
İrfan Önürmen’in ''Sarkaç / Pendulum'' ismini taşıyan sergisi 26 Nisan tarihine dek C24 Gallery, New York’ta ziyaret edilebilecek. Sanatçı üçüncü solo sergisi içinde bulunduğu ruh halinin tezahürünü yansıtıyor.
Önürmen içsel olanla yaşanan realitenin sarsıcılığı arasında gidip gelen bir sarkaç gibi salınıyor. Sanatçı, insani trajedilerin yaşandığı coğrafyada yaşıyor ve insan hayatının parçalanması, sürgün edilmesinin şahidi olarak savaşın sinsiliğini ve acımasızlığını hissediyor. Konuları hayata ait ve medyadan üzerimize akan simge ve imgelerle yüklü.
Avustralyalı psikanalist Sigmund Freud’un torunu İngiliz ressam Lucian Freud’un Şişman Sue adıyla yaptığı yağlı boya tablo serisinden biri New York’taki müzayede evinde 55 milyon dolara (yaklaşık 165 milyon TL) satıldı.
Freud, 1994’te yaptığı Sosyal Yardım Denetçisi Dinleniyor adlı tablosunda iş ve işçi bulma kurumunda denetçi olarak çalışan 120 kilo ağırlığındaki Londralı Sue Tilley ’i model olarak kullanmıştı. Tabloda kadının bedeni en ince ayrıntısına kadar görülebiliyor. Seriden bir başka eser 2008’de Rus milyarderi Roman Abramoviç ’e 33.6 milyon dolara satılmıştı. (BBC)
Dino Valls 1959 doğumlu İspanyol bir ressam. Madrid'de yaşayan ve çalışan sanatçı günümüz figüratif resminin önemli ustalarından biri. Tıp eğitiminin ardından resim kariyerine ağırlık veren sanatçının, aldığı eğitimin etkisini resimlerinde görmek mümkün. Sanatçı insan anatomisini resimlerinde tüm inceliğiyle kullanıyor.
Tablolarında Rönesans dönemi usta ressamlarının kompozisyonlarından esinlenen sanatçı, sembolist ve psikolojik etkiler barındıran bir tarza sahip. Sanatçı eserlerinde insan ruhunu keşfetmeyi amaçladığını söylüyor.
Bugünlerde "dünyanın en koyu siyahı" konusu gündemi fazlasıyla meşgul ediyor. Anish Kapoor’un satın almasıyla daha da bir meşurlaşan VantaBlack adlı malzeme aslında 2014 yılında bilim insanlarının ürettiği bir materyal. Işığın %99,96’sını emen VantaBlack, 2014 senesinde İngiltere’deki NanoSystems adlı şirket tarafından uyduları gizlemek için geliştirilmişti. Ayrıca hayalet uçakların düşman tarafından tanınmasını engellemek için de kullanılan bu malzeme, bilimsel özellikleri ile olmasa da "en koyu siyah" tanımıyla kısa zamanda sanatçıların dikkatini çekti.
Son olarak ise -belki de birçoğumuzun bu siyah renkten haberdar olmasını sağlayan gelişme- Anish Kapoor’un bu materyali tekeline alması sanat dünyasında çok konuşuldu. Birçok sanatçı bu durumu saçma bulduğunu açıklarken, sanat tarihi boyunca sanatçıların saf siyahın peşinde olduğunu, böyle bir rengin herhangi bir sanatçının kullanımına ait olmaması gerektiğini hatırlatıyor. Kapoor ise konu hakkında açıklama yapmak yerine rengin "mükemmelliğini" anlatmayı tercih ediyor.
Irma Gruenholz, 3 boyutlu illüstrasyonlar üzerine çalışan bir İspanyol sanatçı. Masal diyarından gelmiş izlenimi veren karakterleriyle kilden el yapımı heykeller tasarlıyor. Ana malzeme olarak kil ve plastisin kullanan Gruenholz, aynı zamanda kağıt, metal, ahşap ve kumaş gibi materyallere de yer veriyor.
Kendine has tarzıyla heykeller tasarlayan Irma, alışılmadık bir üretim sürecine sahip. Heykel, resim ve fotoğrafçılık alanında yaptığı bu üretim, onun deyimiyle 3 boyutlu illüstrasyon örneği. Çizgi filmden fırlamış sahnelere benzeyen bu çizimler heykel yapımları tamamlandıktan sonra ışıklandırılıyor.
Brezilyalı sanatçı Henrique Oliveira, Paris de Tokyo'da yer alan Baitogogo isimli çalışmasında geniş köklü bir ağaç tasarladı. Kentsel tasarım, bitki, ve biyoloji konularına çalışmalarında rastlayabileceğimiz sanatçı bu kurulumunda ahşap malzemeden yararlandı. Büyük ölçekli çalışmaları bulunan Oliveira, mimari platformlarda organik dönüşümü anlatıyor.
Üç aylık bir çalışma sonucu hazır hale gelen enstalasyon, devasa ağaç dalları ve köklerinden oluşuyor. Doğadaki bitkilerin ve ağaçların büyüme döngüsünden esinlenen sanatçı, sıra dışı enstelasyonlarıyla dikkat çekiyor. Ağaç kabukları ve mobilya bantlarıyla üretimlerini gerçekleştiren Olivera, genellikle büyük ölçekli çalışıyor.
Courtney Mattison, bilim ve deniz biyolojisinden esinlenerek büyük ölçekli seramik heykeller oluşturuyor. Karmaşık ve ince detaylı heykeller doğanın eşsiz güzelliğinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Ekosistem, mercanlar, doğanın kırılgan görünümü sanatçının sıklıkla kullandığı temalardan.
Mattison, enstalasyonlarında insanoğlunun doğayı kirletişine dikkat çekmek istiyor. Denizin derinliklerindeki güzellikleri heykellerine taşıyan sanatçı, son sergisiyle 17 Nisan’a dek Virginia Museum of Contemporary Art’da yer alacak.
Çinli sanatçı Zhang Linhai, resimlerinde gerçeküstü bir dil kullanıyor. Yarattığı karakterleri ürküten sanatçının eserlerinin belli bir çizgisi var. Genellikle kel bir çocuk gözlemlediğimiz çalışmalarında öne çıkan dugular, kötümserlik, mutsuzluk ve karamsarlık.
İşlerinde geçmişin izlerine rastladığımız Linhai'nin çarpıcı karekterleri arasında en dikkat çekeni boşlukta uçan insan figürü. Birkaç işinde karşımıza çıkan bu figür sanatçının imzası haline gelmiş. Ahşap oymacılığı yaparken ressamlığa başlayan Linhani'nin çalışmalarının tedirgin edici bir yanı olduğu söylenebilir.
Victor Solomon, klasik basketbol potalarını tahmin edemeyeceğiniz estetiklikte bir değişime uğratıyor. Solomon'un vitray desenleriyle süslediği potalar, sanatçının New York'taki ilk solo sergisinde Joseph Gross Gallery'de yer alıyor.
İroni öğeleri barındıran ve titiz bir işçilikle tasarlanmış potalar, spora alışık olmadığımız lüks bir pencereden bakmamızı sağlıyor. Her parça üzerinde 100 saat harcayan sanatçı eserlerini basketbol tutkunlarından yola çıkarak hazırladığını söyüyor. "Literally Balling" isimli seri, 19 Mart'a dek Joseph Gross Gallery'de gezilebilecek.
Bratislavalı fotoğrafçı Michal Pudelka, Valentino, H&M, Vogue İtalya, Vogue Japonya ve Numero gibi birçok farklı marka ve yayında fotoğraflarını gördüğümüz bir isim. Paris'te moda tasarımı okuduktan sonra fotoğrafçılığa yönelen Pudelka, gerçeküstü bir dile sahip. Moda eğitimi aldığı sırada bir kamera edinerek arkadaşlarının fotoğraflarını çekmeye başlayan sanatçı, zaman içinde moda fotoğrafları çekmeye başlamış.
Şu sıralar Londra'da yaşayan ve çalışan fotoğrafçı, analog makine kullanmayı tercih edenlerden. Hatta fotoğraflarındaki manipülasyonları da alışılmış tarzda photosop tekniğiyle değil analog kolajlarla yapmayı tercih ediyor. Bildiğimiz moda fotoğraflarından uzak bir yaklaşıma sahip kareler sert, agresif, iddialı ve seksi duruşlarıyla dikkat çekiyor.