Anadolu’nun en geç keşfedilen antik kentlerinden biri olan Sagalassos, çağdaş Türk sanatının önemli isimlerinin ziyareti ile yeni bir keşfe kapılarını açıyor. 20 Haziran-31 Ağustos tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda gerçekleşen “Sagalassos İçin” başlıklı sergi bir sosyal sorumluluk projesi olmanın yanında sanat dünyasının ilgisini bu antik kente çekmeyi de planlıyor.
Bozlu Art Project, her yıl geleneksel hâle getirdiği temalı yaz sergilerinde bu yıl Sagalassos’u konu ediniyor. Tarihi antik çağlara kadar uzanan, Büyük İskender’in geçtiği, Anadolu aydınlanmasının yeşerdiği topraklara bir kez daha bakıp günümüzün koşulları ile yeni ilhamlar yaratmanın yanında, Sagalassos Roma Hamamı’nın ayağa kaldırılması için yedi sanatçı bir araya gelerek Sagalassos Vakfı’nın yönlendirmesi ile geçmişe ışık tutmanın yollarını arıyor. 20 Haziran–31 Ağustos tarihleri arasında Murat Germen, Selma Gürbüz, Kazım Karakaya, Murat Morova, Seyhun Topuz, Utku Varlık ve Semih Zeki’nin yer aldığı bu sosyal sorumluluk projesi, Sagalassos Vakfı’nın desteğiyle antik kenti ziyaret eden sanatçıların Sagalassos’tan etkilenerek ürettikleri yeni yapıtları veya bu sergide yer almasını arzu ettikleri yapıtlardan oluşuyor. Sergide yer alan yapıtların satışından elde edilecek gelir Sagalassos Vakfı’nın aracılığıyla antik kentin Roma hamamının ayağa kaldırılması için kullanılacak. Tarihin günümüze armağan ettiği Sagalassos’u yeni fikirler ve dünyalar ile buluşturarak geleceğe taşımayı amaçlayan sergiyi 31 Ağustos 2019 tarihine kadar Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda görebilmek mümkün.
Son beş yılın ödüllü yapımları, SALT ve BAŞKA SİNEMA iş birliğiyle gerçekleştirilen gösterim programı kapsamında izleyiciyle buluşacak. Gösterimler, 9 Temmuz’da SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da, Sebastián Silva’nın Nasty Baby (Yaramaz Bebek) filmiyle başlayacak. Program herkesin katılımına açık ve ücretsiz olacak.
9 Temmuz Salı, 19.00
Sebastián Silva, Nasty Baby (Yaramaz Bebek), 2015
İngilizce; Türkçe altyazılı (101 dakika)
65. Berlin Uluslararası Film Festivali Teddy Ödülü
16 Temmuz Salı, 19.00
Dominique Rocher, La nuit a dévoré le monde (Gece Dünyayı Yuttuğunda), 2018
Fransızca, Norveççe, İngilizce; Türkçe altyazılı (93 dakika)
37. Molins Film Festivali Jüri Özel Ödülü
23 Temmuz Salı, 19.00
Claire Denis, High Life, 2019
İngilizce; Türkçe altyazılı (110 dakika)
66. San Sebastián Film Festivali FIPRESCI Ödülü
45. Gent Film Festivali Georges Delerue En İyi Film Müziği Ödülü
30 Temmuz Salı, 19.00
Hubert Canaval, Macht Energie. Energized (Enerji), 2014
İngilizce; Türkçe altyazılı (92 dakika)
6 Ağustos Salı, 19.00
Jean-Luc Godard, Adieu au langage (Dile Elveda), 2015
Fransızca, İngilizce, Almanca; Türkçe altyazılı (70 dakika)
67. Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü - Palm Dog Ödülü
İKSV Galaları Temmuz’da, uzun zamandır çekilen en şaşırtıcı korku filmlerinden birini sunuyor: Midsommar / Ritüel. İlk filmi Hereditary / Ayin ile son yılların en tartışılan filmlerinden birine imza atan Ari Aster’in yeni filmi Midsommar / Ritüel, vizyona girişinden önce, 17 Temmuz’da saat 21.30’da Kadıköy Sineması’nda gösterilecek. İzleyiciyi bir gündüz kâbusunun içine hapseden Midsommar / Ritüel, İsveç'te bir köyde yaz gündönümü şenliklerine katılan genç bir çiftin, pagan bir tarikatın 90 yılda bir yapılan gizli ayininin ortasına düşmelerini anlatıyor.
Uzun zamandır çekilen en şaşırtıcı korku filmlerinden Midsommar / Ritüel parlak ışık, yumuşak görüntüler ve pastel renklerle çekilmiş huzursuz edici sahnelerin yer aldığı aydınlık, gün ışığında geçen, sıra dışı bir gerilim. Başrollerde Lady Macbeth ile yıldızı parlayan Florence Pugh’a Jack Reynor (Macbeth, Sing Street, On the Basis of Sex) ve Will Poulter (The Maze Runner, The Revenant, Black Mirror: Bandersnatch) eşlik ediyor.
Depo İstanbul, “Paylaşılan Kutsal Mekânlar” sergisi kapsamında düzenlediği söyleşilerde yazar Sema Kaygusuz’u ağırlayacak.
“İçimdeki Tapınak” başlıklı bu söyleşide Kaygusuz, bu serginin kendisine düşündürdüğü bir dizi soruyu tartışmaya açacak: İnsanın içindeki tapınağı nereye inşa edebiliriz? Kutsal tam olarak kavrayabileceğimiz, sınırlarını kolayca çizebileceğimiz bir yaşam alanı, dokunabileceğimiz bir nesne midir, yoksa kökensel arzuları terbiye eden mitsel bir anlatı mı? Mahremle maneviyat arasındaki bağı hangi tapınak temsil eder?
Yazar, son yayımlanan kitabı Aramızdaki Ağaç’ta yer alan "Dilenci ve Allah" metninde kendi geçmişi üzerinden inançların aktarılan anlatılarla, kişisel imgelemle nasıl çoğullaştığından söz ediyordu.
Söyleşi, 10 Temmuz Çarşamba, saat 19.00’da Depo İstanbul’da ücretsiz ve herkese açık olarak gerçekleşecek.
Fotoğraf: ©Nazlı Erdemirel
Mixer, 14 Haziran - 04 Ağustos 2019 tarihleri arasında bu sene dördüncüsünü gerçekleştirdiği açık çağrının sonucunda gerçekleşen sergiyle izleyiciyi karşılıyor. 2012 Kasım ayında İstanbul’da genç ve kariyerinin başındaki Türk sanatçılarının gelişmesine olanak sağlamak amacıyla kurulan Mixer, bu doğrultuda 2016 yılından beri düzenlediği açık çağrı serisine devam ediyor. Bu sene dördüncü edisyonu düzenlenen “Mixer Sessions” sergi serisi için yapılan başvurular sonucunda Mixer ekibi tarafından yapılan seçkideki eserler, 14 Haziran - 4 Ağustos 2019 tarihleri arasında sergileniyor.
Tuvalden videoya, özgün baskılardan çeşitli malzemelere uzanan ve sanat üretiminin birçok mecrasını kapsayan sergide, pratiklerini çeşitli alanlarda geliştirmiş olan ve çağdaş sanatın anlatım yollarındaki yaratıcı yolculuğun henüz başında olan sanatçıların eserlerini görebileceğiniz sergide yer alan isimler: Ahmet Fuat Gökmen, Ayşe Gürkaş, Aytuğ Aykut, Doğukan Tarancı, Fatih Güzel, Gizem Güler, Hajar Babazade, Hina Barlas, Hüseyin Aksoy, Lütfullah Genç, Merve Çetin, Nanda (Hande Özbakır-Gözde Şenakar), Naz Şeker, Özge Kahraman, Özge Kul, Soyhan Baltacı, Yekateryna Grygorenko, Yılmaz Bulut, Zelal Özkan.
Fotoğraf: Nazlı Erdemirel
Jill Tomlinson’ın kaleme aldığı, Paul Howard’ın resimlediği, yedi kitaptan oluşan “Hayvan Öyküleri Serisi”nin üç kitabı Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen, Pes Etmeyen Tavuk ve Merak Eden Susamuru serinin diğer kitapları gibi Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) etiketiyle yayımlandı.
Karıncalarla tanışan küçük karıncayiyen Pim’im maceralarını anlatan Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen, bir aile kurmak isteyen çil tavuk Hilda’nın öyküsüyle Pes Etmeyen Tavuk ve sorularına yanıt arayan yavru susamuru Pat’ı anlatan Merak Eden Susamuru ile serinin son üç kitabı, 7 yaş ve üzeri çocuklar için yayımlandı. Çocuklar bu eğlence, bilgi ve macera dolu öykülerle kitap okumanın zevkine varırken, hayvanlarla ilgili bilgiler edinecek, duyguları tanıyacak, büyümek, zorlukların üstesinden gelmek, dayanışmak gibi konuların üzerine düşünecekler.
Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nün doktora programında Şehnaz Tahir Gürçağlar’ın rehberliğinde başlayan ve Cumhuriyet tarihinin özellikle birinci ve ikinci kuşağının önde gelen kimi yazılı ve sözlü çevirmenlerini kapsayan betimleyici tarih çalışması Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler, İthaki Yayınları etiketiyle 5 Temmuz’da raflardaki yerini alacak.
Konusu açısından Türkçede bir ilk girişimi temsil eden bu çalışma, zaman içinde genç ve deneyimli başka akademisyenleri de içine alarak genişledi. Portreleri sunulan şahsiyetlerin çeviriyle kurdukları ilişkileri somut bir tarihsel-kültürel bağlam içinde, sosyolojinin ve çeviribilimin gözünden inceleyen makalelerden oluşan bu derleme, dünyanın edebi ve kültürel birikimini bu topraklara taşımış kadın çevirmenlerin görünürlüğünü vurgulamayı, haklarını teslim etmeyi amaçlıyor.
Kitapta ele alınan kadın çevirmenler arasında Halide Edip Adıvar, Sabiha Sertel, Seniha Bedri Göknil, Azra Erhat, Melahât Togar, Adalet Cimcoz, Mîna Urgan, Güzin Dino, Nihal Yeğinobalı, Gönül Suveren ve Gülten Suveren, Tomris Uyar, Pınar Kür, Belgin Dölay, Fatma Artunkal ve Zeynep Bekdik yer alıyor.
“Feminist çeviribilim araştırmalarına göre tarih boyunca çevirmenlik genellikle erkeğin ‘özgün’ ve ‘birincil’ olarak görüldüğü bir dünyada ‘ikincil’ ve ‘kadın’ olarak nitelenmiştir… Bu derlemede yer alan kadınların çevirmen kimlikleri bu metaforu doğrular gibi görünse de aslında onu tam tersine çevirdikleri söylenebilir. Çevirinin ikincil değil, birincil rol üstlendiği bir kültürel ortamda onun yenilikçi ve dönüştürücü gücünü edebiyatın farklı türlerine ve toplumsal yaşama taşıyan bu kadınlar ikincilliğin değil, olsa olsa üretkenliğin simgesi olabilir.” Şehnaz Tahir Gürçağlar
Görsel Kiko Rodriguez’e aittir.
Bu yıl 16’ncı kez düzenlenecek Akbank Kısa Film Festivali’nin geçtiğimiz yıl 68 ülkeden toplam 1.406 kısa filmin başvurduğu “Yarışma Bölümü” için başvurular başladı.
Ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirilecek 16. Akbank Kısa Film Festivali Yarışma Bölümü’ne başvuran eserler arasından, festival jürisinin değerlendirmeleriyle belirlenecek “En İyi Film” ödülünü alan eserlerin sahipleri Akbank Sanat tarafından ulusal kategoride 30.000 TL, uluslararası kategoride ise 5.000 USD ile ödüllendirilecek. Yarışmayı kazanan filmler, festivalin ardından Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki üniversite kampüslerinde düzenlenecek "Ödüllü Filmler Üniversitelerde" etkinliği kapsamında izleyiciyle buluşacak.
Son başvuru tarihi 30 Kasım 2019 olan “Yarışma Bölümü” için başvuru formlarını www.akbankkisafilmfestivali.com ve www.akbanksanat.com adreslerinden temin edebilirsiniz.
16. Akbank Kısa Film Festivali, “Festival Kısaları”, “Dünyadan Kısalar”, “Kısadan Uzuna”, “Deneyimler”, “Belgesel Sinema”, “Perspektif” “Özel Gösterim” ve “Forum” ile yurt içi ve yurt dışından geniş katılımlı atölye çalışmaları ve söyleşileriyle 16-26 Mart 2020 tarihleri arasında sinemaseverleri ağırlayacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, VitrA sponsorluğunda 2018 yılının sonbaharında düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’ne adını veren “Okullar Okulu” sergisi, İstanbul ve Fransa’nın ardından Belçika’nın Genk kentinde bulunan yaratıcılık merkezi C-mine’da açıldı. 28 Haziran’da kapılarını açan sergi, 29 Eylül’e kadar görülebilecek.
Açık kaldığı altı hafta boyunca 200.000’in üzerinde kişi tarafından ziyaret edilen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nden özel bir seçki, yine Jan Boelen küratörlüğünde üç ay boyunca C-mine’da ziyaret edilebilecek. Daha önce İstanbul’daki sergiye katılan 100 projenin yer aldığı serginin tasarımı da yine Lukas Wegwerth’in III+1 sistemini kullanan Aslı Çiçek imzasını taşıyor. Okullar Okulu’nun Belçika’ya taşınması için İstanbul Tasarım Bienali’yle iş birliği yapan Z33 – Güncel Sanat Evi’nin sanat direktörü Jan Boelen, bir kez daha küratörlüğünü üstlendiği sergiyle ilgili: “Tasarım değişiyor, artık yalnızca tüketilen objelerden uzaklaşmaya başlıyor. Sergilenen eserler, bilgiyi ve gücü nasıl yeniden müzakere edebileceğimizle ilgili devam eden araştırmalardan birer kesit sunuyor.” diyor.
İsviçre’de başladığı sanat eğitimine, Türkiye’de ağırlıklı olarak resim üzerine çeşitli atölyelerde yaptığı çalışmalarla devam eden, ardından 2000 yılında Bilgi Üniversitesi’nde aldığı fotoğrafçılık eğitimiyle tamamen fotoğrafa yönelen Ceylan Atuk, son beş yıllık çalışmalarından özel bir seçkiyle karşımıza çıkıyor.
Atuk'un; görünmeyeni ön plana çıkartarak, kadını ait olduğu konuma yerleştirdiği “Gizli Özne” ve “Zamanın bize sunduğu tek gerçek ‘an’dır ve an; ister uykuda ister uyanık olsun, bir insanı insan yapan ve onu biricik kılan düşlerle şekillenir” diyerek özetlediği “Düş Dünyam” fotoğraflarından oluşan özel seçkisi, 14 Temmuz’a kadar Ahmet Fetgari Sokak, Teşvikiye’de yer alan 44A Sanat Galerisi’nde görülebilecek.