Biennials Connect, Birleşik Krallık ve Türkiye’nin de dahil olduğu belli ülkelerdeki uluslararası bienallere/festivallere 9.500 sterline kadar hibe veriyor. Başvurular 14 Eylül’e kadar devam ediyor.
Biennials Connect Hibeleri, görsel sanatçıların Birleşik Krallık ve uluslararası festivallere ve bienallere katılımını destekliyor. Bu hibeler, seyahat, yeni eserlerin üretimi, iş bağlantıları kurma, beceri geliştirme ve bienal ortakları aracılığıyla tanıtım imkanlarını kolaylaştırma yoluyla sanatçılara doğrudan fayda sağlıyor. Birleşik Krallık ve dünyanın belli ülkelerindeki görsel sanatlar bienalleri ve festivalleri, yeni ortaklıklar, kültürlerarası değişim, yaratıcı yeni eserler ve tanıtım fırsatları yaratmaya yardımcı olacak hibeler için Biennials Connect’e başvurabilirler. Detaylı bilgi ve başvuru koşullarına buradan ulaşabilirsiniz.
Scott Barry Kaufman’ın kendini gerçekleştirme deneyimine dair çağdaş bir yol haritası sunduğu kitabı Kendini Aş: Hakkını Vererek Yaşamanın Bilimi, Ece Kaya’nın çevirisiyle Mundi’den çıktı.
Columbia Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan ve Maslow’un ünlü ihtiyaçlar hiyerarşisine getirdiği yeni bakış açısıyla dünyanın en ilham verici bilim insanları arasına giren Scott Barry Kaufman, kendimizi gerçekleştirmek, yaratıcı ve tatmin edici bir yaşam sürmek, yani hayatımızın hakkını verebilmek için bize bir yol haritası sunuyor. Maslow’un yayımlanmamış makaleleri ile günlüklerinde bahsettiği, henüz tamamlanmamış “aşkınlık teorisi” üstüne çalışan Kaufman, bağlanma, yaratıcılık, sevgi gibi anlamlı ve iyi yaşanmış bir hayatın tüm yapıtaşlarını ele alarak, bilgisini güncel araştırmalarla bütünleştiriyor.
Bu sene 22’ncisi, 23 Mart-2 Nisan 2026 tarihleri arasında düzenlenecek Akbank Kısa Film Festivali’nin yarışma bölümlerine başvurular başladı.
2004 yılından bu yana Türkiye’de kısa filmi tanıtmak, yapımını teşvik etmek ve yeni sinemacıları desteklemek amacıyla gerçekleştirilen Akbank Kısa Film Festivali, 22’nci yılında da Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından gelen kısa filmleri sinemaseverlerle buluşturacak. 23 Mart-2 Nisan 2026 tarihlerinde gerçekleşecek festivalin “Yarışma Bölümü” başvuruları 19 Aralık Cuma gününe kadar devam ediyor.
Festival jürisinin yapacağı değerlendirmeler sonucunda, 22. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ulusal Yarışma bölümünde “En İyi Kısa Film” 150.000 TL, “En İyi Uluslararası Film” ise 3.000 dolar ile ödüllendirilecek. Genç Bakışlar bölümünde “En İyi Film” 50.000 TL ve “Forum: Senaryo Yarışması” bölümünde “En İyi Senaryo” 90.000 TL’lik ödülün sahibi olacak.
Tüm etkinliklerin ücretsiz olarak gerçekleştirileceği festivalde gösterimler, İstanbul’un farklı noktalarındaki salonlarda yapılacak. Festivalin bu yılki bölümleri arasında; “Festival Kısaları”, “Dünyadan Kısalar”, “Kısadan Uzuna”, “Deneyimler”, “Belgesel Sinema”, “Perspektif”, “Özel Gösterim”, “Genç Bakışlar” ve “Forum” yer alıyor. Cannes, Berlin ve Venedik gibi dünyanın önde gelen festivallerinden seçilen filmler de İstanbul’da izleyicilerle buluşacak. Atölyeler, söyleşiler ve panellerle zenginleşen festival, Ulusal ve Uluslararası Yarışma bölümlerinde İstanbul’da ilk kez gösterilecek kısa filmlere de ev sahipliği yapacak.
22. Akbank Kısa Film Festivali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Radyo Eksen, 25’inci yaşını müzikseverlerle birlikte 13-14 Eylül tarihlerinde Yapı Kredi bomontiada’da düzenleyeceği +1 Sunar: Eksen On Fair ile kutlayacak.
Pozitif organizasyonu ve +1’in katkılarıyla düzenlenecek organizasyonda Baxter Dury, Jake Bugg, WARFIELD (Justin from She Wants Revenge), Honeyglaze, Jools, Dave Rowntree (blur) DJ Set, Baba Sad, Bastille DJ Set (ft. Woody and Kyle), Kalabalıklar, Mojave, Yangın, vicotüco gibi isimler yer alacak.
Bu sene üçüncüsü yapılacak olan Eksen On Fair, +1 ve Volkswagen’in katkılarıyla Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşecek. Plak pazarı, paneller ve workshoplar ile müzikseverlerin iki gün boyunca uğrak yeri olacak +1 Sunar: Eksen On Fair’in biletlerine Biletix, Passo, Biletinial’dan ulaşabilirsiniz.
2018 yılından bu yana devam eden Bergama Tiyatro Festivali inşa ettiği dönüşüm odaklı yeni yapısıyla, Ateş Çelik sponsorluğunda 22-23-24 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek.
Bergama Tiyatro Festivali, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bergama Belediyesi’nin paydaşlığında; Bergama Ticaret Odası (BERTO), Bergama’yı Sevenler Turizm Derneği (BSTD), Ne Yerde Ne Gökte Derneği ve Bergamalı işletmelerin destekleriyle yeni dönemine adım atıyor.
Bergama’nın tarihi dokusunu sanatla buluşturan Bergama Tiyatro Festivali, bu yıl yalnızca bir edisyon değil; kültürle dönüşen bir yapının taşıyıcısı olmayı hedefleyen yeni bir yolculuğa çıkıyor. Festival bu dönemiyle birlikte, yerel dinamiklerle güçlenen yapısı ve artan toplumsal katılımıyla, kentle beraber düşünen ve üreten çok katmanlı bir kültürel yapı inşa etmeyi hedefliyor. Yerel yönetimden gençlere, esnaftan sivil topluma uzanan geniş bir sahiplenmeyle şekillenen bu yeni yaklaşım, festivalin bundan böyle yalnızca kentle değil, kentliyle birlikte kurulan bir zeminde var olmasına olanak sağlıyor.
22, 23 ve 24 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek bu özel buluşma, alışılmış festival programının ötesine geçerek; bugüne dek edinilen deneyimlerin paylaşıldığı, dönüşüm hedeflerinin odağında bir yapı inşasının ilk adımlarının Bergamalılar ve gençlerle birlikte atıldığı bir deneme süreci olacak. Bu yeni süreç, Bergama’nın kültürel geleceğini birlikte kurma çağrısını da içinde barındıran Bergama’nın kültür stratejisinin, kültür politikaları ekseninde oluşturma yolculuğunun da tohumlarını atacak.
Festivalin dönüşüm sürecine dair detaylar ve program bilgileri önümüzdeki günlerde paylaşılacak. Festival ile ilgili duyuruları festivalin internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.
Sinematek/Sinema Evi ve MUBI iş birliği ile hazırlanan “Film Arası” programı 26-27 Temmuz’da sinemaseverleri Sinematek/Sinema Evi’nde bir araya getirecek.
“Film Arası”, 26 Temmuz Cumartesi günü saat 16.00’da Nisan ile açılışını yapacak. Nisan, Gürcistan’da üreme hakları için mücadele eden bir doktorun sessiz ama kararlı direnişini konu alıyor. Aynı günün akşamında ise Rebecca Lenkiewicz’in, bir anne kız hikâyesiyle Berlin Film Festivali’nde dikkat çeken ilk uzun metrajlı filmi Sıcak Süt, Türkiye’de ilk kez izleyicilerle buluşacak. Emma Mackey, Vicky Krieps ve Fiona Shaw’un performanslarıyla öne çıkan film, Deborah Levy’nin aynı isimli, çok sevilen romanından uyarlandı.
27 Temmuz Pazar günü ise çocukluğun gizemlerini keşfe çıkarken hayal gücünü tetikleyen, Céline Sciamma imzalı melankolik masal Küçük Anne ile Mia Hansen-Løve’ın aşkın ve kaybın sınırlarında gezinen şefkat dolu son filmi Güzel Bir Sabah izleyicilerle buluşacak.
Tüm gösterimler, herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak Sinematek/Sinema Evi’nde gerçekleşecek. Katılım ve detaylı bilgi için Sinematek/Sinema Evi ve MUBI Türkiye sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.
PROGRAM
26 Temmuz Cumartesi
16:00 NİSAN / APRIL (Dea Kulumbegashvili, 2024)
18:00 Avluda Buluşma
19:30 SICAK SÜT / HOT MILK (Rebecca Lenkiewicz, 2025) – Türkiye Prömiyeri
27 Temmuz Pazar
16:00 GÜZEL BİR SABAH / ONE FINE MORNING (Mia Hansen-Løve, 2022)
18:00 Avluda Buluşma
19:30 KÜÇÜK ANNE / PETITE MAMAN (Céline Sciamma, 2021
Her yaştan okur için eserler kaleme alan Aslı Tohumcu’nun hem hayal hem okul koridorlarında hayat bulan gerilim dolu romanı Hortlakları Durdurun, Can Çocuk’tan çıktı.
Hortlakları Durdurun, 11 yaş ve üzeri okura seslenen roman Zeynep Özatalay’ın resimleriyle hayat buluyor.
Okul gazetesinin en sevilen sayfası, Barın'ın yazdığı korku öyküleriydi. Ancak öğrenciler kadar öğretmenlerin de tutkuyla takip ettiği bu öykülere veli şikâyeti nedeniyle son verildi. Okurları üzen, Barın'ı ise yıkan bu karara karşı çözüm iki öğretmenden ve 1990'lı yıllardan geldi: Okuldan bağımsız bir 'fanzin' yayımlamak için gereken donanıma sahiplerdi! Barın ve arkadaşları, Nur ve Mazlum öğretmenlerin yardımıyla okuldaki eski baskı makinesini kullanarak KARNAVAL'a hayat verdiler. Ancak birileri fanzinin de yoluna taş koymaya kararlıydı. Duvarlardaki uğursuz tehdit yazılarını okul koridorlarındaki ürpertici fısıltılar izledi. Artık okul da öğrenciler de tehlikedeydi çünkü sabotajı yapan her kimse, baskı durana dek durmayacağı kesindi! Kimin korku öyküleriyle bu kadar derdi olabilirdi ki?..
Synth-pop dünyasının önemli temsilcilerinden Hurts, %100 Müzik katkılarıyla 2 Ağustos’ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak.
“Wonderful Life” ve “Stay” gibi hitlerle çıkış yapan ve sahne performanslarıyla duygusal derinliği yüksek bir atmosfer sunan Hurts, Zorlu PSM’nin her yaz düzenlediği ve uluslararası sanatçıları yaz boyunca ağırladığı “PSM Loves Summer by %100 Müzik” serisi kapsamında konser verecek.
İlk albümlerinin ardından yaklaşık iki yıl süren bir turneye çıkan grup, 250.000’i aşkın bilet satarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Exile, Surrender, Desire ve Faith albümleriyle üretkenliğini sürdüren Hurts, Ocak 2024’te Luciano ile birlikte yeniden düzenledikleri “Wonderful Life” ile Almanya, İsviçre ve Avusturya listelerinde zirveye yerleşti.
PSM Loves Summer by %100 Müzik: Hurts konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Araştırma, üretim ve paylaşım odaklı program SAHA Studio, Temmuz-Aralık 2025 arasındaki 10. dönemine, Can Memişoğulları (İstanbul), Suat Öğüt (Amsterdam), Neval Tarım (İstanbul), Gizem Ünlü (İstanbul) ve Mk Yurttaş (İstanbul) ile başlıyor.
SAHA’nın görsel sanatçı, küratör ve yazarların bağımsız üretimlerini desteklemek amacıyla 2019’da kurduğu ve bir araştırma, etkileşim ve üretim programı olarak yürüttüğü SAHA Studio, 6 ay süren her döneminde konuk sanatçılarına sunduğu kişisel çalışma alanı, şerefiye ve üretim bütçesinin yanı sıra, katılımcılarının yaratıcı süreçlerini zenginleştirmeyi hedefleyen bir program izliyor. Düzenli olarak SAHA’nın ulusal ve uluslararası iş birliği ağlarından sanat profesyonelleri, Küratöryel Program konukları, Seçici-Danışman kurul üyeleri ve geçmiş dönem program sanatçıları ile buluşan sanatçılar ağlarını geliştirirken, projelerine katkı sağlayabilen geribildirimler alıyor.
Program mekânlarının yer aldığı İMÇ’nin çeşitli sektörlerden zanaatkârları, yaratıcı girişimleri ve farklı sanat disiplinleriyle iç içe geçmiş zengin üretim ortamı, SAHA Studio’nun konuk sanatçılarına yalnızca fiziksel bir mekân değil, aynı zamanda ilham verici ve çok katmanlı bir bağlam sunuyor. Bu çok yönlü etkileşim, sanatçıların projelerini disiplinler arası yaklaşımlarla geliştirmelerine olanak tanıyor.
Sanatçılar, dönem boyunca yürüttükleri araştırmaları ve üretim süreçlerini izleyiciyle paylaşma fırsatı bulacakları çeşitli etkinliklere de dahil oluyor. Her dönem olduğu gibi, 10. Dönem kapsamında düzenlenecek olan ara dönem buluşmasının, 18. İstanbul Bienali’nin açılışını takiben eylül ayında gerçekleşmesi planlanıyor. Dönem sonunda, aralık ayında düzenlenecek olan SAHA Studio Açık kapsamında ise tüm dönem boyunca geliştirilen projeler, farklı formatlarda kamuya sunulacak.
Temmuz-Aralık 2025 arasındaki 10. dönem ve Ocak-Haziran 2026 arasındaki 11. dönem için yeni ön jüriyi programın yedi farklı döneminden Özgür Demirci, Gülşah Mursaloğlu, Onur Gökmen, Ali Miharbi, Evrim Kavcar, Merve Kılıçer ve Kıymet Daştan kurarken Seçici ve Danışman Kurul’da sanatçı Gözde İlkin, bağımsız küratör Merve Elveren ve SAHA direktörü Serra Yentürk görev alıyor.
SAHA Studio 10. dönem sanatçıları hakkında detaylı bilgiye buradan, programına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Sanatçı Mike Bode ile senarist Caner Yalçın’ın, Metin Erksan’ın yönettiği ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun senaryosunu yazdığı Karanlık Dünya filminin yapım aşamasından itibaren karmaşıklaşmaya başlayan hikâyesini 1950’ler Türkiye’sinin kültürel iklimi içerisinde inceledikleri, filmle aynı adı taşıyan sergileri 14 Aralık’a kadar Salt Galata’da sanatseverlerle buluşuyor.
“Karanlık Dünya” sergisi bir sanatçı ile bir senaristin uzun soluklu, disiplinlerarası araştırmasına dayanıyor. Sergi, filme kültürel, politik ve tarihsel süreçlerin şekillendirdiği bir nesne olarak yaklaşıyor. Bode ve Yalçın, bu sergide değiştirilmiş versiyonlar, tartışmalar, söylentiler, çelişen tanıklıklar ve arşiv malzemeleriyle birçok soruyu gündeme getiren filmin etrafında gelişen anlatılara bakıyor.
Filmin hikâyesi şöyle: Toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla Sivrialan (Sivas) ve Ürgüp’te (Nevşehir) çekilen film, Âşık Veysel’in çocukluğundan tanınmış bir halk ozanı oluşuna uzanan öyküsünü, melodramatik bir gönül hikâyesi etrafında örer. Ancak dönemin tarımsal kalkınma ve kırsal modernleşme politikalarına uygun olarak yeniden kurgulanan filmin anlatısı beklenmedik şekilde yön değiştirir. Erksan’ın ifadesine göre United States Information Service’ten [Amerikan Haberler Merkezi] alınmış, Hudson tarlalarındaki biçerdöverlere ait görüntüler ile sonradan İstanbul’un çeperlerinde çekildiği söylenen okul ve dispanser sahneleri, idealleştirilmiş bir köy imgesi sunmak için kullanılır. Bu eklemeler, Veysel’in yaşam öyküsünü geri plana iterek filmi dönemin resmî ideolojisinin taşıyıcısı bir propaganda aracına dönüştürür. Değişikliklerin ardındaki nedenler arasında, Ankara’daki Merkez Film Kontrol Komisyonu’nun Aralık 1952–Kasım 1953 tarihli üç raporunda bildirdiği sansür kararları vardır. Raporlarda hangi sahnelerin sakıncalı görüldüğü açıkça belirtilmemekle birlikte, toplumun kusursuz bir şekilde temsil edilmesi kaygısı öne çıkar. Yapımcı Atlas Film’in kurguda yaptığı değişikliklerin ardından film, Âşık Veysel’in Hayatı adıyla 31 Aralık 1953’te vizyona girer. İsmiyle birlikte tüm atmosferi değişen filmin yaratım süreci, ticari kaygılar ve ideolojik gerilimler, filmi eklektik bir ürün hâline getirir. Bugün film ve filmin hikâyesi hâlâ eksik. Filmin sansüre uğramadan önceki kurgusu ve yapılan değişikliklerden sonra gösterime girmiş versiyonu bilinmiyor.
Salt’tan Gülce Özkara tarafından programlanan sergide sunulan arşiv malzemeleri, sanatsal pratik aracılığıyla yeniden etkinleştirilebilecek birer unsur olarak ele alınıyor. Bu malzemelere, bir dizi video enstalasyonu ile filmin uğradığı müdahale ve dönüşümlerin, kopyalar arası farklılıkların izini süren bir senaryo eşlik ediyor. Karanlık Dünya’yı yeniden inşa etmek yerine katmanlarına ayıran sergi, filmin dolaşımına yön veren ideolojileri, sansür mekanizmalarını ve üretim koşullarını irdelemeye yönelik hatlar oluşturuyor.
“Karanlık Dünya” başlıklı sergi 14 Aralık tarihine kadar Salt Galata Mastercard Sergi Mekânı’nda görülebilir. Sergiye bir dizi kamu programının yanı sıra kasım ayında yayımlanacak bir e-yayın eşlik edecek. Programlarla ilgili ayrıntılı bilgi saltonline.org’dan takip edebilirsiniz.