Sanat tarihinin en korunaklı mekânlarından biri olarak bilinen Louvre Müzesi, 19 Ekim sabahı beklenmedik bir olayla tarihe geçti. Sabah saatlerinde gerçekleşen soygunda, dört kişilik bir çete, kısa süre içinde Fransa’nın imparatorluk dönemine ait dokuz parça mücevheri çaldı.
Louvre Müzesi, Pazar (19 Ekim) günü yaptığı açıklamada, sekiz adet paha biçilmez mücevherin çalındığını duyurdu. Yayımlanan listede, Napolyon’un eşi İmparatoriçe Marie Louise’e hediye ettiği zümrüt ve elmas kolye de yer alıyordu. Çalınan mücevherlerden biri olan İmparatoriçe Eugénie’nin tacı, hırsızlar kaçarken düşürdüğü için hasar gördü.
Soyguncular, müzenin Galerie d’Apollon bölümüne ulaşmak için uzatılabilir bir merdiven kullandılar ve pencereden içeri girip vitrinleri açmak için kesici aletler kullandılar. Ayrıca yapılan açıklamada, müze personelinin müdahalesi üzerine hırsızların kaçmak zorunda kaldığı ve soygun sırasında kullandıkları bazı ekipmanları geride bıraktıkları belirtildi. Bu soygun ile ülkenin müzelerinin güvenliklerinin yetersiz olduğu ve hırsızların giderek daha fazla hedef aldıkları tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Fransa İçişleri Bakanı Laurent Nuñez, soygunun sadece yedi dakika sürdüğünü ve muhtemelen “yabancılar”dan oluşan deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirildiğini düşündüklerini söyledi.
Kaynak: France24
Fransa merkezli psikedelik elektronik müzik projesi Ko Shin Moon, grubun beşinci albümü Sîn’i Gülbaba Records etiketiyle yayımladı.
Sîn, şafaktan gün batımına, kırsaldan şehre, birlikten ayrılığa uzanan bir yolculukta, psikedelik ve elektronik müziğin çeşitli damarlarını bir araya getirerek aşkınlığı ve başkaldırıyı inceleyen zengin bir ses dünyası kuruyor. Albümün çıkış parçası “Bleu”, grubun son yıllarda tıpkı konserlerini bitirdiği gibi görkemli ve coşkulu bir finalle albümü kapatıyor. Parça, “öteki” kavramını ele alarak, benliği bir başkasına duyulan sevgi aracılığıyla arama sürecini sorguluyor, uyum ile ayrışma arasında adeta bir mekik dokuyor. Albüm, özünde arzuyu, sınırları, hızı ve birbirine düğümlenmiş bir dünyada anlam arayışını sorgulayan içsel bir keşif yolculuğunu dinleyiciye sunuyor.
Ko Shin Moon’un Sîn isimli yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
Tame Impala, uzun zamandır beklenen beşinci stüdyo albümü Deadbeat’i Columbia Records etiketiyle yayımladı.
Tame Impala (Kevin Parker), bu albümde kariyerinin en çarpıcı şarkılarını kulüp ve psikedelik müziğin birleştiği bir atmosferde sunuyor. Deadbeat, Batı Avustralya’nın rave kültürü ve “bush doof” enerjisinden beslenerek Tame Impala’yı adeta geleceğin ilkel bir rave grubuna dönüştürüyor.
Fremantle ve Injidup’taki Wave House stüdyosunda kaydedilen Deadbeat, Parker’ın müzikal olgunluğunun yeni bir seviyesini dinleyiciye sunuyor. Her zamankinden daha spontane, daha minimal ama aynı zamanda daha derin tınılarla örülü. Sanatçı klasik Tame Impala sound’unu korurken, vokalde daha zengin ve deneysel bir ifade alanı yaratıyor. Söz dünyasında Parker, bu kez “zaman” temasından ziyade, kendini sabote eden, kendi içinde sıkışıp kalmış bir karakterin dürüst ve alaycı anlatımıyla insanın gündelik duygusal döngülerine odaklanıyor. Deadbeat rave kültürünü bir tür içsel sorgulama ve kendini iyileştirme biçimi olarak ele alıyor. Albümde yer alan şarkılar arasında daha önce yayımlanan “Loser”, “End of Summer” ve “Dracula” da bulunuyor. Bu üç parça Billboard Hot 100 listesine giriş yaparak Parker’ın kariyerindeki en güçlü çıkışları oldu. Parker, Deadbeat albümünün dünya turnesine 27 Ekim’de Brooklyn, NY Barclays Center konseriyle başlayacak.
Tame Impala’nın yeni albümü Deadbeat’i buradan dinleyebilirsiniz.
Kadebostany konserlerinde vokalist olarak sahne alan Saint Stacy, Beginner Again başlıklı ilk albümünü yayımladı.
“Feel Like Myself”, “Before I Did It”, “Purple Vibe” ve “By The Wind” gibi öne çıkan parçaları içeren albüm, dinleyicilere şık ve manyetik indie-pop marşlarından oluşan bir koleksiyon sunuyor. Albüm, Saint Stacy’nin puslu vokallerini, düşsel gitarlarını ve vurucu ritimlerini hem akılda kalıcı hem de bağımlılık yapan canlı bir prodüksiyon tarzıyla birleştiriyor.
Beginner Again, adından da anlaşılacağı gibi albümün ruhunu ve yaklaşımını yansıtıyor: sıfırdan başlamak, yeni başlayan birinin zihniyetinin güzelliğini benimsemek ve özgünlüğü taze fikirlerle birleştiren bir albüm oluşturmak. Görsel estetiğiyle tamamlanan Beginner Again, Saint Stacy’yi indie-pop’un en heyecan verici yeni seslerinden biri olarak konumlandırıyor. Albümün çıkışını kutlamak için Saint Stacy, Şubat 2026’da ilk turnesine çıkacak. Turne kapsamında sanatçı 14 Şubat 2026 gecesi İstanbul’da Blind’da konser verecek.
Saint Stacy, İsviçre merkezli çok yönlü ve yetenekli sanatçı Kristina’nın yeni projesi. Şarkıcı, söz yazarı, yapımcı ve moda sanatçısı olarak, kendi müziğini ve farklı görsel kimliğini benzersiz bir tarzla oluşturuyor. Moda alanında güçlü bir geçmişe sahip olan sanatçı, aynı zamanda kendi moda markası LA PEAU DE PECHE’yi de yönetiyor. İlk olarak 2016-2020 yılları arasında pop/elektro grubu Kadebostany’nin canlı vokalisti olarak geniş bir kitlenin dikkatini çekti.
Saint Stacy’nin Beginner Again başlıklı ilk albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
İsveç Akademisi, Macar romancı ve senarist László Krasznahorkai’nin 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığını duyurdu.
2025 Nobel Edebiyat Ödülü, 71 yaşındaki Krasznahorkai’ye verildi. İsveç Akademisi, ödülün gerekçesini “kıyamet gibi bir dehşetin ortasında sanatın gücünü yeniden teyit eden, etkileyici ve vizyoner yapıtları nedeniyle” sözleriyle açıkladı. Ödül, yazarın tüm eserlerine yönelik bir takdir niteliği taşıyor; eserlerindeki karanlık ama vizyoner ton, yoğun anlatım tarzı ve edebi cesaret ile ödüle layık görüldü.
Krasznahorkai’nin eserlerinden bazıları Macar yönetmen Béla Tarr tarafından sinemaya da uyarlandı. Bunlar arasında; Sátántangó (1994), Werckmeister Harmonies (2000) ve The Turin Horse (2011) yer alıyor. Yazarın Şeytan Tangosu, Direnişin Melankolisi, Seiobo Orada Aşağıda ve Savaş ve Savaş kitapları Türkçede Can Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Belçikalı sanatçı Tsar B’nin “Amor” isimli yeni teklisi müzikseverlerle buluştu.
“Amor” teklisinde, barok ustası Claudio Monteverdi’nin soprano solosu Lamento della Ninfa’den ilham alan Tsar B, eserdeki vokal çizgiyi koruyarak, sözleri tamamen kendine ait bir anlatımla yeniden yorumladı. Tsar B, nymph karakteri aracılığıyla, sevdiği kişi değil, tüm evreni kıran bir kalp kırıklığını dile getiriyor.
Müzik videosu, yönetmen Lennert Madou’nun imzasını taşıyor. Video boyunca Tsar B, devasa bir animatronik kuşun üzerinde yükseklerden tüm kaosu izleyen, ama bu kaosa ulaşamayan bir anti-kahramanı canlandırıyor. Uçan ama inemeyen bir karakter olan gücünü kaybetmiş, hareketsizleşmiş bir nymph olarak yer alıyor. Onun bu trajik zavallılığı hem mitolojik bir görselliği hem de absürtlüğü bir arada yansıtıyor.
“Bu video için bir kez daha eşim Lennert Madou ile çalıştım. Filmleri için fon müziği bestelerim, videolarımı o yönetir. Konsept ve fikirlerimi derinlemesine anlıyor, bu yüzden birlikte çalışmak büyük bir keyif. Her zaman birlikte çalıştığım kukla yapımcıları bu dev kuşu yarattı. 12 metrelik bu varlığın üzerinde, dünyanın kaosunu ve umutsuzluğunu izliyorum. Uzaklardan seyreder gibi… Nymph acılarla felç olmuş: uçuyor ama inemiyor. Heroik, mitolojik bir çağrışımı var; ama o artık bir anti-kahraman. Ulaşamıyor. Sanki boşuna bir arayışın içindeymiş gibi.”
Belçikalı sanatçı, besteci ve multi-enstrümantalist Tsar B’nin “Amor” isimli yeni teklisini buradan dinleyebilirsiniz.
İtalyan şarkıcı ve söz yazarı Damiano David, ilk solo albümü Funny Little Fears’ın yeni versiyonu Funny Little Fears Dreams’i Sony Music Italy / Arista etiketiyle yayımladı.
Funny Little Fears Dreams albümü, Grammy ödüllü Tyla ve efsanevi gitarist, birçok Grammy ödülü sahibi Nile Rodgers iş birliğiyle kaydedilen “Talk To Me” ile açılıyor. Yeni versiyonda ayrıca The Strokes gitaristi Albert Hammond Jr. ile kaydedilen enerjik “Cinnamon”, Damiano David’in daha kırılgan yanını sergilediği balad “Naked”, karanlık pop dokunuşlarıyla dikkat çeken “Mysterious Girl” ve duygusal bir patlamayı umuda dönüştüren “Over” yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde Varşova’daki turne açılış konserinde Damiano David yeni şarkılardan bazılarını ilk kez seslendirdi ve konserin 20 dakikasını TikTok üzerinden canlı yayımlayarak dünya çapındaki hayranlarına albümden parçaları resmi çıkış tarihinden saatler önce dinletmiş oldu. İlk albümü Funny Little Fears ile 800 milyonun üzerinde global dinlenme elde eden Damiano yeni versiyonla birlikte, cesur iş birlikleri ve sınırları zorlayan müziğiyle çağdaş sahnenin dinamik isimlerinden biri olduğunu kanıtlıyor. Albümü buradan dinleyebilirsiniz.
Damiano David, geçtiğimiz hafta bu sürpriz albümü sosyal medya hesaplarında duyururken şunları söyledi: “Korkularımı hayallere dönüştürdüm. Bu benim size ve turneme katılacak herkese hediyem.”
Amerikalı pop rock grubu Maroon 5, Love is Like isimli sekizinci stüdyo albümünü 222 ve Interscope Records etiketiyle yayımladı.
Love is Like, grubun 2021 tarihli Jordi albümünden sonraki ilk çalışması olarak öne çıkıyor. Ayrıca albüm, 2010 tarihli Hands All Over’dan bu yana aynı kadroyla kaydedilen ve 2012 tarihli Overexposed’tan beri Adam Levine dışındaki grup üyelerinin de şarkı yazarlığında yer aldığı ilk proje olma özelliği taşıyor. Love is Like, Senenin en çok beklenen pop albümlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Maroon 5’ın yeni albümü Love is Like’ı buradan dinleyebilirsiniz.
IDLES, Oscar adayı yönetmen Darren Aronofsky’nin yeni filmi Caught Stealing’in soundtrack’i için kaydettiği “Rabbit Run” parçasını yayımladı.
Oscar adayı yönetmen Darren Aronofsky’nin Sony Pictures tarafından 29 Ağustos’ta vizyona girecek yeni suç filmi Caught Stealing, 90’lar New York punk sahnesinin sert enerjisinden ilham alıyor. Filmin bu müzikal dokusuna katkı sunan IDLES, soundtrack için dört orijinal parça kaydettiği gibi, Rob Simonsen (The Whale, Deadpool & Wolverine) tarafından bestelenen film müziklerini de yorumladı. Albümde ayrıca Junior Marvin’in yazdığı ve The Clash’in 1977 tarihli ilk albümünde seslendirdiği “Police and Thieves” parçasının IDLES yorumu da yer alıyor. “Rabbit Run”, panik hâlinde başlayıp meydan okuyan bir ruh hâliyle sonlanan yalın ve gergin bir punk marşı. Motorik davullar ve distorsiyonlu gitarlarla ilerleyen parça, filmin ana temasını –korkunun üzerine gitmek– yansıtıyor. IDLES vokalisti Joe Talbot, kovalanan bir adam gibi şarkının içine girerken, bir anda dönüp ateşin içine atlıyor.
IDLES ile Aronofsky (Requiem for a Dream, The Wrestler, Black Swan) kısa sürede yaratıcı bir dostluk geliştirdi; her iki tarafın da birbirine duyduğu büyük saygı bu iş birliğini pekiştirdi. Aronofsky, Caught Stealing üzerinde çalışmaya başladığında, filmin ses dünyasını yaratmak için favori grubuna başvurdu. IDLES, Aronofsky ve Simonsen’in ortaklığı, her birinin uzmanlık alanlarını zorlayarak filmi bir üst seviyeye taşıyan benzersiz ve heyecan verici bir iş birliğine dönüştü.
Caught Stealing soundtrack’i 29 Ağustos’ta Partisan Records etiketiyle dijital olarak yayımlanacak. “Rabbit Run” parçasını buradan dinleyebilirsiniz.
Oasis, 15 yıllık aranın ardından bir araya geldiği turne kapsamında 11 Temmuz’da verdikleri Manchester konserinden “Cigarettes & Alcohol” adlı parçanın canlı kaydını dinleyicileriyle paylaştı.
Grup, 11 Temmuz’da Heaton Park’ta toplamda 340.000 hayranın önünde gerçekleşen, beş tarihi gecenin ilkinde görkemli bir dönüş yaptı. Setlerinde altıncı sırada yer alan bu yeni canlı kayıt, Oasis’in eve dönüşünü ölümsüzleştiriyor. Bu kayıt, grubun 25 Temmuz Cuma günü Londra Wembley Stadyumu’ndaki açılış konserinden hemen önce müzik severlerle buluştu. Cardiff ve Manchester’daki epik konserlerin ardından Oasis Live ’25 turnesi, hayranlar ve basın tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı – ve şimdiden “rock tarihinin en büyük geri dönüşü” (The Sunday Times) olarak kabul ediliyor.
Oasis, (What’s The Story) Morning Glory? albümünün 30. yıl dönümüne özel Deluxe versiyonu 3 Ekim’de; grubun tüm stüdyo albümlerini içeren Complete Studio Album Collection kutu setini ise 22 Ağustos’ta yayımlayacak.
“Cigarettes & Alcohol” parçasını buradan dinleyebilirsiniz.