GÜNDEM
  • 15-09-2025

    Yapay zekâ sanatçısı Alkan Avcıoğlu’nun ilk filmi Gerçek Ötesi (Post Truth), uluslararası prömiyerini 10-19 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek 41. Varşova Film Festivali’nde yapacak.

    Dünyada vizyona giren ilk yapay zekâ filmi olarak tarihe geçen Gerçek Ötesi (Post Truth), uluslararası prömiyerini 10-19 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek 41. Varşova Film Festivali’nde yapacak. Alkan Avcıoğlu’nun yönettiği ve dünyada yapay zekâ ile üretilen ilk uzun metrajlı belgesel olan film, gerçeklik ve teknoloji ilişkisine dair çarpıcı bir sorgulama sunuyor.

    Senaryosunu Alkan Avcıoğlu ve multidisipliner sanatçı Vikki Bardot’un birlikte yazdığı Gerçek Ötesi, enformasyon bombardımanı, bilişsel ahenksizlik ve gerçekliğin bulanıklaşması gibi güncel meseleleri sinemasal bir dille sorguluyor ve izleyiciyi kendi gerçeklik algısını yeniden düşünmeye davet ediyor. Tüm görüntüleri, ses ve müzikleri yapay zekâ araçlarıyla üretilen ilk belgesel olarak sinema tarihinde bir ilke imza atan Gerçek Ötesi’nin yapım süreci iki yıl sürdü. 60 saate yakın görüntü havuzunun oluşturulduğu filmin müzikleri için de 1000’in üzerinde parça üretildi.

    Filmi “yapay zekânın marifetlerini sergileyen ucuz bir numara değil, belgesel türünün sınırlarının ne olabileceğine ve gerçekliğin temsiline dair kavramsal bir sorgulama” olarak tanımlayan Avcıoğlu, Jean Baudrillard’ın kuramları, Adam Curtis’in katmanlı anlatıları ve Godfrey Reggio’nun sinemasal vizyonundan ilham alıyor. Andrey Tarkovski, Jean-Luc Godard, ve Leos Carax gibi yönetmenlere de göndermeler yapan film, bol referanslı ve metinler arası bir anlatı inşa ediyor. On yıllara yayılan anlatısıyla, hakikatin değerini yitirdiği bir çağı belgeliyor ve seyirciyi neyin gerçek olduğuna güvenemeyeceği bir enformasyon bombardımanının içine atıyor. Film, dünyanın mevcut durumunu anlatmak için sanatın yeni ifade yolları araması gerektiğine işaret ediyor.

    ​Alkan Avcıoğlu ayrıca, bu ay başında dünyaca ünlü fotoğrafçı Edward Burtynsky ile birlikte New York’ta açılan “Hypertopographics” sergisiyle fotoğraf ve yapay zekâyı bir araya getirdi. Heft Gallery’de 5 Ekim’e dek sürecek sergi, insanlığın gezegen üzerindeki etkisine dair derin bir sorgulama sunan 10 yeni ve büyük ölçekli çalışmadan oluşuyor.

    0
    0
    181
  • 15-09-2025

    Türkiye çağdaş sanat ortamının önemli buluşmalarından Artweeks Istanbul, XII. edisyonu ile 15-26 Ekim tarihleri arasında Akaretler Sıraevler ve The Ritz-Carlton Residences İstanbul B Blok'ta eş zamanlı düzenlenecek.

    Türkiye’nin önde gelen sanatçı ve galerilerini, koleksiyonerler ve sanatseverlerle buluşturacak olan etkinlik, UBS ana sponsorluğu ve Bilgili Holding kurucu sponsorluğunda gerçekleşiyor. Bilgili Holding’in vizyonu ve Sabiha Kurtulmuş iş birliğiyle, 2018 yılında kâr amacı gütmeyen bir kültür-sanat platformu olarak hayata geçirilen Artweeks Istanbul, geleneksel fuar anlayışına kapsayıcı ve erişilebilir bir alternatif sunuyor. Bugüne dek yüz binlerce sanatseveri, yüzlerce sanatçı ve galeriyle buluşturan platform, XII. edisyonunda da bu misyonunu sürdürüyor. Sanatçılar, galeriler ve kurumlar arasında kurduğu köprü ile sanat ekonomisine de canlılık katan Artweeks Istanbul XII. edisyonda tüm sergiler, yine herkese açık ve ücretsiz olacak.

    ​Programda; sergilerin yanı sıra, sanat üzerine farklı disiplinlerle gerçekleştirilecek ArtTalks panelleri, Bang & Olufsen iş birliğiyle müzikle zenginleşen özel buluşmalar ve etkinlikler de yer alacak.

    0
    0
    464
  • 15-09-2025

    Dünyaca ünlü gerilim yazarı Dan Brown’ın “Bugüne kadar yazdığım en karmaşık kurgulanmış ve iddialı roman” olarak nitelendirdiği Sırların Sırrı, Petek Demir ve İpek Demir’in çevirisiyle Altın Kitaplar’dan çıktı.

    Sırların Sırrı, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı on sekiz ülkede eşzamanlı olarak yayımlandı. Dan Brown; Başlangıç romanından sekiz yıl sonra, şimdiye kadarki en çarpıcı romanıyla geri döndü: Sırların Sırrı

    Dan Brown romanı hakkında Türk okurlarına bir de mesaj gönderdi: “Türk okuyucularıma özel bir merhaba demek istedim. Dünyanın dört bir yanındaki hayranlarım bir roman üzerinde araştırma yaptığım en büyüleyici yerin neresi olduğunu sorduklarında, her zaman aynı şeyi söylerim: İstanbul. Doğu ile batı arasındaki o büyülü geçit. İstanbul’un altındaki tarihi yeraltı sarnıcını keşfedip Cehennem’in finalini orada yapmaya karar verdiğim anı asla unutamam. Türkiye büyüleyici bir ülke olmasının ötesinde, dünyadaki en sevdiğim yayıncılardan birine ev sahipliği yapıyor: Altın Kitaplar. Onlar benim için aile gibidir ve yeni romanım Sırların Sırrı’nı sizlerle buluşturacakları için heyecanlıyım. Türkiye’deki tüm okuyucularıma en içten sevgilerimi sunuyor, yollarımızın en kısa zamanda kesişmesini diliyorum.”

    “Ünlü akademisyen Katherine Solomon'a Prag'da davet edildiği bir konferansta eşlik eden Robert Langdon'ın dünyası, Katherine Solomon'ın otel odalarından iz bırakmadan kaybolmasıyla kontrolden çıkar. Evinden uzakta olan Langdon, sevdiği kadını geri kazanmak için bilinmeyen güçlere karşı zekasını kullanmak zorundadır.

    Geniş kaleler, yükselen kiliseler, mezarlıklar ve labirent gibi yeraltı geçitlerinin oluşturduğu bir fonda, Langdon, yüzyıllardır sırlarını başarıyla saklamış ve bunları kolayca teslim etmeyecek bir şehirde yolunu bulmalıdır. Bu şehir, yalnızca kendi hayatı için değil, insanlığın geleceği için de mücadele etmesini gerektiren bir savaş alanıdır.”

    0
    0
    407
  • 15-09-2025

    Nina Kraviz, 31 Ekim’de %100 Müzik katkılarıyla Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek konseriyle Halloween gecesinde müzikseverlerle buluşacak.

    Dünyanın en büyük festivallerinde sahne alan Nina Kraviz, özgün setleri ve sınırları zorlayan prodüksiyonlarıyla elektronik müziğin etkileyici figürleri arasında öne çıkıyor. “Skyscrapers” ve “Tarde” gibi sürpriz parçalarıyla yaratıcılığını sahneye taşıyan sanatçı, kostümler ve büyüleyici atmosfer eşliğinde dinleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

    Kraviz, Eiffel Kulesi’nden Çin Seddi’ne, dev festival sahnelerinden yeraltı kulüplerine uzanan performanslarıyla dikkat çekiyor. Efsanevi DJ, prodüktör, söz yazarı ve şarkıcı kimliğiyle dünyanın en büyük müzik festivallerinde başrolde yer alan ve kurucusu olduğu трип (trip) ve Galaxiid plak şirketleriyle elektronik müziğin geleceğine yön veren Nin a Kraviz, Halloween gecesi Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde benzersiz bir performans sergilemeye hazırlanıyor.

    Bugüne kadar yayımladığı kendi adını taşıyan albümü, fabric ve DJ Kicks için hazırladığı övgü dolu setleriyle öne çıkan Nina Kraviz, sınırları zorlayan prodüksiyonlarıyla elektronik müziğe farklı bir boyut kazandırıyor. “Skyscrapers”, “Tarde”, “This Time” gibi sürpriz crossover parçalarıyla yaratıcılığını sergilerken “Bailando” ve “All His Decisions” gibi kulüp şarkılarıyla da her zaman çağının ilerisinde duruyor.

    ​100 Müzik Sunar: Halloween 2025 W/ Nina Kraviz konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    443
  • 15-09-2025

    Büyükdere35, Deniz Ozuygur’un “Düğün Günün Kutlu Olsun” başlıklı ilk kişisel sergisini 18 Eylül-18 Ekim tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    Deniz Ozuygur, tamamı eriyen boncuklardan ürettiği heykel ve metin temelli panelleri, çocukluk oyunları, kadınlara özgü ritüeller ve kuşaktan kuşağa aktarılan toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki geçirgen sınırları araştırıyor. Sanatçı, bir pasta, taç ve flama süsü gibi objeler aracılığıyla, yarısı doğum günü, yarısı düğün olan tekinsiz bir kutlama sahnesi kuruyor.

    ​Ancak bu, alışıldık bir parti değil, ritüellerin iç içe geçtiği, anlamın kaydığı ve beklentilerin sorgulandığı bir karşılaşma. Duvar panellerinde, sanatçının çocuklarının sorduğu gerçek sorular yer alıyor: “Anne benimle evcilik oynar mısın? Anne bebeğin bebeği olur mu? Anne seninle evlenebilir miyim?” Bu masum görünen ifadeler, bir çocuğun bilinç dışında taşıdığı imgeler ve kelimeler aracılığıyla, kadınlık, ev içi yaşam ve toplumsal beklentilere dair rahatsız edici soruları gün yüzüne çıkarıyor. Çocuklukta el işi malzemesi olarak kullanılan eriyen boncukları pratiğinin merkezine alan Ozuygur, oyunu bir tür şiire, süslemeyi ise sarsıcı bir ifadeye dönüştürüyor. “Düğün Günün Kutlu Olsun”, izleyiciyi, aktarıla gelen ritüelleri, kutlamaya değer görülen semboller ile çoğu zaman farkında olmadan miras aldığımız hikâyeleri yeniden düşünmeye çağırıyor.

    Künye:
    1.  Deniz Ozuygur,  Brideday Girl Tiara, eriyen boncuk / melty beads, 17x17x10 cm, 2025
    2. Deniz Ozuygur, Mommy can a baby have a baby?, eriyen boncuk / melty beads, 70x97 cm, 2024
    3. Deniz Ozuygur, Düğün Günün Kutlu Olsun, eriyen boncuk / melty beads, 58x43 cm, 2025

    0
    0
    388
  • 15-09-2025

    Paula Fábrio’nun beklenmedik bir yalnızlıkla baş etmek zorunda kalan küçük bir kızın hikâyesini anlattığı Dilin Bir Parçası Kadar Önemli, Burçe Kaya’nın çevirisiyle İlksatır Çocuk’tan çıktı.

    “Nayara, Maria Eduarda ve Amanda üç ayrılmaz arkadaştır. Aynı sokakta oturur, aynı okula gider ve her şeyi birlikte yaparlar. Ancak gün gelip de bu arkadaşlığın arasına bir yalan girdiğinde, ayrılma zamanı gelip çatar.

    ​Nayara ne olduğunu bile anlayamadan arkadaşları ona sırtını döner. Zaman geçer, hayat devam eder.Beklenmedik bir yalnızlıkla baş etmek zorunda olan Nayara’nın yardımına, bu arkadaşlıktan geriye kalan en güzel şey, evrene duyduğu tutku koşacaktır.”

    0
    0
    343
  • 14-09-2025

    Elektronik müzik sahnesinin önemli isimlerinden, Belçika çıkışlı Stavroz, Pulse organizasyonuyla 31 Ocak’ta JJ Arena sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

    Elektronik müziği analog dokularla harmanlayan ve her performansında dinleyiciyi başka bir evrene taşıyan Gent çıkışlı Stavroz (Live) performansı ile dört senenin ardından yeniden İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

    IJsbrand De Wilde, Gert Beazar, Maxim Helincks ve Pieter De Meester’den oluşan Stavroz, organik seslerle elektronik altyapıyı benzersiz bir uyumla harmanlıyor. Hem DJ setleri hem de canlı performanslarıyla dikkat çeken grup; Coachella, Fusion Festival, Wonderfruit ve Cercle gibi platformlarda sahne aldı.

    0
    0
    362
  • 14-09-2025

    Ani Çelik Arevyan’ın “Geçmiş-Şimdiki Zaman / Past-Present Tense” başlıklı kişisel sergisi 27 Eylül tarihine kadar İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamında sanatçının stüdyosunda sanatseverlerle buluşuyor.

    ‘Hiçbiri kusursuz değil ve çok güzeller’

    ‘Geçmiş-Şimdiki Zaman’ serisindeki fotoğraf ve heykel çalışmalarım, kendi geçmişimle şimdi arasında kurduğum bağın, olasılıklarını araştırma ve yeniden tanımlama çabamın bir yansımasıdır. Kokunun hafızamızdaki derin etkisini ve kadın bedeni formundaki şişelerin kendi izlerini kullanarak, bireysel ve kolektif hikâyelere yeni bir bakış sunuyorum. Geçmişin kırılgan anlarını, bir şişede saklanmış bir koku gibi yeniden yapılandırarak, geleceğe dair olasılıklar yaratmaya çalışıyorum. Bu yaklaşımım hem duygusal bir sığınak hem de zamanın ötesine geçme arayışıdır. Bir zaman kapsülü gibi geçmişi ve geleceği bir araya getirerek, izleyiciyi de kendi olasılıklarını keşfetmeye davet ediyorum.

    Sergi, 27 Eylül’e kadar 10.00-18.00 saatleri arasında, sonrasında ise 23 Kasım’a kadar randevulu ziyaret edilebilecek.

    ​Adres: Güzelbahçe Sok. No:1, Arev Apt. Nişantaşı, İstanbul 

    0
    0
    452
  • 14-09-2025

    İllüstratör Uğur Altun’un harflerden korkan, b ile d’yi birbirine karıştıran bir çocuğa şefkatle yaklaştığı, tüm çocuklar için bir yüreklendirme öyküsü anlattığı kitabı Sıra Sende!, Redhouse Kidz (Sev Yayıncılık) tarafından yayımlandı.

    Altun, Sıra Sende! ile kendi çocukluğunun elinden tutuyor. Kitap; disleksi ya da bambaşka nedenlerle okumakta zorlanan, harfleri birbirine karıştıran çocukların duygu dünyasını resimler eşliğinde anlatıyor. Her çocuğun okuma serüvenin kendine özgü olduğunu hatırlatan Sıra Sende! çocukların kendi yolunu bulma yolculuğunda yetişkin desteğinin önemine değiniyor.

    Harflerden korktunuz mu hiç?
    b ile d’ den kaçtığınız oldu mu?
    Siz hiç, bir kitabın içinde kayboldunuz mu?
    Kitaplar labirent gibiydi benim için.
    Haritaları yoktu, çıkışı bulmak çok zordu.”

    0
    0
    421
  • 13-09-2025

    Pg Art Gallery, Ömer Faruk Yaman’ın insan ile makine arasındaki ilişkiyi yeniden kurguladığı “Anima Machina” başlıklı kişisel sergisini 11 Ekim’e kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    Ömer Faruk Yaman’ın pratiği, insan ile makine arasındaki sınırların geçirgenliğine odaklanıyor. Sanatçının bu sergide merkezine aldığı Voyager figürü, çağdaş teknolojik sistemlere dışarıdan bakan kurgusal bir gezgin olarak insan-makine etkileşimlerini kayda geçiriyor. Yaman’ın çizimleri ve formları, ilk bakışta mekanik parçaların birleşiminden oluşmuş gibi görünse de salt endüstriyel bir temsil olmaktan çıkar; makinenin insana eşlik eden duygusal ve varoluşsal katmanlarını açığa çıkarıyor. Her bir iş, parça parça bir araya gelen modüler bir bilincin temsili olarak izleyiciye sunuluyor.

    ​Bu yaklaşım, Gilbert Simondon’un “teknik bireyleşme” kavramını hatırlatır: teknik nesne yalnızca tamamlanmış bir bütün değil, çevresiyle birlikte sürekli evrilen bir varlık. Yaman’ın figürleri de sabitlenmiş formlar yerine, parçaların yeniden birleşmesiyle farklılaşan zamansız bedenler olarak kurgulanıyor. “Anima Machina” evreninde insan ile makine arasındaki sınırlar belirsizleşiyor. Organik ile inorganik arasındaki ayrımlar eriyor; teknik olan, insana dışsal bir unsur değil, içkin bir bileşen olarak görünür hâle geliyor. Böylece sergi, makineleşmenin klasik söylemini tekrar etmek yerine, insanın teknik olanla kurduğu duygusal, bilişsel ve varoluşsal bağları görünür kılıyor.

    0
    0
    433
DAHA FAZLA
Geldanlage