GÜNDEM
  • 05-11-2024

    Erkut Terliksiz’in “DOKİ – DOKİ” başlıklı kişisel sergisi 28 Kasım’a kadar DG Art Project’te sanatseverlerle buluşuyor.

    Zeynep Öztürk’ün küratörlüğünü üstlendiği “DOKİ - DOKİ” sergisindeki eserler taşıdığı izlerle hem Japon anime kültürüne bir gönderme yapıyor hem de tüm izleyicilere hitap eden bir duygu yoğunluğu sunuyor. İzleyicilerin sadece görsel olarak değil, duygusal anlamda da içine çeken sergi adını Japoncada kalbin hızla atmasını betimleyen bir ses efekti olan “DOKİ-DOKİ”den alıyor.

    ​“Resim yapmanın ilk kuralı, kural olmamasıdır” diyen Erkut Terliksiz; eserlerindeki heyecan, korku, aşk ve endişe gibi yoğun duyguları izleyicilerde merak uyandıran, enerji dolu ve evrensel bir dilde duygularını ifade etmeye çalışan figürlerle veriyor. Renkleri ve ritimleriyle üç boyutlu bir etki yaratan ve birer çizgi film kahramanını andıran figürler; içinde barındırdıkları gizli hikâyeleri ile izleyicileri eserlerin içine çekiyor. Sanatçı, eserlerini planlamadan, sınır çizmeden anlık değişen duygu durumuna göre resmediyor.

    0
    0
    2137
  • 05-11-2024

    Fotoğraf sanatçısı Esra Özgüroğlu’nun kalabalık bir zihnin doğada bulduğu patikalarda yürümesinin bir anlatısını sunduğu, üçüncü fotoğraf kitabı JASMINE, NOKS Books tarafından yayımlandı.

    NOKS Books; Elvan Ekren ve Volkan Kızıltunç tarafından 2017 yılında kurulmuş, bağımsız bir üretim, eğitim ve sergileme alanı olan NOKS Art Space’in yayın projesi. Kızıltunç tarafından sanatçı kitapları yayınlamak üzere kurulan NOKS Books’un ilk kitabı olan Kızıltunç’un SONDER’i 2022 yılında SAHA Derneği’nin üretim desteği ile yayımlanmıştı.

    On seneyi aşkın bir süredir fotoğraf çeken Esra Özgüroğlu’nun üçüncü fotoğraf kitabı JASMINE. Aynı zamanda tıp doktoru da olan Özgüroğlu, JASMINE’de doğanın giderek daha derinlerine dalarak, onunla fısıldaşıp konuşarak bir olduğu belleğinden süzülenleri fotoğraflarına yansıtıyor. Özgüroğlu’nun fotoğrafları Volkan Kızıltunç’un editörlüğü ve Songül Karakoç’un tasarımıyla JASMINE başlığı altında bir araya geldi.

    JASMINE, şu an Robinson Crusoe 389 Kitabevi ve Frankeştayn Kitabevi’nden satın alınabiliyor. Güncel satış noktalarına, NOKS Books’un sosyal medya hesapları üzerinden ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1457
  • 04-11-2024

    Bağımsız Müzik Yapımcıları Derneği’nin düzenlediği Bağımsız Müzik Günleri’nin ikinci edisyonu 7 ve 9 Kasım’da Müze Gazhane’de gerçekleştirilecek.

    Bağımsız Müzik Yapımcıları Derneği’nin lansman etkinliği olarak 2022 sonunda düzenlenen Bağımsız Müzik Günleri, ikinci edisyonu ile müzikseverlerle buluşacak.

    7 Kasım Perşembe günü, İBB Kültür AŞ’nin Yerin Altında konsepti dahilinde “Bağımsız Sahne” adıyla üye şirketlerin seçkisi, Umut Er (Bugu Yapım), Alança (Ellipsis) ve Straygaze (Tamar Records) sahne alacak. “Yerin Altında: Bağımsız Sahne” 19.30’da başlayacak.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi Başkanlığı, İBB Kültür AŞ, Bağımsız Müzik Yapımcıları Derneği ve MERLIN partnerliği ile düzenlenen etkinlik ise 9 Kasım Cumartesi günü Müze Gazhane T Atölye’de gerçekleştirilecek. MERLIN’den gelen video mesajın gösterimiyle başlayacak etkilnik paneller ile devam edecek.

    ​Bağımsız Müzik Günleri; ortak sorunları, çözümleri, bugünü, yarını değerlendirmek için müzik sektörünün tüm bileşenlerini bir araya getirmeyi hedefliyor.

    0
    0
    928
  • 04-11-2024

    Yeni mezun sanatçıların yaratıcılıklarını ve üretme motivasyonlarını desteklemek, onların sanat profesyonelleri ve sanat izleyicileri ile diyaloglarını geliştirmek misyonuyla düzenlenen BASE, bu sene 27 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

    Bilgili Sanat iş birliği ve Şişli Belediyesi ile The Ritz-Carlton Residences ev sahipliğinde, Trendyol Sanat ana sponsorluğunda; Jumbo, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM), Norm Sanat ve TEB Özel Bankacılık co-sponsorluğunda bu yıl sekizincisi gerçekleşecek olan BASE, bu yıl 2024 mezunu olan sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturacak.

    BASE’in 2024 yılı seçici kurulunda; Ari Meşulam, Bahar Kızgut, Coşar Kulaksız, Daryo Beskinazi, Derya Yücel, Ergin Çavuşoğlu, Esra Aliçavuşoğlu, Gülay Semercioğlu, Nermin Er, Oya Delahaye, Serkan Özkaya, Sinan Demirtaş, Yaşam Şaşmazer ve Yekhan Pınarlıgil yer aldı.

    BASE’in küratörü Derya Yücel, bu yıl BASE’in çerçevesini çizerken “Sanat ne yapar?” sorusuna dikkat çekiyor ve bu yılın küratöryel başlığını şu sözlerle anlatıyor: “Sanat sonsuz mudur? Evrensel midir? Sanat iyileştirir mi? Umudu besler mi? Öğretir ya da hatırlatır mı? Rahatsız mı eder, zevk mi verir? Gerçek midir düşsel mi? Sanat güzel midir faydalı mı? 8 yıldır, bireyleri, düşünceleri, tavırları ve formları sanatın ortak grameri ile birbirine bağlayan BASE bu yıl ‘Sanat ne yapar?’ diye soruyor. Çok katmanlı fikirlere kapı açabilecek bu soru, bize yalnızca sanatla ilişkili değil genç sanatçıların yaşama, dünyaya, insanlara, doğaya, geleceğe nasıl baktıklarıyla ilişkili bir veri sunuyor. Bu soru, genç sanatçıların duyarlığını, belleğini, deneyimlerini, gerçeğe verdikleri düzeni, gerilimlerini ve heyecanlarını çok sesli bir diyaloğa dönüştürmeyi amaçlıyor. Bu soru, kesin yanıtlar aramak yerine ortak ve geçici bir çerçeve kurarken, sanatçı, yapıt ve izleyiciye ait etkileşimsel bir platform yaratma amacını taşıyor. ‘Sanat ne yapar?’ sorusu, herhangi bir şeyin sanat olabileceği ya da şeyleri sanat eseri kılanın o değerin değişkenliği ile günümüzde üretilen sanatı anlamak konusunda bize yardımcı olabilir. Bugün sanatın anlamı, işlevi, gerekliliği ve insan üzerinde yarattığı etkilerin farklı tanımları mümkün. Belki de sanat, yalnızca ne yapıyorsa odur.

    ​BASE, 8 yıldır yeni mezun sanatçılarla sanat alanında faaliyet gösteren farklı aktörler, uzmanlar ve kurumlar arasındaki ilişkileri güçlendirmek, iletişimi, diyaloğu ve ortak çalışma pratiğini teşvik ederek özgün bireysellik ile toplumsal karşılaşma için ortak bir alan yaratıyor. Her yıl olduğu gibi BASE bu yıl da yeni mezun sanatçı adaylarının dünyaya ve sanata yönelik geliştirdikleri bakış açılarını, yaratıcılık kanallarının zenginliği ya da sınırlarını, sanat üretiminde ele alınan güncel kavram ve içerikleri, kullandıkları form, mecra ve araçların olanaklarını, ne tür sorunlarla uğraştıkları ya da uğraşmadıkları ve Türkiye’deki akademik eğitimin niteliğini de gözler önüne serecek. BASE, 2024 yılında mezun olan genç sanatçıların, olguları, ilişkileri, yaşam biçimleri ve bireysel deneyimleri nasıl aktardıklarını ve üretim araçlarının çeşitliliğini bize yeniden gösterecek.”

    0
    0
    861
  • 04-11-2024

    Kemik Tozu aldı ilk öykü kitabıyla tanıdığımız Zeynep Delav’ın zıvanadan çıkmanın eşiğindeki kırılgan ruhların seslerini duyurduğu yeni öykü kitabı Çıktığım Zıvana, Everest Yayınları tarafından yayımlandı.

    Dünyada olmanın ağırlığını, bu ağırlıkla yaşamanın zorluğunu, insanın kendi olmaktan uzaklaşmasını, bununla baş etmenin hem bireysel hem toplumsal zorluklarını, türlü kadınlık hâlleriyle delirmenin hikâyelerini anlatıyor bu öyküler.

    “Sevmediği ne varsa yok etmeye çalışırken, o yok etmeye çalıştığı şeye benziyordu.”

    0
    0
    1156
  • 04-11-2024

    Eric Whitacre’ın dünya çapında tanınan 8 sesli koro eseri “Cloudburst”, Chromas’ın yenilikçi yorumu ile müzikseverlerle buluştu.

    Amerikalı Grammy ödüllü besteci Eric Whitacre’ın 21 yaşında başladığı ve dört yıl sonra tamamladığı, Chromas tarafından yıllardır sahnede canlı olarak seslendirilen ikonik eser, Chromas’ın yenilikçi yorumu ve Dolby Atmos çevreleyen ses teknolojisi ile yeniden hayat buluyor. 2023 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM) Stüdyosu’nda, Dolby Atmos uzamsal kayıt tekniğiyle özel olarak yeniden kaydedilen “Cloudburst”, bu kez tüm sesleri kapsayan bir tasarım ile dinleyiciyi merkezine yerleştiriyor.

    Kısa süreli bir ses enstalasyonu olarak deneyimlenen bu yorum, şimdi herkesin kulaklarına ulaşmak üzere tüm platformlarda erişime açıldı. Chromas’ın bu kaydıyla, yaklaşan bir fırtınanın sesi, yağmurun ritmi ve güneşin doğuşunu tasvir eden eser, dinleyicilere farklı bir ses yolculuğu sunuyor. Kayıtları ve mix’i Ozan Demir tarafından yapılan, 8 dakika 12 saniye süren “Cloudburst”, seslerin odak noktası olan “sweet spot”ta konumlanan dinleyiciyi sarıp sarmalayan özel bir deneyim vaat ediyor. Chromas’ın bu yaratıcı yorumuyla Eric Whitacre’ın “Cloudburst”u, müzik dünyasına yeni bir çağrışım kazandırıyor. Ayrıca Başak Doğan, şu öneride bulunuyor: “360 derece ses kayıtlarını destekleyen kulaklıklarla dinlediğinizde, seslerin çevrelediği o biricik seyirci siz oluyorsunuz.”

    ​Chromas’ın “Cloudburst” yorumunu buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    833
  • 04-11-2024

    Alekos Fassianos’un (1935-2022) eserleriyle İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasını bir araya getiren “Bizans’a Yelken Açmak” sergisi 22 Şubat'a kadar Zeyrek Çinili Hamam’da sanatseverlerle buluşuyor.

    Atina’da bulunan Alekos Fassianos Müzesi iş birliğiyle düzenlenen, Anlam de Coster’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, hamamın restorasyon çalışmaları sırasında keşfedilen Bizans sarnıcında izleyiciye sunuluyor. Sergi, sanatçının eserleri ile hamamın ve sarnıcın çok yönlü mirası arasında bir diyalog kuruyor. Başlığının ilhamını William Butler Yeats’in Sailing to Byzantium (Bizans’a Yolculuk) şiirinden alan sergi, izleyicileri tarih, mit ve hayal gücü arasında katmanlı bir keşfe davet ediyor. Sanatçının Yunan mitolojisi ve Bizans ikonografisinden beslenen eserleri, sarnıçta ortaya çıkarılan ve hamamın inşaatında çalışan kürek mahkumlarının yaptığı düşünülen gizemli gemi grafitilerindeki kahramanların ve korsanların yer altı dünyasına ve düşlerine konuk oluyor. 

    Fassianos, antik dönem ve modernizmi harmanladığı kendine has tarzıyla tanınan ve sanat pratiği resim, seramik, tasarım, mimari, şiir gibi farklı disiplinleri kapsayan dünyaca ünlü bir sanatçı. Gündelik hayatı mitolojik bir anlatıya dönüştürme gücüne sahip olan sanatçının eserleri, canlı renkleri ve akıcı çizgileriyle tanınıyor. Sergi, yakın zamanda keşfedilen Bizans sarnıcına özel olarak kurgulanan ilk proje olmasının yanı sıra, sanatçının ailesi ve Alekos Fassianos Müzesi ile iş birliği içerisinde düzenlenen Türkiye’deki ilk kurum sergisi olma özelliği taşıyor. Aralarında İstanbul’a dair bir tablonun da bulunduğu beş önemli eser, dünyada ilk kez bu sergide sergileniyor; diğer eserlerin çoğu ise Yunanistan dışında ilk kez izleyicilerle buluşuyor. 

    Sergi tasarımını PATTU’nun üstlendiği ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu desteğiyle düzenlenen sergi, bu benzersiz tarihi yapıyla sanatçının eserleri arasında yeni tematik bağlar kuran bu seçkiyi ilk kez bir arada sunuyor. Zeyrek Çinili Hamam Müzesi’nin altında yer alan Bizans sarnıcı, bu sergiden sonra da güncel sanat müdahaleleri için alan açmaya devam edecek.

    Zeyrek Çinili Hamam, The Marmara Grubu’nun restorasyon çalışmalarının ardından, tarihle iç içe bir hamam deneyimi sunmak üzere bu yıl kapılarını misafirlerine açtı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa tarafından yaptırılan ve Mimar Sinan’ın 1530-1540 yılları arasında inşa ettiği Zeyrek Çinili Hamam, bugün sadece bir hamam değil; içinde bir müze, güncel sanat programları, etkinlik alanları ve bir mağaza barındıran kültürel bir kompleks olarak hizmet veriyor.

    Künye:
    1. Le réveil de l'ange Meleğin Uyanışı, 2000 civarı, Tuval üzerine yağlıboya, 47x67 cm, ©Katoufas brothers, Alekos Fassianos Estate İzniyle
    2. Συζήτηση στο Βόσπορο (Conversation sur le Bosphore) Boğaz'da Sohbet, 2012, Tuval üzerine yağlıboya, 71x92 cm, ©Katoufas brothers, Alekos Fassianos Estate İzniyle
    3. Έρωτας και ψάρεμα (Amour et Pêche) Aşk ve Balık Tutma, 2006 civarı, Tuval üzerine yağlıboya, 157x116 cm, ©Katoufas brothers, Alekos Fassianos Estate İzniyle
    4. İsimsiz, 2005 civarı, Tuval üzerine yağlıboya, 150,5x100 cm, ©Katoufas brothers, Alekos Fassianos Estate İzniyle
    ​5. άγγελος σαν όνειρο (Ange comme un rêve) Rüya Gibi Bir Melek, 1976 civarı, Kağıt üzerine yağlıboya, 100x70 cm, ©Katoufas brothers, Alekos Fassianos Estate İzniyle

    0
    0
    3526
  • 04-11-2024

    Sema Aslan’ın iletişimin ve duygularımızı paylaşmanın iyileştirici gücüne odaklandığı, Zeynep Özatalay’ın resimlediği kitabı Küçücük, Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) tarafından yayımlandı.

    Küçücük’te 7 yaş ve üzeri okurlar bir öğretmen ve öğrenci arasındaki mizah yüklü, duygusal diyalogları okuyor, çocuk ile yetişkin arasındaki hiyerarşik iletişimin yaratıcı bir anlatımla tersine çevrildiğine şahit oluyorlar.

    “Bazen hisleri tarif etmek zordur. Mesela, kendimizi küçülmüş gibi hissettiğimiz zamanlar olur. Hatta, küçücük! Nasıl tarif edilir bu his? Çeken bir kazak gibi küçülmek mi? Peki ya bu histen kurtulmak istersek ne yapmalıyız? Belki de güvendiğimiz biriyle duygularımız hakkında konuşmak en iyisidir!”

    0
    0
    977
  • 03-11-2024

    Müzisyen, söz yazarı, besteci ve yorumcu ABD’li şarkıcı John Maus; lo-fi, synth pop ve deneysel pop karması parçalarıyla 6 Kasım Çarşamba gecesi Blind’da müzikseverlerle buluşacak.

    David Bowie, Scott Walker, Nick Cave ve Joy Division ile karşılaştırılan John Maus, hipnotize edici tarzı ve yoğun tek kişilik şovları ile büyük bir dinleyici kitlesine sahip. Lo-fi, synth pop ve deneysel pop karması parçalarıyla İstanbullu dinleyicileriyle buluşmaya hazırlanan John Maus öncesi sahneye Brek çıkacak.

    Animal Collective, Panda Bear ve Haunted Graffiti gruplarından da tanınan John Maus, California Institute of Arts’da müzik eğitimi aldı. Eğitimi süresince deneysel, orta çağ, barok ve rönesans gibi farklı müzik türleriyle ilgilenen sanatçının müziği üzerindeki erken dönem etkilerin en büyüklerinin Nirvana ve 80’li yılların film müzikleri oluşturuyor. Ariel Pink ile tanıştıktan sonra pop müziğe de ilgi duymaya başlayan sanatçının müziğine etki eden bir diğer faktör ise kendisinin aynı zamanda bir felsefe doktorasına sahip olması. 

    ​John Maus konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1359
  • 03-11-2024

    Çağatay Odabaş’ın “Işık. Gölge. Sahneler” başlıklı kişisel sergisi 25 Aralık’a kadar Ruzy Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Çağatay Odabaş, yeni sergisinde mumu, zamanın simgesi olarak yeniden yorumladığı eserlerini izleyiciye sunuyor. Sanatçının yedi yıl aradan sonra gerçekleştirdiği sergisi “Işık. Gölge. Sahneler”, sinema ile resim arasında paralellik kurarak, ilhamını Caravaggio, Rembrandt ve Georges de La Tour’un ışık ve gölge oyunlarından alıyor. Sergi, antika nesneleri bir araya getirerek, Odabaş’ın “sahneler” oluşturmak için kullandığı film karelerini yeniden canlandırıyor. Odabaş, her eseri bir film sahnesi olan sergisinde mumu bir metafor olarak kullanarak yaşam ve zaman kavramına odaklanıyor.

    Odabaş, eserlerinde mumu, zamanın simgesi olarak yeniden yorumluyor; şekli değişmeyen ama yanışı her defasında benzersiz olan bu simge, insan yaşamının tekrarsız olmasını yansıtıyor. Eserlerinin hikâyelerinde mum ışığını bir kahraman olarak kullanan Odabaş, karakterleri sahneden çıkararak, onları görmemizi sağlayan ışık unsurunu ön plana çıkarıyor. Sergi, sanatseverlere sinemanın kült filmlerini yeniden hatırlatıyor ve mum ışığının aydınlatmasıyla izleyicilere bir filmin ana kahramanı olma fırsatı sunuyor.  

    Odabaş’ın kendine özgü tekniğiyle gerçekleştirdiği eserler ekran dokusuna referanslar göndererek, eserlerindeki sinematografik unsurları güçlendiriyor ve gerçekçi görüntüler yaratan bir üslup yansıtıyor. “Işık. Gölge. Sahneler”, sanatçının yedi renk paletini kullanarak tuvallere piksel tarzında uyguladığı yaklaşık 60’ı aşkın yeni eserini izleyiciye sunuyor. Ayrıca sergide yer alan koleksiyon yenileniyor. Odabaş’ın sergide yer alan sanat eserlerine ek olarak farklı eserleri de sergi süresince koleksiyona dahil oluyor.

    0
    0
    1310
DAHA FAZLA
Geldanlage