Tarih boyunca biriken metinler, bizim bunların tek tek izini sürebilmemizi ve kendi aralarında oluşturdukları anlam bağlarını kavrayabilmemizi zorlaştırabilir; bu olağandır. Eski metinlerde örnek olarak öne sürülmüş olaylar ve o olaylarla anılan kişiler, “şimdiki zaman”a ait olmadığı ölçüde sanki “geçersiz” gibi algılanabilir; oysa onlara aceleyle “geçersiz” damgası vurmak, bazı şeyleri gözden kaçırmamıza neden olacaktır.

Bugün sanata dair bir eleştiri alanının hayli dinamik ve çeşitlilik gösteren bir görüntü aldığını söyleyenler çıkacaktır. Üstelik “eski”ye göre son derece radikal ve o ölçüde de sert bir eleştiri alanıyla karşı karşıya olduğumuzu iddia edenler de olacaktır. Gerçekten de ilk bakışta sanat ortamında ortaya konulan eleştirilerin hiç olmadığı kadar “yüksek sesli” yapıldığına şüphe yoktur.