Burçak Bingöl, Sophie Calle, Gül Ilgaz ve Ayça Telgeren’in eserlerinden oluşan “Bir Anlık Yokluk” başlıklı grup sergisi 10 Şubat - 18 Mart tarihleri arasında Galerist’te sanatseverlerle buluşacak.
Küratörlüğünü Elâ Atakan’ın üstlendiği “Bir Anlık Yokluk” sergisi; gerçeğin karşısında, beklenmedik yitirişlerle nasıl mücadele ettiğimize işaret eden, yokluğun varlığını neye dönüştürdüğümüzü gösteren bir yanıt niteliği taşıyor. Dört kadın sanatçının farklı yaklaşımlarıyla, yokluğun yerine konanın temsili ve olmayanın varlığıyla ilgilenen sergide; Burçak Bingöl, yok oluşla kırılganlaşarak mücadele etmenin kuvvetine sahip çıkarken, başkalarının hikâyelerinin gerçekliğiyle yüzleşen Sophie Calle arzu edilenin kayboluş kaygısını iyileştiriyor. Gül Ilgaz varlık ile yokluğun arasında hassas bir dengede durarak, anılar ve anlatıları, içerisi, dışarısı gibi kavramlarla ifade ederken Ayça Telgeren ise ailesindeki kadınların tarihinden yola çıkarak anlatılmamış hikâyeleri dile getiriyor.
Burçak Bingöl, eserlerinde İstanbul’un sürekli dönüşen yüzlerini işaret ederek, uzak geçmişin anılmayan tarihinin peşinden gidiyor ve bu izleri kırık seramik parçalarının üzerine işliyor. Sergide yer alan fotoğraf ve seramik parçaları gibi medyumları bir araya getiren eserlerin hikâyesi, sanatçı eserinin başında beklerken, eserin fırında bir anda patlamasıyla başlıyor.
Sophie Calle eserlerinde yokluk kavramına odaklanıyor. Eserlerinde ayrılışlarını, sevdiklerinin kayıplarını kendine özgü anlatım diliyle sıklıkla işleyen sanatçı, sergide yer alan Zarif Acı serisindeki işlerde, acının farklı derinliklerinde dolaşırken, bir aşk acısının önce kuvvetini ardından yok oluşunu izleye sunuyor.
Gül Ilgaz’ın eserlerinde yokluk bir mekân olarak yer alıyor. Fırtına isimli videosunda, pencere saydamlığıyla anlaşılması zor bir sınırı temsil ediyor. Bir ayraç gibi evin içini dışından ayırıyor ve karanlığın inmesiyle başlangıçtaki anlatı tersine, evin içine dönüyor. Ses yerleştirmesi Geriye Kalanlar’da ise, çocukluğunun geçtiği, tamamen boşaltılmış eski evin mobilyalarından ve onlarla olan anılarından az önce yaşanmış gibi bahsediyor.
Ayça Telgeren’in sergide yer alan beton ve kâğıt kesim eserleri temelini Kafkas mitolojisinden alıyor. Kafkas dağlarının izdüşümünden yola çıkan ve uzanmış bir kadın bedenini andıran Düşgören isimli iş bu dağlarda konuşulmuş ama unutulmuş yüzlerce dile ve dolayısıyla kültüre gönderme yaparken, aynı zamanda uykuda kalmanın anlık yokluğunu da çağrıştırıyor. Telgeren’in eserlerinde yokluk, geçmişte tüm anlatılmamışlara cevap olarak derin bir varlığı temsil ediyor.
Künye: Sophie Calle, Zarif Acı, 1984-2003, İki renkli fotoğraf, iki nakış işleme, keten, aluminyum, çerçeve, 194 x 130 cm (toplam), detay, Ed 3 + 1 AP. Sanatçı ve Perrotin’in izniyle. © Sophie Calle. Fotoğraf ADAGP Paris, 2023, Claire Dorn