GÜNDEM
  • 21-10-2025

    Ezgi Hamzaçebi’nin “feminist spekülatif kurmaca” başlığı altında topladığı, çoğu 1990’dan sonra yayımlanmış eserlere “musallatbilim”in, posthümanist ve yeni materyalist teorilerin merceğinden baktığı çalışması Canavarların Vaatleri, Metis Yayınları’ndan çıktı.

    “Türkçe Feminist Spekülatif Kurmacaya Musallat Olanlar” alt başlığını taşıyan kitap, edebiyat eleştirisi ve feminizmin yanı sıra felsefeyle ilgilenen okurlara yönelik.

    ​Suat Derviş’in Buhran Gecesi’nden Nazlı Karabıyıkoğlu’nun Kadın Kürkünde Rüya’sına uzanan yaklaşık yüz yıllık dönemde “biz” olmanın sorunsallaştırıldığı, “ben” derken ötekine duyulan etik duyarlılığın karakterlere ya da anlatıcıya musallat olduğu metinleri ele alıyor. Bu metinlere musallat olan canavar ve hayaletlerin vaat ettikleri etik ve politik potansiyeller ile edebi temsil düzleminin bu vaatleri gerçekleştirme olanaklarını ve kısıtlarını tartışıyor.

    0
    0
    115
  • 21-10-2025

    İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin gerçekleştireceği Kuğu Gölü balesi, 23 Ekim’de Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu’nda prömiyer yapacak.

    Kuğu Gölü, benzersiz bir virtüözlük içeren koreografisi ve Çaykovski’nin zamana yenik düşmeyen, daima kalıcılığını koruyan müziğinin aracılığıyla anlatılan destansı bir peri masalını izleyicilere sunuyor. Prenses Odette’e aşık olan genç Prens Siegfried’in hikâyesini konu alıyor. Kötü kalpli büyücü Baron von Rothbart, yaptığı büyüyle Odette ve arkadaşlarını kuğuya dönüştürür. Gündüzleri hep birlikte bir gölde yüzerek zaman geçirir ve sadece geceleri insan formuna geri dönerler. Yalnızca gerçek aşk bu büyüyü bozabilecektir ve Rothbart bunu engellemek için tüm gücünü kullanacaktır. 

    Çaykovski’nin 1875-76 yıllarında bestelediği, dört perdeden oluşan “Kuğu Gölü” balesi dünyada ilk kez Julius Reisinger’in koreografisiyle 4 Mart 1877 tarihinde Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu’nda sahnelendikten sonra, 15 Ocak 1895 tarihinde Marius Petipa ve Lev Ivanov’un özgün koreografisiyle St.Petersburg’daki Mariinsky Tiyatrosu’nda seyirciyle buluştu. Bu yeni versiyon, büyük başarı kazanarak Kuğu Gölü’nü dünya bale repertuvarının en önemli yapıtlarından biri hâline geldi. Günümüzdeki bale topluluklarının çoğu da bu versiyonu baz alıyor. Özellikle “Beyaz Kuğu” (Odette) ve “Siyah Kuğu” (Odile) rollerinin zıtlığı, bu balenin en çarpıcı unsurları arasında yer alıyor. Romantik ve dramatik unsurları bir araya getiren bu başyapıt, iyiyle kötünün çatışmasını, aşkın kurtarıcı gücünü ve kaderin değiştirilemez oluşunu gözler önüne seriyor.

    Ülkemizde ilk kez Dame Ninette de Valois’nın koreografisiyle 29 Ekim 1965 tarihinde Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından icra edilen Kuğu Gölü, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından ilk kez Güloya Gürelli’nin yorumuyla 14 Mart 1971 tarihinde Maksim Sahnesi’nde seyirciyle buluştu.

    ​Petipa ve Ivanov’un versiyonundan hareketle, Ricardo Amarante’nin koreografisiyle sahnelenecek Kuğu Gölü balesi, Çaykovski’nin duygusal ve görkemli müziği eşliğinde izleyiciye unutulmaz anlar yaşatmayı vadediyor. Eserde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nı İbrahim Yazıcı yönetiyor. Dekor tasarımı Ferhat Karakaya, kostüm tasarımı Serdar Başbuğ, ışık tasarımı ise Ahmet Defne imzalı.

    0
    0
    265
  • 21-10-2025

    Zeynep Beler’in “Intraface” başlıklı kişisel sergisi, 31 Ekim-21 Aralık tarihleri arasında Martch Art Project’te sanatseverlerle buluşacak.

    Zeynep Beler’in galerideki ilk kişisel sergisi “Intraface”, imgeleri görme ve deneyimleme biçimlerimizin dijital arayüzler tarafından nasıl şekillendirildiğini araştırıyor. İnternetten topladığı görsel materyalleri temel alan Beler, çoğunlukla fark etmeden geçtiğimiz bulanık kareleri, yükleme gecikmelerini ve sansür filtrelerini resme aktararak çevrimiçi görsel kültürün hızını yavaşlatıyor.

    “Intraface”, bir arayüzün içindeki başka bir arayüze -açık ya da kapalı olabilen içsel bir geçide- işaret ediyor. Resim, fotoğraf, sinema ve bilgisayar ekranı gibi farklı mecraların kesiştiği bu katmanlı yüzeyde, her imge hem başlı başına bir çerçeve hem de daha önceki medyalara bir gönderme niteliği taşır; geçmiş ve şimdiki zaman sürekli olarak iç içe geçiyor. Sergi, sinema dilinin -özellikle montajın- günümüz ara yüz tasarımlarındaki sürekliliğini görünür kılarak, görüntülerin sürekli olarak araya girdiği, dolaşıma sokulduğu ve işaretleştiği bir yapıyı açığa çıkarıyor.

    Beler, fragmanları üst üste bindirip tekrarlayarak yoğun, pikselleşmiş dokulara dönüştürüyor ve dijital süreçlerin gizli soyutlamalarını -dikkat ile arzunun ekranlarımızda nasıl yönetildiğini- görünür hâle getiriyor. Böylece sıkıştırılmış görselleri ve saniyelik komutları bir “sıkıştırmayı açma” sürecine tabi tutan Beler, bunları kalıcı ve maddesel imgelere dönüştürüyor. Sergi, izleyiciyi yalnızca neye baktığını değil, aynı zamanda bakma ve bekleme anlarının yazılımlar ile internetin hız ekonomisi tarafından nasıl şekillendirildiğini yeniden düşünmeye davet ediyor.

    Künye:
    1. Zeynep beler Entanglement, 2025 Oil pastels on paper 100 x 70 cm
    ​2. Zeynep beler Tarot, 2025 Oil pastels on paper 100 x 70 cm

    0
    0
    160
  • 21-10-2025

    Geray Gencer’in Dergah Yayınları için hazırladığı Ahmet Hamdi Tanpınar kitap serisinin kapakları Amerikan Grafik Sanatlar Enstitüsü (AIGA) tarafından düzenlenen “2024’ün En İyi 50 Kapak Tasarımı” listesine seçildi.

    Daha önce 2024 European Design Awards’un “404 Book Cover – Series” kategorisinde bronz ödül kazanan Gencer’in tasarladığı kitapların kapaklarında yarı soyut formlar kullanılarak okurun hayal gücüne alan bırakılırken çağdaş grafik dili genç okurlar için ilgi çekici hâle geliyor. Seçilen kapak çalışmaları kasım ayı sonunda Columbia Üniversitesi Nadir Kitaplar ve El Yazmaları Kütüphanesi’nde görülebilecek.

    ​Amerikan Grafik Sanatlar Enstitüsü’nün seçtiği 50 ödüllü kitap kapağını buradan görebilir; Ahmet Hamdi Tanpınar kitap serisinin detaylarına bu haberden ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    207
  • 20-10-2025

    Jane Austen’ın klasik eserinden uyarlanan, BKM ve DOT ortak yapımı GURUR ve ÖNYARGI* (*gibi bir şey), 24 Ekim’de Maximum Uniq Hall’de sezonun ilk gösterisiyle tiyatroseverlerle buluşacak.

    Jane Austen’ın eseri Pride and Prejudice’i Isobel McArthur’un eğlenceli bir komediye dönüştürdüğü, DOT’un Sanat Yönetmeni Murat Daltaban’ın yönetmenliğinde sahnelenen GURUR ve ÖNYARGI* (*gibi bir şey) oyununda Birce Akalay, Nergis Öztürk, Özge Özberk, Ayşegül Uraz ve Kardelen Arpacı rol alıyor. Regency dönemi İngiltere’sinde geçen oyun, Jane Austen’ın klasik karakterlerini bu kez hizmetçilerin gözünden anlatıyor.

    24 Ekim ve 21 Kasım’da Maximum Uniq Hall’da gösterilecek oyun sezon boyunca sahnede olacak, yeni tarihler ise yakında açıklanacak.

    “Perde açılıyor, sis dağılıyor.
    Şarkılar, dedikodu, kahkaha, müzik, skandal, pespayelik ve şatafat… Hepsi burada!

    Regency dönemi İngiltere’sinde geçen oyun, bize Jane Austen’ın tanınmış karakterlerini bu kez, arka planda çalışan beş hizmetçinin gözünden anlatıyor. Tüm bu klasik öğeler, kahkaha dolu şarkılar, anlık rol ve kostüm değişimleri ve bozuk ağızlardan yükselen mizahla yeniden şekilleniyor.

    Onlar şimdiye kadar bodrumlarda, çamaşırhanelerde, mutfaklarda saklandılar. Fısır fısır konuştular. Herkesin her şeyini biliyorlar. Kim kiminle görülmüş, kim parasını kumarda kaybetmiş, kim sarhoş olup ortalığı dağıtmış, kim kimin servetine çöreklenmiş… Anlatma sırası şimdi Gurur ve Önyargı’nın hizmetçilerinde!”

    0
    0
    344
  • 20-10-2025

    Zeugma Antik Kenti’nin en iyi korunmuş Roma konutu örneklerinden biri olan Muzalar Evi’ndeki hem mozaiklerin dış etkenlerden korunması hem de ziyaretçilerin rahatlıkla gezebilmesi için inşa edilen korugan yapı tamamlandı.

    Zeugma Antik Kenti’nin en iyi korunmuş Roma konutu örneklerinden biri olan Muzalar Evi’ndeki kazılara 2012-2019 yılları arasında katkıda bulunan Türkiye İş Bankası, 938 eserin gün yüzüne çıkarılarak Gaziantep Arkeoloji Müzesi’ne kazandırıldığı kazı çalışmalarının ardından desteğini devam ettirdi.

    İş Bankası, klasik Yunan eğitiminin vazgeçilmez parçası olan lirik şiir, tarih, müzik, astronomi ve felsefe gibi konuların esin perileri sayılan dokuz Muzanın betimlendiği mozaikten dolayı “Muzalar Evi” olarak adlandırılan arkeolojik değerin korunmasına yönelik de desteğini devam ettirdi. Muzalar Evi’ndeki korugan yapı da Gaziantep Valiliği tarafından Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla inşa edildi.

    ​Zeugma Antik Kenti’ne ilk olarak 2000 yılındaki kazılar sırasında katkıda bulunan İş Bankası, daha sonra kentin en iyi korunmuş Roma konutu örneklerinden biri olan Muzalar Evi’ndeki arkeolojik çalışmaları da destekledi. 2007 yılında, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutalmış Görkay başkanlığındaki ekip tarafından başlatılan, 2012’den itibaren İş Bankası’nın da katkı sağladığı Muzalar Evi’ndeki kazı çalışmaları 2019 yılında tamamlandı. 

    0
    0
    346
  • 20-10-2025

    .artSümer, Eymen Aktel’in “Yağmursuz Toprakların Şenliği” başlıklı ilk kişisel sergisini 1 Kasım-5 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak.

    Eymen Aktel’in üretimi, toplumsal düzen, emek ve çoğul yaşam biçimleri etrafında şekilleniyor. İnsan ve hayvan figürlerini merkeze alan anlatıları, yalnızca doğayı temsil eden sahneler değil; insan-doğa ilişkisini kültürel, politik ve ontolojik boyutlarda tartışmaya açan simgesel araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu yaklaşım, doğa ile toplum arasındaki geçirgen sınırları görünür kılıyor.

    “Yağmursuz Toprakların Şenliği”, sanatçının üretiminde farklı yönelimlerin izini sürüyor. Bir yanda toplumsal birliktelik, emeğin döngüsü ve kolektif yaşam tahayyülleriyle kurulan sahneliyor; diğer yanda yaşamın sürdürülmesi, aidiyet ve koruma gibi evrensel anlamlar taşıyan kavramlara odaklanan kompozisyonlar sergide yan yana geliyor. Bu karşılaşma, kitlesel birliktelikten çekirdek aileye kadar, toplumun her katmanında var olan emek, üretkenlik ve verimlilik kavramlarını, sanatçının kendine özgü üslubuyla harmanlıyor.

    Antik dönem estetiği, mitolojik göndermeler ve geleneksel motifler, Aktel’in yapıtlarında tarihsel süreklilik ile bugünün gerçekliği arasında bir köprü kuruyor. Geçmişin ritüellerini bugünün toplumsal tahayyülleriyle buluşturan bu yaklaşım, sergiyi üretim, dayanışma ve süreklilik kavramları etrafında, dış koşullar ne olursa olsun, insanların bir araya gelerek şen olabilecekleri bir alan oluşturuyor.

    Künye:
    1. Eymen Aktel, Bir Aile Hiç Şehir | One Family No City, 2024 Tuval üzerine akrilik | Acrylic on canvas, 150x150 cm
    2. Eymen AKtel, Kam | Kam, 2024 Tuval üzerine akrilik | Acrylic on canvas, 120x100 cm
    3. Eymen Aktel, Yağmursuz Toprakların Şenliği Serisi, 2024 Kağıt üzerine akrilik | Acrylic on paper, 100x70 cm
    ​4. Eymen Aktel, Yoğun Bakım Serisi | Intensive Care Series, 2025 Terakota üzerine akrilik | Acrylic on terracotta, 70x30 cm

    0
    0
    464
  • 20-10-2025

    İş Sanat’ın gelenekselleşen şiir ve hikâye dinletileri yeni sezona 11 Kasım akşamı Sait Faik Abasıyanık’ın hikâyeleriyle başlıyor.

    Edebiyatseverlerin eski bir radyo stüdyosuna konuk olacakları dinletinin metnini Atilla Birkiye hazırladı. Dinletiye ismini veren “Dülger Balığının Ölümü” hikâyesiyle birlikte “Mahalle Kahvesi”, “Meserret Oteli”, “Bayan Gülseren”, “Hikâye Peşinde” ve “Modern Karıkoca” hikâyeleri, ünlü tiyatro sanatçıları Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek tarafından seslendirilecek. Sahne uygulamasını Mehmet Birkiye’nin üstlendiği dinletide hikâyelere Şemsa İdil Ural (çello), Seda Subaşı Yalçın (keman) ve müzik direktörü Serdar Yalçın (piyano) eşlik edecek.

    11 Kasım Salı akşamı İş Kuleleri Salonu’nda ücretsiz olarak düzenlenecek hikâye ve şiir dinletileri için buradan rezervasyon yapabilirsiniz.

    0
    0
    415
  • 19-10-2025

    Metal dünyasının önemli isimlerinden High On Fire, 16 Kasım’da Epifoni organizasyonuyla Blind sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

    61. Grammy Ödülleri’nde “Electric Messiah” adlı şarkısıyla “En İyi Metal Performansı” dalında Grammy kazanan grup, Türkiye’deki hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. 1998 yılında efsanevi Sleep grubunun gitaristi Matt Pike tarafından kurulan High On Fire; doom, sludge ve thrash metal öğelerini harmanlayan kendine özgü tarzı ve agresif enerjisiyle 2000’ler sonrası metal sahnesinin en önemli gruplarından biri hâline geldi. Snakes for the DivineDe Vermis Mysteriis ve Grammy kazanan Electric Messiah gibi albümleriyle eleştirmenlerden tam not alan grup, her konserinde seyirciye fiziksel ve zihinsel bir deneyim yaşatıyor.

    Gecede sahneyi açacak isim ise Türkiye doom/sludge sahnesinin yükselen yıldızı Helak olacak. Yavaş tempolu, ağır riff’leriyle karanlığı iliklere kadar hissettiren grup; hem geleneksel doom etkilerini hem de çağdaş metal tınılarını harmanlayan tarzıyla dikkat çekiyor.

    ​High On Fire konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    469
  • 19-10-2025

    Cheon Seon-ran’ın teknoloji ve yapay zekâ ile insanlık arasındaki ilişki, hayvan hakları, engellilik ve toplumsal dışlanmışlık gibi günümüz dünyasındaki meseleleri işlediği romanı Binlerce Mavi, Yuzu Kitap’tan çıktı.

    Binlerce Mavi, Kore Bilim Kurgu Ödülü’nü kazanan ve milyonlarca okura ulaşan bir kitap. Lanetli Tavşan’ın yazarı Bora Chung bu kitabı “Aşk, şefkat ve fedakârlık üzerine çarpıcı bir hikâye...” olarak tanımlıyor.

    “2035: Bir hipodromun gölgesinde, genç bir kadın hurdalıkta gökyüzünü seyreden bir robot bulur. Merakına yenik düşerek onu yanına alır. Birlikte, ömrü boyunca fazla çalıştırılan ve artık mezbahaya gönderilmek üzere olan Today adında bir yarış atını kurtarmaya karar verirler. Today’in yeniden mutlu olabilmesi için özel bir plan yaparlar: Ona hayatının en yavaş yarışını koşturacaklardır. Fakat bu sıradan bir yarış olmayacaktır. Yarışın hararetinde Coli, Today’in çok hızlı koştuğunu hisseder. Today acı çekmektedir ve yakında sakatlanacaktır. Sevdiği atı kurtarmak için Coli son bir cesurca fedakârlıkta bulunması gerekmektedir.”

    0
    0
    461
DAHA FAZLA
Geldanlage