GÜNDEM
  • 13-12-2024

    Bu sene 14’üncüsü düzenlenecek Hangi İnsan Hakları? Film Festivali, zengin bir film ve etkinlik programıyla 14-18 Aralık tarihleri arasında hem İstanbul’da hem de Diyarbakır’da eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek.

    İstanbul’da beş ayrı mekânda 50’ye yakın filmin gösterileceği, ana teması Hayvan Hakları olarak belirlenen Hangi İnsan Hakları? Film Festivali’nde, Filistin ve Lübnan’a özel bölüm ayrıldı. Festival haftası boyunca forum, söyleşi ve sunumlardan oluşan bir dizi etkinlik ve filmlerden sonra ekiplerle söyleşiler gerçekleşecek. Gazze’den Kazdağları’na, soykırımdan kültür emeğine, cinsel şiddetten hayvan katliamına bir dizi sıcak konuya değinecek olan festivalin diğer bölümleri ise, Kadın ve LGBTİ+ Hakları, Panorama ve Özel Gösterimler'den oluşuyor.

    Program kapsamında hayvan hakları alanında mücadele eden sivil toplum örgütleri ve inisiyatiflerinin katılacağı “Türkiye'de Hayvan Hakları - Katliam Yasasına Karşı Birlikte Mücadele” başlığıyla bir forum düzenlenecek. Serge Avedikian’ın İstanbul köpekleriyle ilgili iki filminin gösterimini Özlem Güçlü’nün yapacağı “Avedikian’ın Köpekleri: Şiddet, Yas, Birlikte-Yaşam” başlıklı bir sunum izleyecek.

    15 Aralık Cumartesi günü Gidecek Yer Yok (No Other Land) filminin gösterimi ve ardından Forensic Architecture’ın kurucusu Eyal Weizman ve sanatçı Basma al-Sharif ile İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımın farklı perspektiflerden ele alınacağı bir sohbet gerçekleşecek. Roa Jaber, Gülyeter Aktepe ve Aynur Şengal'in katılacağı “Filistin’de Soykırım ve Patriyarka: Gündeliğin Geri Dönüşümü” başlıklı söyleşide ise soykırım koşullarında Filistin’de kadın olmak tartışılacak.

    Bir cinsel şiddet vakasını güç ilişkilerine rağmen gündemde tutma mücadelesini ele alan Kara Kutu Günlükleri (Black Box Diaries) filminin gösteriminin ardından UNDP Eurasia ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın katılımıyla bir söyleşi yapılacak. “Kültür Emeği: Krizler, Çözümler, Umutlar” konulu söyleşi-forum ile Kazdağları’nda yaşanan çevre katliamı ile ilgili Kazdağları Ekoloji Platformu’ndan Füsun Kayra’nın söyleşisi programın diğer yan etkinlikleri arasında yer alıyor. Festivalde ayrıca, tanınmış sanatçı Angela Melitopoulos’un katılımıyla, mültecileri konu alan deneysel belgeseli Passing Drama için de söyleşili özel bir gösterim düzenlenecek.

    Movies that Matter, AB Sivil Düşün Programı, Norveç Büyükelçiliği’nin katkıları ve Avusturya Kültür Ofisi, UNDP Eurasia, Anadolu Kültür-Depo, Fransız Enstitüsü, Pera Müzesi, Aynalı Geçit, Postane, MUBI, Bir Film, Manifold, Bianet, 1+1 Express’in destekleri ile gerçekleşen festivalin tüm etkinlikleri Fransız Kültür Merkezi, Aynalı Geçit, Pera Müzesi, Postane ve Kadıköy Eksi On Altı’da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

    Festival programından bir bölüm, aynı tarihlerde Ortadoğu Sinema Akademisi iş birliği ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Diyarbakır’da Çandamed’de (Kongre Merkezi) seyirciyle buluşacak.

    Hangi İnsan Hakları? Film Festivali’ni hayata geçiren Documentarist ekibi, Volkan Ölmez imzalı afişiyle “noktaları birleştirelim, yaşamı savunmak için safları sıklaştıralım!” diyerek herkesi bu önemli buluşmaya davet ediyor.

    ​Documentarist tarafından düzenlenen 14. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    987
  • 13-12-2024

    Atıf Yılmaz’ın 1980'lerde tutku, isyan ve aidiyete dair çarpıcı hikâyeler anlattığı altı filminden oluşan “Atıf Yılmaz’ın 80’leri: Düşler, Arzular, Günahlar” seçkisi, MUBI’de sinemaseverlerle buluşuyor.

    Tavizsiz ve cesur bir yaklaşımla kadınların yaşamlarına ve mücadelelerine odaklanan Atıf Yılmaz’ın bu filmleri baskı, aşk, kendini keşfetme ve toplumsal normlara başkaldırı temalarını sonsuz bir incelikle ele alıyor. MUBI’nin “Atıf Yılmaz’ın 80’leri: Düşler, Arzular, Günahlar” seçkisinde; Mine (1982), Bir Yudum Sevgi (1984), Değirmen (1986), Hayallerim, Aşkım ve Sen (1987), Arkadaşım Şeytan (1988) ve Kadının Adı Yok (1988) filmleri yer alıyor.

    ​Türkiye’nin toplumsal ve kültürel değişimlerini yansıtan filmleriyle yaşadığı dönemin nabzını tutan duayen sinemacı Atıf Yılmaz, verdiği bir röportajda sinemasını şu sözlerle anlatıyor: “Ben o dönemde daha çok Türk insanının veya Türk kadınının kimlik arayışı üzerine filmler yaptım. Yani ana teması oydu. Bu temanın, Türkiye hareket hâlinde bir toplum olduğu için hâlâ geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum. Bu beni bağlayan bir iş ve bu ilgimin ne kadar süreceğini de bilemiyorum.”

    0
    0
    1223
  • 13-12-2024

    Editörlüğünü Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek’in yaptığı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın önde gelen kalemlerinin okuma tercihlerini, okuyuş biçimlerini ve rutinlerini incelediği çalışması Yazanların Okuma Kültürü, VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY)’ndan çıktı.

    Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Peyami Safa’ya, Yaşar Kemal’den Tarık Buğra’ya, Oğuz Atay’dan Adalet Ağaoğlu’na, Cahit Zarifoğlu’dan Sezai Karakoç’a yazarların neler okuduklarını ve kendilerine has dünyalarında kitapların nasıl bir yere sahip olduğunu anlatıyor bu kitap. Bu çalışma “Türk Edebiyatı’na katkı sunmuş yazar ve şairlerin kendilerine has dünyalarında kitabın ve okumanın nasıl bir yeri vardır?”, “Kimleri okuyup etkilenmişler, kimleri örnek almışlar, kimlerden esinlenmişlerdir?”, “Akımlara, ekollere, isimlere yaklaşımları, okuma tercihleri, okuma biçimleri zaman içinde nasıl şekillenmiştir?” gibi sorulara da yanıt arıyor.

    “Tanpınar büyük bir açık yüreklilikle sanatını besleyen kaynakları bütün ayrıntılarıyla açıklamakta hiçbir sakınca görmez. Bunlar, başlangıçta Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’dir; daha sonra onları Fransız sembolistlerinden Baudelaire, Mallarmé ve Valéry ile Nerval, Hoffmann, Edgar Allan Poe, Goethe, Dede Efendi, Mozart, Beethoven, Bach ve Marcel Proust izler. Ve tabii bunlara bazı Fransız ve İtalyan ressamlarıyla empresyonistleri de ilâve etmek gerekir. Tanpınar, mektubun sonlarına doğru bu isimlere Bergson, Schopenhauer, Nietzche ve Freud’u da ekler. Tabii daha üniversite yıllarında Yahya Kemal’den “eski şiirin lezzetini” tadar, Şeyh Galib’i, Nedim’i, Bâkî’yi ve Nâilî’yi ondan öğrenir ve sever.”

    0
    0
    1165
  • 12-12-2024

    Beykoz Kundura, bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Yerli Malı Haftası” etkinliğini 12-15 Aralık tarihleri arasında katılımcılarıyla buluşturacak.

    Beykoz Kundura, “Yerli Malı Haftası” boyunca konserden tiyatroya, dans performanslarından sergi turlarına ve Yeşilçam film kültüründen klasik film gösterimlerine uzanan zengin bir programı ziyaretçileriyle buluşturacak. Program kapsamında katılımcılar sahne sanatları etkinliklerinin yanı sıra farklı alanlarda gerçekleştirilen atölye programlarına katılarak yaratıcı üretim becerilerini geliştirme, farklı yerel, gastronomi kültürlerine dair bilgilerini de pekiştirme fırsatı bulacak.

    Beykoz Kundura’nın “Yerli Malı Haftası” programı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Yerli Malı Haftası 2024 Programı:

    12 Aralık 2024, Perşembe
    21:00 – Ece Göksu, Kundura Sahne

    13 Aralık 2024, Cuma
    21:00 – Geçen Gün, Kundura Sahne

    14 Aralık 2024, Cumartesi
    14:00 – Fantastik Ayakkabılar (çocuk, 6–12 yaş), Hafıza Atölye
    14:00 – Turşu Kurma Atölyesi, (yetişkin), Çarkhane
    14:00 – Elden Ele Hazine Atölyesi (yetişkin + çocuk), Yağhane
    14:00 – Deri Kartlık Atölyesi (yetişkin), Yağhane Alt
    14:00 – Mumlu Batik Atölyesi (yetişkin), Yağhane Alt
    14:00 – Maarif Takvimi Yaratıcı Yazarlık Atölyesi (yetişkin), Çek Evi Salonu
    15:00 – Piksel Avı (çocuk, 6–12 yaş), Hafıza Atölye
    15:00 – Nesillerarası Hafıza Forumu, Sahne Fuaye-Beyaz Bar
    15:00 – Gurbet Kuşları (1964), Kundura Sinema
    16:00 – Berat Çokal ile Yerli Baharat Karışımları ve Süzme Yoğurt Topları Atölyesi (yetişkin), Çarkhane
    16:00 – Fabrika Emeklisi Rehberliğinde Sergi Turu, Kundura Hafıza Sergi
    17:00 – Yarın Belki de, Kundura Sahne
    18:00 – Adem Gülşen (solo piyano), Demirane
    21:00 – Barış Demirel “BD Deneyimi”, Kundura Sahne

    15 Aralık 2024, Pazar
    14:00 – Sümer Motoru Robotik Atölyesi (çocuk, 6–12 yaş), Hafıza Atölye
    14:00 – Turşu Kurma Atölyesi (yetişkin), Çarkhane
    14:00 – Elden Ele Hazine Atölyesi (yetişkin + çocuk), Yağhane
    14:00 – Deri Kartlık Atölyesi (yetişkin), Yağhane Alt
    14:00 – Mumlu Batik Atölyesi (yetişkin), Yağhane Alt
    14:00 – Maarif Takvimi Yaratıcı Yazarlık Atölyesi (yetişkin), Çek Evi Salonu
    15:00 – Lastik Futbolu Robotik Atölyesi (çocuk, 6–12 yaş), Hafıza Atölye
    15:00 – Nesillerarası Hafıza Forumu, Sahne Fuaye-Beyaz Bar
    15:00 – Üç Arkadaş, Kundura Sinema
    16:00 – Berat Çokal ile Yerli Baharat Karışımları ve Süzme Yoğurt Topları Atölyesi (yetişkin), Çarkhane
    16:00 – Fabrika Emeklisi Rehberliğinde Sergi Turu, Hafıza Sergi
    17:00 – Eski Tören için Yeni Cilt, Kundura Sahne
    ​18:00 – Adem Gülşen (solo piyano), Demirhane

    0
    0
    951
  • 12-12-2024

    Arter, Koray Ariş’in “İçinde Yaşadığımız Deri” başlıklı kişisel sergisi 12 Aralık (bugün) tarihinden itibaren Arter’in ikinci kat galerisinde sanatseverlerle buluşuyor.

    Küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği Koray Ariş’in “İçinde Yaşadığımız Deri” sergisi, sanatçının farklı dönemlere ve serilerine ait heykellerini, atölyesindeki üretim süreçlerini belgeleyen nesneler ve malzemelerle mekâna özgü bir kurgu içinde bir araya getiriyor. Sergi, Ariş’in altmış yıla uzanan heykel pratiğine figür, ten, tını, hareket ve denge gibi yapıtlarındaki merkezi temaların merceğinden kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlıyor. Sanatçının farklı dönemlere ve serilerine ait heykelleri, mekâna özgü bir kurgu içinde, atölyesindeki üretim süreçlerini belgeleyen çeşitli nesnelerle bir araya geliyor. Sergiyi oluşturan 300’e yakın yapıt ve nesne, formların dönüşümlerine tanıklık ederken aynı zamanda heykel, nesne ve beden arasında kurulan ezeli ayrımların kırıldığı ve heykelin tene büründüğü bir ortaklık alanını deneyime sunuyor.

    “İçinde Yaşadığımız Deri”, Ariş’in 1982’den bu yana çalışmalarını sürdürdüğü Çatalca’daki atölyesinde sanat, yaşam ve doğa arasında ördüğü bağlardan hareketle şekil alıyor. Bu alanın giriftliğini ve farklı formlar arasında sağladığı komşulukları benimseyen sergi, Ariş’in ahşap, metal, buluntu nesneler ve özellikle deri ve köseleyi kullanarak ürettiği eserleriyle heykel sanatına yaptığı özgün katkıların izini sürüyor. Küratör Selen Ansen’in oluşturduğu kronolojik olmayan güzergâh, sanatçının bedensel formları andıran ve doğadan esinlenen heykellerini, ses ve hareketi içinde barındıran serileriyle buluşturarak yeni komşuluklar kuruyor. Ariş’in heykele duyumsal yaklaşımını ve maddeye adanmışlığını yüzeylerde usanmadan bıraktığı izler üzerinden görünür kılan sergi, doğal ve yapay olanın iç içe geçtiği, farklı süreçlerin kesiştiği, malzemelerin birbirine eklemlendiği ve formların evrildiği bir dünyanın kapılarını açıyor. Sergiyi meydana getiren erken dönem figüratif temsiller ve büstler, soyut kafalar, hayvanileşen / taşlaşan yüzler, kemikleşen taşlar, ağaçlaşan / kabuklaşan figürler, gövdeleşen / sırtlaşan rölyefler, figürasyondan soyunarak ortaya çıkan bu formların tümü, “heykel” ismini verdiğimiz nesneye ve heykel yapma faaliyetine alışılmış tanımların ötesinde bir yaklaşım öneriyor.

    Sergiyi takiben, Selen Ansen, Francesco Albano, Sevinç Çalhanoğlu, Necmi Sönmez ve Yaşam Şaşmazer’in kaleme aldıkları yeni metinlerin yanı sıra Ali Akay ve Antonio Antonio Del Guercio’nun sanatçının üretiminin farklı katmanlarına odaklanan arşivsel yazılarına yer veren bir de kitap yayımlanacak. Emre Çıkınoğlu’nun tasarımını üstlendiği kitap, Hadiye Cangökçe ve flufoto’nun (Barış Aras ve Elif Çakırlar) çektiği fotoğraflarla serginin görsel bir kaydını da tutacak.

    Künye: Koray Ariş: İçinde Yaşadığımız Deri Sergiden görünüm Küratör: Selen Ansen Arter, 2024 Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)

    0
    0
    5295
  • 12-12-2024

    Şilili yazar ve akademisyen Cynthia Rimsky’nin anı gezi türündeki romanı Postrestant, Banu Karakaş’ın çevirisiyle Epona Yayınları’ndan çıktı.

    Rimsky, incelikli politik gözlemlerde bulunurken Öteki’ni fazlasıyla okuyup evcilleştirmeye çalışmayarak diğer gezi yazıları türleri arasında kendine has, yeni ve özgün bir anlatım biçimi ediniyor.

    ​“Ukrayna göçmeni Yahudi bir ailenin kızı olan Şilili bir kadın 90’ların sonunda Santiago’da bir İran çarşısında bulduğu bir aile albümünde kendi soy ismine benzer bir isimle karşılaşınca köklerinin peşine düşmek üzere bir Avrupa-Akdeniz-Ortadoğu yolculuğuna çıkar ve bu yolculuklarda tuttuğu notlardan, yazılardan, fotoğraflardan, mektuplardan, şehir haritalarından oluşan bir kitap kaleme alır.”

    0
    0
    803
  • 12-12-2024

    Koray Kantarcıoğlu, Age Reform ile Jtamul’un deneysel ve ambient müziği odağına alan performanslarını 20 Aralık’ta Salt Galata’da gerçekleştirecek.

    Salt, deneysel ve ambient müzik türlerini odağına alan bir canlı performans programı ziyaretçileriyle buluşturacak. Berk Çakmakçı ile Günseli Naz Ferel tarafından oluşturulan “HUM” adlı programda sırasıyla Age Reform, Jtamul ve Koray Kantarcıoğlu’nun melodik ve atmosferik sesleri harmanlayan performansları yer alıyor.

    Dinginliğin merkezde olduğu bir dinleme deneyimine yoğunlaşan mekâna özgü performanslar, 20 Aralık Cuma günü saat 19.00’da Salt Galata’daki Salt Araştırma Gregory Michael Kiez Salonu’nda sunulacak. Herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek program hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Program:
    19.00-19.40 / Age Reform
    19.40-20.20 / Jtamul
    ​20.20-21.00 / Koray Kantarcıoğlu

    Künye:
    1. Salt Araştırma Gregory Michael Kiez Salonu, Salt Galata Fotoğraf: Mustafa Hazneci
    2-3. Berk Çakmakçı’nın izniyle

    0
    0
    1126
  • 12-12-2024

    Aleksandr Puşkin’in fakir bir balıkçının altın bir balıkla macerasını anlattığı masal-şiir kitabı Yaşlı Balıkçı ile Altın Balık, Kanşaubiy Miziev ve Emirhan Oğuz’un Rusçadan çevirisiyle Esma Orhan’ın resimleriyle Dinozor Çocuk tarafından yayımlandı.

    Puşkin’in şiir biçiminde kaleme aldığı Yaşlı Balıkçı ile Altın Balık, hem çocuklara hem de büyüklere açgözlülüğün ve doyumsuzluğun kötü sonuçları olabileceğine dair önemli dersler verirken sadelik içinde mutluluğu bulmanın önemini anlatıyor.

    ​Masal, klasik masallarda sıkça karşımıza çıkan“ iyi ile kötü” arasındaki evrensel çelişki ve çatışmayı işliyor. Her şey olağanüstü güçlere sahip bir Altın Balığın Yaşlı Balıkçının serpme ağına takılması ile başlar. Balığın özgürlüğüne kavuşması için vaat ettiği, o sihirli “Dile benden ne dilersen!” cümlesinin sürüklediği bir seyir içinde hikâye gelişir. Bir yanda merhamet sahibi, iyi huylu, iyi yürekli Yaşlı Balıkçı ve benzersiz sihirli yeteneklere sahip Altın Balık, diğer yanda balıkçının kötücül duygularla dolu, aç gözlü, küstah ve doyumsuz karısı… Yerine getirilmesi imkânsız görülen istekleri Yaşlı Balıkçıya olan “can borcu” nedeniyle üstlenmek zorunda kalan Altın Balık ne zamana kadar kendisini yükümlü hissedecektir? Bardağı taşıran son damla doyumsuz yaşlı kadının hangi arsız isteği olacaktır?

    0
    0
    1139
  • 11-12-2024

    Dünya prömiyerini yaptığı 27. Tallinn Black Nights Film Festivali’nden NETPAC Ödülü’yle dönen, Ozan Yoleri’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi Başlangıçlar 13 Aralık’ta vizyona girecek.

    İtalyan Sinema Dergisi Fabrique Du Cinéma’da Yılın En İyi Yabancı Film adayları arasında gösterilen Başlangıçlar filminin başrol oyuncusu Ahsen Eroğlu, İtalya’da gerçekleşen 14. Asti Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü. Aysın Kadirbeyoğlu ve Ozan Yoleri’nin senaryosunu beraber yazdığı filmin başrollerinde Ahsen Eroğlu, Hazal Subaşı ve Özlem Zeynep Dinsel’in yer alıyor. Film; beklenmeyen bir kaza sonucu akademik ve özel hayatı alt üst olduğu için Paris’ten İstanbul’a dönen, yirmili yaşlarının ortasında bocalayan, genç resim restoratörü Defne’nin hikâyesini anlatıyor.

    Vigo Film ve Monday Films’in yapımcılığını üstlendiği Başlangıçlar Türkiye prömiyerini 43. İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirdi ve festivalde Seyfi Teoman Mansiyon Ödülü’ne layık görüldü. Alara Hamamcıoğlu Bayraktar ve Ilgım Coşar’ın yapımcılığını gerçekleştirdiği filmin çekimleri İstanbul, İzmir ve Paris’te yapıldı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden yapım desteği alan film TRT 12 Punto’da ön alım ödülünü kazandı. 

    ​Başka Sinema dağıtımıyla 13 Aralık’ta vizyona girecek Başlangıçlar’ın fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    0
    0
    1128
  • 11-12-2024

    Ayda Demirci’nin 2024 yılında yaptığı resimleri bir araya getiren “İki” başlıklı sergisi, 28 Aralık’a kadar Ambidexter Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Tuval ve kâğıt üzerine yağlıboyalardan oluşan “İki” başlıklı sergi, Ayda Demirci’nin ikili çalışma alışkanlığından adını alıyor. Resimlerin kendi aralarında kurduğu bu ikili bağ, bazen aynı boyutları gruplayarak, bazen aynı anda başlayarak, bazen de benzerlik ya da karşıtlıkla oluyor.

    ​İzleyici, bu soyut kompozisyonları izlerken zaman ve mekâna dair işaretlerle karşılaşıyor. Sergi, renkler üzerinden izlendiğinde zamanın görsel bir karşılığı olarak izleyici karşısına çıkıyor. Kırmızı, turuncu, pembe tonları güneş ışığının daha eğimli olduğu saatleri çağrıştırırken parlak ve soğuk renklerle bir gün ortası berraklığı yer alıyor. Işığın gün içinde, olan bitene katkısı gibi bu soyut kompozisyonlarda da her an mevcut olduğunu hissediliyor. Aynı şekilde bu resimlerde mekâna dair bir ima görmek de mümkün. Ayda Demirci, bulunduğu yerlerin ipucunu verebilecek kompozisyonlar kuruyor. İstanbul’da atölyesinde ya da gezilerinde değişen coğrafyalarda görüntüye dair kayıt olarak rengi ve formu kullanıyor. Ancak bu görsel kayıtlar tanımlayıcı olmaktan uzak, belki de sadece resme ulaşmak için bir başlangıç noktası.

    0
    0
    840
DAHA FAZLA
Geldanlage