İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu’nun yeni performansı BİZ, 28 Ekim’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.
Geçtiğimiz günlerde Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde prömiyerini yapan BİZ, ilham kaynağını bir yandan Anadolu ezoterizminden diğer yandan çağdaş felsefeden alıyor. Cem Yıldız’ın bilgisayar ortamında canlı olarak dönüştürdüğü vokali ve bağlamasıyla eserin elektro-akustik ses evrenini oluşturduğu performans, “çoklukta birlik”, “empati”, “evrensel etik” kavramlarını sorguluyor.
Performans alanındaki üç dansçı, fiziksel teması kaybetmedikleri üçlü hareket formları, ikili eylem diyalogları ve bir başlarına kaldıkları anların içinden geçerek dayanışma ve çatışma, şefkat ve şiddet, güç ve kırılganlık, varlık ve yokluk hattında yollarını bulmaya çalışıyorlar. Bedenleri ve duygu bellekleri üzerinde çalışıp çoklukta birliği arıyorlar.
Mdtistanbul imzalı BİZ’in biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Künye:
Yaratanlar ve Sahneleyenler: Bedirhan Dehmen, Canberk Yıldız, Cem Yıldız, Mihran Tomasyan
Konsept ve Koreografi: Bedirhan Dehmen
Müzik Düzenleme: Cem Yıldız
Işık Tasarımı: Kerem Çetinel
Kostüm Tasarımı: Günsu Sarı
Tiyatro Garlik’in ilk oyunu Karanlık Şarkılar, 20 Ekim ve 17 Kasım tarihlerinde DasDas’ta, 24 Ekim’de ise Kadıköy Boa Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak.
İngiliz yazar Joe White’ın alkole ve birbirine bağımlı iki hassas ruhun hafıza kayıplarıyla dolu aşk hikâyesini anlattığı Karanlık Şarkılar, yeni tiyatro sezonunda Tiyatro Garlik tarafından sahneleniyor. Prömiyerini 15 Ekim’de DasDas’ta yapan oyunun başrollerini Derya Artemel ve Orçun Soytürk paylaşıyor. Çevirmenliğini Melisa Kesmez’in üstlendiği oyunu Tuğrul Tülek yönetiyor.
Joe White’ın Türkiye’de sahnelenen ilk işi, 2024 baharında kurulan tiyatro topluluğu Garlik’in ise ilk yapımı olma özelliğini taşıyan Karanlık Şarkılar, orijinal prodüksiyonuyla Londra’da kapalı gişe oynadı ve birçok prestijli ödüle aday gösterildi.
Karanlık Şarkılar oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Rahşan Düren’in pentür ve duvar resmi çalışmalarından oluşan “Verwegenheit” başlıklı kişisel sergisi 31 Aralık’a kadar Beyoğlu’nun tarihi mekânlarından Tarhan Han’da sanatseverlerle buluşuyor.
Sinematografik kurgusu sayesinde mekâna özgü performatif bir yerleştirmeye dönüşen “Verwegenheit” sergisi, izleyiciyi kendi benliği, geçmişi, arzuları ve korkularıyla; her birimizin iç dünyasında tetiklenmek üzere pusuda bekleyen “yabancılık” hissiyle yüzleşmeye davet ediyor. Adını Almanca kökenli “korkusuzluk, atılganlık, cüretkârlık” anlamlarına gelen kelimeden alan sergi, Düren’in her bir projesinde yaratıcı cesaretine ve yeni deneylere olan yaklaşımına atıfta bulunuyor.
Art Deco tarzı dış cephesi ile dikkat çeken ancak uzun bir terk edilişin ardından uğradığı restorasyon ile birlikte “ruhunu” büyük ölçüde yitiren Tarhan Han’ın dış ve iç mekânları arasındaki karşıtlığı, bireyin dış dünyadaki imajı ile o dünyadan gizlediği özgün özü arasındaki uçurumun bir metaforuna dönüştüren “Verwegenheit” sergisi, Düren’in soyut ve yarı-soyut kompozisyonlarıyla birleşerek iç ve dış mekân arasındaki karşıtlığı metaforik bir şekilde sunuyor.
Ahmet Ümit’in Türkiye’nin yıllardır mustarip olduğu toplumsal hastalıkların röntgenini çektiği, yeni bir Başkomser Nevzat romanı Yırtıcı Kuşlar Zamanı, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.
Yırtıcı Kuşlar Zamanı’nda Başkomser Nevzat bu kez geçmişin hayaletleriyle mücadele ediyor. Ailesini katledenlerin peşinde maceradan maceraya koşarken, Nevzat ve ekibinin yaşadıkları olaylar bir 21. yüzyıl Türkiye’si portresi çiziyor.
“… alıştığımız ülke, alıştığımız İstanbul, alıştığımız hayat kayıp gidiyordu avuçlarımızın arasından…
Sokaklarda cirit atan uluslararası suç şebekeleri, onlarla fotoğraf çektirmekten utanmayan siyasiler, faili meçhulden faili meşhura evrimleşen cinayetler, ekonomik bozulmanın ve kolay para kazanma arzusunun hızlandırdığı ahlaki çürüme, liyakatsizliğin getirdiği kamusal ve kurumsal çöküş…”
Hatice Aşkın’ın ilk uzun metraj filmi Adresi Olmayan Ev, dünya prömiyerini 8-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek 28. Tallinn Black Nights Film Festivali’nde yapacak.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Avrupa’nın en büyük film fonu olan Eurimages’dan yapım desteği kazanan distopya filmi Adresi Olmayan Ev’in yapımcılığını Emre Oskay, Engin Altan Düzyatan ve George Kyriakos üstleniyor. Türkiye-Yunanistan ortak yapımı (Sky Film, Vantablack Films, View Master Films, Alpha Production) filmin oyuncu kadrosunda Boran Kuzum, Osman Sonant, Janset, Zeynep Tuğçe Bayat, Emel Çölgeçen, Arın Kuşaksızoğlu, Mert Ege Ak, Bedia Ener, Ayşen İnci, Elit Andaç Çam, Seren Fosforoğlu’nun yer alıyor. Film, distopik bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Adresi Olmayan Ev’in fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
Künye:
Yönetmen-Senarist: Hatice Aşkın
Yapımcı: Emre Oskay, Engin Altan Düzyatan, George Kyriakos
Oyuncular: Boran Kuzum, Osman Sonant, Janset, Zeynep Tuğçe Bayat, Emel Çölgeçen, Arın Kuşaksızoğlu, Mert Ege Ak, Bedia
Ener, Ayşen İnci, Elit Andaç Çam, Seren Fosforoğlu
Görüntü Yönetmeni: Feza Çaldıran
Müzik: Nassos Sopilis, Saki Çimen
Editör: Smara Papaevangelou
Sanat/ Yapım Tasarım: Atilla Çelik
Işık Şefi: Mehmet Uğuş
Kostüm Tasarımı: Selin Sözen
Cast Direktörü: Asiye Kocaman
Set Amiri: Umut Ekinci
Yardımcı Yönetmen: Ali Khatiblou
Saç Tasarım: Özdemir Erdoğan
Yapım Amiri: Said Bilici
Afiş: Cem Gürgen
Pera Müzesi’nde 2023 yılında sergilenen, fotoğrafçı Isabel Muñoz’un Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik alanları çektiği fotoğraflarından oluşan “Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” sergisi, 19 Ocak 2025 tarihine kadar İspanya Ulusal Antropoloji Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
“Una Nueva Historia / Yeni Bir Tarih” adıyla İspanya’da izleyici karşısına çıkan sergi, sanatçının çok etkilendiği bu görkemli bölgede gizem, köken ve sonsuzlukla ilgili soruların peşinden gidiyor. Sergi, İspanyol fotoğrafçı Isabel Muñoz’un, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nin davetiyle, tarihi yaklaşık 12 bin yıl önceye dayanan Göbeklitepe’yi, Karahantepe’yi, Sayburç’u ve çevresindeki arkeolojik alanları görüntüleyerek hazırladığı, Taş Tepeler’in fotoğraflarından oluşuyor.
2023 yılında ilk kez Pera Müzesi’nde “Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” adıyla açılan ve daha sonra Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde seyirciyle buluşan sergi, bu kez “Una Nueva Historia / Yeni Bir Tarih” adıyla İspanya Ulusal Antropoloji Müzesi’nde izleyiciye sunuluyor. Sergi, dünyanın en eski kült alanı olabileceği düşünülen ve 2018’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Göbeklitepe’nin de parçası olduğu Taş Tepeler’i, Muñoz’un etkileyici bakış açısından keşfetme fırsatı veriyor. Farklı coğrafyalardan insanları ve kültürleri konu alan portreleriyle tanınan İspanyol fotoğrafçı Muñoz’un, Blanca Berlín ve François Cheval’in küratörlüğünde açılan sergisi, sanatçının çektiği fotoğraflar üzerinden neolitik çağdan günümüze toplumların oluşumunu antropolojik ve sanatsal bir bakışla gözler önüne seriyor.
İspanya Ulusal Antropoloji Müzesi’nin 150’nci yıl özel programı kapsamında açılan ve İspanya Kültür Bakanlığı Devlet Müzeleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Büyükelçiliği tarafından, Pera Müzesi, Casa de Velázquez ve El Corte Inglés Kültürel Alanı iş birliğiyle düzenlenen sergi 19 Ocak 2025 tarihine kadar ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Garson, Biz Beş Kişiyiz kitaplarıyla tanıdığımız Norveçli yazar Matias Faldbakken’in ihmal ve şefkate, dışlanmaya ve bağ kurmaya, travmaların kökenine dair kaleme aldığı romanı Zavallı Şey, Dilruba Aydın’ın çevirisiyle Timaş Yayınları’ndan çıktı.
Hakları dokuz ülkeye satılan Zavallı Şey, Norveç Eleştirmenleri Edebiyat Ödülü Norveç 2023 finalisti, Norveç Kitapçılar Ödülü Norveç 2022 finalisti, Brage Edebiyat Ödülü Norveç 2022 finalisti oldu.
Kendi halinde sessiz sakin bir delikanlı olan Oskar, daha çocukken kendini Blumların çiftliğinde her işe koştururken bulur. Hayatı küçücük odası ve kan ter içinde çalıştığı araziden ibaret delikanlı, günün birinde ormanın derinliklerinden çıkıp gelmiş, paçavralara sarılı, kir pas içinde, bir deri bir kemik kalmış bir çocuk görür. Bu görüntü adeta zihnine kazınır; onu korkutur fakat bir yandan da merakını uyandırır. İptidai bir av düzeneği kuran delikanlı, bu çocuğu tuzağa düşürüp eve götürür. Derdini anlatmaktan aciz, vahşi bir hayvandan hallice bu zavallı şey, Oskar’ın ilgisi ve şefkatiyle günden güne gelişmeye başlar.
Cihangir Atölye Sahnesi ekimde prömiyer yapacak yeni oyunu Kâtip Bartleby ile birlikte yeni sezonda tiyatroseverlerle bir araya gelecek.
Cihangir Atölye Sahnesi yoğun bir programla yeni tiyatro sezonuna başladı. Muhammet Uzuner’in yönettiği Kâtip Bartleby oyunu, 25-26 Ekim saat 20.30’da ve 27 Ekim Pazar saat 19.00’da izleyicilerle buluşacak. Oyunda; Can Seçki, Dorukhan Kenger, Kerem Aktı, Osman Onur Can ve Yusuf Kısa rol alıyor.
18-19 Ekim saat 20.30’da CAS’ta sahnelenecek Saloz’un Mavalı oyunu, Portekiz’in bağımsızlık savaşının Afrika kolonileri üzerindeki etkilerini ve bu bağımsızlık hareketinin Portekiz’deki yansımalarını araştırıyor. Muhammet Uzuner’in rejisiyle sahneye konan oyunda Alper İrvan, Barış Kaan Güven, Berfin Karatay, Boran Özsaygı, Can Seçki, Dorukhan Kenger, Furkan Özkan, Murat Aytekin, Selda Uyan, Zuhal Atalay rol alıyor.
İtalyan yazar Carlo Goldoni’nin dünya çapında büyük ilgi gören klasik komedisi İki Efendinin Uşağı Alaturka, Kıvanç Kılınç’ın 19. yüzyıl İstanbul’una uyarlaması ve Muhammet Uzuner’in orta oyununa yaslanan rejisi ile “Alaturka” bir komedi olarak izleyiciyle buluşuyor. İki Efendinin Uşağı Alaturka’nın oyuncu kadrosunda Alper İrvan, Ayça Öztürk, Berfin Karatay, Canberk Dikmen, Can Seçki, Erdi Öztürk, Gözde Yıldız, Yusuf Kısa yer alıyor. İki Efendinin Uşağı Alaturka 20 Ekim 19.00’da CAS’ta sahnelenecek. Ayrıca 28 Ekim Pazartesi 20.30’da Uluslararası Maltepe Festivali kapsamında Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, 1 Kasım Cuma 20.30’da ise Uluslararası Mardin Tiyatro Festivali’nde olacak.
Sezonun ilk temsilini 8 Ekim’de Maltepe Festivali kapsamında yapan Neredeyse Eşittir oyunu, 8 ve 9 Kasım saat 20.30’da da CAS’ta sahnelenecek. Neredeyse Eşittir’in oyuncu kadrosunda Dorukhan Kenger, Ela Güldüren, Kerem Aktı, Mithat Seçinti, Nihal Parlak, Özge Doğan, Seren Köken, Serhat Güney, Yusuf Kısa yer alıyor.
Sermet Çağan’ın Ayak Bacak Fabrikası oyunu derebeyleri, politikacılar ve yargıçlar gibi yönetici güçlerin çıkarlarını her koşulda korumak için halkı nasıl sömürdüğünü anlatıyor. Muhammet Uzuner’in rejisiyle sahneye konan oyun, 29 ve 30 Kasım saat 20.30’da CAS’ta olacak. Oyunda; Barış Kaan Güven, Boran Özsaygı, Ela Güldüren, Kerem Aktı, Mithat Seçinti, Nihal Parlak, Özge Doğan, Seren Köken, Serhat Güney, Yusuf Kısa rol alıyor.
Cihangir Atölye Sahnesi’nin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
İlkem Karakaş’ın “Unburdened - Ağırlık Olmadan” başlıklı kişisel sergisi 26 Ekim’e kadar Ambidexter Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.
“Hafiflik, içsel yüklerin ötesine geçmek değil, onları yeniden anlamlandırmaktır. Bu sergi, varoluşun katmanlarını yalın bir dille sorguluyor. İnsanın iç dünyasında hafifliğin ve ağırlığın iç içe geçtiği anları ele alırken, arka plandaki tekrar eden tezhip ve geometrik desenlerin dinginliği, ön planda yer alan figürlerle birleşiyor. Eserler, insanın modern hayat içindeki yabancılaşmasını ve bu yabancılaşmanın içinde bile kendisiyle kurduğu bağı keşfetmeye odaklanıyor.
İnce ve uzun kompozisyonlar, bireyin varoluşsal sınırlarını zorlayan bir metafor olarak karşımıza çıkıyor. Yüksekliğiyle göğe, darlığıyla ise içsel sıkışmışlığa işaret eden bu boyutlar hem özgürlüğün genişliğini hem de insanın öznel daralmalarını simgeliyor. Uzayıp giden bu çizgiler, bir yandan yükselirken diğer yandan bireyin dünyadaki köklerini sorgulayan bir yolculuğu işaret ediyor.
Tekrarlayan motifler ve figürlerin minimalist duruşu, izleyiciyi yavaşlamaya, sadeleşmeye ve detaylarda kaybolmaya çağırıyor. Her bir hikâye, özgürlüğün hafifliğini ve aynı zamanda bu hafifliğin insanın iç dünyasında yarattığı ağırlığı yansıtıyor.”
Künye: İlkem Karakaş Body of Paradox - Paradoksun Bedeni 2024 Oil on canvas 100 x 100 cm
Çocuk edebiyatının sevilen yazarı Anıl Basılı’nın okurlarına umut dolu bir hikâye anlattığı, Merve Ergenoğlu’nun resimlediği Gökyüzünde Bir Gün adlı kitabı Doğan Çocuk’tan çıktı.
Öykünün kahramanı Mavi’nin ailesinin bir uçurtma dükkânı var: Gökyüzü Kulübü. Burası aynı onun hayal gücü gibi rengârenk, desen desen uçurtmalarla dolu. Birkaç çıta, kâğıt ve iplerle birleşerek gökyüzüne taşan mutluluklara dönüşüyor. Mavi ise daha önce bir uçurtmanın peşinde hiç koşmadı. Sonra gökyüzünde bir gün… Karşılaştığı kırık bir uçurtma her şeyi değiştiriyor. Gerçekleşmeyeceğini sandığı hayalleri, uçurtmanın peşine takılıyor…
“Mavi, o gün erkenden uyandı. Pencereden içeri süzülen ışık gözlerini kamaştırdı. Etrafında uçuşan tozlar, havada dans ediyor gibiydi. Elini uzattı, güneşin sıcaklığını hissedince gülümsedi. Acaba diğer çocuklar da uyanır uyanmaz güneşi avuçlarında topluyorlar mıydı? Belki de tozları yakalamak için yataklarının üzerine çıkıp zıplıyorlardı.”