Zorlu PSM 13. sezonunda, uluslararası prodüksiyonlardan kendi özgün yapımlarına, konserlerden festivallere kadar pek çok etkinlikten oluşan geniş programıyla sanatseverlere buluşmaya hazırlanıyor.
Zorlu PSM’nin 13. sezonu tanıtıldı. 12 yılda 8 milyondan fazla sanatseveri ağırlayan Zorlu PSM, yılın neredeyse her günü beş farklı sahnesinde 1.000’in üzerinde etkinliğe bu sezon da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 13. sezonda da uluslararası müzik sahnesinin büyük grupları ve müzisyenleri Zorlu PSM sahnelerinde dinleyicileriyle buluşuyor. Her sezon farklı türlerde dünya çapında ses getirmiş müzisyenlerin yer aldığı ve dinleyiciler tarafından dört gözle beklenen Zorlu PSM uluslararası konserlerinde bu yıl; Audra McDonald, Alfa Mist, Blind Guardian, bôa, Bonobo, Elijah Fox, Ichiko Aoba, Isabel La Rosa, James Hype, Kerala Dust, Mammal Hands, Marisa Monte, Nina Kraviz, Oscar and the Wolf, Peter Bence, Sabaton, Starsailor, Weval, Yousuke Yukimatsu gibi yıldız isimler sezon boyunca Zorlu PSM sahnelerinde müzikseverlerle buluşacak.
Dünyanın en seçkin prodüksiyonları bu sezon da Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 7-8 Kasım’da yapay zekâ temasını bale sanatıyla buluşturan, Scottish Ballet’in çağdaş ve büyüleyici uyarlaması Coppélia, 2-8 Mart’ta Bollywood’un efsanevi müzikleri, nefes kesen dansları ve rengârenk görkemiyle sahneyi adeta bir şölene dönüştürecek olan Taj Express ve 20-21 Ocak’ta çağdaş dansın sınırlarını zorlayan Belçikalı topluluk Peeping Tom’un hafıza ve mekân algımızı derinden sorgulayan çarpıcı üçlemesi Triptych Zorlu PSM sahnesinde olacak.
Zorlu PSM'nin yüksek katkılı mekân sponsoru olduğu 29. İKSV Tiyatro Festivali de dünyaca ünlü projelerini Zorlu PSM sahnelerinde tiyatroseverlerle buluşturuyor. Festival kapsamında, Scapino Ballet Rotterdam'ın Arvo Pärt’ın etkileyici müziği eşliğinde sahnelediği Katedral, Arvo Pärt’le Bir Akşam performansı 20-21 Ekim’de Turkcell Sahnesi’nde izleyicilerle buluşurken sirk, tiyatro ve dansı fantezi ve şiirle harmanlayan Fransız-Katalan topluluğu Baro d’evel’in Biz Kimiz adlı büyülü gösterisi, 22-23 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde tiyatro ve dansseverlerle buluşacak.
Zorlu PSM Prodüksiyonu olarak hayata geçen yapımların arasına yenileri de ekleniyor. Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği, Alina Boz ve Ayda Yüksel’in rol aldığı, kuşaklar arası hesaplaşmaları ve kadın dayanışmasını konu alan yeni prodüksiyon Palamut Zamanı, Onur Ünlü’nün kült filminin ilk tiyatro uyarlaması ve başrollerinde İlayda Alişan, Beyti Engin, İbrahim Selim, Ali Yoğurtçuoğlu, Deniz Celiloğlu ve Efekan Can’ın oynadığı Güneşin Oğlu, Zerrin Tekindor’un başrolünde olduğu ve Hira Tekindor’un yönettiği Peter Shaffer uyarlaması Lettice and Lovage ile Aldous Huxley’nin distopik başyapıtının Jethro Compton ve Lerzan Pamir yönetiminde ve Başar Başaran’ın uyarlamasıyla müzikal formda Türkiye’de ilk kez sahneleneceği Cesur Yeni Dünya bu sezon Zorlu PSM’de prömiyer yapacak Zorlu PSM Prodüksiyon yapımları arasında yer alıyor.
Zorlu PSM sahnelerindeki sevilen prodüksiyonlar arasında olan; Demet Evgar’ın başrolünde olduğu ve Serdar Biliş’in yönetmenliğinde Afife, Merve Dizdar ve Kerem Arslanoğlu’nun başrollerini paylaştığı İnsanlar Mekânlar Nesneler, PSM Atölye’den çıkıp profesyonel yolculuğuna ikinci sezonunda da devam eden Kısık Ateşte Düdüklü Tencere de temsillerine devam edecek. Ayrıca Cumhuriyet’in kuruluş sürecini teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak dans ve müzik ve sahne prodüksiyonları ile anlatan 1923, bu sezon 29 Ekim’deki temsiliyle sahnelere veda edecek. Sezon boyunca ayrıca aralarında İyi Değilim Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim, Auptopsy, Don Kişot, Baba, Amadeus, Terapi, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Drakula, Kel Diva, Toz, Bulaşıkçılar, Aşk Biter mi?, Timsah Ateşi, Cimri, Medea, Linçler ve Dudaklar, Martı mıyım?, Güne Bakan Cam Kırıkları, Tıtıl GPT-148, Güzel Son, Eylül, Kopenhag gibi oyunların bulunduğu çok sayıda tiyatro da Zorlu PSM’de sergilenecek.
14-15 Kasım tarihlerinde 9. edisyonu gerçekleşecek MIX Festival’de bu yıl; de Purple Disco Machine, Bakermat, Bulgarian Cartrader, Discopolis, Maribou State, Sigrid, Jadu Heart, Youngr, Marissa Nadler, Nusantara Beat, TUKAN, Emre Can Swim, Venice, Hilal Kaya, groove4lovers, Egosex, Selût ve Soul Grinders sahne alacak. Ayrıca dünyanın en prestijli elektronik müzik festivallerinden biri olan, yaratıcılık ve teknolojiyi birleştiren Sónar Istanbul, 10-11 Nisan 2025 tarihlerinde 10. edisyonu ile yine 20’den fazla farklı disiplinlerdeki sanatçıyı binlerce müzikseverle bir araya getirecek. Avusturya’da neredeyse 50 yıldır “teknolojik sanatlar alanında” dünyanın en saygın festivali ve platformu olarak kabul edilen Ars Electronica, Zorlu PSM ve Piksel.Creative Solutions partnerliğiyle Diageo Türkiye’nin ana sponsorluğunda 21-28 Ekim tarihleri arasında sadece Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşacak. İlk edisyonundan itibaren müzikseverlerden büyük ilgi gören ve dünya starlarının ağırlandığı PSM Loves Summer by %100 Müzik serisi, 2026 yılının yaz aylarında 5. edisyonunda sürpriz isimleri ağırlamaya hazırlanıyor.
Zorlu PSM’nin 13. sezon programına buradan ulaşabilirsiniz.
Yeni sanat merkezi Fotoğraf Fabrikası, kapılarını Magnum Photos üyesi Fransız fotoğrafçı Antoine d’Agata’nın “Teorem” başlıklı sergisiyle 3 Ekim’de açacak.
Dünya çağdaş fotoğrafının en özgün ve en provokatif seslerinden biri olan Antoine d'Agata’nın sergisi 29 Kasım’a kadar görülebilecek. Sanatçının küresel şiddet, emperyalizm ve insanlık hâllerine dair çarpıcı çalışmalarından oluşan “Teorem” sergisinde d’Agata’nın Laos, Vietnam, Kamboçya, Irak, Ukrayna, Filistin ve İsrail gibi çatışma coğrafyalarında ürettiği, belgesel ve şiirsel bir dilin iç içe geçtiği fotoğraf ve video çalışmaları izleyici karşısına çıkıyor.
Sanatçının işleri, New York’taki MoMA PS1'den Paris’teki Centre Pompidou’ya kadar dünyanın önde gelen kurumlarında sergilendi. “Teorem” sergisi ise, onun en politik ve en kapsamlı işi olarak öne çıkıyor.
Antoien d’Agata söyleşi ve kitap imza günü 4 Ekim Cumartesi günü saat 15.00’te Fotoğraf Fabrikası Art Space’de gerçekleşecek.
Esra Dermancıoğlu’nun hem yazıp yönettiği hem de başrolünü Deniz Karaoğlu ile paylaştığı yeni oyunu İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim ile 30 Ekim’de prömiyer yapmaya hazırlanıyor.
Yapımını Satsuma’nın üstlendiği oyun dram ve kara komedi türlerini harmanlıyor. Oyun; arzu, utanç, dijital çağın tüketim ilişkileri ve ebeveyn mirasının gölgesinde şekillenen bir aşk hikâyesini sahneye taşıyor. Projeksiyon, ses tasarımı ve sahne metaforlarıyla zenginleşen oyun, seyirciyi bir kadının kendi bedenine ve geçmişine açtığı savaşın tam ortasına davet ediyor. Oyunun merkezinde Dermancıoğlu’nun kaleme aldığı manifesto yer alıyor: “Beden ilk pazardır. İlk meta, ilk vitrin… Ama bir gün dokunmamak devrim olacak. Bir gün beden geri alınacak. Ve o gün geldiğinde, hiç kimse, hiç kimsenin vitrini olmayacak.”
İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim 30 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde gerçekleşecek gösteriminin biletlerine Biletix, Biletinial, Passo ulaşabilirsiniz.
Künye
Yazar&Yönetmen: Esra Dermancıoğlu
Oyuncular: Esra Dermancıoğlu, Deniz Karaoğlu
Yardımcı Yönetmen: Özden Selim Karadana
Reji Asistanı: Gülse Baştuğ
Backstage: Ayşegül Karacan
Afiş Tasarım: Berkcan Okar
Afiş Fotoğrafı: Muhsin Akgün
İllüstratör: Gökçe Erverdi
Animasyon: İbrahim Özdağ
Ses Tasarımcısı: Ozan Yılmaz
Müzik: Jamal Aliyev
Işık&Sahne Tasarımı: Cem Yılmazer
Yapım Asistanı: Sezin Mutlu
Yapımcılar: Timur Savcı, Burak Sağyaşar, Alara Hamamcıoğlu Bayraktar
Yapım Şirketi: Satsuma
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 2025/26 sezonuna 9 Ekim’de BİFO’nun siparişi üzerine bestelenen Paolo Marzocchi’nin “Five Songs from Shkodër” eserinin dünya prömiyeri ile başlayacak.
Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda gerçekleşecek yeni sezonda, BİFO dünyadan ve ülkemizden saygın sanatçılarla aynı sahneyi paylaşacak. Klasik müziğin önde gelen bestecilerini ve onların kuşaklar boyunca yankılanan eserlerini her yeni sezonunda olduğu gibi İstanbul'a taşıyan BİFO, 26. sezonunda Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Konserlerde ulusal ve uluslararası alanda hem deneyimleriyle öne çıkan hem de genç yetenekler arasında gösterilen şef ve solistler aynı sahneyi paylaşacak.
Bu sezon, Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda müzikseverlerle buluşacak olan BİFO, onursal şefi Gürer Aykal, sanat yönetmeni ve sürekli şefi Carlo Tenan’ın yanı sıra, Christoph Eschenbach, Barbara Hannigan (şef, soprano), Martijn Dandeviel ve František Macek gibi değerli şefleri ağırlayacak. BİFO’nun 12 konser vereceği bu renkli sezonda, aynı sahneyi paylaşacağı solistler arasında Ilya Maximov (piyano), Marc Coppey (viyolonsel), Kübra Şenyaylar yönetiminde Koro İstanbul, Jan Lisiecki (piyano), Maria Meerovitch (piyano), Omar Tomasoni (trompet), François-Frédérick Guy (piyano), Ferhat Can Büyük (piyano), Daniel Hope (keman), Salih Can Gevrek (piyano), Enkeleda Kamani (soprano), Deniz Uzun (mezzosoprano), İlker Arcayürek (tenor), Li Huanhong (bas) ve Cornel Groza yönetimindeki Transilvanya Devlet Filarmoni Korosu yer alıyor.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 2025/26 sezonunu 9 Ekim Perşembe günü Carlo Tenan yönetiminde, piyanist Ilya Maximov’un performansıyla açıyor. Genç yaşına rağmen uluslararası alanda birçok ödül kazanan ve önde gelen orkestralarla sahne alan virtüöz piyanist, Şostakoviç’in 2 numaralı Piyano Konçertosu’nu seslendirecek. Konserin en merakla beklenen anlarından biri ise, Haydn ve Kabalevsky’nin eserlerinin yanı sıra, BİFO'nun siparişi üzerine bestelenen ve geleneksel Türk müziği ile Güney Avrupa müziğini buluşturan Paolo Marzocchi’nin “Five Songs from Shkodër” adlı eserinin dünya prömiyeri olacak. Bu özel açılış, klasikleşmiş bestelerin eskimeyen büyüsü ile yeni doğan bir eserin heyecanını birlikte yaşatacak.
BİFO’nun yeni sezonu hakkında detaylı bilgiye ve programa buradan ulaşabilirsiniz.
Candan Arıcı, Ediz Birlikdoğan, Gülçin Aslandoğan, Lütfiye Kösten, Meryem Günana ve Tolga Boztoprak’ın eserlerinden oluşan “Sınırların Ötesinde” başlıklı karma sergi, 2-25 Ekim tarihleri arasında Artgalerim’de sanatseverlerle buluşuyor.
Sergide yer alan seçki; mekân, zaman ve kimlik kavramlarını ele alırken, görünür olan ile görünmez olan arasındaki sınırları sorguluyor. Her sanatçı kendi üslubu ve tekniğiyle bu sınırların ötesine geçerken, ortaya çok katmanlı, disiplinler arası bir anlatı sunuyor. Resim, heykel, fotoğraf ve karışık tekniklerle üretilmiş eserler, izleyiciye yalnızca bakmayı değil, aynı zamanda görmeyi, hissetmeyi ve düşünmeyi öneriyor. Sanatçılar kimi zaman bireysel hafızadan beslenen, kimi zaman toplumsal belleğe dokunan çalışmalarında, sınır kavramını hem fiziksel hem de zihinsel düzlemde yeniden yorumluyor. Sergi, bu yönüyle izleyiciyi alışıldık bakış açılarını terk etmeye, normların ötesine geçmeye ve sanatın sunduğu özgür alan içinde kendi cevaplarını bulmaya davet ediyor.
“Sınırların Ötesinde”, farklılıkların bir araya gelerek yarattığı zenginliği vurgularken, sanatın birleştirici gücünü de gözler önüne seriyor. Her bir eser, kendi içinde bağımsız bir dünya kurarken; sergi bütünü, bu dünyaların ortak bir dilde buluşmasını sağlıyor. İzleyici, sergi alanında gezerken bir yandan kişisel hikâyelerle, bir yandan evrensel temalarla karşılaşıyor. Böylece bireysel olan ile kolektif olan, somut ile soyut, geleneksel ile çağdaş arasında yeni bağlar kuruluyor.
Künye:
1. Candan Arıcı, 2024, Hepsi Benim, 46x22cm, bronz, prinç kaide/sıcak cam dünya
2. Lütfiye Kösten, 2025, Farklı Güneşler Rüyalar, 100x120cm, tüyb
3. Tolga Boztoprak, 2025, Güne bakanlar, 120x150cm, tüyb
4. Meryem Günana, 2021, Haddini Aş!, 100x100cm, tüyb
5. Ediz Birlikdoğan, Aydınlanma Çağı Serisi Üç Güzel, 150x 120cm, tüyb
6. Meryem Günana, 2025, Haddini Bil-me, 120x80cm, tüyb
7. Gülçin Aslandoğan, 2025, Kovan serisi, 170x110cm, tüab
Eleanor Atkinson’ın küçük köpek Bobby’nin dostlarıyla yaşadığı maceraları, vefa, merhamet ve umut dolu hikâyesini anlattığı kitabı Sadık Dost Bobby, Carpe Diem Kitap’tan çıktı.
Sadık Dost Bobby, on dokuzuncu yüzyılda İskoçya'nın Edinburgh kentinde gerçekten yaşamış bir köpek olan Bobby'nin etkileyici sadakat hikâyesine dayanıyor. Kitap; Bobby’nin vefat eden sahibi İhtiyar Jock’un mezarını yıllarca terk etmeden beklemesi, sadakat ve vefa kavramlarını somut bir olay üzerinden anlatıyor. Kayıp, yas, özlem gibi duygular, yumuşatılmış bir dille ama gerçekçi şekilde işleniyor. Özellikle genç okurların duygusal gelişimini destekleyerek kayıpla başa çıkmanın doğal bir süreç olduğunu öğretmeyi amaçlıyor.
Pentland tepelerinden Edinburgh'un tarihi sokaklarına uzanan gerçek bir dostluk ve sadakat hikâyesi. İhtiyar John ve sevimli köpeği Bobby, dağlarda mutlu bir hayat sürerlerken yaşanan talihsiz olaylar onları ayırır. Yaşlı adamın vefatıyla Bobby en yakın dostunu kaybeder. Ama küçük köpek, sahibinin Greyfriars Mezarlığı'ndaki mezarı başında yıllarca beklemeye kararlıdır. Fakat Bobby bu bekleyişte yalnız olmayacaktır. Heriot Okulu'nda okuyan Tom ve kız kardeşi Alis, hayırsever lokanta sahibi Bay Trail ile birlikte Bobby'nin bakımını üstlenirler. Okulun diğer öğrencileri ve mahalledeki iyi kalpli insanlar da onlara yardımcı olurlar.
Bodrum Uluslararası Film Festivali (BIFF), 14 ülkeden 19 filmden oluşan programıyla 3-8 Ekim tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak.
Bodrum Uluslararası Film Festivali (BIFF), T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği, Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi ve Kos Adası Belediyesi iş birliğiyle düzenleniyor. Bodrum Sinema ve Kültür Derneği, 12 yıllık Bodrum Türk Filmleri Haftası ve CineBodrum Sektör zirvesinden edindiği deneyimle Bodrumlulara uluslararası bir film festivali sunuyor. Bodrum Kalesi, Oasis Cinemarine Salonları, Bitez Plajı ve Değirmenler Tepesinde yapılacak olan gösterimlerde 14 ülkeden 19 film izleyiciyle buluşacak. Festivalin 4 Ekim akşamı Bodrum Kalesinde yapılacak açılış gecesinde, yönetmenliğini Gökhan Arı, yapımcılığını Mustafa Uslu’nun üstlendiği Bi Umut açılış filmi olarak Bodrum Uluslararası Film Festivalinde dünya prömiyerini gerçekleştirecek.
Bodrum Uluslararası Film Festivali (BIFF) hakkında detaylı bilgiye ve programa buradan ulaşabilirsiniz.
SANATORIUM, küratörlüğünü Uras Kızıl’ın üstlendiği “Şeylerin Fısıltısı” başlıklı sergiyi 10 Ekim-22 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.
“Şeylerin Fısıltısı”, Selim Birsel, Sinem Dişli, Sibel Horada, Emre Hüner, Ege Kanar, Çağla Köseoğulları, Ali Miharbi ve Yağız Özgen’in sergiye özel olarak üretilmiş ya da yeniden kurgulanmış manzaraya dair, araştırma temelli süreçsel üretimlerini bir araya getiriyor.
Merkezine manzara [landscape/ landschap] kavramını alan sergi, manzaraya salt pitoresk bir mecra olmanın ötesinde yaklaşıyor. Manzaranın kavramsallık düzeylerini tartışmaya açarak, kavramı genişletmenin olanaklarını arıyor. Manzaranın bir kavram olarak ele alınma biçimi imgenin de günümüze içkin yeni anlamlarını veriyor. Romantizmle birlikte manzara, toplumsal, politik ve ekonomik ilişkileri açık etmenin bir kudretini oluştururken; günümüzde ise insan sonrası dönemecin [posthuman turn] de etkisiyle bakışını insan olmayan ötekiye doğru çeviriyor. İnsan olmayan ötekinin hikâyesine kulak kabartmak sergi dâhilinde imgenin de yeni içeriğini belirliyor.
Sergi hikâye anlatıcılığı pozisyonunu üstleniyor. İnsan olmayan şeylerin mevcudiyetini yeniden formüle edilmiş bir manzara/imge düzeyinde görüngüye çıkarmayı hedefliyor; varlıkla ilgili ontolojik bir problemi açık ediyor. Bunun için de ilk olarak hikâyenin merkezini değiştirmek suretiyle gerçek ile kurmaca, ampirik ile spekülatif, mutlak ile izafi geriliminde dolanarak yeni anlatılara alan açıyor. İmgenin süreçsel ve olumlayıcı bilgiler üretmesine imkân tanıyor. İnsan etkinliklerinin toplamından ibaret olmayan bir dünyada insan olmayan ötekinin pozisyonunu ve konumunu manzara ölçeğinde inceliyor.
“Şeylerin Fısıltısı”, insan olmayanları da içeren anlatılar kurgulamasıyla sezgisel ve duygulanımsal rezonanslar oluşturuyor. Ses, renk katmanları, kimyasal tepkimeler ve poliüretan köpük, plastik epoksi, silikon, cam, lastik/kauçuk vb. unsurların katılımıyla hikâyelerin parçalarını tamamlayan bedenlenmiş manzara örüntüleri gerçekleştiriyor. Sergi, galeri mekânını tıpkı imgede olduğu gibi yeniden formüle ediyor. Ofis alanı olarak kullanılan arka mekânı, depo işlevi gören ve spiral merdivenle inilen alt katı sergiye dâhil ediyor.
Künye:
1. Çağla Köseoğulları, Dağ, Video (Fotoğraf üzerine garfik animasyon)
2. Ege Kanar, Probe, 3 Kanallı Video, Ses, 7_47
16. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu bu yıl “Anadolu’da Araştırma ve Arkeolojik Mirasın Değerlendirilmesi Arasında Kültürel Etkileşim Olguları ve Süreçleri” ana başlığıyla 4 Ekim Cumartesi günü ANAMED’de gerçekleşecek.
Sempozyum; İstanbul İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Salvatore Schirmo’nun ve İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin girişimleriyle, Ankara İtalyan Büyükelçiliği himayesinde düzenleniyor. Türk topraklarına dağılmış miras üzerinde Türk meslektaşlarıyla birlikte çalışan İtalyan arkeologlara, sahada yürütülen çalışmaların sonuçlarını karşılaştırma olanağı sağlayan etkinlik, İtalyan ve Türk iş birliğiyle yürütülen kazılar, araştırmalar ve incelemeler sayesinde Türkiye’nin zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor. Sempozyumda Arslantepe, Hierapolis, Karkamış, Kültepe, Uşaklı Höyük, Porsuk-Zeyve Höyük, Hattuşa, Tripolis ve Tokalı Kilisesi gibi önemli arkeolojik alanlarda faaliyet gösteren arkeologlar konuşmacı olarak yer alacak.
İtalya’nın, eğitim, araştırma ve kazılar konusunda Türkiye’deki arkeolojik çalışmalara katkılarına odaklanan bu köklü buluşmada, tarihi mirasa katkı sunmak için Türk kurumlarıyla iş birliği içinde çalışan İtalyan ekipler ülkemizin batısından doğusuna önemli arkeolojik alanlarda gerçekleştirdikleri kazıları, keşif süreçlerini, buluntuları ve hedeflerini anlatacaklar. Konuşmaların İtalyanca ve Türkçe simultane tercümeyle gerçekleştirileceği 16. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nda paylaşılan bulgular, önümüzdeki aylarda ayrıca kitap hâline de getirilecek.
16. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nun akademik oturumları 4 Ekim Cumartesi günü herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak ANAMED’de gerçekleşecek. Oturumlar sabah 9.00’da başlayıp gün boyu sürecek. Katılmak isteyenler, iicistanbul.esteri.it üzerinden etkinliğe kayıt yaptırabilirler.
1. Maria Andaloro - Bizans Kapadokya
2. Maria Andaloro - Bizans Kapadokya
3. Leopoldo Repola, Andreas Schachner, Massimiliano Marazzi - Hattusa
4. Anacleto D Agostino, Valentina Orsi, Demet Taskan - Yozgat-Usakli Hoyuk
5. Francesca Balossi, Yilmaz Selim Erdal - Malatya Arslantepe
Alternatif rock’ın efsanevi ismi Morrissey, 16 Aralık’ta Volkswagen Arena’da ve 19 Aralık’ta ATO Congresium’da, Piu Entertainment organizasyonu ile müzikseverlerle buluşacak.
Neslinin en büyük söz yazarlarından biri olarak kabul edilen Morrissey, İngiliz müziğine olağanüstü katkılarıyla Ivor Novello Ödülü’ne layık görüldü. Hem şarkıları hem de sahne performanslarıyla milyonları etkileyen sanatçı, Britanya popunun en güçlü figürlerinden biri olmayı sürdürüyor. Bugüne kadar çıkardığı 13 stüdyo albümü ve 15’i İngiltere listelerinde ilk 10’a giren toplam 15 albümü ile müzik dünyasında derin izler bıraktı. California Son ve Low in High School albümleriyle ABD listelerinde de ilk 10’a yükselmeyi başaran sanatçı, kariyerini global başarılarla taçlandırdı.
Daha önce iptal edilen konser sonrası yeniden Türkiye’de sahneye çıkmaya hazırlanan Morrissey, güçlü repertuvarı ve sahne enerjisiyle dinleyicilerine unutulmaz bir müzikal deneyim yaşatacak. İstanbul ve Ankara konserlerinin biletleri 3 Ekim Cuma 12.00’de Bubilet’te satışa çıkacak.