0 YAPILAN YORUMLAR
97185 GÖRÜNTÜLENME
11 TAKİPÇİ
0 BEĞENİ
Gel Çay İçelim Hilmi Abi

Çay içiyoruz üşüdükçe anıların bir yanı. Tutup siyanür katsak içine, insan acıdan ölmüyorsa siyanür ne ki yanında, hele soğuksa, hele yalnızsak, hüzne teşvik primi gibi şu ince belli bardaklar Hilmi abi.

İnsan, bazen duygularını kıyaslama ihtiyacı duyuyor Hilmi abi. Eksik ve fazlalıklarının, büyüklüğünü görmek için. Yahut, zincirleme hüzün tamlaması olmayalım diye kontrol ediyor kendini. Mesela ben, tutup Didem Madak okuyorum en yoğun zamanlarımda. Hüzünden solmuş yanlarıma simli boyalar sürüp. Didem’le kıyaslamaya çalışıyorum duygularımı. O da en çok acılarından tutunuyor dünyaya, hüzünlerinden...

Her insanın bir acısı birde acıtanı vardır. Benimde var. Didem’inde var. Hilmi abi senin de var... Öyle değil mi?

O’na, sonsuza kadar seninleyim demek isterdim. “Beni, tasfiye ve tavsiye arasındaki karışıklıkta, müsait bir yerde bırak sevgilim” demeyi de. Geç fark ettim ki arabayı ben kullanıyordum. En sevdiğim yerde bıraktırdı kendini bana. İsteseydin bırakmazdın demeyin. Zorlama ile isteyerek yapılanlar arasında bir fark vardır hep. O, isteyince bırakıyor insan. Sevmek, isteyince olmuyor ya.

Duvarlara adı yazılabilen kadınlar kadar şanslıdır o, onlar kadar habersizsin her şeyden.

İstedim ki, dünyanın her yerinde sevilen çocuklar gibi sevilsin bu can’ım. İstedim ki, Ahmet Erhan’ın bıyıkları gibi bıyıklarım olsun. Dağılsın her bir teli yurdumun jeopolitik önemi yüksek noktalarına. Olmadı. Sınırda açılan bir delik gibi bozuldu her şey.

Ah Tanrım! Çok sıktım dişimi. Kişi başına düşen milli sabırla buraya kadar dayandım ancak. Ki sen bilmezsin, evde tek başına kalmış bir çocuğun sabrıyla nasıl baş ettiğini. Etime saplanan bir karanlıktı her şey...

Çay içiyoruz üşüdükçe anıların bir yanı. Tutup siyanür katsak içine, insan acıdan ölmüyorsa siyanür ne ki yanında, hele soğuksa, hele yalnızsak, hüzne teşvik primi gibi şu ince belli bardaklar Hilmi abi. Çay içiyoruz Hilmi abi, senin gibi uzun yudumlar çekiyoruz anılardan. Sonra bardağı avuçlarımızda unutup düşürüyoruz. Annemiz bize bakıyor. İçli kadın, üzülüyor besbelli Hilmi abi.

Hilmi abi bardağını elinden düşürmez. Hilmi abi çay içerken konuşmaz. Sanki onun bildiği, bizim henüz bilmediğimiz bir çay içme kuralı var gibi. Uzaklara bakar, uzun uzun yudumlar çeker bardağından. Gel çay iç Hilmi abi dediğinde; “yok yeğenim, sağ ol” der ama oturur. Bizde onun gibi dalar gideriz. Bir bakarsın Hilmi abi 4. 5. bardağını dolduruyor. Hilmi abi bir internet gazisi. Bizim için zahmet edip tam teşekküllü cümleler kurmaz. “İnternet çıktı ortalık bozuldu” der. Biz ne demek istediğini anlarız. Yaşıtları çok çay içtiği için Demlik Hilmi diyor ona. Aldırmıyor ama bozuluyor besbelli. İnsanın derdi çok olmasa bu kadar çok çay içer mi?

Arada bir de çocuklarından bahseder Hilmi abi. “Akşama kadar internetteler, eskiden biz babamızla sohbet ederdik, akşam olunca yolunu gözlerdik. Şimdi benimkiler benim eve kaçta geldiğimi bile bilmiyor.” Hilmi abi, konuşma gereği duyduğunda her şeyi kısadan özetliyor.

Daha 25’inde öğrenmiş demlikle yaşamayı. Hilmi abi sen bilirsin, çay içmekle ne kadar sıcak tutulur anılar? Hilmi abim ve demlik birbirine yaslanmış iki duvar gibi. Söylesene, bir duvar bir duvarla ne paylaşabilir ki.

Şu dünya yok mu, şu toz duman. İnsan gibi yaşamak istiyorum dedikçe, sanki ayıp bir şey teklif ediyormuş gibi “burada olmaz” deyip durdu Hilmi abi. Dört tarafımız çevrili bir odadayız. Yani kimse görmez, görmüyor bizi. İp var, masa var, adam var. Tavanda bir adam eksik. Şimdi ben burada olacakları saysam, onlara da karşı çıkacak. Şurada üç beş laf etmeye geldik Hilmi abi. Onu da ağzımıza tıkadı hayat.

Sözcükler, ikiye ayrılır Hilmi abi. İyi giyimliler ve kötü giyimliler. İyi giyimliler bizi kandırmak için kullanılır, kötü giyimliler ise yüzünüze vurmak için. Kendi kendimize mutlu olalım ama iyi giyimli kötü sözcüklere teslim olmayalım Hilmi abi.

En büyük hayalim iki kişiden dev bir hükümet kurmaktı Hilmi abi. Savunma, Adalet, Dış İşleri ve Tarım Bakanlığı bende, İç İşleri, Aile, Sağlık ve Eğitim Bakanlığı onda. Her birimiz yarım kabine ediyorduk. Kurdurmadılar Hilmi abi.

Kurdursalardı. Sevgiden ve aşktan yana olanlara pozitif ayrımcılık yapacaktım. Kadınlara gerçekten eşit haklar sağlayacaktım. Dış politikamızı Yurtta Aşk, Cihanda Aşk üstüne kuracaktım. Kanun Hükmünde Kararname çıkarıp, herkese günde en az 10 güzel cümle kurdurtacaktım. Severek ya da zor kullanarak yaptıracaktım Hilmi abi. Nerede bunun “Stratejik Derinliği” deyip karşı çıktılar. Üzüldüm be Hilmi abi. İnsan, üzülmekten başka bir şey yapamıyor şu dünyada.

Gel çay içelim Hilmi abi. Memleket meselelerinde yeni değişmeler var. Çaylar benden bardaklar sende...

Hüseyin Arda SALKAYA

28.01.2016

0
3628
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage