02 HAZİRAN, PERŞEMBE, 2016

Rüyaların Dili

Rüyaların bir dili var mıdır? Yoksa gerçekten rüyalarımızın dili aynı anda kalbimizin de dili midir? Ahmet Ümit, Nazlı Eray, Ece Temelkuran ve Mario Levi'nin rüyayı anımsatan eserlerinden Yasmin Levy ve Eleni Karaindru'nun müziklerine rüyanın yolculuğu...

Rüyaların Dili

Tıpkı rüyalarda olduğu gibi, diller de sınır tanımaz. (Gerçek sınırdan söz ediyorum.) Ülkeden ülkeye sık yolculuk yapanlar bilir. Etrafımızda duyduğumuz dil değişirken, rüyalarımızda olup bitenler de farklı bir boyuta taşınır. Gün boyunca ilgilendiğimiz dili, gece uyurken de “konuşmayı” sürdürürüz çoğu kez. Bu da belki en eğlenceli ve ilginç yanı. Gerçek hayatta yaptığımız gramer ve telaffuz hatalarını da inatla tekrarlarız rüyalarımızda. Mükemmelliğin huzurunu rüyalarda bile yakalamanın zor olmadığını kim söylemiş!

Edebiyat ve rüyalar

Hayal gücümüzü çoğaltan bir sürü örnekle karşılaşıyoruz edebiyatta. Ahmet Ümit’in Masal Masal İçinde ve Nazlı Eray’ın Rüya Yolcusu kitapları, bunlar arasında öne çıkıyor. Öykülerin okurken bizi içine çeken sihirli dünyalarına dalarken, gerçek hayatta da rüya görmüş gibi oluyoruz. Dil, onu okurken Türkçe tabii. Fakat böylesi bir okuma tecrübesinden sonra derin bir uyku çekmek için yattığınızda, acaba okuduklarınızın devamını görür müsünüz? Eğer öyleyse hangi dilde? Bunun cevabını hemen vereyim size: Hiç belli olmaz. Mantık arayan boşuna arar; zira bildiğiniz her dilde rüya görmek mümkündür. Hatta bazen kendinizi absürt senaryolarla karşı karşıya bulabilirsiniz bile. Genelde Türkçe konuşan bir arkadaşınız aniden Almanca öğrenmiş olabilir ve rüyanızda kendisini akıcı bir dille ifade etmeye başarır. Siz de şaşkın şaşkın onu dinleyip bunca yetenek karşısında “dilsiz” kalırsınız. Peki onun Almancası hatasızken, neden sizin İngilizceniz değil? Rüya olduğundan tabii!

Hayallerin müziği

“Rüyalar gerçek olsa” diyor Emel Sayın bir şarkısında. Sadece edebiyatta değil, müzikte de bir sürü rüyalar ve dillerle karşılaşıyoruz. Bazı konserlerde, aynı sahnede gördüğümüz müzisyenlerin, farklı ülkelerden geldiğine siz de tanık olmuşsunuzdur. Müzik kadar, herkesin zorlanmadan anlaştığı başka bir dil var mı? Melodiler de bambaşka, hayallerle dolu dünyalara götürüyor bizi. Mayıs ayı içinde Yasmin Levy ve Eleni Karaindru Ankara’ya konser vermeye gelmişti. İki şahane konserin ortak noktası ise sanatçıların dil gerektirmeyen tutkusu ve çeşitli kültürlere sahip olan müzisyenlerle aynı sahnede müzikle hayaller yaratmalarıydı. Yahudiler, Ermeniler, Türkler, Yunanlar birbirlerini ötekileştirmeden müziğin ne kadar barışçıl bir dil olduğunu tekrar hatırlatmış oldu bize.

Duygu coğrafyamız

Ama tekrar masallarımıza dönelim. Bazı yazarlar sözcüklerle resim çizmekte ustadır. Gözümüzün önünde doğan bu rengarenk dünyanın kıymetini, özellikle içinden geçtiğimiz bu acı çağda daha iyi bilmeliyiz. Hangi dilde olursa olsun, insanlara yeniden rüya görmeyi öğretmek, kelimelerle umut verebilmek de büyük bir yetenektir. Ece Temelkuran’ın Devir romanında Ali ve Ayşe kelebeklerin Meclis’e girmelerini mümkün kılarak rüyalarını gerçekleştiriyor. Mario Levi de Bir Cümlelik Aşklar kitabında hayatımızdaki rüyaların rolünü şöyle tanımlıyor:

“Hayal edin, sadece hayal edin.
İhtimallere inanın.
Gerçekleşmesini imkânsız gördüklerinize de.”

Kimbilir, rüyalarımızın dili belki de yaşamakta olduğumuz aşkın dilidir: “Hikâyeler mirasımız ve duygu coğrafyamızdır” diyor Mario Levi yeni kitabında. Duygu coğrafyamız da her dilde doğal olarak kültüre göre değişiyor. O yüzden rüyalarımızın dili büyük ihtimalle aynı anda kalbimizin de dilidir. “Aşk dediğimiz bir cümleye sığar mı?” Sığmaz. Ne gerçek hayatta. Ne de rüyalarda.

0
8135
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage