25 ŞUBAT, PAZAR, 2024

Tedirgin Edici Bir Bilimkurgu Romanı: “Arıların Tarihi”

Norveçli yazar Maja Lunde’nin, küresel bir ekolojik felaketi odağına alırken dünya ve insanlık tarihine üç ayrı zaman diliminden, bambaşka kıtalarda yaşayan üç insanın gözünden bakan, tedirgin edici bilimkurgu romanı Arıların Tarihi, Dilek Başak’ın çevirisiyle Delidolu Yayınları’ndan çıktı.

40’tan fazla ülkede 4 milyonu aşkın okura ulaşan çoksatan roman doğaya hükmetme inancından asırlardır vazgeçmeyen insanlığın önlenemeyen kibrini gösterirken aile kavramının çöküşünü irdeliyor. Bu distopyada “Arılar olmasa hayatımız nasıl olurdu? İnsanlar neden arıları rahat bırakmıyor? Arıların kendi yavrularını beslemek için salgıladıkları o altın renkli hazineye, insanlar niçin hücum ediyor? Peki, doğa bu kısır döngüye bir son vermek için daha neyi bekliyor?” soruları ana akışı belirliyor.

250 yıllık bir yok oluşun anatomisini çizen Arıların Tarihi, belleklerden hiç çıkmayacak bir iz bırakıyor: “Bizim böceklere ihtiyacımız var, ancak onların bize ihtiyacı yok.”

“1852. Hertfordshire, İngiltere. İnsanlar arıların davranış biçimlerini anlamaya çalışıyor, arıları çok daha büyük randımanla çoğaltmaya, elde edecekleri ürünleri artırmaya uğraşıyor.

2007. Ohio, ABD. İnsanlar arı ölümlerinin nedenlerini araştırıyor. Ansızın başlayan koloni çöküşleri önce tarımı, sonra dünya çapında besin zincirini, sonra da diğer hayvanları etkiliyor.

2098. Siçuan, Çin. İnsanların artık tek bir gayesi, tek bir hedefi var: Bir gün daha hayatta kalıp, boğazlarından tek bir lokma daha geçebilmesini sağlamak. Çünkü arısız bir dünya, yaşayamıyor.

​William, George ve Tao; insanın doğadan üstün olduğu yanılgısıyla arı kovanına çomak sokmaktan çekinmeyen üç kırılgan ruh, geçmişten geleceğe uzanan bir hikâyenin başkahramanlarına dönüşüyorlar...”

0
1145
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage