21 KASIM, SALI, 2023

Kent Belleğinde Kaybolmuş Manzaralar

Eylül Civelek ve İrem Nur Taşkın; Nazlı Pektaş’ın küratörlüğünü üstlendiği, Seyrantepe Sanayi Mahallesi’nde atölyeleri olan sanatçıların üretimlerini bir araya getiren ve manzarayı yeniden sorgulatan “Sanayiden Manzaralar” isimli karma sergi üzerine birlikte bir yazı kaleme aldılar.

Kent Belleğinde Kaybolmuş Manzaralar

Küratörlüğünü Nazlı Pektaş’ın üstlendiği Summart’da sergilenen “Sanayiden Manzaralar”; manzara kavramını pragmatist açıdan değerlendirmeye odaklanıyor. Bu da bize şu soruyu sordurtuyor: Manzara nedir? Manzara zamansızdır, zihninde canlandırdığı anlamla var olur. Neye baktığın daha doğrusu neyi görmek istediğinle ilintilidir. Tam da bu yapıbozum noktasında Nazlı Pektaş “manzara” kavramını “seyredilen değil seyrettiren olmayı tercih ediyor” diye tanımlıyor. Sergiyi gezdiğinizde duvardan yere kadar uzanan kocaman pencerelerin öğrenilmiş manzaralara açılmasına rağmen sergi bizim odağımızı “Sanayiden Manzalar”a topluyor.

Sanayi bölgesinde bulunan atölyeleri ile Mahmut Aydın, Can Aytekin, Mahmut Celayir, Antonio Cosentino, Ahmet Elhan, Leyla Emadi, İnci Furni, Aynur Önürmen, İrfan Önürmen, Kemal Seyhan Rüçhan Şahinoğlu ve Demet Yalçınkaya sergide yer alıyor.

İşimiz düşmedikçe yakınından bile geçmediğimiz bu sanayi bölgeleri günümüzde sanat ve zanaatin yan yana var olduğu mekânlar. Bu gibi mekânlar kentin belleği içerisinde bir orada bir burada bulunan silik değersiz(?) görüntülerden ibaret. Oysa sanayide bir çay ocağında ahşap bir tabure üzerinde çay içen adam da manzara, İstanbul Boğazı’nda bir martı da. Böylesine geniş hafızaya sahip bir kent ancak bir bütün olarak değerlendirilebilir.

Bu sergi kentin belleğinin en derinlerinde sakladığı, ötekileştirilen manzaraları tam da merkezinde bulunan sanatçılar aracılığı ile hatırlatmayı hedefliyor. On iki sanatçı sanayi bölgelerinde bulunan atölyelerinde mekânla olan diyalektiği ile sanayinin dokusunu, sokağını ve insanını eserlerinde konu ediniyor.

​Mahmut Aydın’ın İzler adlı eserinde sanatçı su ve kâğıt ilişkisi üzerinden işlediği heykelde her izleyicide farklı ve derin anlamları uyandırıyor. Biz kendimize şu soruyu sorduk: Neden korunmak isteriz? Kimilerinin en sevdiği şeyken yağmurda ıslanmak. Çoğunluk olan bizler neden saklanırız bir şemsiyenin altına?

1. Mahmut Aydın, İzler, 2023, Karton_ Cardboard, Değişken ölçüler Variable sizes, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
2. Can Aytekin, Saksılıklar, 2023 (detay_detail), Boyanmış metal, buluntu objeler Painted metal, found objects, Değişken ölçüler Variable sizes, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
3. Mahmut Celayir, Toplayıcılar, 2023, Tuval üzeri yağlıboya, talaş ve kâğıt Oil on canvas, wood chips and paper, 200 x 300 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
4. Antonio Cosentino, Şirintepe, 1998, 70 x 100 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
5. İrfan Önürmen, Çırak, 2023, Buluntu malzemeler, found objects, Değişken ölçüler Variable sizes, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
​6. Rüçhan Şahinoğlu, Dışarıda, 2023, Tuval üzerine akrilik, 2 parça, 140 x 200 cm ve 70 x 100 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart

Sanayi ile aramızda da kâğıttan bir paravan var. Kentin sanayiden beslendiği su götürmez bir gerçek. Suçlu gibi elleri arkada birleşmiş ve boynu eğik bir çocuğun savrulmuş gibi görünen şemsiyelere bakar şekilde yerleştirilmiş bu heykeli bize ötekileştirilmenin hissini yansıttı.

Yıldız sokağına yeni taşınan ve bütün düzenini değiştiren, atölyeye girdiği gibi arkasından kapıyı kilitleyen İnci Furni bu güvensizlik içerisinde sanayide var olmayı bir video çalışması ile sergiliyor. İçeriye girmeden hemen önce, çekilmiş ışık ve gölgelerle tıpkı bir piyano ritmi gibi işleyen atölyesinin fragmanını izliyoruz. Trapez saç ile yaptığı Yıldız heykeli ile atölyesinin sokağını anlatan sanatçı yaşadığı sokağın kalıntılarıyla bütünleşmiş bir iş sunuyor. Desen çalışmalarında ise sanayide yerde sıklıkla gördüğümüz su birikintileri ve yansımaları mahallesi ile iç içe geçmiş ve her birinin çevresine etkisini anlatıyor.

Sanayinin dokusunu buluntulardan oluşan tek bir duvarda toplayan sanatçı Kemal Seyhan ise yapıtlarında bu deseni korumakta. Sanayide bir duvar dokusu, atölyede kalıntı hâlindeki boyalar, üzerinde çizikler olan mermer… Aslında yaşadığı ve ürettiği mekânı dokularla şekillendirilmiş -belki de yıllar içinde mekânla şekillenen- bazen de kendiliğinden var olan dokuları mekâna taşımış olan Seyhan’ın işlerinde bir duvar hafızası okuması yapmak mümkün.

​Hafızasında çokça sanayi manzarası barındıran bir sanatçı olan Antonio Cosentino sanayiye karşı renk körlüğü olan bizlere bütün çıplaklığıyla, yalnızca kendi gördüğü gibi, bütün renkleri ile, hiçbir montaj yapmadan gösteriyor. Her adım farklı bir hatırayı anlatıyor, her sokak onu yeni bir hikâyeye çıkarıyor. Arabası ve bisikleti ile çıktığı yolda gittiği her durak hikâyesinin bir adımı. Cosentino daha önce bakmadıklarımızı gösteriyor bizlere. Şirintepe’nin karmaşık görüntüsü, sanayinin modifiye arabaları, dondurmacıdaki düzensiz desenli masa örtüsü… Sıradan olanın kıymetli olduğu anlara dair bir günlük okuyoruz yapıtlarında.

1. Ahmet Elhan, Ne içinde, ne büsbütün dışında, 2022, Dijital baskı_Digital print, 224 x 825 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
2. Demet Yalçınkaya, Yerli Yerinde, 2023, Keten üzeri yağlıboya ve kömür_ Oil and charcoal on linen, 180 x 230 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
3. Leyla Emadi, RANTİSTAN, 2023, Beton, demir_ Concrete, iron, 30 x 165 x 7 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
4. İnci Furni, Displacement / YILDIZ SOKAK, 2023, Metal, 200 x 210 x 7 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
5. Kemal Seyhan, DALLAS, 2023, Hahnemühle üzerine fine art baskı_ Fine art print on Hahnemühle paper, 40 x 40 cm, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart
​6. Aynur Önürmen, İsimsiz, 2023 (detay_detail), Çoklu heykel yerleştirme, sünger ve akrilik, Değişken ölçüler, Sanayiden Manzaralar Sergisi, Summart

Mahmut Celayir’in kâğıt toplayıcıları, metnin başında bahsettiğimiz öğrenilmiş manzaralarda rastlayacağımız gezginlerin paralel evrendeki hâlleri gibi karşımıza çıkmakta. Günlük hayatta görünmez olan sanayi gezginleri diyebileceğimiz bu insanları tıpkı Manet’nin Kırda Öğle Yemeği tablosundaki gibi sanki kolajla oraya yerleştirilmiş görüntüsü de resme çarpıcı bir etki yaratıyor.

Kentin karmaşık seyrini resmeden Rüçhan Şahinoğlu’nun işlerinde içinde bulunduğumuz kentte bu denli etrafımız insanlarla çevrili olmasına rağmen ne kadar yalnızlaştığımızı görüyoruz. Sanayide gökyüzü bile ötekileştirilmiş, bu kendiliğinden soğuk mekânın karmaşık düzenini yansıtıyor.

Can Aytekin’in Saksılıklar yerleştirmesinde biçimsel olarak bütün estetik yükü üstlenmiş bu saksılıklar hem bir kenara atılmış hurdalık gibi hem de sanayinin o bütün karmaşıklığını göz önüne sermekte. Buna rağmen rengarenk ve göz alıcı. Oysa sanayi denince akla hemen soğuk gri gelirken bu tezatlıkla baş başa bırakır sanatçı bizi. 

“Göz ardı ettiğimiz manzaraları sergiliyor.” Çocuk işçiler…

İrfan Önürmen, aslında boya öncesi oto kaportalarının üzerinde oluşan lekeleri, yine sanayi atıklarının üzerine resmediyor. Önürmen belki de leke kavramı üzerinden alnımızda kara leke olan, zorunda bıraktığımız çocuk işçileri ele alıyor.

​Rant emek harcamadan elde edilen kazanım olarak tanımlanırken, istan ise yer, yurt, ülke anlamı taşır. Rantistan adlı eserinde İstanbul’a atıfta bulunan Leyla Emadi, dil ve dilin yetersiz olduğu noktalarda duyuları ve hisleri işleyiş biçimiyle yeni bir kavrama alanı sunan sanatı birleştiriyor. Bu eser modern insanın doğa ile olan diyalektiğinin bozulduğuna dikkat çekiyor. Yemyeşil ağaçların yerine gri beton yığınları, kuş cıvıltılarının yerine makine gürültüsü. Elimizden sözde bize yaşam alanı inşa etmek için alınan doğa ile yapay manzaralar inşa ettiler. Büyük bir şehvetle doymadan katlettiler, talan ettiler, adına dönüşüm dediler.

Sanayiden Manzaralar, Summart, 2023

Demet Yalçınkaya’nın resminde kentin ve sanayinin görülmemiş bir yüzünü görüyoruz. Atıkların toplandığı ve bir bütünü oluşturan bu yığın yeni bir amaç uğruna kullanılmak için bekler vaziyette. Burada yaşayan ve üreten sanatçılardan da gördüğümüz üzere bu istif, sanatçılar tarafından dahi kullanılır durumda. Malzemenin bir amaç uğruna depoda bekleyişi ve oluşturduğu atmosfer bölgenin görülmemiş imgesini oluşturuyor.

Kendi atölyesinden fotoğrafladığı sanayi manzaralarını mekânın arşiv bloklarına yerleştiren Ahmet Elhan, fotoğraflarında iç ve dış mekânı işliyor. Sanatçının bizi etkileyen hamlesi bu yerleştirdiği blokların her birinin galeri arşivindeki “öğrenilmiş manzaralara” açılması. Bu manzaraların saklanması da metaforik olarak sanayinin ötekileştirildiğini vurguluyor.

“Etten kemikten sanayi”

Aynur Önürmen’in atık süngerlerden oluşan, sanayi kimliğini sembolize eden bir totem olarak karşımıza çıkan bu heykeli aslında mekânın hikâyesini izleyiciye sunuyor.

​Bu sergi, mekân, insan ve sanayi arasındaki ilişkiyi derinlemesine keşfederken, izleyicileri düşünmeye teşvik ediyor. Küratör Nazlı Pektaş serginin son sözleri olarak “Keşke sanayiden insanlar da gelip bu sergiyi gezse.” sözlerini söylüyor.

“Sanayiden Manzaralar” isimli karma sergiyi 22 Aralık 2023 tarihine kadar Summart’ta ziyaret edebilirsiniz.

0
2704
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage