GÜNDEM
  • 03-10-2025

    Artweeks Istanbul, 12. edisyonu ile 15-26 Ekim tarihleri arasında Akaretler Sıraevler ile eş zamanlı olarak The Ritz-Carlton Residences İstanbul B Blok’ta sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

    UBS ana sponsorluğu ve Bilgili Holding kurucu sponsorluğunda düzenlenecek Artweeks Istanbul, 12. edisyon programını iki farklı mekânda sunarak içeriğini zenginleştiriyor. Akaretler Sıraevler’in tarihi dokusu ile The Ritz-Carlton Residences’ın modern mimarisini bir araya getiren etkinlik, sanatın kent ve mekânla kurduğu ilişki üzerine yeni bir diyalog alanı açıyor. Her iki mekânda sunulacak farklı sergi ve projeler, ziyaretçilere sanatın sunulduğu bağlama göre nasıl farklı deneyimler yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Etkinlik programı, sergilerin yanı sıra sanat üzerine disiplinlerarası bir diyalog ortamı yaratacak ArtTalks panellerini ve Bang & Olufsen iş birliğiyle düzenlenecek özel buluşmaları da kapsıyor.

    ​Bu yıl Artweeks Istanbul’da yer alacak galeri, sanatçı ve kurumlar arasında Ambidexter, Artopol Art Gallery, ArtHan Gallery, Asım İşler, Baksı Müzesi, Bilgili Sanat, Bosfor, Bülent Eczacıbaşı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, BB Projectt, Cem Güventürk, E’Art Gallery, Evin Sanat Galerisi, Frank Art Studio, Galeri Siyah Beyaz, Galerist, Gallery G-Art, Hasan Sarıtaş Art Gallery, Horozart, İBB Kültür A.Ş,  İmoga Art Space, Istanbul Concept Gallery, Kun Art Space, Martch Art Project, MERKUR, Mine Sanat Galerisi, Nihat Odabaşı, Öktem Aykut, Pi Artworks, Red Art İstanbul, Sanatorium, Şerife Bilgili Ercantürk, Taksim Sanat, UZ Gallery ve X-IST bulunuyor. 12. edisyonun en önemli yeniliklerinden biri de Bilgili Sanat iş birliğiyle ilk kez hayata geçirilen “Curation Space” programı olacak. Bu alan, bağımsız genç küratörlere kendi seçki ve kürasyonlarını sunma imkânı tanıyarak, Türkiye sanat ekonomisinin dinamik yapısını besleyen sürdürülebilir bir ekosistem yaratma hedefine katkıda bulunuyor. Ayrıca iş dünyasının önemli isimlerinden Bülent Eczacıbaşı’nın “Altı Fotoğraf” sergisi ve illüstrasyon alanında kendine özgü çizgi diliyle tanınan multidisipliner sanatçı Cem Güventürk’ün “FloreLuctus” projesi sanatseverlerle buluşacak.

    0
    0
    959
  • 03-10-2025

    Meşher’in devam eden “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” sergisi kapsamında “Çağrışımlar” başlıklı panel serisinin ikincisi 9 Ekim 2025’te Divan İstanbul’da gerçekleşecek.

    İlki 5 Ocak’ta, Meşher’in bir önceki sergisi “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” kapsamında düzenlenen panelde bu kez farklı disiplinlerden yedi konuşmacı bir araya gelerek İstanbul’da sanatın çeşitli alanlarda ve hafızalardaki izlerini sürecek.

    Gün boyu sürecek panelin açılış konuşmasını sergiyi düşünme ve yorumlama biçimlerinin çeşitliliğine katkı sunması amacıyla Meşher Direktörü Nilüfer H. Konuk yapacak. Ardından moderatörlüğünü “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” sergisi küratörlerinden Ebru Esra Satıcı’nın üstleneceği birinci oturumda, Zeynep Çelik “Bir Serginin Öne Çıkardığı Sorular” başlıklı konuşmasında serginin ortaya çıkardığı sorulara odaklanacak; oryantalizm ve ötekileştirme kavramlarını ele alarak bir metin ya da sanat eserinin farklı açılardan okunma biçimlerini tartışacak. Leman Yılmaz, “İstanbul: Gizemin Odağında Bir Labirent Kent” başlığıyla İstanbul’un polisiye edebiyatta ve sahne sanatlarında nasıl kurgulandığını inceleyecek; kentin kimi zaman bir karakter, kimi zaman da bir sahne olarak nasıl temsil edildiğini ele alacak.  Jale Parla ise “Bir Sergiden Anılara Yolculuk” başlıklı konuşmasında sergi deneyiminden yola çıkarak kişisel bir hatırlama yolculuğu kuracak; akademik geçmişi ve kütüphane anılarını İstanbul’un kültürel belleğiyle ilişkilendirecek.

    Öğle arasının ardından, moderatörlüğünü “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” sergisi küratörlerinden Şeyda Çetin’in yapacağı ikinci oturumda, Nisan Ak “Bir Nota Kapağından Başlayan Macera” başlıklı konuşmasında “Pera” başlıklı bir nota kapağından hareketle unutulmuş bir müzik mirasını gündeme getirecek; katılımcıları bu bestecinin kimliğini, yaşamını ve eserlerini yeniden keşfetmeye davet edecek. Sadık Karamustafa, “Ben İstanbul’a Denizden Düştüm” başlığıyla grafik tasarımın İstanbul’la kurduğu ilişkiyi aktaracak; kentin tasarımcılar üzerindeki etkilerini ve kendi kişisel deneyimlerini paylaşarak İstanbul’un görsel kültürüne dair gözlemler sunacak. Elçin Poyrazlar “Romancı Biraz da Casustur” konuşmasında casusluk ve suç romanlarında İstanbul’un rolünü ele alacak; şehrin Batı’nın Doğu tahayyülünde entrikalarla örülü bir mekân ve başkahraman olarak nasıl kurgulandığını tartışacak. Programın son konuşmacısı Tilbe Saran ise “Bir Çocuk Yüzü, Bir Sokak Adı, Bir Kitap Sayfası…” başlığıyla kişisel anılarından yola çıkarak 1960’lardan 80’lere uzanan bir İstanbul panoraması sunacak; katılımcıları şehrin büyük bir kısmına yayılan kendi kişisel tarihinden bir güzergahta dolaştıracak. Her iki oturum da konuşmacıların kısa sunumlarının ardından soru-cevap bölümüyle devam edecek.

    Divan İstanbul’da gerçekleşecek etkinliğe katılım ücretsiz olacak ancak kayıt yapılması gerekmektedir. Bilgi ve kayıt için kayit@mesher.org ile iletişime geçebilirsiniz.

    Program:

    10.30 Açılış Konuşması: Nilüfer H. Konuk
    10.45–12.30 / 1.Oturum

    Moderatör: Ebru Esra Satıcı
    10.45–11.10 Zeynep Çelik: "Bir Serginin Öne Çıkardığı Sorular"
    11.15–11.35 Leman Yılmaz: “İstanbul: Gizemin Odağında Bir Labirent Kent”
    11.40–12.00 Jale Parla: “Bir Sergiden Anılara Yolculuk”
    12.05–12.30 Soru – Cevap
    12.30–14.00 Öğle Arası
    14.15–16.45 / 2.Oturum

    Moderatör: Şeyda Çetin
    14.30–14.55 Nisan Ak: “Bir Nota Kapağından Başlayan Macera”
    15.00–15.25 Sadık Karamustafa: "Ben İstanbul’a Denizden Düştüm"
    15.30–15.55 Elçin Poyrazlar: "Romancı Biraz da Casustur"
    16.00–16.25 Tilbe Saran: “Bir Çocuk Yüzü, Bir Sokak Adı, Bir Kitap Sayfası…”
    ​16.25–16.55 Soru – Cevap /Kapanış

    0
    0
    1125
  • 03-10-2025

    Venedik Bienali ve İKSV iş birliğiyle Venedik Bienali Tarih Arşivi tarafından hazırlanan ve küratörlüğünü Luigia Lonardelli’nin üstlendiği “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer. Venedik Bienali Marco Polo’nun izinde” başlıklı özel projenin üçüncü etabı, 5 Ekim’e kadar Artİstanbul Feshane’de sanatseverlerle buluşuyor.

    La Biennale di Venezia (Venedik Bienali) ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle Venedik Bienali Tarih Arşivi’nin gerçekleştirdiği “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer. Venedik Bienali Marco Polo’nun izinde” projesi kapsamında, Venedik Bienali tarafından sanatçı Cevdet Erek’e sipariş edilen gezici enstalasyon Amfibio, 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait Artİstanbul Feshane’de görülebiliyor. “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer. Venedik Bienali Marco Polo’nun izinde” başlıklı proje, ünlü seyyahın İtalya’dan Çin’e uzanan yolculuğunun izlerini takip ediyor. Proje kapsamında, Venedik Bienali tarafından sanatçı Cevdet Erek’e sipariş edilen gezici enstalasyon Amfibio, Çin’in Hangzhou şehrindeki ilk gösterimi ve Venedik’teki ikinci etabının ardından yolculuğunu İstanbul’da, Amfibio Ses Günleri ile sürdürüyor. İlk kez 2024 Aralık ayında Çin’de sergilenen Amfibio, her bir yinelenmesinde gerek mimari yapısı gerekse ses sistemiyle, buluştuğu yerin ve dilin ritimleriyle etkileşim içinde dönüşüme uğrayan modüler bir toplanma ve performans alanı olarak tasarlandı. Bu şekilde Amfibio’nun okumalara, söyleşi ve tartışmalara ev sahipliği yapması planlandı.

    Amfibio Ses Günleri Programı:

    3 Ekim Cuma, 18.00
    sa.ne.na.
    Timber

    4 Ekim Cumartesi, 18.00
    MİAM Gendy Topluluğu
    Birlikte Yaratma Buluşmaları

    5 Ekim Pazar, 18.00
    Peradi Ensemble
    ​Polifonia: Yaşayan Yankılar

    0
    0
    852
  • 03-10-2025

    Collect Gallery, Taksim’de yer alan yeni mekânını Todor Rabadzhiyski’nin eserlerinden oluşan “Kırılgan Adımda Zarafet” sergisiyle yapıyor.

    “Kırılgan Adımda Zarafet”; yaratım, yıkım ve yenilenme döngülerini araştıran Todor Rabadzhiyski’nin eserlerini izleyiciye sunuyor. Sanatçının işleri, hayatta kalışın birer tanıklığı olarak öne çıkıyor, her boşlukta ve yeniden boyanmış yüzeyde, yıkımın izleri ile kurtarma eylemleri buluşuyor. Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye arasında sınırları aşan bu proje, ilk olarak Sofia’daki Plus 359 Gallery’de (Aralık 2024) gerçekleşen “Raw Perspectives” sergisinden doğdu ve iki ayrı bölüme ayrılarak gelişti. İlk bölüm, Yunanistan’ın Limni Adası’nda mekâna özgü bir yerleştirme olarak “Levietan” projesine (Haziran 2025) dönüştü; oksitlenmiş çelikler ve kırılmış yüzeyler açık arazide doğanın güçlerine yanıt verdi. İkinci bölüm ise paneller ve seramiklerden oluşarak şimdi İstanbul’daki Collect Gallery’nin yeni mekânında Fırat Arapoğlu küratörlüğünde bir araya geliyor. “Kırılgan Bir Adımda Zarafet” başlıklı sergi, To Collect Contemporary Art platformu kapsamında üç aşamalı bu projenin son bölümünü oluşturuyor. 18. İstanbul Bienali ile eş zamanlı sergilenen bu yapıtlar, yaralı güzellikleriyle bienalin temalarını yansıtıyor: yaraları kaydederken yenilenmeyi vaat ediyor. Güneş ışığının kırılgan bir anında dinlenen üç bacaklı kedi gibi, bu işler de dönüşüm ve direncin huzurunu buluyor; yıkımın içinde bile yabani ve dayanıklı bir şeyin varlığını hatırlatıyor.

    “Kırılgan Adımda Zarafet” sergisini 4 Ekim-8 Kasım tarihleri arasında Collect Gallery’de ziyaret edebilirsiniz.

    ​Adres: Tomtom, Yeni Çarşı Cd., No:8 K.4 Beyoğlu/İstanbul

    0
    0
    802
  • 03-10-2025

    Tayfun Belet’in gazeteci Sabiha ve Zekeriya Sertel’in hayatına odaklandığı Roman Gibi belgeseli 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Ulusal Belgesel Film Yarışması bölümünde yarışacak.

    Festival bu yıl 24 Ekim - 2 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek. Sabiha ve Zekeriya Sertel’in izini süren ve bir kuşağın belleğini yeniden gün yüzüne çıkaran Roman Gibi, gazeteciliğin, düşünce özgürlüğünün ve kişisel hafızanın izinde derinlikli bir belgesel anlatı sunuyor. Belet’in yönetmenliğinde yaklaşık üç yıl süren bir çalışmanın ürünü olan film, Türkiye basın tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel çiftinin mücadeleyle geçen hayatlarına ışık tutuyor.

    ​Film, Sabiha Sertel’in ikinci kuşak yeğeni Nur Deriş’in kendi aile köklerine doğru çıktığı kişisel bir keşif yolculuğu üzerinden şekilleniyor. Filmde, Sertel ailesine ve dönemin toplumsal yapısına dair görüşlerini paylaşan birçok önemli isim yer alıyor. Zekeriya Sertel’in yeğeni, yazar ve akademisyen Gündüz Vassaf, yazar Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’nin torunu gazeteci Emine Uşaklıgil, Serteller kitabının yazarı Korhan Atay, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki başkanı Turgay Olcayto, Tarih Vakfı eski başkanı Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Gazeteci ve yazar Oya Baydar, Edebiyatçı-yazar İbrahim Metin, Orhan Bahtiyar, gazeteci Serpil Eryılmaz, akademisyen Barış Çatal ve Serdar Kara gibi değerli isimler, anlatılarıyla belgeselin anlatı yapısını derinleştiriyor. Filmin müzikleri ise usta besteci Ömer Oral imzası taşıyor. 

    0
    0
    1016
  • 02-10-2025

    Zorlu PSM 13. sezonunda, uluslararası prodüksiyonlardan kendi özgün yapımlarına, konserlerden festivallere kadar pek çok etkinlikten oluşan geniş programıyla sanatseverlere buluşmaya hazırlanıyor.

    Zorlu PSM’nin 13. sezonu tanıtıldı. 12 yılda 8 milyondan fazla sanatseveri ağırlayan Zorlu PSM, yılın neredeyse her günü beş farklı sahnesinde 1.000’in üzerinde etkinliğe bu sezon da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 13. sezonda da uluslararası müzik sahnesinin büyük grupları ve müzisyenleri Zorlu PSM sahnelerinde dinleyicileriyle buluşuyor. Her sezon farklı türlerde dünya çapında ses getirmiş müzisyenlerin yer aldığı ve dinleyiciler tarafından dört gözle beklenen Zorlu PSM uluslararası konserlerinde bu yıl; Audra McDonald, Alfa Mist, Blind Guardian, bôa, Bonobo, Elijah Fox, Ichiko Aoba, Isabel La Rosa, James Hype, Kerala Dust, Mammal Hands, Marisa Monte, Nina Kraviz, Oscar and the Wolf, Peter Bence, Sabaton, Starsailor, Weval, Yousuke Yukimatsu gibi yıldız isimler sezon boyunca Zorlu PSM sahnelerinde müzikseverlerle buluşacak.

    Dünyanın en seçkin prodüksiyonları bu sezon da Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 7-8 Kasım’da yapay zekâ temasını bale sanatıyla buluşturan, Scottish Ballet’in çağdaş ve büyüleyici uyarlaması Coppélia, 2-8 Mart’ta Bollywood’un efsanevi müzikleri, nefes kesen dansları ve rengârenk görkemiyle sahneyi adeta bir şölene dönüştürecek olan Taj Express ve 20-21 Ocak’ta çağdaş dansın sınırlarını zorlayan Belçikalı topluluk Peeping Tom’un hafıza ve mekân algımızı derinden sorgulayan çarpıcı üçlemesi Triptych Zorlu PSM sahnesinde olacak.

    Zorlu PSM'nin yüksek katkılı mekân sponsoru olduğu 29. İKSV Tiyatro Festivali de dünyaca ünlü projelerini Zorlu PSM sahnelerinde tiyatroseverlerle buluşturuyor. Festival kapsamında, Scapino Ballet Rotterdam'ın Arvo Pärt’ın etkileyici müziği eşliğinde sahnelediği Katedral, Arvo Pärt’le Bir Akşam performansı 20-21 Ekim’de Turkcell Sahnesi’nde izleyicilerle buluşurken sirk, tiyatro ve dansı fantezi ve şiirle harmanlayan Fransız-Katalan topluluğu Baro d’evel’in Biz Kimiz adlı büyülü gösterisi, 22-23 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde tiyatro ve dansseverlerle buluşacak.

    Zorlu PSM Prodüksiyonu olarak hayata geçen yapımların arasına yenileri de ekleniyor. Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği, Alina Boz ve Ayda Yüksel’in rol aldığı, kuşaklar arası hesaplaşmaları ve kadın dayanışmasını konu alan yeni prodüksiyon Palamut Zamanı, Onur Ünlü’nün kült filminin ilk tiyatro uyarlaması ve başrollerinde İlayda Alişan, Beyti Engin, İbrahim Selim, Ali Yoğurtçuoğlu, Deniz Celiloğlu ve Efekan Can’ın oynadığı Güneşin Oğlu, Zerrin Tekindor’un başrolünde olduğu ve Hira Tekindor’un yönettiği Peter Shaffer uyarlaması Lettice and Lovage ile Aldous Huxley’nin distopik başyapıtının Jethro Compton ve Lerzan Pamir yönetiminde ve Başar Başaran’ın uyarlamasıyla müzikal formda Türkiye’de ilk kez sahneleneceği Cesur Yeni Dünya bu sezon Zorlu PSM’de prömiyer yapacak Zorlu PSM Prodüksiyon yapımları arasında yer alıyor.

    Zorlu PSM sahnelerindeki sevilen prodüksiyonlar arasında olan; Demet Evgar’ın başrolünde olduğu ve Serdar Biliş’in yönetmenliğinde Afife, Merve Dizdar ve Kerem Arslanoğlu’nun başrollerini paylaştığı İnsanlar Mekânlar Nesneler, PSM Atölye’den çıkıp profesyonel yolculuğuna ikinci sezonunda da devam eden Kısık Ateşte Düdüklü Tencere de temsillerine devam edecek. Ayrıca Cumhuriyet’in kuruluş sürecini teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak dans ve müzik ve sahne prodüksiyonları ile anlatan 1923, bu sezon 29 Ekim’deki temsiliyle sahnelere veda edecek. Sezon boyunca ayrıca aralarında İyi Değilim Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim, Auptopsy, Don Kişot, Baba, Amadeus, Terapi, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Drakula, Kel Diva, Toz, Bulaşıkçılar, Aşk Biter mi?, Timsah Ateşi, Cimri, Medea, Linçler ve Dudaklar, Martı mıyım?, Güne Bakan Cam Kırıkları, Tıtıl GPT-148, Güzel Son, Eylül, Kopenhag gibi oyunların bulunduğu çok sayıda tiyatro da Zorlu PSM’de sergilenecek.

    14-15 Kasım tarihlerinde 9. edisyonu gerçekleşecek MIX Festival’de bu yıl; de Purple Disco Machine, Bakermat, Bulgarian Cartrader, Discopolis, Maribou State, Sigrid, Jadu Heart, Youngr, Marissa Nadler, Nusantara Beat, TUKAN, Emre Can Swim, Venice, Hilal Kaya, groove4lovers, Egosex, Selût ve Soul Grinders sahne alacak. Ayrıca dünyanın en prestijli elektronik müzik festivallerinden biri olan, yaratıcılık ve teknolojiyi birleştiren Sónar Istanbul, 10-11 Nisan 2025 tarihlerinde 10. edisyonu ile yine 20’den fazla farklı disiplinlerdeki sanatçıyı binlerce müzikseverle bir araya getirecek. Avusturya’da neredeyse 50 yıldır “teknolojik sanatlar alanında” dünyanın en saygın festivali ve platformu olarak kabul edilen Ars Electronica, Zorlu PSM ve Piksel.Creative Solutions partnerliğiyle Diageo Türkiye’nin ana sponsorluğunda 21-28 Ekim tarihleri arasında sadece Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşacak. İlk edisyonundan itibaren müzikseverlerden büyük ilgi gören ve dünya starlarının ağırlandığı PSM Loves Summer by %100 Müzik serisi, 2026 yılının yaz aylarında 5. edisyonunda sürpriz isimleri ağırlamaya hazırlanıyor.

    ​Zorlu PSM’nin 13. sezon programına buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    862
  • 02-10-2025

    Yeni sanat merkezi Fotoğraf Fabrikası, kapılarını Magnum Photos üyesi Fransız fotoğrafçı Antoine d’Agata’nın “Teorem” başlıklı sergisiyle 3 Ekim’de açacak.

    Dünya çağdaş fotoğrafının en özgün ve en provokatif seslerinden biri olan Antoine d'Agata’nın sergisi 29 Kasım’a kadar görülebilecek. Sanatçının küresel şiddet, emperyalizm ve insanlık hâllerine dair çarpıcı çalışmalarından oluşan “Teorem” sergisinde d’Agata’nın Laos, Vietnam, Kamboçya, Irak, Ukrayna, Filistin ve İsrail gibi çatışma coğrafyalarında ürettiği, belgesel ve şiirsel bir dilin iç içe geçtiği fotoğraf ve video çalışmaları izleyici karşısına çıkıyor.

    Sanatçının işleri, New York’taki MoMA PS1'den Paris’teki Centre Pompidou’ya kadar dünyanın önde gelen kurumlarında sergilendi. “Teorem” sergisi ise, onun en politik ve en kapsamlı işi olarak öne çıkıyor.

    ​Antoien d’Agata söyleşi ve kitap imza günü 4 Ekim Cumartesi günü saat 15.00’te Fotoğraf Fabrikası Art Space’de gerçekleşecek.

    0
    0
    951
  • 02-10-2025

    Esra Dermancıoğlu’nun hem yazıp yönettiği hem de başrolünü Deniz Karaoğlu ile paylaştığı yeni oyunu İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim ile 30 Ekim’de prömiyer yapmaya hazırlanıyor.

    Yapımını Satsuma’nın üstlendiği oyun dram ve kara komedi türlerini harmanlıyor. Oyun; arzu, utanç, dijital çağın tüketim ilişkileri ve ebeveyn mirasının gölgesinde şekillenen bir aşk hikâyesini sahneye taşıyor. Projeksiyon, ses tasarımı ve sahne metaforlarıyla zenginleşen oyun, seyirciyi bir kadının kendi bedenine ve geçmişine açtığı savaşın tam ortasına davet ediyor. Oyunun merkezinde Dermancıoğlu’nun kaleme aldığı manifesto yer alıyor: “Beden ilk pazardır. İlk meta, ilk vitrin… Ama bir gün dokunmamak devrim olacak. Bir gün beden geri alınacak. Ve o gün geldiğinde, hiç kimse, hiç kimsenin vitrini olmayacak.”

    İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim 30 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde gerçekleşecek gösteriminin biletlerine BiletixBiletinialPasso ulaşabilirsiniz.

    Künye

    Yazar&Yönetmen: Esra Dermancıoğlu
    Oyuncular: Esra Dermancıoğlu, Deniz Karaoğlu
    Yardımcı Yönetmen: Özden Selim Karadana
    Reji Asistanı: Gülse Baştuğ
    Backstage: Ayşegül Karacan
    Afiş Tasarım: Berkcan Okar
    Afiş Fotoğrafı: Muhsin Akgün
    İllüstratör: Gökçe Erverdi
    Animasyon: İbrahim Özdağ
    Ses Tasarımcısı: Ozan Yılmaz
    Müzik: Jamal Aliyev
    Işık&Sahne Tasarımı: Cem Yılmazer
    Yapım Asistanı: Sezin Mutlu
    Yapımcılar: Timur Savcı, Burak Sağyaşar, Alara Hamamcıoğlu Bayraktar
    Yapım Şirketi: Satsuma

    0
    0
    1107
  • 02-10-2025

    Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 2025/26 sezonuna 9 Ekim’de BİFO’nun siparişi üzerine bestelenen Paolo Marzocchi’nin “Five Songs from Shkodër” eserinin dünya prömiyeri ile başlayacak.

    Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda gerçekleşecek yeni sezonda, BİFO dünyadan ve ülkemizden saygın sanatçılarla aynı sahneyi paylaşacak. Klasik müziğin önde gelen bestecilerini ve onların kuşaklar boyunca yankılanan eserlerini her yeni sezonunda olduğu gibi İstanbul'a taşıyan BİFO, 26. sezonunda Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Konserlerde ulusal ve uluslararası alanda hem deneyimleriyle öne çıkan hem de genç yetenekler arasında gösterilen şef ve solistler aynı sahneyi paylaşacak.

    Bu sezon, Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda müzikseverlerle buluşacak olan BİFO, onursal şefi Gürer Aykal, sanat yönetmeni ve sürekli şefi Carlo Tenan’ın yanı sıra, Christoph Eschenbach, Barbara Hannigan (şef, soprano), Martijn Dandeviel ve František Macek gibi değerli şefleri ağırlayacak. BİFO’nun 12 konser vereceği bu renkli sezonda, aynı sahneyi paylaşacağı solistler arasında Ilya Maximov (piyano), Marc Coppey (viyolonsel), Kübra Şenyaylar yönetiminde Koro İstanbul, Jan Lisiecki (piyano), Maria Meerovitch (piyano), Omar Tomasoni (trompet), François-Frédérick Guy (piyano), Ferhat Can Büyük (piyano), Daniel Hope (keman), Salih Can Gevrek (piyano), Enkeleda Kamani (soprano), Deniz Uzun (mezzosoprano), İlker Arcayürek (tenor), Li Huanhong (bas) ve Cornel Groza yönetimindeki Transilvanya Devlet Filarmoni Korosu yer alıyor.

    Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 2025/26 sezonunu 9 Ekim Perşembe günü Carlo Tenan yönetiminde, piyanist Ilya Maximov’un performansıyla açıyor. Genç yaşına rağmen uluslararası alanda birçok ödül kazanan ve önde gelen orkestralarla sahne alan virtüöz piyanist, Şostakoviç’in 2 numaralı Piyano Konçertosu’nu seslendirecek. Konserin en merakla beklenen anlarından biri ise, Haydn ve Kabalevsky’nin eserlerinin yanı sıra, BİFO'nun siparişi üzerine bestelenen ve geleneksel Türk müziği ile Güney Avrupa müziğini buluşturan Paolo Marzocchi’nin “Five Songs from Shkodër” adlı eserinin dünya prömiyeri olacak. Bu özel açılış, klasikleşmiş bestelerin eskimeyen büyüsü ile yeni doğan bir eserin heyecanını birlikte yaşatacak.

    ​BİFO’nun yeni sezonu hakkında detaylı bilgiye ve programa buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    791
  • 02-10-2025

    Candan Arıcı, Ediz Birlikdoğan, Gülçin Aslandoğan, Lütfiye Kösten, Meryem Günana ve Tolga Boztoprak’ın eserlerinden oluşan “Sınırların Ötesinde” başlıklı karma sergi, 2-25 Ekim tarihleri arasında Artgalerim’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Sergide yer alan seçki; mekân, zaman ve kimlik kavramlarını ele alırken, görünür olan ile görünmez olan arasındaki sınırları sorguluyor. Her sanatçı kendi üslubu ve tekniğiyle bu sınırların ötesine geçerken, ortaya çok katmanlı, disiplinler arası bir anlatı sunuyor. Resim, heykel, fotoğraf ve karışık tekniklerle üretilmiş eserler, izleyiciye yalnızca bakmayı değil, aynı zamanda görmeyi, hissetmeyi ve düşünmeyi öneriyor. Sanatçılar kimi zaman bireysel hafızadan beslenen, kimi zaman toplumsal belleğe dokunan çalışmalarında, sınır kavramını hem fiziksel hem de zihinsel düzlemde yeniden yorumluyor. Sergi, bu yönüyle izleyiciyi alışıldık bakış açılarını terk etmeye, normların ötesine geçmeye ve sanatın sunduğu özgür alan içinde kendi cevaplarını bulmaya davet ediyor.

    “Sınırların Ötesinde”, farklılıkların bir araya gelerek yarattığı zenginliği vurgularken, sanatın birleştirici gücünü de gözler önüne seriyor. Her bir eser, kendi içinde bağımsız bir dünya kurarken; sergi bütünü, bu dünyaların ortak bir dilde buluşmasını sağlıyor. İzleyici, sergi alanında gezerken bir yandan kişisel hikâyelerle, bir yandan evrensel temalarla karşılaşıyor. Böylece bireysel olan ile kolektif olan, somut ile soyut, geleneksel ile çağdaş arasında yeni bağlar kuruluyor.

    Künye:
    1. Candan Arıcı, 2024, Hepsi Benim, 46x22cm, bronz, prinç kaide/sıcak cam dünya
    2. Lütfiye Kösten, 2025, Farklı Güneşler Rüyalar, 100x120cm, tüyb
    3. Tolga Boztoprak, 2025, Güne bakanlar,  120x150cm, tüyb
    4. Meryem Günana, 2021, Haddini Aş!, 100x100cm, tüyb
    5. Ediz Birlikdoğan, Aydınlanma Çağı Serisi Üç Güzel, 150x 120cm, tüyb
    6. Meryem Günana, 2025, Haddini Bil-me,  120x80cm, tüyb
    7. Gülçin Aslandoğan, 2025, Kovan serisi, 170x110cm, tüab

    0
    0
    781
DAHA FAZLA
Geldanlage