09 OCAK, PERŞEMBE, 2020

Zamansızlığın İçinde Resmedilen Bir Hikâye


Toygun Özdemir’in dördüncü kişisel sergisi “Kalender”, 19 Aralık 2019 – 25 Ocak 2020 tarihleri arasında Öktem Aykut’ta izleyicilerle buluşuyor. 1986 yılında İzmir’de doğan ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan sanatçı Toygun Özdemir, bir önceki sergisi olan “Yabancı”dan sonra, “Kalender” ile izleyicilerin karşısına çıkıyor.

Zamansızlığın İçinde Resmedilen Bir Hikâye

Toygun Özdemir bir önceki kişisel sergisinde olduğu gibi bu sergisinde de yarattığı bir kahramanın hayatından anları, içselleştirilen çeşitli imgelerle anlatırken aynı zamanda her bir eserinde birbirinden farklı kompozisyonlarla farklı bakış açıları yaratarak izleyicinin bilinçaltındaki uyanmayı bekleyen fikirlere dokunuyor. Özelikle renk kullanımıyla ve bu kullanımın yarattığı hacim algısıyla dikkat çekiyor ve eserlerinde boyut olarak daha küçük bir şekilde aldığı imgelerin ve sembollerin, daha büyük olanlara kıyasla net bir şekilde öne çıkmasına olanak sağlıyor. Betimlemeyi ön plana almak amacıyla zaman kavramını eserlerinden uzaklaştırdığı gözlemlenirken, yer yer din, özgürlük, sistem ve ötekileştirilmenin getirdiği yalnızlığa eleştirel bir perspektif ile sanatseverlere ulaşıyor. Aynı zamanda eserlerindeki zamansızlığın verdiği belirsizlik, bu bağlamda günümüzdeki karmaşayı ve geçen zamanın hayatın akışı içerisinde unutuluşunu hatırlatıyor.

Galerinin ilk katında sergilenen Jerome isimli eser, zamansızlığa adeta bir karşılama niteliği taşıyor. Birbirinden farklı milletlerden ve zamanlardan savaşçıların betimlendiği bu tuval üzerine yağlı boya tabloda, sanatçı bir çocuğu devasa bir şekilde resmederken, savaşçıları küçük ve işlevsiz olarak betimliyor. Bu şekilde çocuk figürüne bir tanrısallık katarken, hemen altında yer alan küçük askerleri onun oyuncağıymışçasına konumlandırarak adeta bir “Kuklaların Efendisi” sahnesi oluşturuyor. Renk kullanımındaki kararlılık ve sabitlik ise insanların, dinlerin getirdiği sistemi kabullenişinin yansıması olarak göze çarpıyor. Sanatçının Geçiş Dönemi II adlı eserinde ise sınıfı andıran bir mekânın ilgili objeleri ve karakteri barındırdığı görülüyor. Bu tabloda ise Özdemir’in beklenin aksine karakteri tuvalin en alt köşesinde yarım olarak ve sırasının üstünde uyuyor şekilde resmetmesi, aslında karakterin ne kadar mekândan kopuk olduğuna ve her an ayrılmaya hazır olduğuna bir işaret niteliğini taşıyor. Aynı zamanda çalışmanın üst kısmında yer alan ve yarım şekilde resmedilmiş asker üniformalı tablo ve hemen sağ tarafında yine yarım olarak betimlenen tarih tabloda, sanatçının yarattığı karakterin, sistemin öğrenmeye yönlendirdiği bazı unsurlardan ziyade, tablonun ortasında ve karaktere daha yakın olarak resmedilen renkler ve anları daha hayatının ortasına aldığı gözlemleniyor. Bu bağlamda yine zamansız bir şekilde, öğretim sistemine karşı bir isyan niteliğinde izleyiciyi düşünmeye itiyor.

Güneybatı’dan Batı adlı eserde ise karakter, yaşadığı dünyadan izole olmuş bir şekilde, tablonun tam ortasına yerleştirilmiş bir melek figürüne ve onun biraz üstünde solunda bulunan tanrısal bir figüre bakarken görülüyor. Bu tabloda gözlemlenen en can alıcı noktalardan biri, karakterin tablonun güneybatısında konumlanması ve batıya doğru bakıyor oluşu. Tüm bunlarla birlikte karakterin ayaklarının altında yer alan ölü hayvan figürü izleyiciye, insanlığın, hayatın bu derece yakın olan gerçeklerinden, inanç sisteminin getirdiği bir hayal dünyasıyla koparılmaya çalışmasını anlatıyor. Gerçek dışı bir mavilikle resmedilen inanç figürleriyle, toprak renkleriyle betimlenen gerçekleri bir savaş alanına benzetebileceğimiz bu tabloda, aynı zamanda karakterin ayaklarının yere basıyor olması, izleyiciye insanın gerçeklerden kopmayıp, ayaklarının yere basar bir biçimde dünyaya dönmesini hatırlatıyor.

Adeta zamanın sınırlarını aşmış bir hikâyenin içinde karakterle beraber seke seke ilerleyebileceğiniz “Kalender” adlı dördüncü kişisel sergisinde Toygun Özdemir, kendinden başka her şeyi insanlığa unutturan sistemin parçalarını figüratif bir dille betimlerken, aslında sert ve cesur olan bakış açısını bir kabulleniş ile yumuşatıp dengeleyerek sanatseverlere kolay kavranır bir şekilde sunuyor. Sergiyi, 25 Ocak 2020 tarihine kadar Öktem Aykut’un Şişhane’deki mekânında ziyaret edebilirsiniz.

0
6502
1
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage