
Amerika’nın Miami kentinde yer alan The Bass Museum Of Art müzesi Instragram için özel olarak hazırlanmış bir sergi düzenliyor. “Joyous Dystopia” (Keyiflli Distopya) adlı serginin eserleri The Bass Museum Of Art’ın Instagram sayfası olan @TheBassSquared‘ta yayımlanıyor. Sergi yerli dijital ve medya işler için online bir platform olan Daata Editions’ın kurucusu David Gryn tarafından düzenleniyor.
Gösterimin devam edeceği 8 hafta boyunca her hafta yeni bir sanatçının eserleri platformda yayımlanacak. Projede yer alan isimler arasında Bob Bicknell-Knight, Jeremy Couillard, Keren Cytter, Elliot Dodd, Anaïs Duplan, Rosie McGinn, Eva Papamargariti ve Scott Reeder bulunuyor.
Sokak sanatçısı Shepard Fairey, Bowery, New York’ta bulunan su kulesine bir mural çizdi. Güç ve Eşitlik adlı çalışma Aşağı Doğu Yakası’nda büyümüş ve hâlâ mahallesini destekleyen oyuncu ve aktivist Rosario Dawson’ın portresinden oluşuyor. Fairey’nin yeni çalışması kadınların güçlenmesini kutlarken sosyal adalet mesajı da veriyor.
Senelerce bu binaya illegal sokak sanatı yaptığını söyleyen Fairey, Güç ve Eşitlik için hem şehirden hem de bina yetkililerinden izin aldı. Güç ve Eşitlik önümüzdeki 6 yıl boyunca “gösterimde” kalacak. Fairey, eserinin öznesi Dawson’ı diğer ünlülere göre “çeşitli korkularından dolayı sessiz kalmayı seçen ünlülere” kıyasla aktivizme ve sosyal adalete bağlılığından dolayı övdü.
1969 yılında barış ve müziğin kutlamasını başlatan Woodstock Festivali’nin 16 – 18 Ağustos’ta gerçekleşmesi beklenen 50. yaş kutlamasının iptali çarşamba günü yetkililer tarafından duyuruldu. Maryland’te düzenlenmesi beklenen festivalin iptalinin nedeni içinse organizatörler “beklenmedik aksilikleri” öne sürdüler.
Woodstock 50’in başkanı Greg Peck, finansal destek sağlayan partnerlerden biriyle yaşanan “talihsiz tartışmanın” festivalin önce yerinin değişmesine daha sonra da performans sergileyecek sanatçıların ayarlanması için zamanının yetmemesine neden olduğunu söyledi. 1969’daki orijinal etkinliğin yapımcılarından olan Michael Lang de planın hayata geçirilmesinin imkânsız hâle geldiğini ekledi.
Son beş aydır gerçekleşme sürecinde sorunlar yaşayan festivalin biletleri henüz satışa sunulmamıştı. Organizatörler ücretsiz, küçük bir etkinliğe dönüştürerek Woodstock’ı kurtamaya çalışsalar da festivalde rol alacak kişilerin çoğu geri çekildi. Lang, Maryland’te düzenlemeyi umdukları etkinlikte aynı zamanda kâr amacı gütmeyen iklim değişikliğiyle savaşan kurumlara bağış toplamak ve Amerika vatandaşlarını 2020 genel seçimlerinde oy kullanmaya teşvik etmek gibi amaçların da olduğunu belirtmişti.
Leonardo da Vinci’nin başyapıtı Mona Lisa, önceden bulunduğu Louvre Müzesi’nin Salle des États Bölümü (Resmi Oda) yenilenirken ekim ayına kadar ünlü ressam Rubens’in de resimlerinin bulunduğu müzenin Galerie Médicis (Medici Galerisi) kısmına alındı. Medici Galerisi oldukça büyük olmasına rağmen, Mona Lisa’nın geleneksel evinin aksine sadece tek kanatlı bir kapıyla ulaşımı mümkün. %80’i Mona Lisa’yı görmeye gelinen Louvre Müzesi her sene 10 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Yeniden taşınmasından dolayı oluşan “Mona Lisa kuyruğu” normalde iki saatlik bir geziyi iki katına çıkaran bir kalabalığa yol açıyor. Müzenin en yoğun olduğu saatlerde kuyruk müzenin girişine kadar uzanıyor. Resme ulaşmayı başaran ziyaretçilerden ise sıradan dolayı çok oyalanmadan hemen gitmeleri isteniyor.
Yine Leonardo da Vinci’nin elinden çıktığına inanılan Mona Lisa’nın diğer versiyonu Isleworth Mona Lisa adlı resim içinse “velayet” davası açıldı. Resmin çeyrek hisse sahibinin varisleri resmin nerede olduğuna dair ve resimdeki hisse haklarının kontrolünü sağlamak için diğer anonim sahiplerinin kimlikleri hakkında bilgi edinmek için dava açıyorlar. Söz konusu resim şu an uluslararası bir konsorsiyum olan Mona Lisa Foundation’ın (Mona Lisa Vakfı) himayesi altında. Varislerin avukatı Protti,Panama Gazeteleri aracılığıyla resmin gerçek sahipleriyle ilgili bilgi edindiklerini, bahsi geçen kişilerin sanat dünyasında önemli kişiler olduklarını ve muhtemelen “vergi cennetindeki” yabancı şirketler aracılığıyla resmin sahipliğini edindiklerini belirtti. Protti, muhtemel sahiplerin kimliklerini henüz açıklmayı reddederek her şeyin mahkemede ortaya çıkacağını söyledi.
Isleworth Mona Lisa’nın orijinal olduğu Mona Lisa Vakfı tarafından senelerdir ispatlanmaya çalışılıyor. Fakat bir Leonardo uzmanı olan Martin Kemp gibi resme hâlâ şüpheyle yaklaşanlar da var.
Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci’yi bir araya getiren Martin Scorsese’nin yeni filmi The Irishman’dan ilk fragman yayımlandı. Film, 20. yüzyılın en önemli figürleri ile çalışmış ünlü tetikçi ve İkinci Dünya Savaşı gazisi Frank Sheeran’ın gözünden savaş sonrası Amerika’da organize suç dünyasını anlatıyor. Amerikan tarihinin aydınlatılmamış en büyük gizemlerinden efsanevi sendika patronu Jimmy Hoffa’nın kayboluşunu konu alan film, organize suçun perde arkasında yaşanan çatışmalar, rekabet ve siyasi bağlantılarla dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Film, 27 Eylül’de New York Film Festivali’nde gösterildikten sonra, aynı sene içinde sinemalarda ve Netflix’te de gösterime girecek.
https://www.youtube.com/watch?v=WGIPij2Je6M
Tayvan’da bulunan National Chiang Kai-shek Memorial Hall’u “Reshaped Realiy: 50 Years of Hyperrealistic Sculpture” (Yeniden Şekillenmiş Gerçeklik: Hiperrealistik Heykelin 50 yılı) adlı sergi kaplıyor. Sergide yer alan sanatçılar arasında Ron Mueck, Patricia Piccinini, Sam Jinks, Tony Matelli, Jamie Salmon, Carole A. Feuerman ve Zharko Basheski gibi isimler var.
Hiperrealistik sembolik çalışmalar insan formunun çarpıtılmış özelliklerini inceliyor. 1960’lar ve 1970’lerden bu yana, çeşitli heykeltıraşlar insan vücudunun fiziksel olarak gerçek hayatta olduğu gibi görünümüne dayanan bir realizm biçimine dahil oldular. Bu sergi, bedenlerimizi nasıl gördüğümüzün sürekli değişmekte olduğunu vurgulamak için sembolik realizme yaklaşımımızda rol oynayan 5 farklı kilit noktasını ortaya çıkarmayı hedefleyen ilk sergi olma niteliğinde. Sergi 22 Eylül’e kadar devam edecek.
Robert Eggers’ın yeni filmi The Lighthouse’tan ilk fragman yayımlandı. İlk uzun metraj filmi The Witch: A New-England Folktale’i dört sene önce yayımlayan yönetmenin yeni filmi prömiyerini geçtiğimiz mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirdi ve büyük beğeni topladı. ABD’de 18 Ekim’de vizyona girecek filmin ülkemizde ne zaman yayımlanacağı henüz bilinmiyor.
Başrollerini Willem Dafoe ve Robert Pattinson’un paylaştığı film, 1980’lerde ücra ve gizemli bir Yeni İngiltere adasında deniz feneri gözcülüğü yapan iki kişinin hikâyesini anlatıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=Hyag7lR8CPA
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de Mimarlık Profesörü Ronald Rael ve San José Üniversitesi Tasarım Bölümü’nden Doçent Virginia San Fratello, bu Pazartesi günü ABD ve Meksika sınırının bulunduğu Teksas’taki El Paso’ya ve Meksika’daki Ciudad Juárez’e kurdukları üç adet pembe renkli tahterevallinin açılışını yaptı. Kurulan eserler ayrımın her iki yüzünü de birleştirmeyi hedeflerken bunu çocukların oyun oynayabileceği eğlenceli bir konseptle gerçekleştirmeyi hedefliyor. Yaklaşık 10 yıl önce düşünülen bu konsept Rael’e göre ülkeler arasında bir “dayanak noktası” sağlıyor. Rael ayrıca kurulumun “sınır duvarına neşe, heyecan ve birliktelik” getirdiğini de belirtiyor.
Söz konusu kurulum ABD Başkanı Donald Trump’ın iki ülkeyi ayırmak için “duvar” örmeyi planladığı sınırda kuruldu. ABD yüksek mahkemesi yakın zamanda ABD Başkanı’nın Kaliforniya ve Meksika sınırında şu an bulunan bariyerin yerine duvar örmesi için Pentagon fonundan 2,5 milyar dolar kullanmasına izin verdi.
İspanya’nın Valensiya şehrinde bulunan Galerie Lelong & Co., Jaume Plensa adlı sanatçıya ait 7 adet heykelin sergileme haberini duyurdu. Suyun içinde bulunan her biri demirden yapılma heykeller, bir kadın kafasının devasa boyutta portresinden oluşuyor. Heykellerin isimleri ise Silvia, Isabella, Laura Asia, Maria, Minna, Carla ve Laurelle şeklinde. Her birinin gözleri kapalı ve bakışları kendi içlerine yönelmiş durumda.
Heykeller sergilenmek için Hortensia Herrero Foundation (Hortensia Herrero Vakfı) tarafından getirildi. Grubun başlıca hedefi dünyanın en iyi heykeltıraşlarından birinin sanatçı hassasiyetini halka tanıtmak. Heykeller 26 Kasım’a kadar gösterimde kalacak.
Martin Scorsese’nin uzun zamandır merakla beklenen filmi The Irishman dünya galasını New York Film Festivali’nde gerçekleştirecek. Filmin başrollerinde yarı İrlandalı yarı Amerikalı tetikçi Frank Sheeran rolünde Robert De Niro ve sendika başkanı Jimmy Hoffa’yı canlandıran Al Pacino yer alıyor. Charles Brandt’in I Heard You Paint Houses adlı kitabından esinlenen filmde Joe Pesci mafya lideri Russell Bufalino’ya hayat veriyor.
The Irishman, Scorsese’nin De Niro’yla dokuzuncu iş birliği, Pesci ile ise dördüncü fakat Pacino’yu yönettiği ilk film olma niteliğinde. Film aynı zamanda De Niro’yu ve Pacino’yu 2008’de birlikte rol aldıkları Righteous Kill’den (Orijinal Cinayetler) bu yana ilk kez bir araya getiriyor.
Film, 27 Eylül’de New York Film Festivali’nde gösterildikten sonra, aynı sene içinde sinemalarda ve Netflix’te de gösterime girecek.