GÜNDEM
  • 31-07-2019

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu sene 18’incisi düzenlenecek Filmekimi, 4 - 13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Biletlerinin Biletix üzerinden temin edilebileceği etkinlikte yer alacak filmler, programlar, çizelge ve diğer ayrıntılara Filmekimi’nin resmi internet sitesinden ulaşılabilecek.

    ​Merakla beklenen sinema etkinliğinin bu seneki zengin programında yer alan filmler arasında Altın Palmiye kazanan ilk Kore filmi Parazit var. Film, birbirinden derin farklarla ayrılan Park ve Kim ailelerinin hikâyesini anlatıyor. Neredeyse sefalet içinde yaşayan Kim ailesinin fertleri gerçek kimliklerini saklayarak birer birer, zenginlikleri sınır tanımayan Park ailesinin hizmetine giriyor ve trajikomik olaylar ardı ardına gerçekleşiyor. Almodóvar’ın kendi yaşamından esinlenerek yazdığı şaşaalı günleri geride kalmış ünlü bir yönetmenin 1960’lardan günümüze yaşamöyküsü duygusal ve kişisel bir bakış açısıyla anlattığı Acı ve Zafer adlı film de Filmekimi’nin merakla beklenen filmleri arasında. Başrolde oynayan Antonio Banderas’a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandıran filmin oyuncu kadrosunda Penélope Cruz, Cecilia Roth ve Leonardo Sbaraglia da yer alıyor. Cannes’da Jüri Özel Ödülü’nü alan Fransa Kralı 16. Louis’nin aşırı ahlakçı hükümdarlığından kaçan ve ahlaki kural ve bakıların tümünü reddederek Almanya ormanlarında hazzın peşine düşen bir grup asilzadeyi izleyen Albert Serra’nın kışkırtıcı filmi Liberté ve Bruno Dumont’un ergen yaşlardaki Jeanne d’Arc’ın İngilizlere karşı savaştıktan sonra kafirlik suçlamasıyla yargılanışını ele alan son filmi Jeanne de listede yer alıyor. Yetenekli dansçı Merab’ın baskıcı bir toplumda hem aşkı hem de kendi cinselliğini keşfettiği Levan Akin’in yönettiği And Then We Danced ve Xavier Dolan’ın hem çekip hem rol aldığı arkadaşlarının çektiği kısa filmde rol icabı öpüşmek zorunda kalan iki çocukluk arkadaşının değişen ilişkilerini ele aldığı yeni filmi Matthias & Maxime de Filmekimi’nde gösterilecek filmler arasında. Program aynı zamanda Jessica Hausner’in bilimkurgu- gerilim filmi Little Joe’yu (Küçük Joe) Diao Yinan’ın neonlar ve modern görsel tasarımlarıyla öne çıkan polisiyesi The Wild Goose Lake (Güney İstasyonunda Randevu) filmini içeriyor. Programda yer alacak son film ise Céline Sciamma’nun dördüncü filmi Portrait of a Lady on Fire. 18. yüzyılda bir ressamın modeliyle aşkını anlatan film Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü’nü ve Kuir Palmiye’yi kazandı. 

    0
    0
    2010
  • 31-07-2019

    Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Knut Hamsun'un yazarlık kariyerinde belirleyici olan romanlarından biri olan Benoni, Behçet Necatigil'in çevirisiyle, Timaş Yayınları tarafından yeniden yayımlandı.

    Hamsun, ümitsiz bir aşk hikâyesini, Norveç kırsalıyla, pastoral ayrıntılarla ve tabiat övgüsüyle harmanlıyor. Yazar, ilk kez, tüm çalışmalarının en büyük endişelerinden birini, İskandinav toplumunun da en önemli sorunlarından birini bu kitapta merkeze alıyor: Etik ve tipik değerleri ile geleneksel kırsal kültür ve kent dünyası, kapitalizm, para arasındaki çatışma. İkinci sırada, melankolik bir aşk hikâyesi var. Şiddet ya da utangaçlık, gerçekçilik ya da duygusallık, hiçbir şey bu dillendirilmeyen engelleri aşmaya, âşıkların kavuşmasına yetmiyor.

    ​Bu kitapta; Norveç, Nordland'ın kendine has doğası, ormanları, faunası ve florası, denizi, parlak yaz geceleri, ağır kış günleri var. Ve tıpkı bu doğanın bir yansıması olarak insanları: Önyargılar, çekingen yaklaşımlar, alçak sesli cümleler, kısıtlanmış hareketler, arzular ve hayaller.

    0
    0
    2079
  • 31-07-2019

    Varlık dergisinin bu ayki dosya konusu “21. Yüzyılda Feminizm” oldu. İncilay Cangöz, Nilgün Tutal, Fidan Tezioğlu ve Esra Bayhantopçu “feminizm bugün hangi noktada?” sorusuna farklı açılardan verdikleri cevaplarla dosyaya katkıda bulundular. Ayrıca her sayıda olduğu gibi bu sayıda da söyleşiler, yazılar, şiirler, öyküler ve Varlık Kitaplığı’ndan oluşan zengin bir içerik yer aldı.

    Dosyada İncilay Cangöz, “21. Yüzyılda Feminizmi Tartışmak” başlıklı yazısında soruyu feminist düşünce/hareketin tarihsel gelişimi bağlamında ele aldı. Nilgün Tutal, radikal feminist olarak görülen Luce Irigaray’ın farklılık nosyonunu “Farklılığı Metafizik Yüceltmeden Kurtarmak” başlıklı yazısında ele aldı. Fidan Terzioğlu “Ursula K. Le Guin, Bilimkurgu ve Feminizme İlişkin Düşünceler” başlıklı yazısında Guin’in kadın, yazar ve feminist olarak geçirdiği dönüşümlerden ilhamla, feminizmin bilimkurgu edebiyatındaki yerine baktı. Esra Bayhantopçu ise “Bir Sevgisizlik Meselesi: Türkiye’de Kız Çocuğu Evlilikleri” başlıklı yazısında sosyo-ekonomik ve kültürel yapıya bağlı olduğunu söylediği kız çocuk evliliklerini ele aldı.

    Yazı  ve Söyleşiler: O Filmde Beraber Oynadık: “Gönül Garip Bir Kuştur” (Vecdi Çıracıoğlu) − Şiir, Gerçeği mi Gösterir? (Gülüş G. Türkmen) − Attilâ İlhan Şiirinde “An”lardan Yaşamsal Hakikatlere Yolculuk (Tamer Kütükçü) − Aydınlanma Üzerine Düşünmek: Kant ve Foucault (Belma Fırat) − Yaşar Kemal’in Yayımlanamayan Bir Şiirinin Hikâyesi (Kaya Tanış) − Sandıktan Çıkan Fotoğraflar (Lütfi Özgünaydın) − Pamukpınar Köy Enstitüsü’yle İlgili Gecikmiş Bir Açıklama (Sercan Ünsal) − Anna Tsing ile “Vahşi Atlas” Projesi Üzerine Söyleşi (Zeynep Şen) − Yalın Alpay ile İstanbul Art Show Üzerine Söyleşi (Özgür Makbule Alan) − New York Günlüğü (Çiğdem Ülker) − Pontus “Kara Kin Hamalı Bir İsim” (Çetin Yiğenoğlu) − Yeni Şiirler Arasında (Şeref Bilsel) − Yeni Öyküler Arasında (Jale Sancak)

    Şiirleri yer alan şairler: Ahmet Önel, Altay Ömer Erdoğan, Gülümser Çankaya, Nurullah Kuzu, İsmail Sertaç Yılmaz, Şennur Öz, Orhan Kınacı, Yunus Karakoyun

    Öyküleri yer alan öykücüler: Ezgi Polat, Ege Işık, Deniz Özbeyli, Halil Yörükoğlu, Onat Bahadır, Hürer Ebeoğlu, Güray Oskay

    Desen: Melike Kılıç

    Varlık Kitaplığı: Ömer Şişman ile “Dramatik İyileşmeler” Üzerine Söyleşi (Petek Sinem Dulun) – “Âşıklar Bayramı” - Kemal Varol (Uğur Karaca) – “Evsel Dönüşüm” - Süreyyya Evren (Yağız Alp Tangün) – “Nohut Oda” - Melisa Kesmez (Hazal Bayat) – “Öyle ve Böyle” - Adam Phillips (Serhan Aytekin) − Zeynep Uzunbay ile “Kamçılanma Mesafesi” Üzerine Söyleşi (Zeynep Yalçın) − Kemal Ateş ile “Kendi Diliyle Kavrulmak” Üzerine Söyleşi (Beyazıt Kahraman) – “Romanyalıyı Yiyen Yamyam” - Dimitris Sotakis (Mehmet Atilla) − Mevsim Yenice ile “Bilinmeyen Sular” Üzerine Söyleşi (Münire Çalışkan Tuğ) − Mine Özgüzel ile “Edebiyat Terapi” Üzerine Söyleşi (Beyza Selen Çavuş) − Semih Çelenk ile “Rüzgâr Bilgisi” Üzerine Söyleşi (Duygu Kankaytsın) – “Hayal Divan” - Nisa Leyla (Selami Şimşek) – “Beyhude Kan” - Orhan Göksel (Ümit Yıldırım) − Şiir Günlüğü Gültekin Emre

    Varlık dergisi, bu ay yaptığı duyuruyla artık D&R’larda satılmayacak. Dergiye ulaşmak isteyenler varlikonline.com adresinden Varlık’a abone olabilirler.

    0
    0
    1916
  • 30-07-2019

    Bu sene 6. kez düzenlenecek Açık Stüdyo Günleri, 4 – 6 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Deniz Beşer tarafından düzenlenen ve kâr amacı gütmeyen bu organizasyon ile sanatçılar ev ve atölyelerinde kendi eserlerini meraklı bir izleyici kitlesiyle paylaşma fırsatı bulacaklar. Açık Stüdyo Günleri, 2018'de 101 sanatçının 41 atölye ve evi 3 gün boyunca birçok sanatsever tarafından ziyaret edilmişti.

    ​Resim, heykel, seramik, fotoğraf, enstalasyon, video ve performans gibi disiplinler üzerine çalışmalar gerçekleştiren görsel sanatçılar, Taksim, Cihangir, Galata, Karaköy, Tophane, Teşvikiye, Adalar ve Kadıköy bölgelerinde bulunan ev ve atölyeleriyle ASG'ye başvuru yapabilir. Organizasyona katılmak için son başvuru tarihi 31 Ağustos.

    0
    0
    1403
  • 30-07-2019

    Lars Svendsen’in insanlara hayvanların dünyasını anlayabilmeleri için ipuçları verdiği kitabı Hayvanları Anlamak – Köpek ve Kedi Severler İçin Felsefe, Murat Erşen’in çevirisiyle, Redingot Kitap tarafından yayımlandı.

    Svendsen, hayvanların iletişimini, zekâsını, yalnızlığını ve acısını anlatırken çok daha temelinde de insan ve hayvanların nasıl birlikte yaşayıp bir çeşit arkadaşlık kurabileceğini derinlemesine inceliyor. Svendsen, şempanzelerden ahtapotlara birçok hayvan türünden örnekler sunuyor ancak asıl odak noktası günlük hayatımızda, en yakınımızda olan kedi ve köpekler.

    ​Köpeğiniz konuşabilseydi, onu anlayabilir miydiniz? Birçoğumuz bir köpeğin kuyruğunu salladığında ya da bir kedinin mırıldadığında mutlu olduğunu pekâlâ biliriz. Peki, etrafımızı çevreleyen hayvanlar aslında nasıl düşünürler? Ve biz gerçekten onları anlayabilir miyiz? Kitap, hayvanlar hakkında bilgilendirici ve esprili konuları anlatırken, felsefe tarihinden tartışmalar ve örneklerle, güncel bilimsel bulgulardan, hayvanların yalnız hissedip hissetmediğine kadar onlarca felsefi soruya da cevap veriyor.

    0
    0
    1904
  • 30-07-2019

    Unesco Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu şehri bu sene 20. kez Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’ni ağırlayacak. Bu yılki ana teması “Kültürel Miras ve Korumacılık”, yan teması ise “Safran” olarak belirlenen festival, 25- 28 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek.

    ​Festival kapsamında kentin tanıtılmasına katkı sağlamak için Belgesel Film Yarışması ve Fotoğraf Yarışması da düzenlenecek. Yurt içi ve yurt dışından pek çok sanatçı ve sanatseveri bir araya getirmesi planlanan festivale katılım için son başvuru tarihi ise 12 Eylül. 

    0
    0
    1540
  • 30-07-2019

    Geçtiğimiz yıl Bir At Bara Girmiş kitabıyla ülkemizde de çokça konuşulan David Grossman’ın bir diğer başyapıtı Ülkenin Sonuna, Dilek Şendil’in çevirisiyle, Siren Yayınları tarafından yayımlandı.

    ​Grossman, her şeyin mümkün göründüğü gençlik günlerinden yetişkinliğin burukluğuna ve aşktan sağ çıksalar da yaşama yenik düşen insanlara dair sarsıcı bir öykü anlatıyor. Ülkenin Sonuna'nın odağında kötü bir haber alacağından emin olan bir kadın, Ora yer alıyor ve Ora, bu haber geldiğinde evde bulunmamak için uzun bir yolculuğa çıkıyor. Grossman, sökülen bir kumaş gibi ilmek ilmek açılan bu büyük romanda Ora'nın öyküsünü üzerinde yaşadığı fakat siyasetine pek de kafa yormadığı topraklara, o toprakların yadsınamaz hakikatini de kurguya karıştırıyor ve çiçek kokularının arasına kaybetme korkusunu, mavi gökyüzünün altına insan ruhunun koyu karanlıklarını yerleştiriyor. Yaşamları bir hastanenin karantina koğuşunda kesişen Ora, Avram ve İlan'ın arasındaki bağlar giderek karışıp düğümlenirken bölgenin geçmişi, insanlarının yaşamlarıyla birlikte çözülüyor ve yaşamın ağırlığından sıyrılmak için uzağa, daha uzağa, ülkenin sonuna yürüyen Ora, ayaklarını bastığı toprak yavaş yavaş dağıldığı sırada kelimelere sarılıyor.

    0
    0
    1666
  • 29-07-2019

    Francis Spufford'un başta Costa İlk Roman Ödülü olmak üzere RSL Ondaatje Ödülü, Desmond Elliot Ödülü gibi birçok ödül alan romanı Altın Tepe, Berkan M. Şimşek’in çevirisiyle, Monokl Yayınları etiketiyle yayımlandı.

    “Eğer bir hafta sonra, Bay Smith'in New-York sokaklarındaki gezintilerinin bir haritası çizilse ve her bir yolun çizgisi, Smith'in üzerinde attığı adımlarla doğru orantılı olarak kalınlaşıp incelseydi, başı Lee Hanım'ın evine denk gelen iç içe geçmiş bir yılan şekli çıkardı ortaya. Kalın bir çizgi, Smith'in her sabah kahvaltısını yaptığı, Hendrick'le ve sayıları her daim artan gediklilerle samimi sohbetler ettiği ve Septimus Oakeshott'tan soğuk selamlar aldığı Merchants Kahve Dükkânı'na çıkardı. Azımsanmayacak derecede mürekkep yiyen, fakat nispeten daha ince bir başka çizgi de Altın Tepe Caddesi'ne ve Lovell'lara giderdi; ve yine bir başkası da, şehrin dış çeperinde; batıda ya da Broad Way'in Hudson tarafında kalan ve buradan oldukça kullanışlı kollara ayrılıp Smith'in bulabildiği her meyhaneyi ya da mahzeni ya da batakhaneyi bile isteye ziyaret ederek her birinde kayıp şeyleri gizlice bulma konusunda uzmanlaşmış birilerini aradığı dar sokaklara uzanırdı.

    Londra'da da böyle insanlar vardı tabii, gün ışığıyla şehrin suç katmanı arasında, hanım evlatlarıyla çeteler arasında iletişim noktası olma görevini üstleniyorlardı ve eğer sizi soyan bir hırsızla pazarlığa girişmek istiyorsanız kapısını çalacağınız kişiler bunlardı. Fakat artık New York bu sofistike rahatlıktan mahrum olduğundan mı, yoksa yanlış sorular sorduğundan mı bilinmez, Smith'in eline geçen tek şey girdiği toprak zeminli odalarda karşılaştığı kasvetli sessizlik ve oralarda içenlerin kendisine attığı pek de dostane olmayan bakışlardı. Bu arada bir kez kullanılmış olamayacak kadar kalın olan başka çizgiler, Smith'in hedefinin gerektirdiği sorgulamaları mümkün olduğunca gizli bir şekilde gerçekleştirebilmek için yola çıktığı mekânları işaret ediyordu. Fakat bu yılanın ana ve destekleyici uzuvlarını birbirine karıştırmak bu uzuvları narin çizgilerin oluşturduğu bir labirentte âdeta kaybetmek tıpkı bir örümceğin, kolları her yöne uzanan ağlarını andırıyordu; sanki Bay Smith şehrin barındırdığı her sokakta, caddede, limanda ve yolda en az bir kere, hiç acele etmeksizin dolaşmayı kendine sistemli bir meşgale hâline getirmiş gibi görünüyordu. Bay Smith neredeyse her yerde, soluklarının arasında ıslık çala çala gezinmişti; fakat arkasından şöyle bir gördüğü o zayıf, uzun boylu, siyah saçlı hırsıza benzer kimseye rastlamamıştı. Belki de hırsız uzun saçlarını kestirmiş ya da şapkasının ardına saklamıştı, belki çok göz önünde görünmemeye çalışıyordu, belki de şehrin dışındaki yerleşim yerlerinde yaşıyordu Greenwich ya da Haarlem, Breuckelen ya da Flushing gibi ki Smith buralara henüz uğramamıştı; belki de Smith'in şansı yaver gitmiyordu, şehirde sadece altı bin kişi yaşıyor olsa da ikisinin bir daha asla karşılaşmaması, birbirini kesen çizgiler üzerinden tekrar tekrar geçip asla aynı anda aynı yerde rastlaşmamaları da muhtemeldi.”

    Görsel: Old perspectives … a 1710 map of New England featuring New York. Photograph: Robana/REX/Shutterstock via The Guardian

    0
    0
    2004
  • 29-07-2019

    Bu yıl ilk kez düzenlenecek Kaş Caz Festivali, Setur Marina ev sahipliğinde 6 – 8 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival aynı zamanda sosyal fayda sağlamak üzere geliştirdiği projeleri de yakında duyuracak.

    Festival Programı:
    6 Eylül Cuma
    Bebop Project (Ozan Musluoğlu, Önder Focan, Şenova Ülker)
    Çağrı Sertel ‘Instant’
    Mammal Hands
    Volkan İncüvez Quartet
    Deniz Kuzuoğlu ‘DJ Set’

    7 Eylül Cumartesi
    Ediz Hafızoğlu ‘Nazdrave’
    Ferit Odman Quintet
    Gülin
    Yeni Türkü
    Kaan Sezyum aka DJ Sarıyılan ‘DJ Set’

    8 Eylül Pazar
    Analog Kültür Experiment ft. Engin Recepoğulları, Deniz Mahir Kartal, Tolga Zafer
    B'R ŞEYLER EKS'K (Çağıl Kaya, Tamer Temel, Serhan Erkol, Alper Yılmaz, Volkan Öktem)
    Elif Çağlar
    Korhan Futacı
    ​Ahmet Uluğ ‘DJ Set’

    0
    0
    1644
  • 29-07-2019

    Edebiyatımızın usta kalemlerinden Metin Celal’in şehrin ücra köşesinde ufacık bir dairede yaşananları konu alan romanı Hayatın Ucu, Everest Yayınları etiketiyle yayımlandı.

    Celal, birbirine yaslanmaktan başka çaresi kalmayan iki insanın hayatın zorlukları karşısında sürdürdükleri bir yazgının anlatısını sunuyor okuruna. Babasını yaşadığı yerden alıp karısıyla paylaştığı şehrin ücra köşesinde, yeni yeni kurulan TOKİ sitelerinden birindeki ufacık daireye getiren Sedat, yavaş yavaş gözden kaybolur. Baba adeta bir yabancıdır evde. Geliniyle hiç hesap etmediği bir kader ortaklığında bulur kendini. Onları sonu polisiye olaylara varan zor bir yaşam bekler.

    “İnsan çok sevdiği birini uzun bir hastalıktan sonra kaybederse hem üzülür, hem de rahatlar. Sonra da hayatında bir boşluk hisseder. Çünkü giden yaşamında önemli bir yer dolduruyordur. Onun derdi senin derdin olmuştur. Gün boyu onunla uğraşırsın, iyi olsun, kendini daha iyi hissetsin diye... Sonra günün büyük bir bölümünü kaplayan o zaman dilimi boşalıverir. Gitmiştir, kendini çok yalnız, yapacak bir şeyi kalmamış hissedersin.”

    Görsel: Ekaterina Busygina

    0
    0
    1240
DAHA FAZLA
Geldanlage