GÜNDEM
  • 09-12-2025

    Fatih Al’ın kaleme aldığı, Melis Babadağ ile birlikte sahnelediği Çok Önemli Bir Haber, 15 Aralık’ta Baba Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Çok Önemli Bir Haber, isimsiz bir adamın dünyaya “Ben buradayım!” diye haykırdığı o anın izini sürerek; görünürlük, sahne, kimlik ve gerçeklik kavramlarının birbirine karıştığı bir evren kuruyor. İsimsiz bir adam ve isimsiz bir kadın; kavganın, oyunun, kimliklerin ve teatral anların içinde giderek derinleşen bir yolculuğun kapılarını aralıyor. Bir isim arayışıyla başlayan hikâye, yer yer tiyatronun kendisine de ayna tutan felsefi ve çarpıcı bir tartışmaya dönüşüyor. Fatih Al’ın yazdığı, yönettiği ve sahnede yer aldığı oyun; gülümseten bir tonda başlayıp giderek derinleşen ve düşündüren bir atmosferi ile dikkat çekiyor.

    0
    0
    60
  • 09-12-2025

    İstanbul Modern, “Aklın Manzaraları” sergisi kapsamında, sanatçı Ali Kazma tarafından tasarlanan “Bakma Eylemi” başlıklı sinema programını 11 Aralık Perşembe günü sanatseverlerle buluşturacak.

    “Bakma Eylemi” başlığını taşıyan programda, Kazma’nın son 15 yılda ürettiği kısa filmlerden oluşan bir seçki yer alıyor. Türk Tuborg A.Ş katkılarıyla gerçekleşecek program, belgesel sinemanın önemli isimlerinden Frederick Wiseman’ın Londra’daki aynı adlı müzenin içinde geçen Ulusal Müze filmiyle başlayacak. Ardından Kazma’nın küratörlüğünü üstlendiği kısa film seçkisi gösterilecek. Günün sonunda ise Müge Turan’ın moderatörlüğünde Ali Kazma ile bir söyleşi gerçekleştirilecek.

    Program kapsamındaki Ali Kazma film seçkisi, sanatçının son 15 yılda ürettiği kısa filmler aracılığıyla insan emeğine, bedensel ritimlere ve modern dünyanın görünmez mekanizmalarına dair yoğun bir gözlem alanı sunuyor. Kazma’nın kamerası matbaadan un fabrikasına, cezaevinden madene uzanan farklı üretim ve çalışma ortamlarında insanın üretme, direnme ve var olma biçimlerini takip ediyor. Filmler, kimi zaman tek bir harekete, kimi zaman bir işlem ya da mekâna odaklanarak kendi mikro-evrenlerini kuruyor; izleyiciyi hem maddi gerçekliğin ayrıntılarını fark etmeye hem de bu ayrıntıların işaret ettiği kolektif düşünme alanına yönlendiriyor.

    Toplam 82 dakikadan oluşan 12 filmlik seçki, belgeseli bir anlatı türünden çok bir düşünme pratiğine dönüştüren Kazma’nın gündelik olanla istisnai olanı aynı estetik düzlemde buluşturan yaklaşımını görünür kılıyor.

    Seçkide yer alacak filmler şunlar; Film (2013), Finis Terrae (2019), Memur (2011), Mutfak (2010), Cezaevi (2013), Matbaa (2019), Maden (2017), Oyun (2014), Top Fuel (2020), Kasa (2015), Un Fabrikası (2022), Mürekkep Adam (2025).

    “Bakma Eylemi” Programı:

    Ulusal Galeri (National Gallery, 2014) – Gösterim: 13.00
    Ali Kazma Film Seçkisi – Gösterim: 16.30
    ​Ali Kazma Söyleşi – 19.00

    0
    0
    138
  • 09-12-2025

    Alice Walker’ın mitolojiyle hafızayı, aşk ile iyileşmeyi, kişisel geçmiş ile kolektif olanı buluşturduğu romanı Atalarımın Evi, Yeşim Seber’in çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.

    Walker, kült romanı Renklerden Moru’ndan sonra bu kez köklere, atalara ve aşkın binlerce yıllık yankısına dönüyor. Güney Amerika’nın ormanlarından modern San Francisco’ya; Afrika’dan kopup gelen hafızalardan kadınların derin iç dünyalarına uzanan bir çizgide, Renklerden Moru’nun karakterleri Celie ve Shug’ın gölgesi bu kez başka insanların hayatlarına değiyor. Atalarımın Evi’nde bütün karakterler kendi çalkantılı yaşamlarıyla baş edebilmek için atalarının acımasız hikâyeleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor.

    ​Walker’ın “son beş yüz bin yılın romantizmi” dediği bu büyülü anlatıda her karakter, kendi yarasını anlamaya çalışırken aynı soruyu soruyor: Aşk sadece şimdiye mi aittir, yoksa geçmişin içinden mi gelir?

    0
    0
    162
  • 09-12-2025

    Paris sokaklarının büyüsünü Edith Piaf, Charles Aznavour, Jacques Brel ve Josephine Baker gibi efsanelerin şarkılarıyla yeniden canlandıran Paris! The Show, 15 Aralık akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.

    Fransız şansonlarının altın çağını sahneye uyarlayan Paris! The Show, Edith Piaf’tan Charles Aznavour’a, Jacques Brel’den Josephine Baker’a uzanan efsanevi repertuvarıyla izleyicileri nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor.

    Montmartre’ın sokaklarından Paris kabarelerine uzanan gösteri, güçlü vokaller, etkileyici koreografiler, özgün hikâye akışı ve canlı orkestranın enerjisiyle kentin aşk, müzik ve tutku dolu ruhunu yeniden canlandırıyor. Ünlü yönetmen Gil Marsalla imzası taşıyan gösteri, dünya çapında 600’den fazla performans ve bir milyonu aşkın izleyiciyle büyük başarı elde etti. Josephine Cocolletto, Stéphanie Impoco ve Jules Grison’un güçlü yorumlarıyla hayat bulan şarkılar, akordeondan piyanoya, davuldan kontrbasa uzanan canlı müzikle birleşerek unutulmaz bir Paris atmosferi sahnede yaratılıyor. 20. yüzyılın ikonik Fransız şarkılarından oluşan bir müzik atmosferi ve gösteri sonrası sanatçılarla buluşma imkânı sunan gösteri, izleyicileri Montmartre’dan Moulin Rouge’a uzanan romantik bir yolculuğa çıkarmaya hazırlanıyor.

    Paris! The Show etkinliğinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    118
  • 09-12-2025

    Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ile Türkiye’nin tek bağımsız iş birlikçi litografi atölyesi Dou Print Studio iş birliğiyle düzenlenen “LithoWall” projesi, 27 Şubat 2026 tarihine kadar Müze Café’de sanatseverlerle buluşuyor.

    “LithoWall”, Dou Print Studio’nun 2020 yılından bu yana birlikte üretim yaptığı sanatçıların özgün litografi çalışmalarına yer veriyor. Müze Café’nin duvarında her üç ayda bir yenilenecek sergiler, güncel baskı sanatının dinamiklerini takip etmek isteyen tüm ziyaretçilere açık bir alan yaratmayı amaçlıyor. Sergi süresince “LithoWall”da yer alan çalışmalar aynı zamanda satışa sunuluyor. Böylece hem sanatçıların üretimlerine katkı sağlanıyor hem de ziyaretçilere özgün baskı eserleri edinme imkânı sunuluyor.

    ​İlk edisyondaki sanatçılar arasında; Ahu Akgün, Çağla Köseoğulları, Murat Akgündüz, Ayça Telgeren, Gökhun Baltacı ve Furkan Öztekin yer alıyor.

    0
    0
    172
  • 09-12-2025

    Kim Andrea Brofeldt’in hikâyesiyle okurlarını hayat, ölüm, kayıp ve yeniden doğuş üzerine dokunaklı bir yolculuğa çıkardığı romanı Bitirişler, Feride Gül Çakıroğlu’nun çevirisiyle hep kitap’tan çıktı.

    Romanın başkahramanı Sarah’nın tuhaf bir takıntısı vardır, o da bitirmek. Bir huzurevinin kasvetli koridorlarında, ölümü bir alışkanlık hâline getirmiş olan Sarah hayatını, ölenlerin yarım bıraktığı işleri tamamlamaya adar. Bazen bir kitabın son sayfalarını okur, bazen bayatlamış bir fincan kahvenin son damlasını içer, bazen de binlerce parçalı bir yapbozu tamamlamaya girişir. Hayatı somut ve yönetilebilir bitirişlerden ibarettir. Çünkü başlangıçlar... Başlangıçlar, acı verici ve kontrol edilemezdir.

    ​Ancak bir gün, rutinindeki o kusursuz denge bozulur. Bir çiçekçi ve küçük bir çocuk, Sarah’yı hiç beklemediği bir başlangıcın eşiğine iter. Bu davetsiz misafirler sadece hayatına girmekle kalmaz; yıllardır gömülü kalmış, kapanmamış yaraları da yüzeye çıkarır. Sarah’nın artık yalnızca başkalarının hikâyelerini bitirmesi değil, kendi hikâyesine de başlaması gerekir.

    0
    0
    187
  • 08-12-2025

    Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve modern müziğin önemli yorumcularından Barbara Hannigan 11 Aralık’ta İstanbul Lütfi Kırdar ICEC’de müzikseverlerle buluşacak.

    Kanadalı sanatçı önce şef kimliğiyle Strauss’un “Metamorfozlar”ını dinleyiciyle buluşturacak, ardından hem şef hem soprano olarak Poulenc’in monodisi “İnsan Sesi”ne getirdiği sıra dışı yorumu ilk defa Türkiye’de müzikseverlere sunacak.

    Yeni ve klasik repertuvarı son derece dramatik ve özgün bir yaklaşımla bir araya getiren Barbara Hannigan, çağdaş müziğe derin bağlılığıyla bugüne kadar 85’in üzerinde yeni yapıtın prömiyerini gerçekleştirdi. Şef ve soprano olarak yürüttüğü çalışmalar arasında dengeli bir ilişki kuran Hannigan, Gothenburg Senfoni, Londra Senfoni Orkestrası, Radio France Filarmoni Orkestrası, Lozan Oda Orkestrası, Royal Concertgebouw, Cleveland, Münih Orkestraları gibi dünyanın önde gelen orkestralarıyla bir araya geldi.

    2018 Grammy Ödülü’nün yanı sıra Edison ve Juno ödüllerini, 2020 Glashütte ile 2021 Léonie Sonning Müzik Ödülleri’ni kazanmış; 2022’de Gramophone tarafından “Yılın Sanatçısı” seçilmiş ve 2025 Polar Müzik Ödülü’ne layık görülen Hannigan, bu konserde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile aynı sahneyi paylaşacak.

    Konserin ilk eseri, Richard Strauss’un “Metamorfozlar” yapıtı olacak. II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı gölgesinde yaylılar için yazılmış bu derinlikli eser, Barbara Hannigan’ın şefliğindeki BİFO ile dinleyiciyle buluşacak. Ardından Francis Poulenc’in dramatik monodisi “La voix humaine” (İnsan Sesi), Barbara Hannigan yönetiminde ve solistliğinde, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın yorumuyla izleyenlerle buluşacak. Jean Cocteau’nun aynı adlı oyunundan uyarlanan bu opera için fiziksel, hatta izleyenlerin deyişiyle “atletik” bir oyunculuk performansı ortaya koyan Hannigan, Elle isimli karakteri adeta sahnede yaşıyor.

    ​Etkinliğin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    281
  • 08-12-2025

    Gözde Mulla’nın “Bir Peyzaj Olasılığı” başlıklı kişisel sergisi 13 Aralık 2025-10 Ocak 2026 tarihleri arasında Siyah Beyaz’ın proje alanı Özel Şeyler’de sanatseverlerle buluşacak.

    Kent yaşamının içinde temas etmek üzere planlanmış ya da kurgulanmış bir doğa parçası olarak karşımıza çıkan peyzaj, “Bir Peyzaj Olasılığı” sergisinde alışıldık konumundan çıkmaya zorlanıyor. Peyzajın olasılıklarını soran/düşünen sergi, pastel, akrilik, karakalem ve ışığı araç olarak kullanıyor. Geceyi bir olasılık olarak merkeze alan sergide, karanlığın yarattığı boşluk ve boşluğun içindeki peyzajın imgesi, izleyiciyi yakınına davet ediyor. İnsanı merkeze alan gündelik yaşamın yarattığı parçalı doğa algısı bu sergide, gecenin sessizliği ve ışığın dinamikleriyle yeniden ele alınıyor. Peyzajı, kentin eşlikçisi olmanın ötesinde nereye koyabileceğimizi soran sanatçı, kompozisyonlarındaki zıtlıklar aracılığıyla doğanın dinamiklerini vurguluyor.

    “Bir Peyzaj Olasılığı” sergisi, seçilmiş ya da tasarlanmış bir doğa imgesini çoğaltarak karanlığın temsillerine dair yeni bir okuma yapmayı öneriyor. Beklenmedik bir anda çakan şimşek ya da bir yangın imgesi ile doğanın varlığına dair başka bir olasılığı görünür hâle getiriyor.

    Doğanın güzel ve ehlileştirilmiş bir parçası olarak insan yaşamının eklentisi konumunda tutulan peyzaj, sınırları insan tarafından belirlenmiş bir dışarıyı temsil ediyor. Gündelik yaşamda peyzaj aracılığıyla yaşama davet edilen “dışarı”yı bir kurgu olmaktan çıkarmayı öneren sergi, yadırgatıcı ve yansıtıcı zıtlıklar içinde doğanın bir parçası olarak dünya üzerindeki yerimizi hatırlatıyor.

    Künye:
    1. Gözde Mulla, Gece Serisi I, 2025, kağıt üzerine karakalem, pastel, Bir Peyzaj Olasılığı Sergisi
    2. Gözde Mulla, Gece Serisi XIV, 2024, kağıt üzerine karakalem, Bir Peyzaj Olasılığı Sergisi
    3. Gözde Mulla, Gece Serisi VIII, 2025, kağıt üzerine karakalem,Bir Peyzaj Olasılığı Sergisi
    4. Gözde Mulla, Gece Serisi XI, 2025, kağıt üzerine karakalem, pastel,Bir Peyzaj Olasılığı Sergisi
    ​5. Gözde Mulla, Gece Serisi XII, 2025, kağıt üzerine akrilik, pastel, karakalem, Bir Peyzaj Olasılığı Sergisi

    0
    0
    238
  • 08-12-2025

    Frode Grytten’in Norveç’in prestijli Brage Ödülü’ne layık görülen, tekne kaptanı Nils Vik’in son seferini konu alan roman Nils Vik’in Öldüğü Gün, Banu Gürsaler Syvertsen’in çevirisiyle Metis Yayınları’ndan çıktı.

    Eşini kaybetmiş ve kızları kendi hayatlarını kurmuş olan tekne kaptanı Nils Vik, hayatının son gününde, daha önce sayısız kere yaptığı gibi sefere çıkar. Ama diğer seferlerden farklı olarak bu defa gerçek yolcuları değil, hayatında ve hafızasında yer etmiş kişileri, çoktan ölmüş yakınlarını ve tanıdıklarını buyur eder teknesine. Onlarla birlikte bütün hayatını gözden geçirip geçmişiyle hesaplaştığı bu son seferin dönüşü olmayacaktır.

    ​“Benim hikâyem böyleydi, diye düşündü Nils. Artık her şeyi biliyordu, resmin tümünü görmüştü. Adım adım, sırasını bekleye bekleye buraya dek gelmişti. Doğmak, havanın, denizin, toprağın, nefretin ve aşkın ne olduğunu öğrenecek kadar yaşamak ve sonunda teşekkür ederek elveda demek. Her şeye rağmen bu büyük bir hikâyeydi, pek çok müsvedde ve taslaklarla dolu bir hikâye, yine de sonu olan bir hikâye, bir uyum ve kabullenme hikâyesi, geçmişe ve değişime dair bir hikâye. Bir hikâye başladıktan sonra kontrolden çıkar. Kişiye düşen onu sonuna dek izlemektir.”

    0
    0
    242
  • 08-12-2025

    Filistinlilerin yaşam mücadelesine dikkat çeken, Oscar ödüllü No Other Land filmi, Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) desteğiyle 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında İstanbul ve Ankara’da ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşacak.

    Yönetmenliğini Basel Adra, Hamdan Ballal, Yuval Abraham ve Rachel Szor’un üstlendiği No Other Land, İstanbul’da 13 Aralık’ta Kadıköy Sineması’nda, Ankara’da ise 15 Aralık’ta Kült Kavaklıdere Sineması’nda gösterilecek.

    Filistin’de yaşanan ağır ve sistematik hak ihlallerinin görünür kılmayı amaçlayan etkinlikte film gösteriminin ardından tanıklığın ve dayanışmanın dönüştürücü gücünün konuşulacağı bir söyleşi gerçekleştirilecek.

    İstanbul’daki söyleşide, UAÖ Türkiye Direktörü Ruhat Sena Akşener, insan hakları krizlerinin küresel boyutunu anlatırken, İsrail’in Gazze’deki soykırımını kanıtlayan UAÖ raporunun yürütücülerinden Orta Doğu Araştırmacısı Budour Hassan, Gazze’deki tanıklıklarını paylaşacak. İnsan hakları savunucusu, Avukat Aynur Şengal, Türkiye’den pratik dayanışma örnekleriyle, Filistin toplumunun karşı karşıya kaldığı hak ihlallerine tarihsel bir perspektifle ışık tutacak. Sinema yazarı, gazeteci Olkan Özyurt ise, Filistin’de yaşanan soykırımın sinemada bugüne dek nasıl işlendiğini aktarırken, sinemanın hakikat anlatısındaki etik, politik ve estetik katmanlarını değerlendirecek. İstanbul’daki etkinliğe buradan kayıt olarak katılabilirsiniz. Ankara’da UAÖ Türkiye Şube Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Günal Kurşun moderatörlüğünde yapılacak söyleşide ise, Orta Doğu Araştırmacısı Budour Hassan’ın yanı sıra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi akademisyeni Doç. Dr. Özge Özkoç, İnsan Hakları Okulu Başkanı Doç. Dr. Elçin Aktoprak ve Filistinli aktivist Esma Nur Kaşram konuşmacı olarak yer alacak. Ankara’daki etkinliğe ise buradan kayıt yaptırarak katılabilirsiniz.

    Oscar’da bu yıl “En İyi Belgesel” ödülünü kazanan, İsrail işgali altındaki Filistinlilerin yaşam mücadelesine, zorla yıkımlara ve hakikat arayışına çarpıcı bir tanıklık sunan filmin çekilmesinde desteği olan, insan hakları savunucusu Awda Al-Hathaleen, 28 Temmuz 2025'te vurularak öldürülmüştü.

    İstanbul Etkinlik Programı:
    15:30- 16:00 Karşılama
    16:00-17:35 No Other Land (Gidecek Yer Yok) Film Gösterimi (92 dk, alt yazılı)
    17:35-17:50 Ara
    17:50-19:30 Söyleşi

    Ankara Etkinlik Programı:
    18:30-19:00 Karşılama
    19:00-20:35 No Other Land (Gidecek Yer Yok) Film Gösterimi (92 dk, alt yazılı)
    20:35-20:50 Ara
    ​20:50-22:30 Söyleşi

    0
    0
    495
DAHA FAZLA
Geldanlage