Sándor Márai’nin dokunaklı olduğu kadar komik, anarşist bir köpeğin hikâyesi anlattığı romanı Csutora - Şahsiyetli Bir Köpeğin Hikâyesi, Tarık Demirkan’ın çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıktı.
Her şey burjuva bir kocanın, eşine son anda bir Noel hediyesi olarak yavru köpek getirmesiyle başlar. Başlangıçta evdeki herkes köpeğin büyüsüne kapılır, ona bir biblo gibi davranırlar, istediklerinde kucaklarına alırlar, canları sıkıldığında da bırakırlar. Hayvan büyüdükçe, özellikle onun safkan bir Puli değil de melez bir köpek olduğunu öğrendikten sonra ev halkının tavrı gitgide değişir. Her türlü disipline kayıtsız, özgürlüğüne düşkün Csutora’ysa evcilleştirilme çabalarına isyan eder, eğilip bükülmeden kendi bildiğini okur. Ancak kulağa ilk başta biraz komik ve eğlenceli gelen bu durum bir felaketle sonuçlanır.
İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK), 2025-2026 Sezon Açılış Sergisi için 18-28 yaş arası genç fotoğraf sanatçılarının eserlerini paylaşmaya davet ediyor.
Doğa, portre, sokak hikâyeleri, belgesel projeler, stüdyo çekimleri ile kavramsal ve deneysel çalışmalar dâhil olmak üzere her türden üretimle başvuruda bulunabilecek katılımcılar, özgün bakış açılarıyla kendilerini özgürce ifade etme imkânı buluyor. Genç sanatçılar, bireysel ya da kolektif projelerle, karma medya ya da fotoğrafla ilgili alternatif baskı tekniklerini içeren çalışmalarla da sergiye başvurabiliyor. Başvurular 1 Eylül’e kadar devam ediyor.
Serginin seçici kurulunda; Fotoğrafçı Barbaros Kayan, Sanatçı Gül Ilgaz, Fotoğrafçı, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Hürü Özlük, Fotoğrafçı, Yazar, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Merih Akoğul ve İFSAK Yönetim Kurulu Başkanı, Fotoğrafçı Tania Sisa yer alıyor. Seçilen sanatçıların eserleri, 2025-2026 Sezon Açılışı Sergisi kapsamında İFSAK Galeri’de sergilenecek. Sergi açılışının 4 Ekim’de yapılması planlanıyor.
Açık çağrı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İstanbul’un kültürel mirasını ve geleneksel sanatlarını odağına alan “Gelenekselin İzinde İstanbul” sergisi, 30 Eylül’e kadar Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
İBB Kültür AŞ bünyesinde faaliyet gösteren Panorama 1453 Tarih Müzesi, farklı tekniklerle hazırlanmış 20 eserden oluşan sergiye ev sahipliği yapıyor. İBB Kültür AŞ koleksiyonuna ait “İstanbul’un Yüzü” temalı Geleneksel Türk Sanatları eserlerinden oluşan özel seçkide, İstanbul’u farklı açılardan yorumlayan ve çeşitli tekniklerle hazırlanmış 20 tablo yer alıyor. Minyatür, hat, katı’ (kâğıt oymacılığı), tezhip ve ebru gibi klasik yazı sanatlarıyla hazırlanan eserler, şehrin tarihî, kültürel ve sosyal dokusunu yansıtan özgün bir bakış açısı sunuyor. Sergi, geçmişle günümüz arasında köprü kurarken, izleyiciyi hem sanatsal bir yolculuğa hem de İstanbul’un çok katmanlı kimliğini keşfe davet ediyor. Kültür AŞ, bu sergiyle İstanbul’a duyulan özlemi, geleneksel görsel sanatların incelikleriyle harmanlayarak izleyicilerle buluşturuyor.
Ann Jungman’ın yazdığı, Gaia Bordicchia’nın resimlediği okuru uzun zaman öncesine, Rusya’da bir kış vaktine götüren hikâye Sasha ile Yavru Kurt, Filiz Sarıoğlu’nun çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.
Sasha’ya kurtların tehlikeli olduğu öğretilmişti hep. Bir gün karda yolunu kaybedip kendisi gibi kayıp bir yavru kurtla karşılaşınca, kurtlarla insanların aslında o kadar da farklı olmadığını keşfetti. Peki ama köylülerin geri kalanını böyle düşünmeye ikna edebilecek miydi?
“Bir kurda göre pek büyük değilsin,” dedi Sasha.
“Sen de bir adama göre pek büyük sayılmazsın,” diye tersledi onu kurt.
Dans sahnesinin dünya çapında tanınan isimlerinden Guy Shomroni, Elpida Skourou ve Silvia Farias Heredia Türkiye’de atölye gerçekleştirecek.
Uluslararası sahne sanatlarının önde gelen dansçıları, Türkiye’de bir araya gelecek. NO & Vajra Theatre iş birliğiyle hayata geçirilen International Stage Lab, Avrupa’nın en dikkat çeken üç dansçısını Türkiye’de ağırlıyor. Her biri kendi disiplininde çığır açmış bu sanatçılar, farklı tarihlerde düzenlenecek özel atölyelerle beden, ritim ve anlatı üzerinden katılımcılarla buluşacak. International Stage Lab, Türkiye’nin kültür ve sahne sanatları alanındaki uluslararası bağlantılarını güçlendirmeyi hedefliyor.
Guy Shomroni ile GAGA Atölyesi (23-24 Ağustos):
İsrail’in efsanevi dans topluluğu Batsheva Dance Company’de uzun yıllar dans etmiş olan Guy Shomroni, Gaga dans diliyle bedenin sınırlarını zorlayan performanslarıyla tanınıyor. Batsheva sonrası kariyerinde koreograf ve eğitmen olarak dünya çapında pek çok festivalde yer aldı. Shomroni, International Stage Lab. kapsamında 23-24 Ağustos 2025 tarihlerinde Türkiye’de ilk kez bir Gaga/people ve kompozisyon atölyesi gerçekleştirecek.
Elpida Skourou ile Akram Khan Topluluğuyla Hareket Etmek (30-31 Ağustos 2025
Bedenin bilgisini şiire dönüştüren, Akram Khan Company‘nin parlayan yıldızı Elpida Skourou, “Akram Khan topluluğuyla hareket etmek: Ritm, Hız, Hikâye” atölyesi ile 30-31 Ağustos tarihlerinde ilk kez Türkiye’de olacak. Bu atölyede katılımcılar; ritim, hız ve farklı hareket niteliklerine odaklanan çeşitli egzersizler ve görevler aracılığıyla kendi fiziksel dinamiklerini ve sınırlarını keşfetme imkânı bulacaklar.
Silvia Farias Heredia ile Pina Bausch Laboratuvarı (6-7 Eylül):
Pina Bausch’un efsanevi Tanztheater Wuppertal topluluğunun ana dansçısı Silvia Farias Heredia, sahnede bedenin şiirselliğini ortaya çıkaran performanslarıyla tanınıyor. Heredia, şimdi yoğun istek üzerine yeniden 6-7 Eylül 2025 tarihlerinde Türkiye’de olacak. Atölye boyunca Pina Bausch’un mirasını taşıyan hareket pratikleri ile katılımcılarla sahnede varoluşun duygusal ve fiziksel boyutlarını birlikte araştıracak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Paris’in en köklü sanat kurumlarından Cité Internationale des Arts’daki Türkiye Atölyesi, 2026 yılından itibaren görsel sanatçıların yanı sıra müzisyen ve edebiyatçıları da ağırlayacak. Program için başvurular 2 Ekim’e kadar devam ediyor.
Türkiye’den sanatçılara Paris’te üçer aylık dönemlerde yaşama ve çalışma fırsatı sunan Cité Internationale des Arts Türkiye Atölyesi yeni döneminde görsel sanatlar, deneysel film, tasarım, performans sanatı, müzik ve edebiyat gibi çeşitli disiplinlerde çalışan kültür-sanat üreticilerine açık olacak. Programdan her yıl ocak-mart, nisan-haziran, temmuz-eylül ve ekim-aralık dönemlerinde toplam iki görsel sanatçı, bir müzisyen ve bir edebiyatçı yararlanacak.
Programa davet edilecek sanatçıları açık çağrı yöntemiyle belirleyecek seçici kurullar, görsel sanatlar alanında Çelenk Bafra, Sena Başöz, Özer Dicle, Kevser Güler ve Yasemin Özcan; müzik alanında Yeşim Gürer Oymak, Rana Uludağ ve Ahmet Uluğ; edebiyat alanında ise Yiğit Bener, Didem Ermiş Sezer ve Sibel Oral’dan oluşuyor. Seçici kurulların yapacağı ilk elemelerin ardından ikinci aşamaya kalan adaylar kurul üyeleri ve İKSV ekibiyle, pratikleri ve Cité Internationale des Arts Türkiye Atölyesi’nde yapmak istedikleri projeler hakkında konuşmak üzere görüşmelere davet edilecek.
Programa 2 Ekim saat 17.00’ye kadar buradan başvurabilirsiniz. Detaylı bilgiye ise buradan ulaşabilirsiniz.
Yazar Sara Stanley’nin 3 yaştan 11 yaşa kadar felsefi oyunlarla çocukların yaşamın büyük sorularına dair derinlemesine anlayış geliştirmeleri için bir rehber niteliği taşıyan kitabı Neden Düşünmeliyiz?, Kurtul Gülenç, Mete Han Arıtürk, N. Petek Boyacı’nın çevirisiyle Dinozor Çocuk’tan çıktı.
Neden Düşünmeliyiz? kitabı, 3-11 yaş grubuyla çalışan eğitimcilerin sınıflarını; düşünmenin, sorgulamanın ve akıl yürütmenin oyun kadar doğal hâle geldiği alanlara dönüştürmesine güvenle rehberlik edecek.
Stanley bu eserde şunları keşfediyor:
- Felsefi oyunun etkinlikler, oyunlar ve ebeveyn katılımıyla nasıl en iyi hale getirileceği,
- İlham verici durum çalışmaları,
- Kolaylaştırıcı teknikler ve felsefi kavramlara dair bilgiler,
- Önerilen kitap ve kaynak listesi, testler, düşünme oyunları ve faydalı web bağlantıları,
- Günlük düşünmeyi tetikleyen “soru panosu” etkinlikleri.
Türk blues-rock müziğinin efsanevi ismi Yavuz Çetin, 12 Ağustos Salı akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek “Ustalara Saygı: Yavuz Çetin Anma Senfonisi” konseriyle anılacak.
Söz yazarı, besteci ve şarkıcı Yavuz Çetin, aramızdan ayrılışının 24. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı’na (İBB Kültür) bağlı İBB Orkestra tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı: Yavuz Çetin Anma Senfonisi” konseriyle anılacak. Konserde; Ceylan Ertem, Hayko Cepkin, Kaan Tangöze, Nejat Yavaşoğulları, Akın Eldes, Pentagram gibi önemli isimlerle birlikte sanatçının oğlu Yavuzcan Çetin’in de sahne alacak. Konserde Yavuz Çetin’in besteleri Neyzen Özsarı’nın orkestrasyonuyla senfonik bir forma bürünecek.
Bağımsız sanat inisiyatifi halka sanat projesi’nin 2025 yaz sergisi “Küçük Çanlar Çınladığında”, 5-26 Ağustos tarihleri arasında Datça’da yer alan Maison Magi’de sanatseverlerle buluşacak.
Pandemi sonrasında, Gümüşlük Akademisi, Yaykoop Kadıköy ve Bodrum Deniz Müzesi gibi kurumların ev sahipliklerinde sergi, sanatçı buluşması ve performanslar gerçekleştiren halka sanat projesi, bu kez Datça’nın yeni kültür-sanat mekânı Maison Magi ile iş birliği yapıyor. “Küçük Çanlar Çınladığında” sergisi, şiirle görsel sanatların görünen ve görünmeyen bağlarını irdeliyor. Sergi kapsamında Doğu Çankaya, Evren Erol ve İpek Çankaya yaratıcı süreçlerine ilham veren şairlerin izlerini sürüyorlar. Arthur Rimbaud, Konstantinos Kavafis, Paul Eluard, Dylan Thomas, Thiago de Mello, Mustafa Köz, Birhan Keskin ve Didem Madak’un dizelerinde buldukları öznel yankılara odaklanan sanatçılar, bu şairlerden aldıkları çağrılara resim, heykel ve metin-temelli üretimleriyle yanıt veriyorlar. Sergi geçmiş, bugün ve gelecek ile kurulan bağları; hatırlamak, temize çekmek, harekete geçmek ve keşfetmek gibi temalara göndermelerde bulunarak ele alıyor.
Ortaya çıkan işlerin kendiliğinden beliren ortak paydaları, benzer hassasiyetler ve ifade biçimlerinin doğal kesişimleri serginin dilini oluşturuyor. Küçük çanların çınlaması gibi sergi de gürültü koparmak yerine, çok bağıranın değil söyleyecek sözü olanın sözünü öznel ve lirik bir dille görünür kılmaya odaklanıyor.
“Küçük Çanlar Çınladığında” sergisini 5-26 Ağustos tarihleri arasında Maison Magi’de ziyaret edebilirsiniz. Doğu Çankaya, Evren Erol ve İpek Çankaya’nın katılımıyla gerçekleşecek sanatçı söyleşisi ise 6 Ağustos Çarşamba saat 18.30’da gerçekleştirilecek.
Künye:
1. İpek Çankaya. Bellek Hatırladığı Kadar
2. Dogu Çankaya. Ben bir başkasıdır
3. Evren Erol. Rüzgara Güven
İrem Uzunhasanoğlu’nun okurunu kadınların ve aşkın doğasına derinlemesine bir yolculuğa davet ettiği yeni romanı Bir Aşkın On Günü, Doğan Kitap’tan çıktı.
“Bir masal kahramanı gibi uykuya dalmış adam ve sevdiği adamın uyanmasını bekleyen kadın... Mücadelelerle dolu hayatlarında aşmaları gereken son bir eşik var.
Aşklarına şahitlik eden on nesne ve on gün. Peki bu on günün sonunda aşk mı kazanacak, yoksa ayrılık mı?
Hayatına giren bütün erkeklerden ayrılığı öğrenen Aylin, kendisini ilk kez aşka inandıran Aykut’u kaybetmenin eşiğindeyken, bir yandan da kördüğüm olmuş sırlar, geçmişin karanlık gölgeleri ve yalanlarla boğuşmaktadır.
Kendinden bir kadın yaratmaya ve aşka cesaret etmeye dair büyülü bir senfoni... Bir kader motifine dönüşen ayrılık döngüsüne kuvvetli bir isyan... Sessizlikle, hafızayla ve sabırla örülmüş derin bir aşk hikâyesi.”