Çocuk edebiyatının unutulmaz yazarı Enid Blyton’ın nesiller boyunca okunan macera ve heyecan dolu serisi Gizli Yediler’in ilk üç kitabı Delal Arya çevirisiyle Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık)’ten çıktı.
Usta çizer Tony Ross’un resimlediği bu seri 9 yaş ve üstü tüm çocukları Gizli Yediler, Gizli Yediler Macerası ve Aferin Gizli Yediler ile yepyeni bir heyecana kapı aralıyor. Enid Blyton’ın unutulmaz serisi Gizli Yediler ilk kez 1950’li yıllarda yayımlandı ve o günden bu yana dünya çapında milyonlarca okurun kalbini kazandı. Artık yeni kuşaklar da bu klasik seriyi modern ve etkileyici bir tasarımla keşfetme fırsatı buluyor. Gizemli olayların peşinden sürüklenen yedi arkadaş ve sadık köpekleri Haylaz, bazen güldüren bazen düşündüren maceralarıyla kitap okumayı her yaştan insana sevdiriyor. Blyton’ın kitapları nesillerdir tüm dünyada milyonlarca çocuk ve hatta yetişkin tarafından sevilerek okunuyor, kuşaklar arası ortak bir okuma deneyimi sunuyor.
Gizli Yediler: Gizemli olayları araştırmayı seven yedi arkadaş bir dedektiflik kulübü̈ kuruyor: GİZLİ YEDİLER. Şimdi sıra ÇOK GİZLİ bir toplantı yapmakta. (Dikkat! Toplantıya yalnızca şifreyi bilenler katılabilir.) Bu toplantıda, çözülmeyi bekleyen birbirinden esrarengiz olaylar konuşulacak. Jack, terkedilmiş bir evin çevresinde tuhaf sesler duydu ve bir şeylerin ters gittiğinden şüphelendi. Acaba içeride mahsur kalan biri mi var? Gizli Yediler gizemi çözmek için hemen harekete geçmeli!
Gizli Yediler Macerası: Milton Konağı’ndan çok değerli bir kolye çalındı. Peter ve Colin hırsızı kaçarken görünce Gizli Yediler bu gizemli olayın peşine düşmeye karar verdi. Fakat buldukları ipuçlarının -yırtık bir çorap, eski püskü bir kep, nereden geldiği belirsiz tuhaf yuvarlak izler- hepsi de çok kafa karıştırıcıydı! Acaba Gizli Yediler hırsızı kaçmadan önce yakalayabilecek mi?
Aferin Gizli Yediler: Gizli Yediler’in çok gizli toplantıları devam ediyor! Toplanmak için yepyeni ve heyecan verici bir yer buldular: Rüzgârlı Koru’da bir ağaç ev! Fakat bir yabancının gizlice orada yaşadığını keşfedince işler değişti. Üstüne üstlük, davetsiz misafirin tehlikeli bir gizemin parçası olduğunu öğrenmek çok endişe vericiydi! Gizli Yediler acaba çok geç olmadan işin aslını ortaya çıkarabilecek mi?
Zorlu PSM’nin “çok sesli festival” mottosuyla bu yıl 14-15 Kasım’da 9. kez gerçekleştireceği MIX Festival’in programı belli oldu.
MIX Festival presented by %100 Müzik’te bu yıl; Bakermat, Purple Disco Machine, Maribou State dj set, Sigrid, Egosex, Diskopolis, Emre Can Swim, groove4lovers, Hilal Kaya, Jadu Heart, Marissa Nadler, Nusantara Beat, Selût, Soul Grinders live, Venice, Youngr ve TUKAN gibi birçok isim sahne alacak. MIX Festival, iki gün boyunca Zorlu PSM’nin farklı sahnelerinde elektronik müzikten indie’ye, cazdan dans müziğine kadar farklı türlerden yerli ve yabancı sanatçıları bir araya getirecek.
MIX Festival presented by %100 Müzik’te bu yıl; house, caz ve soul notalarını benzersiz bir şekilde harmanlayan “One Day (Vandaag)”, “Teach Me” ve “Baianá” gibi parçalarıyla dünya çapında milyonlara ulaşan Hollandalı DJ ve prodüktör Bakermat, “Dopamine” ile listeleri alt üst etmeye devam eden Grammy ödüllü Alman prodüktör ve disko-funk sahnesinin güçlü ismi Purple Disco Machine, son albümleri Hallucinating Love’dan parçaları ilk kez Türkiye’de seslendirecek olan UK elektronik sahnesinin dikkat çeken ikilisi Maribou State dj set, milyonlarca dinlemeye ulaşan Mirror, Bad Life gibi parçalarıyla Norveçli pop yıldızı Sigrid, elektronik folk ve deneysel rock karışımıyla müzikseverleri sahnede kendi evrenlerine davet edecek olan Londralı ikili Jadu Heart, viral canlı performans videolarıyla büyük bir takipçi kitlesine ulaşan ve canlı enstrümantasyonu ve dans ritimleriyle İngiliz müzisyen Youngr, Lo-fi folk ve dream-pop türlerinde büyüleyici bir ses yaratan ve New Radiations albümünden parçalarıyla Amerikalı sanatçı Marissa Nadler, Endonezya geleneksel müziğini modern sound’larla buluşturarak sahnede kültürlerarası bir diyalog kuran Amsterdam merkezli altı kişilik grup Nusantara Beat müzikseverlerle buluşacak.
Festivalin dikkat çeken isimlerinden Belçikalı elektro-post-rock grubu TUKAN, analog dokuları 80’lerden ilham alarak günümüzün dijital altyapısıyla harmanlayan güçlü ikili Diskopolis, Human Drift albümünün hipnotik yapısıyla sahnede sınırları zorlarken, serbest stil elektronik setleriyle bilinen Emre Can Swim, dans pistinde groove’un dozunu artırıyor. İzmirli prodüktör Venice, UK-garage ve minimal house karışımıyla festivalin ritmini belirlemeye hazırlanırken, Türk-Danimarkalı vokalist Hilal Kaya, Anadolu ezgilerini caz ve afrobeats’le birleştirerek müzikseverleri kültürlerarası bir yolculuğa çıkarıyor. Ayküt, Kinky, Tuff ve Caciki’den oluşan groove4lovers, house müziğin farklı alt türlerinde dans pistinin enerjisini yükseltmek için son hazırlıklarını yaparken, deneysel müzik ve hologram performanslarını buluşturan Selût, Değerlim’in Hikayesi albümünden sahneye bir multimedya deneyimi taşıyor. Melodik deep house’u saksafon ve gitarla birleştiren Soul Grinders, canlı elektronik projeleriyle dikkat çeken bir diğer isim olurken, alternatif üretimleriyle ses getiren tüm isimler, bu yıl festivalde sahne almaya hazırlanıyor.
100% Müzik katkılarıyla gerçekleşecek MIX Festival presented by %100 Müzik biletlerine Passo üzerinden ulaşabilirsiniz.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2007-2036 Bienal Sponsoru Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen 18. İstanbul Bienali’nde yer alacak sanatçılar açıklandı.
Christine Tohmé küratörlüğünde düzenlenen “Üç Ayaklı Kedi” başlıklı bienalin ilk ayağında sekiz farklı mekânda, 30’u aşkın ülkeden 47 sanatçının eserleri sergilenecek. “Kendini koruma” ve “gelecek olasılıkları” temaları etrafında kurgulanan bienal kapsamında İstanbul’un Beyoğlu-Karaköy hattında birbirine yürüme mesafesinde konumlanan sekiz farklı mekânda dünyanın dört bir yanından pek çok sanatçının eserleri sanatseverlerle buluşacak. Açılış haftasında canlı performanslar, film gösterimleri ve DJ setleri içeren bir kamusal program da sunuluyor.
18. İstanbul Bienali’ne davet edilen sanatçılar, atölye ziyaretleri ile sanatçı buluşmalarının yapıldığı ve 31 Ekim-15 Aralık 2024 tarihleri arasındaki açık çağrıya gelen dosyaların değerlendirildiği kapsamlı bir araştırma sürecinin sonucunda belirlendi. Bienalin ilk ayağına Türkiye’den de altı sanatçı katılıyor.
18. İstanbul Bienali’nde yer alan sanatçılara buradan ulaşabilirsiniz.
Eğitimci yazar Gürsen Özen’in çocuk dünyasının umutlarını, neşesini, kırgınlıklarını ve hüzünlerini neşeli bir dille kaleme aldığı öykü kitabı O-Ne-O Gezegeni, Yusuf Tansu Özel’in çevirisiyle Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.
Dokuz öyküden oluşan kitap hem sabırsızlıkla büyümek hem de hep çocuk kalmak isteyenlerin kalbine, sofrasına, bahçesine, okul koridorlarına konuk ediyor.
“Patlayan mısırlar gibi sınıftan güle oynaya çıkan, karnını oyunla doyuran öğrenciler, elma veren limon ağaçları, 23 Nisan'da papatya olan çocuklar, kayan-filler, geri geri koşan elektrik direkleri, tekerlekli bavullar, lokumdan tatlı sofralar, kilitli günlükler, ilk kez anahtarlık sahibi olmalar, bahçelerde koşturmacalar... Her öykü, içi içine sığmayan tüm çocuklar için.”
Salon İKSV’nin 2025 sonbahar sezonu 20 Eylül’de başlayacak. Sonbahar programında Surprise Chef, Caroline Rose, Kaan Tangöze, Vanishing Twin, Lin Pesto, Gevende, Enji, Jaubi, Ahmed Fakroun, Molly Lewis, Cemiyette Pişiyorum, The Necks, King Hannah, TOPS ve Tommy Cash yer alıyor.
Salon İKSV’nin sonbahar sezonunda pek çok ismi konuk edecek. Melbourne’lü enstrümantal soul-funk kolektifi Surprise Chef ile açılacak sezonda; Grammy adayı Amerikalı özgür ruh Caroline Rose, Londra çıkışlı art-pop üçlüsü Vanishing Twin, yerli rock müziğin en önemli figürlerinden Kaan Tangöze, ıslık virtüözü Molly Lewis, Liverpool’un karanlık folk-rock ikilisi King Hannah, Montréal’in indie-pop öncüsü TOPS, Eurovision’da Estonya’ya üçüncülük getiren Tommy Cash, +1’in katkılarıyla Salon sahnesinde müzikseverlerle buluşacak. Eşsiz tarzıyla saykedelik rock müziğin temsilcisi Gevende, Libya disko-funk efsanesi Ahmed Fakroun, 25 yıldır yerli punk sahnesini mizah ve isyanla besleyen Cemiyette Pişiyorum ve melankolik pop prodüktörü Lin Pesto’nun yanı sıra 35. Akbank Caz Festivali kapsamında Moğol-Alman caz vokalisti Enji ve Pakistan’ın sufi-caz topluluğu Jaubi de Salon programında yer alıyor. Yeni isimler ise yakında açıklanacak.
Salon İKSV’nin sonbahar sezonuyla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Konserlerin biletleri ise 13 Ağustos Çarşamba günü Passo’da satışa çıkacak.
2025 Sonbahar Programı:
+1 Sunar: Surprise Chef
20 Eylül Cumartesi 22.00
+1 Sunar: Caroline Rose
25 Eylül Perşembe 21.30
+1 Sunar: Kaan Tangöze
26 Eylül Cuma 22.00
+1 Sunar: Vanishing Twin
27 Eylül Cumartesi 22.00
Lin Pesto KABUL Albüm Lansmanı
2 Ekim Perşembe 21.30
Gevende
3 Ekim Cuma 22.00
Akbank Caz Festivali: Enji
4 Ekim Cumartesi 22.00
Akbank Caz Festivali: Jaubi
9 Ekim Perşembe 21.30
Ahmed Fakroun
10 Ekim Cuma 22.00
+1 Sunar: Molly Lewis
23 Ekim Perşembe 21.30
Cemiyette Pişiyorum
8 Kasım Cumartesi 17.00
8 Kasım Cumartesi 22.00
The Necks
9 Kasım Pazar 20.00
+1 Sunar: King Hannah
16 Kasım Pazar 20.00
+1 Sunar: TOPS
28 Kasım Cuma 22.00
+1 Sunar: Tommy Cash
4 Aralık Perşembe 21.30
5 Aralık Cuma 22.00
Shakespeare’in trajedileriyle mitolojiyi, genç oyuncuların enerjisiyle çağdaş sahne estetiğini buluşturan SPIRITUA, 17 Ağustos Pazar akşamı saat 21.00’de BtcTurk Vadi Açıkhava Sahnesi’nde izleyicilerle buluşacak.
Arda Aydın’ın kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği SPIRITUA, Biraderler Yapım ve İdil Türkmenoğlu’nun yapımcılığında, klasik tiyatro kodlarını cesurca kırarak Türkiye sahne sanatları için benzersiz bir deneyim sunuyor. Tek perdelik yapım, Shakespeare’in Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear ve III. Richard gibi başyapıtlarından ilham alırken Truva Savaşı’nın mitolojik derinliğini de çağdaş bir perspektifle ele alıyor. Bu sentez, geleneksel metinlerin evrenselliğini günümüz estetik anlayışıyla buluşturarak geçmişle geleceğin çatışmadığı, aksine birbirini dönüştürdüğü bir anlatı inşa ediyor. Oyunun tüm oyuncu kadrosu, Biraderler Yapım’ın sosyal girişimi olan Çocuk Genç Sanat Tiyatro (ÇGST) bünyesinde yetişmiş gençlerden oluşuyor.
17 Ağustos Pazar 21.00’de BtcTurk Vadi Açıkhava’da sahnelenecek SPIRITUA, 13 Eylül’de Bornova Ayfer Feray Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirli, 3 Ekim AST Bilkent Sahne’de Ankaralı tiyatroseverlerle buluşacak. Biletlere buradan ulaşabilirsiniz.
Zilberman, bu sene 14. edisyonunu gerçekleştirdiği “Genç Yeni Farklı” sergisini 23 Ağustos’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
Zilberman, geçtiğimiz 14 yıl boyunca düzenlediği “Genç Yeni Farklı” çatısı altındaki grup sergileri ile sanatçılara alan sunmanın ötesinde yeni sesler için dinamik bir platform olarak konumlanıyor. “Genç Yeni Farklı”, birbirinden bağımsız sanat pratiklerinin görünürlüğünü artırmak ve yeni seslerin üretimlerini sürdürebilecekleri alanlar yaratmayı hedefliyor. Türkiye’de uygulanan sansürün her türlü biçimlerine karşı, kolektif düşünebilme ihtimalini hatırlatmayı amaçlayan “GYF’25”; bireysel hafızadan kamusal alana, kimlikten mekâna, gündelikten politik olana uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyor. Farklı pratiklerin yan yana geldiği “GYF’25”, tek bir tema etrafında değil; bir arada olma olasılıkları üzerinden kuruluyor. Beden, hafıza ve aidiyet gibi kavramlar, farklı pratikler ve anlatım biçimleriyle ele alınıyor. Video yerleştirmeden yapay zekâ destekli kurgulara, biyolojik atıklardan geleneksel nesnelere uzanan işler hem kişisel hem de kolektif olanın sınırlarında dolaşarak çeşitli diyaloglar üzerinden bir araya geliyor. Burcu Çimen (Yapı Kredi Müzesi Direktörü ve küratörü), Ulya Soley (Hamburger Bahnhof Küratörü), Sena Başöz (Sanatçı), Zilberman | Berlin Direktörü Lotte Laub ve Program Yöneticisi Ece Ateş’ten oluşan seçici kurul tarafından, 400’ün üzerinde başvuru değerlendirilerek bu senenin seçkisi oluşturuldu. Çeşitli üretim motivasyonlarını, düşünme biçimlerini ve anlatı yollarını bir araya getiren “GYF’25”, genç sanatçıların taşıdığı potansiyellerin güncel bir yansıması olarak kolektif düşünmeye, üretmeye ve yeni olasılıklara alan açmaya bir davet niteliği taşıyor.
Sergiyi 23 Ağustos’a kadar Zilberman İstanbul’da ziyaret edebilirsiniz.
Künye:
1. Anet Sandra Açıkgöz
2. Dilan Perişan
3. Ahmet Dündar
4. Deniz Zaide Korkmaz
5. Şahsenem Altıparmak
Sarah Garré ve Marijke Huysmans’ın okurlarını yaşam kaynağımız suyun büyüleyici dünyasında unutulmaz bir yolculuğa çıkardığı kitabı Büyük Su Kitabım, Lale Şimşek Çalışkan’ın çevirisiyle hep kitap’tan çıktı.
Wendy Panders’ın resimleriyle renklenen kitap, 8 yaş ve üstü tüm okurlarına yağmur damlasından dev tsunamilere suyun her hâlini anlatıyor.
Yeraltı suları nasıl oluşur?, Su arıtma işlemi nasıl yapılır?, Sanal su ne demektir?, İçme suyu evimize nasıl gelir?, Suyun iklimdeki rolü nedir? gibi suyla ilgili merak edilen pek çok soruya cevap buluyor.
Amsterdam merkezli Anadolu rock ve folk grubu Altın Gün ve Min Taka, +1 Sunar: Pozitif Vibrations kapsamında 5 Eylül’de Yapı Kredi bomontiada’da müzikseverlerle buluşacak.
+1’in katkılarıyla düzenlenen Pozitif Vibrations, dinleyicilere müzikle dolu bir gün vadediyor. İkinci albümleri Gece (2019) ile “En İyi Dünya Müziği Albümü” dalında GRAMMY® adaylığı kazanan Altın Gün ve indie, liquid dnb, synth ve hyperpop arasında gezinen sound’u ile Min Taka’nın yer alacağı Pozitif Vibrations, müzikseverlere unutulmaz bir akşam yaşatacak.
Serinin Yapı Kredi bomontiada edisyonuna +1 ile birlikte Volkswagen ve Radyo Eksen de katkıda bulunuyor.
T. Melis Golar ve Barbare Studio tarafından kurgulanan arşiv paylaşımı ve kamusal program “Kayda Değer”, 11-21 Eylül tarihleri arasında Barın Han’da sanatseverlerle buluşacak.
Tekirdağ’da yer alan Barbare Bağları’nda konumlanan Barbare Studio, 2026’da gerçekleşecek ikinci sergi edisyonundan önce İstanbul’da izleyici karşısına çıkacak. Celine Topsakal kuruculuğunda hayata geçen Barbare Studio’nun ilk sergisi “Yer Duygusu”, geçtiğimiz yıl T. Melis Golar küratörlüğünde Barbare Bağları’nda gerçekleşti. İstanbul’daki geçici istasyon ise üretim pratiğini Tekirdağ’ın üzüm bağlarından İstanbul’a taşıyarak buluşma alanını genişletmeyi, araştırma sürecini şeffaflaştırmayı ve izleyiciyi sürece dahil etmeyi hedefliyor. Barbare Studio’nun üç yıllık küratöryel araştırma döngüsünün orta noktasını işaret eden program, stüdyonun konuk küratörü T. Melis Golar’ın kurgusu ve mimar Celine Topsakal’ın tasarımıyla sunuluyor. Program, Tekirdağ’da gerçekleşecek iki sergi arasında düşünmek, paylaşmak ve yeniden yön bulmak için bir “ara” alan yaratıyor.
“Kayda Değer”, Barbare Studio’nun süreç odaklı ve araştırma temelli üretim biçimine dair bir bakış sunuyor. Yeni edisyon sanatçılarının ilham alabilecekleri bir platform yaratırken küratöryel programın bir sonraki aşamasını şekillendirecek soruları da gündeme getiriyor. Eleştirmek, soru sormak, tartışmak ve birlikte düşünmek için kurulan bu platform, Odd Art Space iş birliğiyle Trakya’daki genç sanatçılara görünürlük kazandıracak ve tanışıklıkları artıracak bir projeyi de Kayda Değer’e dahil ediyor. Açık çağrı yoluyla seçilen sanatçılar, portfolyo günleri etkinliğini takiben Barın Han’daki sergi programında yer alacaklar.
Program kapsamında karşımıza çıkacaklar arasında araştırma kütüphanesi, geçmişten edinilen izlenim ve öğretiler, gelecekteki küratöryel yönelimin sunumu, konuşmalar, müzik dinletileri, daha önce Tekirdağ’da gösterilen yapıt ve dokümanlardan oluşan bir seçki ve podcast serisi yer alıyor. Barbare Studio’nun üretim sürecinin temel taşını oluşturan kütüphane; konuk küratörler, misafir sanatçılar ve ekip üyeleri tarafından sürekli genişletilen, referanslar, metinler ve teorilerden oluşan bir arşivi kapsıyor. Geçmiş ve gelecek iş birlikçileri, Tekirdağ’dan yerel üreticiler, genç sanatçılar, geçtiğimiz senenin katılımcıları ve izleyicileri buluşturacak program bir paylaşım, tanışıklık, fikir alışverişi ve buluşma alanı yaratıyor.