz bir hâle getirmeye başladık.

Burada değişimin nasıl bir fark yarattığını görmek için merkezi otorite ile kripto para ekosistemini kıyaslayalım. On sene önce Amerika’da fiziken kendi dolarınızı bastığınızı ve bunu birçok yerde kullandığınızı düşünün, muhtemelen anayasadaki en ağır cezalardan birini alırdınız ve eyalete göre idam edilebilirdiniz.

Ama artık kendi düşlediğimiz bir fikir veya alan için kendi ekonomimizi ve topluluğumuzu yaratabiliriz. Kısaca kripto paralar sadece finansı internetle buluşturup merkeziyetsizleştirmekle kalmadı aynı zamanda özgürleştirdi. Finansı merkezi yapıların elinden kurtarmak sadece bireysel değil toplumsal refahı da arttırdı. Kripto paralarının değerinin yükselmesi, kullanıcıların daha çok para yerine daha iyi bir dünya düşlemesine ve bunu gerçekleştirmek için adım atmasına sebep oldu. Bkz: Gitcoin Grants.

Vitalik geçtiğimiz günlerde Gitcoin Grants’te yer alan projeleri desteklemek amaçlı “Dünyamızı daha çok, zengin insanların servet işaretlerinin, savurgan, sıfır toplamlı saçmalıklara dönüşmesi yerine kamu mallarını desteklemeye gittiği Yudkowski’nin ‘Dath Ilan’ ütopyası gibi yapmak istiyorum” dedi.

​Aslında burada bahsettiği nokta kişisel servetlerin dünyayı istediğimiz biçimde değiştirme konusunda bir faydasının olmayacağını açıkça belirtmesidir. Kamuya (halka) ait servetin çokluğu, kişisel servetlerdeki gibi gelir adaletsizliği yerine iyileştirilmiş toplumsal bir refah seviyesi yaratır. Herkes o kaynağı kullanmak konusunda eşit ve özgürdür. Yani herkesin ihtiyaçlarını karşılamakta zengin olduğu bir toplum yapısı yaratılır. Parayı tekelleştirmek gibi iktisadi zorbalığın olmadığı, bilginin inşa ve zengin ettiği bir toplum yapısı.

Vitalik Genesis

En büyük sorunlardan biri, küresel ve geleneksel ekonominin kendisinin yarattığı, tüm zincirlerin birbirine ihtiyaç duyduğu değil muhtaç olduğu bir domino yapısıdır. Basit bir örnekle; enflasyon olursa alım gücü düşer, fiyatlar yükselir. Fiyatlar yükselirse insanlar para harcamaktan psikolojik olarak kaçınmaya başlar ve temel ihtiyaçları dışında para harcamazlar ve kültür sanat aslında dolaylı yoldan değil, doğrudan etkilenir. Blokzincirin gelişmesi sadece finansal anlamda değil, kamu yönetimi, üretim modelleri, eğitim ve sanat alanlarında da değişimlere sebebiyet verdi ve vermeye de devam edecek.

​Blokzincir ağlarının en önemli unsurlarından biri, mutabakat mekanizmasıdır. Mutabakat mekanizması, merkeziyetsiz bir ağda paydaşların paylaşılan verileri doğrulama ve güvenliğini sağlama biçimidir. Blockchain ağının bir işlemi doğrulaması ve yeni işlemlere geçebilmesi için mutabakat sağlanmalıdır. Mesela blokzincir üzerinde oy kullandığımızı ve politikacılar söylediklerini yerine getirmezse, oylarımızı geri çektiğimizi veya yeni bir oylama başlattığımızı hayal edelim. Kamu yönetiminde şeffaf olmayan kurumlar blokzincire geçtiğinde, blokzincirin şeffaflığı sayesinde artık daha adil olacaklardır. İşte bu Yetkilendirilmiş hisse ispatı (DPos-Delegated Proof of Stake) ile mümkündür. İşte saflık derecesi artırılmış gerçek Atina Demokrasisi, sekiz milyar kişi için.

Raffaello’nun "Atina Okulu"

Bilimsel ve akademik anlamda da blokzinciri kullanmak eğitim modellerimizi yine bu kör yapılardan kurtaracak çözümlere sahiptir. Açık kaynaklar ve veritabanları, herkes için daha adil bir eğitim imkânı sunuyor. Tüm bu olanakları edinmek geleneksel yapılardan daha az maliyetli veya ücretsizdir.

Sanat anlamında artık blokzinciri çok konuşmak yerine içerisinde inşa etmenin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Geleneksel kurumlar yok, aracısız olarak doğrudan ve direkt bir kültür etkileşimi sağlıyor. Blokzincir, engelleri ortadan kaldıran bir çözüm mekanizması. Üstelik dijital cüzdanlar ve kimlikler sayesinde sanatçıların arzu ettiği hareket alanı da yaratılmış oluyor. Sansür ve kısıtlama yok. Kimse size dininizi, milliyetinizi ve cinsiyetinizi sormuyor. Homofobi ve ırkçılık yok. Sadece sanatınıza odaklanın. Sekiz milyar insanın kimliği, cinsiyeti ve inancı ne olursa olsun, Atina şehir demokrasisini inşa etmenin en hızlı ve en güvenli yolu blokzincirlerdir. Düğümü çözmeye henüz yeni başladık. Dünyanın yarıdan fazlası internet kullanıyorken çözümü de internette aramak en doğru yol olacaktır. Özgürlüğü, eşitliği ve insanlık idealini geleceğe çözüm odaklı taşımak için tüm motivasyonumuzu ve tecrübelerimizi yaşamın kendisiyle beraber bu alana aktarmalıyız

Ekonomi ve finans alanında: De-Fi (Decentralized Finance)
Yönetim, Mutabakat, Konsensüs alanlarında: DAO, DPos(Delegated Proof of Stake)
Kültür Sanat alanında: NFT, F-NFT
Eğitim alanında: OpenSources, Databases

Ve bu liste neredeyse yüzlerce satır uzayabilir.

​İnsanlık tarihi ilk ve en büyük sıçramasını coğrafi keşiflere dayalı kültürel etkileşimler yoluyla yapmıştır. İkinci büyük sıçrama ise; blokzincirler, açık kaynaklar ve veritabanları sayesinde olacaktır. Çünkü bu da insanlığın dijital kültürünün etkileşim biçimidir.

0
7447
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage