Wolf Alice, dördüncü stüdyo albümü The Clearing’den “The Sofa” isimli yeni teklisini yayımladı.
Primavera Festivali’nde “The Sofa” şarkısını ilk kez canlı seslendiren grup, ardından Glastonbury’deki performanslarıyla da dikkat çekti. Albümün psikolojik portresi niteliğindeki “The Sofa” şarkısı, hayatı olduğu gibi kabullenip, yaş aldıkça gerçekleşmeyen hayallerden utanmadan, suçluluk ya da hayal kırıklığı duymadan vazgeçmeyi anlatıyor. Boş bir günde kurulmuş bir hayal gibi akıp giden şarkı, Ellie Rowsell’ın kariyerinin en güçlü şarkı yazımını barındırıyor. Yirmili yaşların getirdiği kendini sorgulama hâlini geride bırakırken Wolf Alice, zor kazanılmış bir dinginliğe ulaşıyor.
Şarkının videosu da grubun şarkı sözlerine selam verecek şekilde Kuzey Londra sokaklarında çekildi. Fiona Jane Burgess yönetmenliğindeki klipte Rowsell, kanepesinden kalkmadan İngiliz yazının kaotik ve neşeli sokak hayatına sürreal bir yolculuk yapıyor. Video, grubun yaklaşan albümüne dair birçok ipucu da barındırıyor.
Rowsell şarkı hakkında şöyle diyor: “Hayattaki her şeyi çözmeye çalışmamayı, yaş aldıkça bazı şeylerin üzerinde durmaktan vazgeçmeyi anlatıyor. Ayrıca bir grubun parçası olmanın iki ucu keskin yanlarını anlamaya çalışmakla da ilgili. Büyük bir turneden dönüyorsun, eve gelip kanepede yemeğini yiyorsun. Benim için bu, televizyona bakışımla özetleniyor. Eskiden aynı şeyi iki kere izlemezdim, keşfedecek çok şey var derdim. Şimdi ise Peep Show’u on üçüncü kez izlemek istememde bir sakınca görmüyorum.”
Wolf Alice’in “The Sofa” isimli yeni teklisini buradan dinleyebilir, The Clearing albümüne ise buradan ulaşabilirsiniz.
İngiliz indie rock grubu Wet Leg, moisturizer isimli ikinci albümünü yayımladı.
Eğlenceli, tuhaf ve sınır tanımayan yapısıyla dikkat çeken moisturizer, grubun turne temposunun sahne enerjisini stüdyoya taşıyor. İlk albümün başarısını takip eden bu yeni kayıt, daha güçlü, daha duygusal ve gerektiği yerde çok daha kışkırtıcı bir çizgide yer alıyor. Albüm, çılgın aşk şarkıları ve ustalıkla yazılmış vedalardan oluşuyor.
Wet Leg’in moisturizer isimli yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
Oscar ödüllü yönetmen Yorgos Lanthimos’un son filmi Bugonia, 31 Ekim’de vizyona girecek.
Lanthimos’un Bugonia isimli son filminin fragmanı yayımlandı. Emma Stone ve Jesse Plemons’un başrollerini paylaştığı film, Güney Kore yapımı Save the Green Planet! filminden uyarlandı. Film, büyük bir şirketin CEO’sunu kaçıran ve onun Dünya’yı yok etmeye niyetli bir uzaylı olduğuna inanan komplo teorilerine saplantılı iki kişiye odaklanıyor.
Filmde Jesse Plemons ve Emma Stone’a Aidan Delbis, Stavros Halkias ve Alicia Silverstone eşlik ediyor. Yorgos Lanthimos’un yönetmenliğini üstlendiği filmin senaryosunu Will Tracy kaleme aldı. Filmin yapımcıları arasında ise Ed Guiney, Andrew Lowe, Yorgos Lanthimos, Emma Stone, Ari Aster, Lars Knudsen, Miky Lee, Jerry Kyoungboum Ko yer alıyor.
Yorgos Lanthimos’un Bugonia isimli yeni filminin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
İngiliz alternatif rock sahnesinin kült gruplarından Wolf Alice, yeni teklisi “Bloom Baby Bloom” ile dördüncü stüdyo albümü The Clearing’i duyurdu.
Seven Sisters’ta yazılıp Grammy ödüllü prodüktör Greg Kurstin ile Los Angeles’ta kaydedilen albüm, grup için hem yaratıcı hem de ruhsal anlamda yeni bir sayfa açıyor. 29 Ağustos’ta Sony Music etiketiyle yayımlanacak The Clearing, Wolf Alice’ın müzikal yolculuğunda olgunlaşmış, etkileyici ve net bir ifade sunuyor. “Bloom Baby Bloom” teklisi ise dönüşüm, güçlenme ve kadınlık temalarını ele alıyor.
Parçanın klibinin yönetmen koltuğunda Colin Solal Cardo yer alırken, klibin koreografisi Emmy ödüllü Ryan Heffington tarafından yapıldı. Bob Fosse ve All That Jazz’den ilhamla çekilen video klip, klasik bir rock performansını modern bir estetikle yorumluyor.
The Clearing albümünde grup, müzikal anlamda sadeleşirken duygusal olarak büyümeye devam ediyor. Albümün tamamı, bireysel hikâyelerden yola çıkarak evrensel duygulara uzanıyor. Ellie Rowsell’in güçlü vokali, grubun tanıdık gitar zeminleriyle birleşerek hem nostaljik hem çağdaş bir sound yaratıyor.
Grubun vokalisti Ellie Rowsell, “Bloom Baby Bloom” hakkında şunları söylüyor: “Bir rock şarkısı yapmak istedim. Vokalin ön planda olduğu, sahnede tam anlamıyla kendimi ifade edebileceğim bir parça. Axl Rose gibi şarkı söylemek ama bir kadın hakkında.”
Wolf Alice’in yeni teklisi “Bloom Baby Bloom” isimli yeni teklisini buradan dinleyebilir, klibini ise buradan izleyebilirsiniz.
İtalyan şarkıcı-söz yazarı Damiano David, Funny Little Fears başlıklı ilk solo albümünü Sony Music Italy / Arista etiketiyle yayımladı.
Damiano David için hem sanatsal olarak hem de kariyerinde cesur bir dönüm noktası olan Funny Little Fears, dinleyicilere sanatçının kendi iç dünyasında korkularıyla yüzleştiği samimi bir yolculuk sunuyor. Albümde daha önce yayımlanan “Born With A Broken Heart”, Labrinth prodüksiyonu “Silverlines”, “Next Summer” ve “Voices” gibi parçaların yanı sıra İngiliz şarkıcı-oyuncu Suki Waterhouse ile kaydedilen “The Bruise” ve d4vd ile seslendirilen “Tangerine” gibi iş birlikleri de yer alıyor.
Damiano, albüm hakkında şunları söylüyor: “Funny Little Fears’ı geçtiğimiz yılın duygusal günlüğü olarak tanımladım. Yazmak, bazı duygusal blokajları ve kaygılarımı aşmama yardımcı oldu. Benim için önemli olan kişisel ve müzikal yönümü ortaya koymamı sağladı.”
Damiano David’in ilk solo albümü Funny Little Fears’ı buradan dinleyebilir, albümden dört parçayı içeren kısa filmi ise buradan izleyebilirsiniz.
James Arthur’un dinleyicileri derin bir duygusal yolculuğa çıkardığı PISCES başlıklı yeni albümü müzikseverlerle buluştu.
James Arthur’un Kasım 2024’te yayımladığı “ADHD” teklisindeki ham dürüstlük üzerine inşa edilen albüm, sanatçının imzası hâline gelen duygusal yoğunluğu korurken daha deneysel ve atmosferik bir sound sunuyor. Albümün isminin de işaret ettiği gibi, PISCES James Arthur’un astrolojik kimliğinden ilham alıyor. Şarkılar, balık burcunun içe dönük, hassas ve hayalperest doğasının yansımalarını taşıyor. Albüm, müzikal açıdan cesur bir evrimi temsil ediyor. Güçlü vokalleri ve kalbe dokunan baladlarıyla tanınan sanatçı, bu projede daha yumuşak bir ses paleti benimseyerek farklı bir yol izliyor.
James Arthur albümü hakkında şunları söylüyor: “Ben bir balık burcuyum ve bu özelliklerle her zaman kendimi özdeşleştirdim. Bu albümdeki her şarkı benim bir parçam, kim olduğumu oluşturan yapı taşları. PISCES ismi her şeyi bir araya getirmek için en doğal seçim gibi hissettirdi.”
James Arthur’un PISCES başlıklı yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
Norveçli müzisyen, sanatçı ve romancı Jenny Hval, Iris Silver Mist başlıklı yeni albümünü müzikseverlerle buluşturdu.
Iris Silver Mist, Fransız parfüm evi Serge Lutens için Maurice Roucel tarafından yaratılan bir kokuya gönderme yapıyor. Gümüşten çok çeliğe benzediği söylenen bu koku, soğuk ve dikenli, ama aynı zamanda yumuşak ve pırıltılı. Sabahtan erken saatlerde dışarı çıktığınızda, vücudunuz hâlâ uykunun sıcağındayken hissettiğiniz gibi. Bir parfüm, kalp notaları ve kokusal akorlarıyla müzikle aynı dili paylaşıyor. Her ikisi de hava yoluyla yayılıyor, aynı anda hem görünmez hem de belirgin.
Müzikle başlamak yerine, Iris Silver Mist’in yoklukla başladı. Pandemi nedeniyle canlı müzik olmayınca, sahne ışıklarından ve paylaşılan tuvaletlerden gelen sabun, sigara ve ter kokusu, evde yapay, algoritmik dinlemeyle yer değiştirdi. Hval, ilk defa ergenliğinden bu yana parfümle ilgilenmeye başladı. Koklamak, okumak, toplamak ve yazmak üzerine bir dünya kurarak kendini bu alana adadı. Bu süreci anlaması bir yıl sürdü ve sonunda şunu fark etti: O, fiziksel yakınlığın başka bir yolunu arıyordu. Müzik bir boşluğa dönüşünce, bu boşluğu koku ile doldurdu.
Iris Silver Mist, duyulara hitap eden, dokunsal ve samimi bir albüm; kokular, sesler ve görüntüler gibi bıraktığı izlerle size dokunuyor. Hval, geçen yıl I want to be a Machine başlıklı bir dizi performans sırasında albümdeki şarkıları kaydedilmeden önce ilk kez canlı çaldı ve bu performanslar esnasında etrafa pirinç pişirme makineleri yerleştirerek şarkıları pirincin buğulu kokusuyla doldurdu.
Jenny Hval’ın Iris Silver Mist başlıklı yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
Calvin Harris’in “SMOKE THE PAIN AWAY” isimli yeni teklisi müzikseverlerle buluştu.
Calvin Harris’in uzun bir aradan sonra vokalist kimliğine dönüş yaptığı “SMOKE THE PAIN AWAY” şarkısı Harris’in daha kişisel bir yönünü dinleyicilere sunuyor. Sözü ve prodüksiyonu tamamen Harris’e ait olan şarkı, sanatçının evrimini gözler önüne seriyor. Sanatçı, vokal yeteneklerini sergilerken aynı zamanda şarkı yazımında da yeni bir yaklaşım benimsiyor. Bu şarkı, müzikal yolculuğunda önemli bir adım niteliğinde; DJ kökenlerini aşarak türler arası geçiş yapan bir tarza evriliyor ve yaratıcılığını sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
“SMOKE THE PAIN AWAY”, Calvin Harris’in Ellie Goulding ile yaptığı ve GRAMMY ödüllerine aday olan “Miracle” şarkısının ardından geliyor. “Miracle”, sekiz hafta boyunca listelerde zirvede kaldı ve dünya çapında 2.91 milyonun üzerinde satışa ulaştı.
Calvin Harris’in “SMOKE THE PAIN AWAY” isimli yeni şarkısını buradan dinleyebilirsiniz.
Lady Gaga’nın yedinci stüdyo albümü MAYHEM, müzikseverlerle buluştu.
Lady Gaga’nın kendine has eklektik tarzını korkusuz sanatsal vizyonuyla harmanlayan MAYHEM, Gaga’nın pop köklerine görkemli dönüşünü simgeliyor. Albüm, kaos ve dönüşüm temalarını keşfederken müziğin birleştirici gücünü kutluyor.
Daha önce yayımlanan “Disease”, “Die With a Smile” ve “Abracadabra” gibi parçaları da içeren albüm, Gaga’nın geniş ilham yelpazesini gözler önüne sererek nostaljik bir geri dönüşten çok daha fazlasını sunuyor. Albümün yaratım sürecini, hayranlarının istediği müziği yapma konusundaki içsel çatışması ile ilişkilendiren Gaga, bu bölünmüşlüğü albümün estetiğinin temel taşı hâline getiriyor.
Lady Gaga’nın MAYHEM isimli yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.
97. Akademi Ödülleri, 2 Mart akşamı Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda Conan O’Brien sunuculuğunda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Gecenin en prestijli ödülü olan En İyi Film, Sean Baker’ın yönetmenliğini üstlendiği Anora’ya verildi. Sean Baker, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Kurgu olmak üzere dört Oscar'ı birden alarak aynı filmle bir gecede dört Oscar alan ilk kişi oldu. En İyi Kadın Oyuncu ödülü Anora’daki performansıyla Mikey Madison’a, En İyi Erkek Oyuncu ödülü ise The Brutalist filmindeki rolüyle Adrien Brody’ye verildi. Yardımcı oyuncu kategorilerinde ise Zoe Saldaña (Emilia Pérez) ve Kieran Culkin (A Real Pain) ödüllerin sahibi oldu. En İyi Uluslararası Film ödülünü Brezilya yapımı I’m Still Here, En İyi Animasyon Filmi ödülü ise Letonya’dan Flow filmi kazandı.
Bu yıl 97’ncisi düzenlenen Oscar Ödülleri’nin kazananlarına buradan ulaşabilirsiniz.
En İyi Film
Anora
En İyi Yönetmen
Sean Baker - Anora
En İyi Kadın Oyuncu
Mikey Madison - Anora
En İyi Erkek Oyuncu
Adrien Brody - The Brutalist
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Zoe Saldaña - Emilia Pérez
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Kieran Culkin - A Real Pain
En İyi Özgün Senaryo
Sean Baker - Anora
En İyi Uyarlama Senaryo
Peter Straughan - Conclave
En İyi Uluslararası Film
I’m Still Here - Brezilya
En İyi Animasyon Filmi
Flow
En İyi Sinematografi
The Brutalist
En İyi Kurgu
Anora
En İyi Prodüksiyon Tasarımı
Wicked
En İyi Kostüm Tasarımı
Wicked - Paul Tazewell
En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
The Substance
En İyi Görsel Efekt
Dune: Part Two
En İyi Ses
Dune: Part Two
En İyi Özgün Müzik
The Brutalist - Daniel Blumberg
En İyi Özgün Şarkı
“El Mal” - Emilia Pérez; Müzik: Clément Ducol ve Camille; Söz: Clément Ducol, Camille ve Jacques Audiard
En İyi Belgesel
No Other Land