GÜNDEM
  • 12-12-2025

    Gazeteci, senaryo yazarı ve podcast sunucusu Dolly Alderton’un ghosting gibi bu çağın ilişki sorunlarını eğlenceli bir dille kaleme aldığı kitabı Hayaletler, Elif Güney’in çevirisiyle Mundi’den çıktı.

    Yıllarca ilmek ilmek işlenmiş değerli arkadaşlıklar, güçlü aile bağları, başarılı bir kariyer, Londra’da kendine ait bir ev... Tüm bunlara sahip bir hayat kusursuz gözüküyor, değil mi? Ama 30’larının başlarındaki Nina Dean’e göre bu hikâye hâlâ eksik...

    Çevrim içi tanışma uygulamaları, alakasız birkaç cümle ve minik bir profil fotoğrafıyla tanınan müstakbel partnerler, anlamsız sohbetler ve kendi duygularından kaçanlarla yaşanan ilişkilerin kaçınılmaz sonu: “Hayalet”e dönüşen eski sevgililer... 

    ​Nina’nın bu mücadelesinde çok tanıdık bir şey var üstelik: “Erkeklerden hoşlanan 30’lu yaşlarda bir kadın olmak demek hem onların duygularına tercüman olmak hem gururlarına bakıcılık yapmak hem de egolarına arabuluculuk etmek demek.”

    0
    0
    103
  • 12-12-2025

    Müzikseverleri müzik, yaratıcılık ve teknoloji ekseninde birleştiren Sónar Istanbul’un 10. edisyonu, %100 Müzik katkılarıyla 10 ve 11 Nisan’da Zorlu PSM’de gerçekleşecek.

    10. yılını kutlamaya hazırlanan Sónar Istanbul, öncü sanatçıları, yenilikçi düşünürleri ve son on yıla damga vuran yaratıcı toplulukları bir araya getirecek. 9 yıldır üst üste aralıksız Zorlu PSM’de gerçekleşen Sónar Istanbul’da bu yıl elektronik ve dijital kültürün dönüşümüne yön veren yeni formatlara, taze iş birliklerine ve geleceğin seslerini ortaya çıkaran yenilikçi projelere ev sahipliği yapacak. Elektronik müziğin dünyaca ünlü isimleri ile yerli sahnenin güçlü temsilcilerini aynı line-up’ta buluşturan festival, iki gün boyunca etkileyici görsel ve işitsel performanslarla Zorlu PSM’nin tüm alanlarında canlı ve dinamik bir festival atmosferi yaratacak.

    Sónar Istanbul, Zorlu PSM’nin farklı alanlarında 10-11 Nisan 2026 tarihlerinde dünyaca ünlü sanatçıları ve yaratıcı toplulukları bir araya getirerek katılımcıları müzik, teknoloji ve yaratıcılığın birleştiği özel bir atmosferle buluşturacak. Sónar Istanbul’un 10.edisyonunun line up’ı yakında duyurulacak.

    ​Sónar Istanbul’un 10. edisyonunun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    162
  • 12-12-2025

    Tersane İstanbul ve Kolekta iş birliğiyle, KTSM (Kale Tasarım ve Sanat Merkezi) ana sponsorluğunda düzenlenen “Toprak Uykuda Değil” başlıklı karma seramik sergisi, 30 Ocak 2026 tarihine kadar Tersane İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.

    Güncel seramik üretiminin öne çıkan örneklerini bir araya getiren sergi, seramiği merkezine alarak farklı kuşaklardan sanatçıların form, yüzey, ölçek ve teknik üzerinden geliştirdiği geniş üretim alanını görünür kılıyor. Geleneksel malzeme bilgisini bugünün deneysel yaklaşımlarıyla yan yana düşünerek, seramiğin açık, hareketli ve çoğul bir ifade alanı olduğunu vurguluyor.

    Toprağı insanlık tarihinin en eski izlerinden bugünün hızla değişen dünyasına uzanan canlı bir varlık olarak ele alan “Toprak Uykuda Değil”, seramiği geçmişin zanaat belleği ile çağdaş sanat pratiği arasında kurulan bir köprü olarak yeniden konumlandırıyor. Heykelsi formlardan yüzey odaklı işlere, deneysel tekniklerden daha klasik yorumlara uzanan yapıtlar, malzemenin esnekliğini ve sanatçıların seramikle kurduğu kişisel dili görünür hâle getiriyor. Genç ve deneyimli isimlerin bir arada yer alması, seramiğin bugün taşıdığı çeşitliliği ve enerjiyi güçlü biçimde yansıtıyor.

    Sergide; Abrahamm Creative Studio, Ayşe Kurt, Ayşegül Düşek, Cansu Sönmez, Enise Duyar, Erdil Yaşaroğlu, Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Eymen Aktel, Füreya, Gamze Öçkoymaz Erden, Gökçe İrten, İhsan Berke Saraçoğlu, İsmail Tuğran, Jennifer İpekel, Leyla Pekmen, Mesut Öztürk, Metehan Törer, Metin Ertürk, Oddviz, Ömer Emre Yavuz, Pınar Baklan, Samet Can Alış, Saliha Yılmaz, Sena, Sevim Kaya, Sine İçli, Sinem Yeniaras, Tufan Baltalar, Tümay Erman, Umut Kambak, Volkan Aslan ve Yasemin Özcan’ın eserleri yer alıyor.

    ​LG OLED ve Tepta’nın katkılarıyla Tersane İstanbul’da gerçekleştirilen “Toprak Uykuda Değil”, farklı tekniklere ve yaratıcı yaklaşımlara dayanan üretimlerin bir araya geldiği güncel bir panorama sunuyor.

    0
    0
    173
  • 12-12-2025

    Shirō Oguni’nin demaslı bireylerin toplumun aktif bir üyesi olabileceğini göstermeyi amaçladığı, fikri gerçek bir restorana dayanan kitabı Yanlış Siparişler Restoranı, Zeynep Ezgi Zümbül’ün Japonca aslından çevirisiyle Epsilon Yayınevi’nden çıktı.

    “Siparişleri yanlış getiren bir restoran mı? Ne tuhaf bir yer!” Belki siz de böyle düşüneceksiniz. Ama bu restoranda servis yapanların hepsi demansla mücadele eden yaşlı insanlar. Hâliyle bazen siparişler karışabiliyor fakat bu restoranın amacı da tam olarak bu: Yanlış yapmayı kabullenmek ve bu yanlışları birlikte gülümsemeye çevirmek.

    ​2017 yılının haziran ayında Japonya'da doğan Yanlış Siparişler Restoranı, kısa sürede tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı ve modern dünyanın zamanla unuttuğu hoşgörü duygusunu yeniden hatırlattı. Bu restoran, bir konseptten öte demansla yaşayan insanların da yetenekleriyle, emekleriyle ve varlıklarıyla toplumun bir parçası olabileceğinin en güzel kanıtı. Kitabın birinci bölümünde, restoranda yaşanmış gerçek öyküler yer alırken, ikinci bölümdeyse bu anlamlı fikrin sahibi Shirō Oguni, projenin doğuşunu ve ardındaki düşünceyi paylaşıyor. Bu kitap, bir fikirden çok daha fazlası; yanlışların, hoşgörünün ve insan olmanın hikâyesi.

    0
    0
    181
  • 11-12-2025

    Bu yıl 15’inci kez gerçekleşecek Hangi İnsan Hakları? Film Festivali, 13-17 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak.

    İnsan hakları mücadelesinin sesini, tanıklıklarını, direniş hikâyelerini 15 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından İstanbul’a taşıyan festival, bu sene bakım emeği ve ekoloji temaları ön plana çıkıyor. Karanlık bir cinayete kurban giden çevreci belgeselci Hakan Tosun’a da özel bölüm ayrılan programda Türkiye’den ve dünyadan 50 film izleyicilerle buluşacak. Festival, İstanbul’un iki yakasında toplam altı mekânda gösterilecek 50 film, bir dizi söyleşi, forum, panel ve atölye etkinliği ile seyirciyle buluşuyor.

    Festival 12 Aralık Cuma akşamı Pera Müzesi’nde Kardeş Türküler ile 30 Yıl belgeselinin gösterimiyle başlayacak. Bu seneki programda Bakım Emeği ana tema olarak belirlenirken, emek sömürüsü ile ilgili bir dizi filmin yanı sıra, pek çok sivil toplum örgütü, kişi ve inisiyatifin katılımıyla üç farklı etkinlik gerçekleştirilecek. 13 Aralık Cumartesi günü Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde, İmece Ev İşçileri Sendikası iş birliğiyle Külkedisi Değiliz! filminin gösteriminin ardından Ev İşçileri ve Güvencesiz Emek başlıklı bir panel; 15 Aralık Pazartesi akşamı Postane’de, İnsan Hakları Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin işbirliği ile Hasta Mahpuslar ve Hapishanede Bakım Emeği üzerine bir söyleşi; 16 Aralık Salı akşamı ise yine Postane’de, İzlanda’nın Durduğu Gün filminin gösteriminin ardından bu alanda mücadele yürüten birçok ismin katılımıyla Görünmeyen Emeği Görünür Kılmak başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı yapılacak. Programın Tükettiğimiz Dünya bölümünde, ekolojik sorunlara değinen bir düzineden fazla film sunulacak. 14 Aralık Pazar günü Kuzguncuklular Derneği ve Validebağ Gönüllüleri’nin katılımıyla Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde Bu Bostan Bizim belgeselinin gösterimi ve ardından Üsküdar’da Kent Mücadeleleri konulu bir forum düzenlenecek. 15 Aralık Pazartesi akşamı Postane’de, Lübnan’daki bir çevreci örgütün ata tohumu koruma çalışmalarını anlatan Haysiyet Tohumları ve Tohumdan Tohuma adlı eğitici videolardan örneklerin de izleneceği Tekelleşmeye ve Tektipleşmeye Karşı Tohum Çeşitliliğini Korumak başlıklı bir forum gerçekleştirilecek.

    Son 15 yıldır Türkiye’deki çevre direnişlerinin neredeyse hepsine kamerasıyla tanıklık eden, hayvanları, doğayı, yaşam alanlarını ve bunlar için mücadele edenleri belgeleyen, geçtiğimiz aylarda karanlık bir cinayete kurban giden Hakan Tosun’a ayrılan bölümde, filmlerinden dördünün gösterimine ek olarak iki ayrı anma etkinliği yer alıyor. 16 Aralık’ta Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde Validebağ Gönüllüleri ile birlikte “Hakan Tosun İçin Adalet!” derken, 17 Aralık’ta Postane’de filmleri eşliğinde Direnişin Belgeselcisi Hakan Tosun hakkında konuşulacak. Tükettiğimiz Dünya bölümündeki filmlerin bir kısmı, Documentarist’in CultureCIVIC destekli programı çerçevesinde önümüzdeki bir yıl boyunca 15 ayrı kenti dolaşacak, Hakan Tosun ve filmleri bu kentlerde de sık sık anılacak. Festival, unutulmaya karşı mücadele eden deprem mağdurlarını da gündemine taşımaya devam edecek. 15 Aralık’ta Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde İmre Azem’in Hatay belgeselleri serisinin 4. filmi Hatay: 24 Aralık 2024 - 8 Ocak 2025 Adalet Peşinde Aileleri Platformu ve karakterlerin katılımıyla yeniden gösterilirken, festival programı 17 Aralık akşamı Fransız Kültür Merkezi’nde serinin 5. ve son halkası olan Hatay: 12-24 Eylül 2025’nin gala gösterimi ile sona erecek.

    CultureCIVIC Kültür Sanat Destek programı, Üsküdar Belediyesi, Hollanda Başkonsolosluğu, Finlandiya Elçiliği, Brezilya Başkonsolosluğu, UNDP, Kadın İşçi, Fransız Enstitüsü, bianet, 1+1 Express, Manifold ve kitle fonlaması kampanyasına katılan 95 festival destekçisi ile gerçekleşen festivalde, tüm film gösterimleri ve etkinlikler ücretsiz olacak. İstanbul'un iki yakasına dağılan etkinlik mekânları ise şöyle; Fransız Kültür Merkezi, Pera Müzesi, Aynalı Geçit Etkinlik Mekanı, Postane, Bağlarbaşı Kültür Merkezi (Üsküdar) ve TAK (Kadıköy).

    ​15. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    250
  • 11-12-2025

    Dirimart, heykeltıraş Tony Cragg’in “Heykel” başlıklı galerideki ilk kişisel sergisini 15 Aralık 2025-18 Ocak 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    Tony Cragg’in bronz, ahşap, alüminyum ve çelikten ürettiği karmaşık ve çok biçimli heykellerinin yer aldığı sergi, sanatçının son dönem yapıtlarına odaklanırken bu serilerle eşzamanlı olarak geliştirdiği yeni üretimlerden bir seçkiyi de izleyicilere sunuyor. Sergide çok katmanlı heykel formları giderek soyutlaşarak izleyiciyi heykelin hem organik hem de bilinçle kurgulanmış sınırlarını keşfetmeye davet ediyor. Cragg’in endüstriyel malzemeler üzerine uzun yıllara yayılan araştırmalarının bir uzantısı olan bu çok biçimli yapılar, sanatçının geçmiş ve güncel üretimleri arasındaki sürekliliği görünür kılarken özgün heykel dilini de belirginleştiriyor. Hem küçük ölçekli hem de anıtsal nitelikteki heykelleri buluşturan sergi, galeri iç mekânından bahçeye uzanan yerleşimiyle farklı mekânsal ve algısal deneyimler sunuyor.

    Cragg’in pratiği, doğa ile insan yapımı dünya arasındaki etkileşimi icat, deney ve hayal gücüyle harmanlıyor. Mermer, cam, kumtaşı, fiberglas, ahşap ve çelik gibi çeşitli malzemelerle çalışan sanatçı, erken dönemlerde endüstriyel ve gündelik nesneleri bir araya getirdiği kompozisyonlarını zamanla ince katmanlarla biçimlenen organik formlara dönüştürüyor. Doğadan gelen ancak insan eliyle dönüştürülmüş malzemelerle çalışan Cragg, çevremizi algılama biçimimizi yeniden düşünmeye çağırıyor; heykelleri bilgi ve deneyimin karmaşıklığını taşıyan şiirsel metaforlara dönüşüyor.

    ​Sergideki bronz, ahşap, korten çelik ve taş heykeller, insan ile çevresi arasındaki ilişkiyi görünür kılarak doğa ve yapay dünya arasındaki sınırları yeniden düşünmeye davet ediyor. 2011-2025 yılları arasında üretilen bu yapıtlar, ölçek, hacim ve dengeyi malzemenin doğasından yola çıkarak yeniden tanımlıyor. Cragg’in heykelleri, üretildikleri malzemelerin ağırlığına rağmen güçlü bir hareket ve dinamizm hissi uyandırıyor.

    0
    0
    210
  • 11-12-2025

    Selahattin Giz’in İstanbul’unu ya da İstanbul’un çoktan unutulmuş gizlerini ortaya çıkaran, Yapı Kredi Selahattin Giz Koleksiyonu’ndaki 1925-1955 İstanbul fotoğraflarından oluşan Mevsimlerle İstanbul adlı kitap Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    Fotoğraflara eşlik eden, Uğur Kökden’in yazdığı yazıların Türkçeden İngilizceye çevirisini Emre Türkölmez yaptı.

    ​​Selahattin Giz’in 1925 ile 1955 yılları arasında İstanbul’un farklı bölgelerinde, farklı mevsimlerde çektiği ve fotoğraflarını biriktirdiği karelerde tanıdık sokaklar, bugün artık zor tanınan ünlü alanlar, yaşlı tramvaylar, uzaktan uzağa dış çizgileri görünen görkemli camiler, çoğu yok olmuş büyük yapılar… At arabaları, faytonlar, Boğaz’da çıkıntı yapmış eski ahşap yalılar… Kızkulesi, Körfez’deki dalyanlar, İstanbul Üniversitesi’nin ışıklar içindeki gece görünümü, sur dışındaki surlar; belleklerden bile çoktan silinmiş Taksim, karla kaplı meydanda kızlı-erkekli kızak kayanlar, kar altındaki caddeler, Dolmabahçe sırtlarının merdivensiz döneminde yokuş tırmananlar, araba azlığından büyümüş, genişlemiş görünen caddeler, karlar altındaki kayıklar, Beyazıt’ın eski havuzu, Haydarpaşa Garı, Küçüksu Kasrı gibi İstanbul’un dört bir yanından birbirinden güzel fotoğraflar var.

    0
    0
    266
  • 11-12-2025

    Britpop’un efsane gruplarından Suede, yeni albümü Antidepressants’ın turnesi kapsamında, Epifoni ve Zorlu PSM organizasyonuyla 17 Temmuz akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde dinleyicileriyle buluşacak.

    1990’ların başında Britpop akımının kapılarını aralayan, Britpop’un altın çağını başlatan, bir neslin estetik, müzikal ve duygusal kodlarını şekillendiren Suede, yıllar sonra İstanbul’a geri dönüyor. Glam rock’tan art rock’a uzanan geniş sonik dünyası ve Brett Anderson’ın sahnede yarattığı benzersiz karakter, Suede’i yalnızca bir grup değil, bir kuşağın duygusal belleği hâline getirdi.

    ​Suede, onuncu stüdyo albümü Antidepressants ile dinleyicilerini yeni bir atmosferin içine çekiyor. Grup, bu albümdeki yeni parçaları İstanbul’da ilk kez canlı seslendirecek. Britpop tarihine kazınmış efsane şarkılar Trash, Animal Nitrate, Beautiful Ones, So Young ve daha niceleri 17 Temmuz akşamı İstanbul’da yankılanacak.


    %100 Müzik katkılarıyla gerçekleşecek konserin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    193
  • 11-12-2025

    Gözde İlkin’in “Gelgit” başlıklı Zehra Begüm Kışla küratörlüğünde gerçekleşen kişisel sergisi 13 Aralık 2025-23 Ocak 2026 tarihleri arasında artSümer’de sanatseverlerle buluşacak.

    Akışkan formları, katlanan kumaşları ve sayısız benliği kapsayan “Gelgit” sergisi, maddenin hareketini ve sergideki her bir malzemeyi bir hafıza biçimi ve oluşum süreci olarak izliyor. Bu izleme hâli içinde, kumaşlar, kökler, kumullar, hayvanlar ve taşlar birer simge değil, İlkin’in düşünce sisteminde ona eşlik eden parçalar; bu parçalar bir “şey” olmaktan öte, bir edim, eylemlilikleri üzerine yoğunlaşılan nesneler.

    Sergide her yüzey bir gelgit gibi katlanıyor ve açılıyor; bedenlerin, mekânların ve zamanların birbirine sürtünerek yeniden biçimlendiği bir alan kurgusu oluşturuyor. Bu kurgu, sanatçının 2021 yılında New York’taki The Watermill Center’da katıldığı misafir sanatçı programı sürecinde çalıştığı “kumul” kavramına odaklanıyor. “Gelgit”, Gözde İlkin’in üretimlerinde ipliğin, kumaşın, elin ve yerin birlikte ördüğü bir yapma hâlini merkeze alıyor; doğa, beden ve madde arasındaki geçirgen sınırları araştırıyor.

    Künye:
    1. Gözde İlkin-Dünyadan Uzaklaşılmadı Köklerimizi Salmaya Devam Ediyoruz-81x98 cm-2025
    2. Gözde İlkin-Dalga Kıvırttı Kum Seğirdi-71x83 cm-2025
    3. Gözde İlkin-Saksaul Ağacı-77x98 cm-2025
    4. Gözde İlkin-Yürüyen Taşlar-65x86 cm-2025
    5. Gözde İlkin-Maran Otu-46x69 cm-2025

    0
    0
    254
  • 11-12-2025

    Annie Ernaux’nun 1982’den itibaren tuttuğu yazı günlüklerinden oluşan kitabı Karanlık Atölye, Siren İdemen’in çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.

    Karanlık Atölye, Ernaux’nun yazarlığının en mahrem ve çetrefilli yanlarını gün yüzüne çıkarıyor. Yıllara yayılan yazı günlüğünde yaratımın sancılarını, duraksamalarını ve kırılganlığını görünür kılıyor: Okurları edebî yolculuğunun perde arkasına davet ediyor.

    Düşünceler, serzenişler, bir kenara bırakılmış projeler ve yeniden doğan fikirlerle örülü Karanlık Atölye, Ernaux’nun edebî evrimini anlamak isteyenler için bir kaynak olduğu kadar, okura metinlerinin arka planını ve yazarın içsel çatışmalarını derinlemesine keşfetme fırsatı sunan, yazma eyleminin kendisine dair de bir sorgulama.

    “En zor olan, kendimi soymak, toplumun “bakış”ından, toplumun benden beklediğini varsaydığım şeylerden kurtulmak ve sonuçta bu beklentilere ancak onları reddederek, hatta ona karşı çıkarak cevap verebilmek. Yazının kitapla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına aldırmadan o arzuya yönelmek.” 

    0
    0
    319
DAHA FAZLA
Geldanlage