Fulya Çetin, Günseli Baki, Monica Papi, SENA, Sezgi Abalı, Şafak Şule Kemancı ve Yekateryna Grygorenko’nun işlerini bir araya getiren “Evinde Gibi Ruhun Evsiz Yerlerde” başlıklı sergi 9 Temmuz’a kadar BE Contemporary’de sanatseverlerle buluşuyor.
Ursula K. Le Guin’in Hep Yuvaya Dönmek kitabında yer alan “Bulucular Locası’na Katılma Şarkısı”ndan ilham alan, Sezgi Abalı’nın küratörlüğünü üstlendiği “Evinde Gibi Ruhun Evsiz Yerlerde” sergisi ev kavramına sadece bir mimari ve kültürel yapı olarak yaklaşmıyor. Sergi, insanın tasarlayıp, inşa ettiği ve imlediği çeperin ötesinde bir ev arayışında olan, alışılmışın dışına çıkaran, “evsiz”liğin sınırında gezdiren işleriyle yedi sanatçı kadına yer veriyor.
“Ev insanın inşa ettiği yer midir, yoksa doğduğu yerküre midir? Günümüzdeki ekolojik kıyımın ardında yatan yaklaşım doğayı insana yabancı, kendi inşa ettiği binaları ise yuva olarak görüyor. İnsanı doğadan ve diğer yaşam formlarından ayrıştıran bu tutumla, var olma hakkı ancak insan olmanın çevresinde, ona sağladığı fayda çerçevesinde belirleniyor. İnsan dışı olanı kontrol etme çabası kendine de dönüyor, hangi kimlikler ve bedenlerin ait, hangilerinin aitsiz; diktiği evlerin duvarlarına dayanarak hayatta kimin misafir kimin ev sahibi olduğuna karar vermek hakkını kendinde görüyor. Oysa, ‘Evinde Gibi Ruhun Evsiz Yerlerde’, Ursula K. Le Guin’in Hep Yuvaya Dönmek kitabında yer alan ‘Bulucular Locası’na Katılma Şarkısı’ndan ilham alıyor. Evinden uzaklaştıkça eve dönen bulucuların kabul şarkısını söyleyerek kurgulanmış bir evin ötesinde hayatta, bedende ve aldığı her solukta evde olma hâlini arıyor.”
Sezgi Abalı’nın Özge Somersan’la birlikte kaleme aldığı kavramsal metinde serginin teması şu şekilde açıklıyor: “Ev kavramının sanatçının imgeleminde farklı form ve anlamlara bürünerek karşımıza çıktığı sergi; hayalle gerçeğin, somutla soyutun, gündelik olanla olağanüstünün kesiştiği yerde duruyor. Ortak düşler kurma gücümüze; kendimizi yeniden anlama, değiştirme ve çoğaltma becerimize işaret ediyor. Sergi bir diğer yanıyla ev’i en öznel anlamıyla ele alırken; ilkin ana rahminde sonrasında aldığımız ilk nefesle kendi bedenimizde varoluşumuzdan beri evle kurduğumuz yaşam boyu süren karşılıklı ilişkinin izlerini sürüyor.”
Künye:
1. Yekateryna Grygorenko-Before The Common Era Kağıt üzerine karışık teknik 25x35cm 2022
2. Fulya Çetin - Sessiz, tuval üzerine yağlıboya 90x95 cm 2021
3. Sezgi Abalı - Toprak Olmanın Dayanılmaz Hafifliği, Arşivsel pigment baskı fotoğraf ve yerleştirme, 1_5 + 1 AP, değişken ölçüler, 2020, devam eden proje