Seyir Derneği tarafından Ayvalık Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin açılış filmi Joachim Trier’in yönettiği, Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’e layık görülen Manevi Değer / Sentimental Value oldu.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali, 16 Eylül’de Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da gerçekleşecek açılış töreniyle sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Festivalin açılış gecesinde Oslo, 31 Ağustos ve Dünyanın En Kötü İnsanı filmleriyle tanınan Joachim Trier’in bu yıl Cannes’da dünya prömiyerini yapan ve Büyük Ödül ile dönen yeni filmi Manevi Değer / Sentimental Value Türkiye’de ilk kez gösterilecek. Usta senarist Eskil Vogt ile son filminde yeniden bir araya gelen Trier, iki kız kardeşin uzun süredir görüşmedikleri babalarıyla yeniden yüzleşmesini ve aile bağlarının kırılganlığını anlatırken sanatın iyileştirici gücüne de vurgu yapıyor.
Dünyanın En Kötü İnsanı’nda olduğu gibi, Manevi Değer / Sentimental Value’nun başrolünde de Renate Reinsve yer alıyor. Ona filmde Stellan Skarsgård, Inga Ibsdotter Lilleaas ve Elle Fanning gibi isimler eşlik ediyor. Yönetmen Trier, ana mekân olarak seçtiği aile evini de hatıralarla örülü ve canlı bir karakter gibi tasarlayarak izleyiciye sunuyor. Filmin merkezinde iki kız kardeş ve film yönetmeni babaları yer alıyor. Kendi annesinden izler taşıyan yeni filmi nedeniyle yıllar sonra kızlarının hayatına tekrar giren baba ve iki kız kardeş arasındaki bu hikâye, aile travmaları, sanatçı ruhların çatışması, ebeveyn ve çocukları arasındaki ilişkiler, kardeşlik bağlarının karmaşıklığı gibi konuları ele alıyor.
Kurukahveci Mehmet Efendi’nin desteğiyle, Sinematek/Sinema Evi tarafından geçtiğimiz yıl restorasyonu yaptırılan 1935 yapımı Aysel, Bataklı Damın Kızı, yenilenmiş kopyasıyla Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nde ilk gösteriminden 90 yıl sonra tekrar izleyici karşısına çıkacak. Gösterimden önce araştırmacı-yazar Serdar Soydan ve Sinematek/Sinema Evi Genel Koordinatörü yönetmen Elif Ergezen’in katılacağı bir konuşma düzenlenecek. Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan ilk kadın yazar İsveçli Selma Lagerlöf’ün bir öyküsünden Nâzım Hikmet’in uyarladığı, yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul’un üstlendiği filmin başrolünde sinemamızın ilk kadın yıldızı Cahide Sonku yer alıyor. İlk Türkiye güzeli Feriha Tevfik’in de rol aldığı filmde Behzat Butak, Talât Artemel, Hâzım Körmükçü, Mahmut Moralı, Müfit Kiper, Sami Ayanoğlu ve Hâdi Hün gibi yıldız isimler de bulunuyor.
Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da düzenlenecek açılış gecesiyle başlayacak festivalde gösterimler bu yıl Ayvalık Belediyesi Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi, Fabrika Ayvalık, Kırlangıç Ayvalık ve ASKEV Sera’da gerçekleşecek. Ayvalık Uluslararası Film Festivali için biletler 6 Eylül’de satışa çıkacak.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Yazar ve araştırmacı Natalie Haynes’in mitolojinin gölgede bırakılmış tanrıçalarını merkeze aldığı, insanlık tarihindeki rollerini sorgulayarak mitlere yeni bir yön verdiği kitabı İlahi Kudret: Yunan Mitolojisinde Tanrıçalar, Hilal Dikmen’in çevirisiyle Domingo Yayınevi’nden çıktı.
Aphrodite’den Hera’ya, Artemis’ten Hestia’ya dek birçok güçlü tanrıçayı yeniden ele alan Haynes, onların öfkesini, iradesini, zaaflarını ve hakikatlerini özgün, akıcı ve kimi zaman da mizahi bir dille gözler önüne seriyor, bildiğimizi sandığımız efsaneleri baştan sona yeniden düşünmeye davet ediyor.
“Tarihte olduğu gibi mitolojide de merkezdeki figürler, çoğu kez erkekler. Olympos’un zirvesinden Troya’nın kapılarına dek anlatılan destanlarda karar veren, savaşan, fetheden hep onlar. Kadınlar ise ya kıskanç ve intikamcı tanrıçalar rolünde ya da bir erkeğin kaderini değiştiren güzellik sembolleri. Hal böyle olunca, Athena’nın zekâsı yalnızca babasının kafasından çıkmasıyla anılır, Demeter’in yasına mevsimler bahane edilir, Persephone’nin zorla yeraltına götürülmesi ise romantik bir evliliğe dönüştürülür.
Peki ya mesela bu kadar basit değilse?”
Japon elektronik müzik sahnesinin yükselen ismi ¥ØU$UK€ ¥UK1MAT$U, %100 Müzik katkılarıyla 28 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak.
Osaka’da inşaat işçiliği yaparken DJ’lik yeteneğini geliştiren Yukimatsu, 2014’te DJ Nobu’nun Future Terror partisinde sahne alarak kariyerinde büyük bir çıkış yakaladı. 2016’da beyin tümörü teşhisiyle geçirdiği ameliyat sonrasında hayatını tamamen müziğe adayan sanatçı, 2020’de Tokyo’ya taşındı. Farklı türleri olağanüstü bir akışla birleştirdiği setleriyle dikkat çeken sanatçı, Avrupa’nın en prestijli avangart festivallerinde ve Berghain gibi ikonik kulüplerde sahne alıyor. En son Sónar Istanbul 2025’teki enerjik performansı ve coşkulu kalabalığıyla hafızalara kazınan Yukimatsu, yeniden Zorlu PSM’de izleyicilerin karşısına çıkacak.
2022’de Hör Berlin setiyle on ayda iki milyon izlenme elde eden, 2025’teki Boiler Room performansında ise on günde iki milyon izlenmeyi aşan Yukimatsu, elektronik müzikte ustalıkla yarattığı türler arası geçişlerle dinleyicilerine benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Midnight Shift etiketiyle yayımlanan Midnight is Comin’ adlı mix albümünden parçalar da geceye eşlik ederken, 28 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde elektronik müzik tutkunlarını büyüleyici bir yolculuk bekliyor.
%100 Müzik Sunar: ¥ØU$UK€ ¥UK1MAT$U konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Garanti BBVA tarafından kurulan Salt’ın yeni sergisi “90’lardan Beri Halı’dayız” 19 Eylül’de Salt Beyoğlu’nda açılacak.
Garanti BBVA tarafından kurulan Salt’ın yeni sergisi “90’lardan Beri Halı’dayız”, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Resim Bölümü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Halı Atölyesi’nin sanat eğitimine yaklaşımına odaklanıyor. Gündelik hayat meseleleriyle kurduğu ilişkiyi araştırırken yaratıcı muhalefet ile kolektif üretimin potansiyellerine de dikkati çekiyor. Atölyenin kuruluşundan bu yana kurulan fiziksel ve kavramsal bağların izini süren sergi, yolu bu mekândan geçmiş sanatçıların ortak üretimleri, kişisel işleri, arşiv malzemeleri ve tanıklıklarından derlenen bir kolaj sunuyor.
Halı Atölyesi, halı dokuma eğitimini güncel sanatla ilişkilendiren, “beraber öğrenme”ye dayalı pedagojik yaklaşımı ve herkesin katılımına açık programlarıyla gerek kurum içinde gerekse kurum dışında benzersiz bir konum edindi. Akademiye içkin cinsiyetçi hiyerarşileri ve kemikleşmiş bürokrasiyi ilke ve uygulamalarıyla alaşağı eden; öğrenciyi, sanatçıyı, misafiri, kültür emekçisini aynı masa etrafında buluşturabilen ve en önemlisi, “sokağı dışlamayan” müstesna bir model yarattı. 1992’de Halı Atölyesi’ne asistan olarak atanan görsel sanatçı ve akademisyen Gülçin Aksoy (1965-2024) ile ona eşlik eden bir grup öğrenci ve yol arkadaşının önayak olduğu dinamizm, 1990’lar sonundan itibaren atölyeyi günbegün dönüştürdü. Açığa çıkan bu sinerji, Aksoy’un hem fiziken hem de fikren açık tuttuğu atölye kapısından taşıp önce okulun koridorlarına, sonra da İstanbul’un güncel sanat ortamına yayıldı. Atölyenin üretim modeli, 2000’li yıllarda İstanbul’daki bağımsız sanat inisiyatifleri, feminist çevreler ve disiplinlerarası kolektiflerle kurduğu ilişkiler sayesinde çoğaldı, çeşitlendi ve genişledi.
Spot Projects’in desteği; Türk Tuborg A.Ş., Bankerhan Hotel, Eureko Sigorta ve Jotun Boya’nın katkılarıyla gerçekleştirilen “90’lardan Beri Halı’dayız” sergisi, 19 Eylül 2025-1 Mart 2026 tarihlerinde Salt Beyoğlu’nda ziyarete açık olacak.
Künye:
1. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Halı Atölyesi öğrencileri çalışırken
2. Halı Atölyesi’nden fotoğraf, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2016
Nicole Krauss’un yazının ve aşkın gücünü keşfe çıkan, edebiyatın formüllerini tersyüz eden romanı Aşkın Tarihi, Filiz Çakır’ın çevirisiyle Koridor Yayıncılık’tan çıktı.
Aşkın Tarih, kurgu dalında 2006 Orange Ödülü için kısa listeye kaldı ve 2006 Prix du Meilleur Livre Étranger ödülünü kazandı. Andre Aciman, bu kitap ve Krauss için şöyle diyor: “Nicole Krauss’un büyüleyici yeni sesi, Amerikan edebiyatının efsaneleri arasına girmeye çalışmıyor: Kelimenin tam anlamıyla onların karşısına geçip kendi yerini talep ediyor.”
Hikâye on dört yaşındaki Alma Singer annesinin yalnızlığına çare bulmaya çalışmasıyla başlıyor. Çözümü annesinin severek çevirdiği eski bir kitapta bulabileceğine inanıyor ve kitabın yazarını aramaya koyuluyor. New York’un diğer ucunda Leo Gursky adında yaşlı bir adamsa hayatının son demlerini yaşamakta ve günlerini altmış yıl önce Polonya'da ona bir kitap yazması için ilham veren kayıp aşkının hayalini kurarak geçirir. Alma'yı ve Leo’yu sürpriz bir şekilde bir araya getirecek olan da okyanusları ve nesilleri aşarak günümüze ulaşan bu kitap olur.
17-21 Eylül tarihlerinde Yapı Kredi bomontiada’da üçüncü edisyonuyla sanatseverlerle buluşmaya hazırlanan Noise_Media Art’ın katılımcı galerileri belli oldu.
Sanat, teknoloji ve müzik ekseninde disiplinlerarası bir deneyim sunan Noise’un üçüncü edisyonunda dünyanın farklı kentlerinden ve sanat sahnelerinden önde gelen galeri ve inisiyatifler, İstanbul’da bir araya gelecek. Fuarda yer alacak galeriler; Anna Laudel (İstanbul), Art On Istanbul (İstanbul), 000fff.studio (Viyana), Denis Leo Hegic Projects (Berlin), Substation Gallery (Moscow), Galerie Data (Paris), ITMO Art & Science Centre (St. Petersburg), KUB'ART Gallery (Kinshasa), Nelumbo Studios (İstanbul), New Media Contemporary (Dallas) Objkt (Zürih), Sanatorium (İstanbul), Siyah&Beyaz (Ankara), VOID Nomadic Gallery (Glasgow), Zilberman Gallery (İstanbul).
Piksel. Creative Solutions prodüksiyonu olan Noise_Media Art 2025, program başlıkları arasında yer alan OI_Music, OI_Focus, OI_Talks ve OI_Education ile katılımcılara hem yaratıcı üretim süreçlerini deneyimleme hem de güncel sanat, teknoloji ve kültür tartışmalarını yakından takip etme olanağı sunacak. Etkinliğin ayrıntılı programı yakında açıklanacak. Noise_Media Art, İstanbul’un medya sanatı sahnesini dünya ölçeğinde görünür kılarken, teknoloji ve sanatın kesişiminde yenilikçi bir buluşma noktası yaratmayı hedefliyor.
Fransız gazeteci, yazar ve senarist Jean-Christophe Grangé’nin iki ciltten oluşan yeni kitabı “Güneşsiz”in ilk kitabı Cehennem Diskosu, Işıl Özgüner’in çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.
Eserleri 30’dan fazla dile çevrilen polisiye-gerilimin dünyaca ünlü ustası Grangé’nin serisinin ilk kitabı Cehennem Diskosu, ağustosta raflarda yerini alırken, eylül ayında da serinin ikinci kitabı Gölgelerin Kralı yayımlanacak.
“1980’ler, Paris: Diskolar, dans pistleri dolu. Diğer yandan ne olduğu anlaşılmayan bir hastalık kol geziyor. Ölümü bekleyen genç bir adam vahşice öldürülüyor. Tecrübeli Doktor Ségur, yakışıklı dedektif Swift ve parlak lise öğrencisi Heidi, genç adamın katilini bulmak için Paris’in gece kulüplerinin altını üstüne getiriyorlar. Katil hem çok yakında hem de ulaşılmaz…”
BodrumArt’ın 20. yıl sanat festivali kapsamında düzenlenen “İlk ve Son” başlıklı sergi 16-23 Ağustos tarihleri arasında Bodrum Art Galeri’de sanatseverlerle buluşacak.
BodrumArt Onursal Başkanı sanatçı İnci Başağa Yörükoğlu ve Deniz Demirer’in yer aldığı sergi, izleyiciyi zaman, beden ve kuşaklar arası bir sanat dili etrafında düşünsel bir yolculuğa davet ediyor.
İnci Başağa Yörükoğlu, sanat pratiğinde, yaşamın farklı dönemlerinde birikmiş duyguları sezgisel bir dille tuvale aktarıyor. Renk ve biçim aracılığıyla sevinç, kırılganlık ve geçmişin izlerini işliyor. Kendi iç dünyasıyla kurduğu güçlü bağ, eserlerine samimi ve içten bir ifade gücü kazandırıyor. Türkiye’de modern sanatın öncülerinden Ferruh Başağa’nın kızı olan sanatçı, ülkemizde modern sanatın gelişimine katkı sunmuş bir geçmişin parçası olarak, izleyiciyi hem zamansız hem de kişisel bir boyutta yakalamayı hedefliyor. Yıllara yayılan üretimi, kişisel hafızayı evrensel duygularla buluşturan bir anlatı sunuyor.
Sergide Yörükoğlu, torunu Deniz Demirer’i konuk ediyor. Sanatında bedenin çevresiyle kurduğu ilişkiyi sorgulayan Demirer, özellikle kadın bedeni ve toplumsal konumunu merkeze alarak çalışmalar üretiyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve cinsiyet temelli eşitsizlik gibi meseleleri irdeleyen projeler geliştiriyor. Bu sergide ise sanatçının alçı heykellerini çeşitli materyallerle reaksiyona sokarak bedenlerin birbirleriyle ve çevreyle kurduğu karmaşık ilişkileri inceleyen son araştırmasından eserleri yer alıyor.
Baek Sehee’nin depresyon ve kaygıyı içtenlikle ele aldığı Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum’un devam kitabı Ölmek İstiyorum Ama Hâlâ Tteokbokki Yemek İstiyorum, Büşra Uyar’ın çevirisiyle Nova Kitap’tan çıktı.
Sehee, psikiyatristiyle yaptığı seansları kaydetmeye başladığında, bu kayıtların yalnızca kendisi için bir referans kaynağı olacağını düşünmüştü. Bu kayıtlarla ortaya çıkan Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum başta Güney Kore, Japonya, Çin olmak üzere pek çok ülkede, özellikle gençler tarafından büyük ilgi gördü.
İyileşmek kolay değil; Baek’in tedavi sürecinde yaşadığı içsel çatışmalarsa daha derin ve karmaşık. Ölmek İstiyorum Ama Hâlâ Tteokbokki Yemek İstiyorum ile Sehee, çaresizlikle ve umutsuzlukla baş etmeyi yaşam boyu süren bir yolculuk olarak gören herkese elini bir kez daha uzatıyor.
“Bu kitap depresyonunu tamamen iyileştirmek isteyenler için faydalı bir rehber değil. Fakat birinin içindeki en derin yaraları göstermek, okurun kendi iç karanlığına bakmasına yardımcı oluyorsa, bu benim için yeterli.”
Farklı müzikal kimlikleri ve sokağın sesini bir araya getiren “+1 Sunar: Alt Kültür”, 24 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Park’ta müzikseverlerle buluşacak.
+1 Sunar katkıları ve URU organizasyonuyla düzenlenen “+1 Sunar: Alt Kültür” sahnesine; Dubioza Kolektiv, BaBa ZuLa, Sattas, Second ve Gökhan Tunçişler konuk olacak. KüçükÇiftlik Park ilk kez gerçekleşecek “+1 Sunar: Alt Kültür” festivaliyle, kalıplara sığmayanları, sesini yükseltenleri, farklı olmaktan korkmayanları bir araya getirmeye hazırlanıyor.
Balkan coğrafyasının en güçlü alternatif müzik gruplarından Dubioza Kolektiv, psikedelik Anadolu rock’ı elektro-saz ve görsel performanslarla sentezleyen öncü grup BaBa ZuLa, Türkiye’nin en köklü reggae grubu, barışın ve ritmin sesi Sattas, Türkçe sözlü punk rock’ın yıldızlarından Second ve DJ performansıyla, 90’ların punk rock grubu Rashit'in üyelerinden Gökhan Tunçişler dinleyicilerle bir araya gelecek.
“+1 Sunar: Alt Kültür” festivalinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.