İsviçre’de başladığı sanat eğitimine, Türkiye’de ağırlıklı olarak resim üzerine çeşitli atölyelerde yaptığı çalışmalarla devam eden, ardından 2000 yılında Bilgi Üniversitesi’nde aldığı fotoğrafçılık eğitimiyle tamamen fotoğrafa yönelen Ceylan Atuk, son beş yıllık çalışmalarından özel bir seçkiyle karşımıza çıkıyor.
Atuk'un; görünmeyeni ön plana çıkartarak, kadını ait olduğu konuma yerleştirdiği “Gizli Özne” ve “Zamanın bize sunduğu tek gerçek ‘an’dır ve an; ister uykuda ister uyanık olsun, bir insanı insan yapan ve onu biricik kılan düşlerle şekillenir” diyerek özetlediği “Düş Dünyam” fotoğraflarından oluşan özel seçkisi, 14 Temmuz’a kadar Ahmet Fetgari Sokak, Teşvikiye’de yer alan 44A Sanat Galerisi’nde görülebilecek.
İngiliz sanatçı Richard Bartle, halka sanat projesi’nde gerçekleşen yeni sergisi “Şeytan Tüyü | Luck of the Devil”de bir kez daha 14. yüzyıl minyatür ressamı ve hikâye anlatıcısı Mehmet Siyah Kalem’in çalışmalarından yola çıkıyor.
“Şeytan Tüyü | Luck of the Devil”, Bartle’ın ilk kez 2005’te Londra’da Royal Academy’de açılan "Turks (Türkler)" sergisinde Siyah Kalem’in yapıtlarıyla karşılaşmasının ardından geçen on dört yılın ve bu sürede sanatçının Türkiye üzerine yaptığı dilsel, tarihsel ve kültürel araştırmalarının sonucunu işaret ediyor.
Geçen yıl halka sanat projesi’inde gerçekleştirdiği ilk sanat rezidansı sırasında Bartle, Siyah Kalem’in toplumsal gözlemler olarak yorumladığı çalışmalarına eğilmiş, bu sürecin sonucunda bir dizi heykel ve asamblajdan oluşan sergi, "Bir Göçebe Masalı | A Nomad’s Tale" ortaya çıkmıştı. Sanatçının yerni sergisi “Şeytan Tüyü | Luck of the Devil”i 21 Temmuz tarihine dek ziyaret edebilirsiniz.
Göktuğ Canbaba’nın çıktığı yolculuklarda, tanıştığı insanlardan ve yerlerden, ülkelerin kendine has renklerinden ilham alarak yazdığı öykülerden oluşan kitabı Çantamdaki Öyküler, Doğan Egmont etiketiyle yayımlandı.
Bundan birkaç sene evvel uzun bir seyahate çıkan Canbaba, Hindistan, Nepal, Kamboçya gibi farklı ülkeleri dolaştıktan sonra bu topraklarda yaşadığı ilginç deneyimleri çocuk okurlarıyla paylaşmaya verdi. “Her şey bir adımla başladı aslında; küçücük bir adımla. Sonrasında kendimi hayal bile edemeyeceğim hikayelerin içinde buldum.” diyen Canbaba, bu yolculuk boyunca onlarca fotoğraf da çekti. Ardından çektiği tüm bu fotoğraflar için birer öykü yazmaya karar verdi ve Çantamdaki Öyküler böyle ortaya çıktı.
Londra Caz Festivali, Kopenhag Caz Festivali ve Bimhuis Amsterdam gibi 35 farklı ülkeden organizasyonların kuruluşların ve girişimcilerin olduğu Avrupa Caz Ağı’na katılan Bozcaada Caz Festivali, bu yıl üçüncü kez 19, 20, 21 Temmuz tarihlerinde müzikseverleri caz ile buluşturacak.
Kendine Has ve Volkswagen'in katkılarıyla, 3dots, allaturca ve Pavli Bozcaada iş birliğiyle gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali'nin programında bu sene de farklı türde müzisyenlerin konserleri yer alacak.
Bozcaada Caz Festivali 2019; Londra’dan çıkan en heyecan verici yeteneklerden biri olarak görülen davulcu Yussef Dayes, müziğin en saf hâlini icra etmeyi hedefleyen isimleri bir araya getiren Erkan Oğur Anatolian Blues Project, caz ve hiphop’ı kendine özgü tarzda harmanlayan Berlin’in dinamik ismi Bobby Rausch ft. Giw, Türk müziğinin fark yaratan isimlerinden Birsen Tezer, Tuluğ Tırpan, Eylem Pelit ve Volkan Öktem’in projesi Pow Trio ve çok daha fazla ismi ağırlayacak.
Festival boyunca adanın farklı noktalarında konserler, tadım ve gastronomi etkinlikleri, söyleşiler, her yaşa uygun atölyeler gerçekleşecek. Etkinlik biletlerini Biletix’ten temin edebilirsiniz.
Zeytinli Rock Festivali, 28 Ağustos – 1 Eylül 2019 tarihleri arasında Edremit Akçay Sahili’nde düzenlenecek. Festival Umut Kuzey öncülüğünde Milyon Yapım Organizasyon tarafından altıncı kez gerçekleşecek.
Festival programı:
28 Ağustos Çarşamba
Siyah Sahne
Mazhar Fuat Özkan
Selda Bağcan
Cem Adrian
Pamela
Niyazi Koyuncu
Aydilge
Murder King
Kırmızı Sahne
Adamlar
Son Feci Bisiklet
Yok Öyle Kararlı Şeyler
Gökcan Sanlıman
Ayben
Güney Marlen
Sedef Sebüktekin
Gelini Öpebilirsin
29 Ağustos Perşembe
Siyah Sahne
Teoman
Mabel Matiz
Feridun Düzağaç
Moğollar
Oceans Of Noise
Fuat
Supernova
Kırmızı Sahne
Yüzyüzeyken Konuşuruz
Sena Şener
Nova Norda
Khontkar
Palmiyeler
In Hoodies
What da Funk
Pagos
30 Ağustos Cuma
Siyah Sahne
Athena
Duman
Ceyl'an Ertem
Umut Kuzey
Can Gox
Çamur
Piiz
Kırmızı Sahne
Pera
Gülçin Ergül
Kül
Yaşlı Amca
Aga B
Melike Şahin
Lara Di Lara
Alaz Pesen
31 Ağustos Cumartesi
Siyah Sahne
Şebnem Ferah
maNga
Ceza
Pilli Bebek
Aslı Gökyokuş
yirmi7
Genç Osman Yavaş
Kırmızı Sahne
Melek Mosso
Hey! Douglas
Sattas
Ezgi Aktan
The Away Days
Hedonutopia
Narda Afrika
Makas
1 Eylül Pazar
Siyah Sahne
mor ve ötesi
Pentagram
Bulutsuzluk Özlemi
Flört
Black Tooth
The Madcap
Yol Arkadaşları
Kırmızı Sahne
Fatma Turgut
Baba Zula
Deniz Tekin
Dolu Kadehi Ters Tut
Kamufle
Dilhan Şeşen
Sails of Serenity
Sıcak
Arter’in yeni binasının tasarımı için 2013 yılında açılan proje yarışmasını; birçok ülkede ödüllü projelere imza atan, dünyanın önde gelen mimarlık firmalarından Grimshaw Architects kazanmıştı. Tasarımına Grimshaw Architects liderliğinde Thornton Thomasetti, Max Fordham ve Neill Woodger Acoustics’in imza attığı binanın 2015 yılında başlayan inşaatı 2019’da tamamlandı.
Arter’in yeni binasının mimari projesi için sanatı keşfetmek, sanattan keyif almak, sanatla yakın ilişki kurabilmek üzere açıklık ve akışkanlık kavramlarından yola çıkıldı ve çok yönlü bir mekân oluşturuldu. Arter, dışadönük bir yaklaşımla, etrafıyla bağlar kuran sanatsal ve sosyal bir buluşma noktası olarak tasarlandı.
Grimshaw Architects’ten Kirsten Lees, Arter’i şöyle tanımlıyor: “İzleyicinin bakış açısına göre sürekli değişkenlik gösterebilen, çok katmanlı, iç içe geçmiş, disiplinler arası bir kamusal yapı. Müzenin zengin programı ise çeşitli sanat dalları arasında yeni sinerjilerin geliştirilmesi ve yaşatılmasının yanı sıra çağdaş sanatla fiziksel ve entelektüel ilişkilendirmelerin yapılması için yeni bir odak noktası olacaktır.” Arter, yeni binasının sunduğu olanaklarla zenginleşecek programıyla Türkiye’nin kültür hayatına önemli bir katkı sağlayacak.
Çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatında yarım asırlık geçmişi olan Bianca Pitzorno’nun yazdığı, dünyaca ünlü sanatçı Quentin Blake’in resimlediği iki kitaptan oluşan mini dizi İnanılmaz Hikâye, Demet Elkâtip’in çevirisiyle, Günışığı Kitaplığı etiketiyle yayımlandı.
Sosyal adaletsizliğe, edebiyat ve hayal gücüyle karşı çıkan Pitzorno, okurlarını eğlenceli ve sürükleyici bir maceraya davet ediyor. İlk kitap olan Sihirli Yüzük’te Kibritçi Kız masalına sıra dışı bir kurguyla yaklaşırken, ikinci kitap olan Oyuncağın Sırrı’nda, kardeş özlemine, sorumluluk bilincine kalıpları yıkan bir mizahla yaklaşıyor.
Sihirli Yüzük: Lavinia için o günün yılbaşı olmasının anlamı yoktur. Telaşla alışveriş yapan insanlar, yırtık pırtık giysiler içinde, soğuktan morarmış küçük kibritçi kızı fark etmez bile. Lavina'nın en umutsuz olduğu anda ortaya çıkan şahane peri ona bir yüzük hediye eder. Bu yüzüğün öyle akıl almaz bir gücü vardır ki, Lavinia'nın yaşamı peri masalına dönüşüverir. Ancak, "fena kokan" bir masala!..
Oyuncağın Sırrı: Bebeklere bayılan Teo, bir kız kardeşinin olmasını çok istemektedir. Günün birinde antikacı dükkânından, neredeyse gerçek gibi görünen bir oyuncak bebek edinir. Ve ona Petra adını verir. Ancak Petra, sıradan bir oyuncak değildir, şaşırtıcı hünerleri vardır. Petra'yla birlikte, şehrin en lüks oteline yerleşen Teo'nun yolu eski kibritçi kız Lavinia'yla kesiştiğindeyse, işler beklenmedik biçimde karışmaya başlar…
Mina Gürsel Tabanlıoğlu ve Selin Nisa Açıkel’in başlattığı ve ilkini düzenlediği, farklı yeteneklerin mekân ile kurdukları ilişki üzerinden kendilerini anlattığı HARABEyİZ, sergi ve performanslarıyla, semt ve insan hikâyelerini Beyoğlu’nda restorasyonu süren bir yapıda, bugünün bakış açısıyla değerlendiriyor.
Kuloğlu Mah. Faik Paşa Cad. No.15 Beyoğlu’nda, gençlerin fikrini desteklemek üzere mimar Naim Arnas’ın sağladığı mekân geçmişinde randevu evi olarak da hizmet vermiş, yapısal özellikleriyle de ilginç bir Beyoğlu apartmanı. Girişten itibaren mimariden farklı sanat üretimlerine, çeşitli fikir ve işlerin sergilendiği katlardan biri ise performanslara açık olarak, spontane katılımlara olduğu gibi akustik konserlere de alan tanıyor.
Mina Gürsel Tabanlıoğlu, Selin Nisa Açıkel, Burak Pınar, Batu Akcan, Ecem Karslı, Eylem Pala Uluğu, Noyan Yolalan, Rei Alaska, Volkan Parlak, Zeynep Tümertekin’in işlerinin sergilendiği mekanda, sanatsal çalışmaların yanı sıra birçok farklı etkinliğin de yer alacağı süreçte ana yaklaşım yine mekânla kurulan ilişki üzerinden kurgulanıyor.
Osman Hamdi Bey’in Türk sanat tarihinin ender yapıtlarından biri olan Kaplumbağa Terbiyecisi’nin Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’na dahil olmasının 15. yılında hazırlanan Osman Hamdi Bey: Bir Osmanlı Aydını başlıklı kitap, Pera Müzesi Yayınları’nın Küçük Kitaplar Dizisi’nde yayımlandı.
Mustafa Cezar, Edhem Eldem ve Metin And başta olmak üzere çeşitli araştırmacıların çalışmalarından yararlanarak hazırlanan bu kitap, dönem tanıklıklarıyla zenginleştirilmiş, 19. yüzyılın yetiştirdiği, kültür-sanat alanında öncü roller üstlenmiş bir kişilik olarak Osman Hamdi Bey’in yaşam öyküsünü sunuyor.
Osmanlı yenileşme ve batılılaşma sürecinin başlıca aktörlerinden Osman Hamdi Bey’in yaşamından ve sanatından farklı ayrıntıları mercek altına alan kitap, eser incelemeleri ile birlikte, Osman Hamdi Bey’in ressam kimliği üzerine değerlendirmeler içerirken, onu sadece ünlü bir sanatçı olarak değil; müzeci, arkeolog, bürokrat, tiyatro yazarı, hatta roman kahramanı gibi az bilinen yönleriyle de tanıma yolunda bir adım atmaya çağırıyor. Kitaba, Pera Müzesi mağazasından ve kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.
Musa’nın Uykusu ile tanınan Tuğba Doğan’ın günümüz Türkiye’sinde, hayatın somut gerçeklikleriyle boğuşan bireyin açmazlarını ele alan yeni romanı Nefaset Lokantası, Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Bir ay önce, on altı yıldır çalıştığı gazeteden kovulmasının ardından Türkiye’yi terk edip Rio de Janeiro’ya yerleşme kararı alan gazeteci Salih’i, yıllardır müdavimi olduğu Nefaset Lokantası’nda, neredeyse ailesi haline gelen lokanta sahiplerinin düzenlediği veda yemeğinde başka bir “sonun başlangıcı” beklemektedir. Salih’in, kendi deyimiyle “zehirlenmiş bir topraktan” gitme hayali önce bir geçmiş aşk hikâyesine, sonra çocukluk hikâyesine takılır. Belleğin labirentlerinde geçmişe yapılan bu yolculukta iç içe geçen zaman parçaları, bir yandan bugüne bulaşıp onu belirsiz bir boşlukta asılı bırakırken, bir yandan da geleceği bulanıklaştırır.
“Varoluşu anlamsız bulanları anlamıyordu. Ona göre varoluşun sorunu nihayetinde anlamsız değil aşırı anlamlı olmasıydı. Katlanması zor olan da anlamsızlığı değil sonsuzcasına uzayıp giden anlamlarıydı. Şu sakin sakin yürüyen insanların kafalarının içinde ne dolaplar, ruhlarında kim bilir ne tufanlar dönüyor, bedenlerinin içindeki katilleri, maktulleri, âlimleri, adileri saklamak için kim bilir nasıl mucizevi bir mücadele veriyorlardı.”
Görsel: Erik Witsoe