16 MART, PAZARTESİ, 2020

“Kafamda Dağlar Var”

Cinsiyetsiz, ifadesiz ve durağan beton heykelleriyle tanınan Güler Güçlü’nün ikinci kişisel sergisi “Neden böyle oldu”, Ferda Art Platform’da 12 Mart-4 Nisan 2020 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor.

“Kafamda Dağlar Var”

Güler Güçlü’yle “Neden böyle oldu” sergisi kapsamında üretim pratiği, serginin genel form ve çerçevesi ve malzeme seçimi üzerine sohbet ettik.

Sevgili Güler, Ferda Art Platform'da sunduğun seriyi seninle konuşmaktan çok mutluyum. Serginin genel formu ve kavramsal çerçevesi ile başlayalım. Eserler ne hakkında?

Benim için de seninle işlerim hakkında konuşabilme fırsatı bir zevk Marcus. Bir süredir çalışıyor olduğum bu seride demir konstrüksiyon üzerine beton yığarak ürettiğim cinsiyetsiz ve çelimsiz beton bedenlerin kafalarını ve dolayısıyla da gözlerini geometrik kütlesel ağırlıklılar ile örtüyorum. Bu sergide düşünce kanalı olan kafayı ağırlık ile örtmenin yanı sıra işlevini gerçekleştiremeyen yani göremeyen ve görüş üretemeyen bir formda bedenlerinden ayırıyorum.

Malzeme seçiminden biraz bahseder misin? Betonu şehirlerimizden biliyoruz. Sen betonu heykellerini yaratmak için kullanıyorsun, bunun sebebi nedir?

Gri ve soğuk bir yapı malzemesi olan betonun inşa etmek anlamındaki kavramsal katkısıyla inşa ediyorum figürleri. Onların gözleri ve düşüncelerini örten ya da yerini alan, uzuvları hâline gelmiş kütleler ile günümüz insanını günümüz yaşantısını, yapay doğamız olan kenti ve kentliyi ele alınca betonu denklemin dışında bırakmak mümkün görünmüyor bana.

Şekillerinizin yüzeyi pürüzlü ve etkileyici görünüyor. Bunun sebebi nedir?

Heykellerin dokusu hem malzemeyi kullanma biçimimin sonucu hem de genel çalışma disiplinimin. Ben bir işe başlarken elimde iki çok önemli veri olur sadece; ne hissettiğim ve ne hissettirmek istediğim. Bu çalışmalarda bütün alt yapıyı hazırladıktan sonra ihtiyaç duyduğum ve duyabileceğim her şeyi hazırlayıp işe dokunmaya başladığımda kesintisiz bir sürece girerim. Burada formun ve dokunun dinamiği benim için çok önemlidir. Form bittiğinde doku da bitmiştir. Doku, form, duygu, her şey aynı anda sonlanır, formu tamamladıktan sonra üzerinde tekrar renk ya da yüzey düzenleme çalışması yapmam.

Nihayetinde gördüğümüz doku çalışma sürecinin dokusudur, bu sayede orada arayışı da buluşu da görürüz, bu da bence heykellere duygu, tazelik, dinamizim katıyor ve izleyiciyi içeri çekip kendisine yaklaştırıyor.

Dinamizm hakkında konuşuyorsunuz ama sonuçta figürler çoğunlukla üst üste duruyor ya da kaidenin kenarında tek başına oturuyor. Bu figürlerinin duruşu hakkında yorum yapabilir misin?

Durağan ve beklemede olan figürler ile bireylerin ve dolayısıyla da toplumun çaresiz tektipleşmesine; gerek hükümetler yoluyla gerek sosyal medya, moda ya da kanun koyucular tarafından adeta kendisine gelen komutlar doğrultusunda yaşayan bu bağlamda eylemlerinde karar verme yetkisine sahip olmayan, yönetilebilir insanı ele alıyorum. Bu durağanlığa karşılık dokunun canlı ve dinamik olması bir kontrast ve üretim sürecinin işaretçisi.

Figürlerin anonimliğinin nedeni nedir?

Figürler cinsiyetsiz, çoğunlukla da ifadesiz ve stabil. Cinsiyetsizler çünkü insana işaret etmek istiyorum direkt olarak insana; burada cinsiyetin ya da fiziksel farklılıkların getireceği anlam katmanlarını hiç istemiyorum.

Yani insanlık sembolleri oluyorlar diyebilir miyiz?

Evet böyle söylemek mümkün. Bir de küresel kültür bağlamında dünyanın neresinde olursak olalım git gide birbirimize benzemeye başladığımız, aslında birbirinden çok uzak kişilerin aynı görsellerden ve aynı  bilgi akışından beslendiği bu sebeple kültürel farklılıkların da artık keskin farklar olmadığı, dertlerimizin ve sevinçlerimizin algoritmalar tarafından belirlendiği ve dünyanın her yerindeki insanların benzer şeyleri dert edinip benzer şeylere sevindiği günümüzde, yine de kendini farklı ve özel hisseden bireye karşılık evet  figürlerim herhangi bir grubun cinsiyetin veya milliyetin değil tam anlamıyla saf insanın temsili ya da ifadesi.

Figürlerin yanı sıra, kafalarının kaplandığı formlar, mevcut heykel serilerinizdeki önemli özelliklerdir. Bazı seyirciler onları bulut, diğerleri kaya veya dağ olarak görür ve yine diğer insanlar onları geometrik soyut formlar olarak anlarlar. Bu unsurların teknik ve kavramsal nedenlerini açıklayabilir misiniz?

Figürlerin bir parçası olan bu kaba ve sert geometriyi, izleyicinin kendi yaşantısından parametrelerle kendi bakış açısına göre yorumlaması doğal tabii. Kişilerin ve toplulukların yaşamlarındaki meselelerin, bir hacmi ve kütlesi olan üç boyutlu fiziki bir biçimde ifadesi. Duyguların forma dönüşmüş hâlleri. Yaşamın katman katman biriken ve adeta bedenimizi, duyu ve düşünce organı kafamızı kaplayan bir biçimde formlaşması, bu formun kayalar ve hatta kayalardan oluşan koca dağlar olarak meteforlaşması. Sert ve keskin kayalar ve bu kayaların yığılması ile oluşan dağlar, ben buna kafamda dağlar var derdim.

0
8978
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage