The Stay, dijital sohbet buluşmalarının üçüncüsünü Jülide Ateş’in moderatörlüğünde, BASE & Kolekta Kurucu Ortağı Ali Kerem Bilge, Dijital Sanat Küratörü Esra Özkan, GAIA&GINO Kurucu ve Kreatif Direktörü Gaye Çevikel, öğretmen, sanatçı, akademisyen ve Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın katılımıyla gerçekleştirdi.
The Stay Bosphorus’ta gerçekleştirilen The Stay Art Talks’ta yeni nesil sanattan koleksiyonerliğe, dijital sanatlardan tasarım hikâyelerine ve özgün bir bakış açısıyla kurulmuş Baksı Müzesi’ne kadar birçok konu ele alındı.
Jülide Ateş şunları söyledi: “The Stay Bosphorus, Bebek Hotel By Stay, The Stay Nişantaşı ve Alaçatı’daki The Stay Warehouse otellerinin her birinin yaşam alanları, odaları ve duvarları kendi tarzını ve karakterini yansıtan çok özel Türk ve yabancı sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanat eserlerini adeta bir galeri duruşuyla otellerinde sunan The Stay; Alaçatı’daki Warehouse’da ise yıl boyunca gerçekleştirilen kültür sanat etkinlikleri düzenleyerek sanatın diğer dallarını da misafirleriyle buluşturuyor.” Ayrıca Ateş konuşmasında The Stay sanat koleksiyonunu hem ölümsüz kılmak hem de daha geniş bir kitleye sunmak amacıyla hazırlanan The Stay ArtBook’un müjdesini de verdi.
BASE & Kolekta Kurucu Ortağı Ali Kerem Bilge, Base’in hikâyesini şu sözlerle anlattı: “Türkiye’de her yıl mezun olan binlerce sanatçı ve yaratıcı genç arkadaşımız; tüm Türkiye’de 45-50 şehre yayılan sanat noktaları var. Tüm bu insanların çabalarını sanatseverlerle buluşturmak adına 2017 yılında Base için adımlarımızı attık. 5 yılda 500’ün üzerinde yeni mezuna işlerini gösterme fırsatını sunuyoruz.”
Contemporary İstanbul’un bir parçası olan Plugin’in 2017 yılında dijital sanat küratörlüğünü yapmaya başlayan Esra Özkan, Plugin ve dijital sanatın dinamiklerini şu şekilde açıkladı: “Dijital sanatların temel konulardan biri; insan aklının muhakemesinde bir iz bırakabilmek. Bu hikâyede deneyim olarak adlandırdığımız konu beynimizde bitiyor. Ve bu beyin çalışmalarıyla bilgisayarların ya da yapay makinaların çalışmasıyla gerçekten bir deneyim ortaya çıkıyor ve dijital sanatlarda aslında bu deneyimi ele alıyor. Dijital sanatlar hayatımızın bir parçası.”
Tasarım ve sanat ilişkisini ele alan Gaye Çevikel şunları söyledi: “Koleksiyonluk tasarım eseriyle ile endüstriyel tasarım arasında keskin bir ayırım yapmak çok mümkün değil çünkü her ikisinde de tasarımcı veya sanatçının duyguları, hisleri, şiirselliği var. Aynı zamanda içinde bulundukları zamana sıra dışı bir manifestoyu temsil ederler. Ancak koleksiyonluk tasarım ürünü ile sanat eseri arasındaki tek fark bir fonksiyonu olmasıdır. Tasarım eserinde, bir fonksiyon vardır.”
Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan konuşmasında şunları söyledi: “İnsanların kalbine kulağımızı dayadık, ihtiyaçlarını, kaybettiklerini ve isteklerini göz önünde bulundurarak filizlenen Baksı bir gönüllük merkezidir” ve ekledi: “Bir konferansta bir öğrencim bana kaç yaşında olduğumu sormuştu ve ona ben ‘insanoğlunun öyküsünü öğrenebildiğim kadar eskiden doğdum ve yaptıklarım unutuluncaya kadar da yaşayacağım’ demiştim. İnsana ve uygarlığa da böyle bakıyorum. İnsan böyle baktığı andan itibaren günü birlik yaşantıdan kurtarılmış oluyor. Ben feodal bir aileden geliyorum ve bu bölgenin pozitif taraflarından etkilendim. Çok masal dinledim. Masalların aslında bir ideolojisi vardır; insanları başkaları için kendilerini adanması konusunda yüreklendirir ve bir hayal gücü verir. Kahramanlar hiç yılmaz.”
Üçüncüsü gerçekleşen The Stay Art Talks söyleşini buradan izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=UlGjkhnWUxU