
Moskova doğumlu fotoğrafçı Elena Kholkina şimdiye kadar Ozon Raw, ACHE, Open Lab ve Kinki gibi dergilerle çalışmış bir fotoğrafçı. Moda tasarımcılarıyla da çeşitli iş birlikleri içerisinde yer alan sanatçı Alexandra Grecco, Dreamandawake ve Dell Stewart gibi projelerde çalışmaya devam ediyor.
Fotoğrafları ürkütücü bir atmosfer hissi barındıran sanatçı, aynı zamanda naif bir samimiyet duygusu da hissettiriyor. Rene Magritte resimlerinden ilham alan Kholkina’nın çalışmaları adeta birer yağlı boya tablo gibi.
İskandinav sanatçılar Elmgreen ve Dragset New York’ta yer alan Rockefeller Center’a 1950'ler tarzı bir yüzme havuzu yerleştirmek için kolları sıvadılar. Public Art Fund siparişiyle gelişecek olan proje şüphesiz ki yine sıra dışı tasarımlarıyla tanıdığımız ikilinin imzasını taşıyacak.
Bildiğimiz havuz görünümündeki yerleştirmenin tek farkı dikey biçimde konumlandırılacak oluşu. 13 Nisan’da yerleştirilecek enstalasyonda, paslanmaz çelikten bir merdiven ve bir tramplen de yer alacak. Marcel Duchamp’ın readymade kavramsal çerçevesine atıfta bulunan proje heyecanla beklenmeye başlandı bile.
Sokak resimleriyle tanıdığımız İtalyan sanatçısı Blu, 18 Mart’ta Palazzo Pepoli’de açılacak karma sergi öncesi kendi resimlerini yok etti. "Street Art-Banksy&Co. Sanatın kentsel hali" sokak sanatçılarının çalışmalarını müzeye taşımayı planlayan bir sergi. Bu çalışmalar arasında İtalya’nın Banksy’si ünvanıyla tanınan ve kimliğini gizleyen sanatçı Blu’nun eserleri de bulunuyor.
Müze her ne kadar eserleri kendi bünyesinde sergileyerek yıkımdan ve zamanın aşındırmalarından korunmasını sağlamak istediğini söylese de müzeye girişin 13 euro’luk bir ücrete tabi tutulması tepki topladı. Sokak sanatının müzede sergilenişi uzun yıllardır tartışılıyor, gerek sanatseverler gerekse sanatçılar tarafından eleştiriliyor. Ancak Blu kuru eleştiriyle kalmak yerine eserlerini silmeyi tercih etti. Blu ve aktivistler sanatçının iki yıldır Bologna sokaklarında yer alan çizimlerinin üzerini boyayarak ve kazıyarak yok ettiler.
İsviçreli sanatçı Nina Lindgren, karton kutularla etkileyici enstalasyonlar yaratıyor. Karton kutuları kullanarak şehir silüetleri yaratan sanatçı Floating City isimli yerleştirmesiyle adından çokça söz ettirdi. Kutu parçalarını adeta birer yapboz gibi bir araya getiren Lindgren yüzen heykelleriyle tanınıyor.
İlham almak için bolca seyahat eden sanatçı illüstrasyon ve grafik tasarım çalışmalarıyla da biliniyor. Hikayeler ve masallardan ilham aldığını söyleyen Lindgren, günlük hikayelerden de etkilendiğini belirtiyor.
Ryojı Ikeda, Japonya'nın önde gelen elektronik kompozitör ve görsel sanatçılarından biri. Uluslararası alanda ses ve görüntü çalışmalarıyla iyi bir üne sahip olan Ikeda, yeni medya alanında ve insanların etrafındaki dünyadaki bilgileri algılama potansiyellerini konu edinen çalışmalar yapıyor.
Test pattern (2008) projesi Ikeda'nım yeni medya çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Etkileyici ses ve görsel ortamlarda, büyük ölçekli kurulumlarda çalışan sanatçı bu işinde 'bilgisayar programlama' ve 'bilgiyi dönüştürme' konularından esinlenmiş. 30 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğindeki test deseni üzerinde 5 adet projeksiyon yer alıyor. Sekronize bir şekilde yanıp sönen bu ekranlar ve arka fondaki değişen ses veri akışını ifade ediyor. Uluslararası dünyada birçok performans ve sergisi olan Ikeda, müzik alanındaki çalışmalarıyla da tanınıyor.
Amsterdam merkezli tasarımcı ve sanat yönetmeni Rosa de Jong cam deney tüpleri içine yüksek binalar yerleştiriyor. Küçük evler, gemi ve binalar deney tüplerinin içinde başka bir dünyadan görüntüler gibi sergileniyor. Tüplerin içine sıkışmış ve çıkmak istercesine konumlanmış manzaralar, görenleri steril bir masal dünyasına davet ediyor.
Victoria and Albert Museum eylül ayında devrimci bir sergiyi ağırlayacak. “You Say You Want a Revolution? Records & Rebels 1966-70” adlı sergi, 1960’ların devrimci ruhuna selam yolluyor. 10 Eylül- 26 Şubat tarihleri arasında görülebilecek "You Say You Want a Revolution? Records & Rebels 1966-70", 60’ların sanat, müzik, moda, film, tasarım, politika ve aktivist ruhunu günümüze taşıyor.
Küratörlüğünü Victoria Broackes ve Geoffrey Marsh’ın üstlendiği sergi arşivlik obje ve eserleri sanatseverlerle buluşturacak. 56 yıl öncesinin arzuları, iyimserliği, devrimci ruhu ve idealleri "You Say You Want a Revolution? Records & Rebels 1966-70" ile hayat bulacak. Sergide John Peel’in koleksiyonundan 200 küsür plak, George Harrison ve John Lennon’ın takımları, Beatles’ın elle yazılmış sözleri, William Anders’ın Apollo 8’de giydiği üniforması gibi birbirinden ilginç parçalar bulunuyor.
İlk görsel: John Sebastian performing at Woodstock, 1969, © Henry Diltz / Corbis
Bu yıl 29. defa kapılarını açacak olan TEFAF Art Fair, dünyanın en önemli sanat fuarlarından bir olma özelliğini koruyor. Fuar 11-20 Mart tarihleri arasında Hollanda’nın Maastricht şehrinde gerçekleşecek ve bu yılın küratörü Mark Kremer olacak.
Bu yıl fuarda 20 ülkeden 270 katılımcı olacak ve fuarda modern sanat, klasik eserler, antika ve mücevher gibi birçok farklı eser sergilenecek. Fuar tüm zamanların eserlerini bir arada sunacak ve fuarda M.Ö 3.500 yılından bir çanak dahi bulunacak.
İlk görselin künyesi: Didier Aaron & Cie Hilaire Ledru (1769-1840) Indigence and Honor
33 yaşındaki Taylandlı sanatçı Uttaporn Nimmalaikaew, üç boyutlu hayalet portreler oluşturuyor. Dökümlü iplik ve örgü katmanları üzerine çalışan sanatçı holografik görüntüler ortaya çıkartıyor. Sık sık kendi aile üyelerinin portreleri üzerinde çalışan Nimmalaikaew, Budizm felsefesinden etkilendiğini söylüyor.
Doğum, yaşlanma ve ölümün kaçınılmaz döngüsüne işaret eden çalışmalar, hayali bir etkiye sahip. Bu hayali etki ister istemez tüyler ürpertse de işlerde asıl dikkat çeken özellik titizlikle ve ince işlenmiş oluşu. Sanatçının başka bir dünyanın kapılarını aralayan üç boyutlu portreleri geçmiş yıllarda Contemporary İstanbul'da sergilenmişti.
Martine Johanna yaşamına ve çalışmalarına Amsterdam'da devam eden bir sanatçı. Genç yaşlarından beri müzik, moda, doğa, film ve hikayeler ile ilgileniyor. Kariyerine moda tasarımcısı olarak başlayan Johanna, 2008'den beri boyama ve çizimler yapıyor.
Genellikle yağlı boya, mürekkep, karakalem teknikleri kullanarak işler üretiyor. Çalışmalarının her birinin ayrı bir hikayesi olduğunu belirtiyor. Doğa, moda, filmler, hikayeler ve topluma ait temalardan beslenen sanatçı, baskı ve resimlerinde çoğunlukla geri dönüşüm malzemeleri kullanıyor.