Tanrı ‘‘ol’’ dedi, kadın oldu
Gökyüzünden başını sakladığı kanlı çarşafı ile oldu
Vücudunu sakladığı entarisi ile oldu
Memesini sıktı, can verdi
Sevdiği için, canını verdi.
Tanrı ‘‘sev’’ dedi, adam sevdi
Adam çiçek etti sevdi, şiir etti sevdi
Sofrada kuru çorbayı kaşıklarken sevdi
Kalbini sıktı, emek verdi
Yumruğunu sıktı, ekmek verdi.
Tanrı ‘‘yaz’’ dedi, şiir oldu
Gök mavi, yüzü kızgın oldu
Yerlere şiir döktü, şiirler kız oldu
Şair öldü, toprağı bulutlar oldu
Tanrı ‘‘neden’’ dedi, şüphe oldu
Kadın riyakâr, adam şüpheli oldu
Açtı kadın bacağını, adam umut verdi
Sonsuz gökyüzü, insan verdi.
Tanrı ‘‘gel’’ dedi, ölüm oldu.
Kadın öldü, şiirler öksüz oldu
Adam mezara baktı, toprağa şiir koydu
Şiirler tanrıyı yanına çağırdı
Müstakbel mukadderat, edebiyat oldu.