2009 yılında hayatını kaybeden Michael Jackson’ın, kültürel bir değer ve ilham perisi olarak etkisi ile ulaşılmazlığının peşine düşen “Michael Jackson: On the Wall” adlı sergi; Londra’daki National Portrait Gallery’de, 21 Ekim’e kadar ziyaretçilerini bekliyor. Küratörlüğünü Nicholas Cullinan’ın üstlendiği sergide, abartılı duygulara yer vermeden 14 ayrı odada, 48 farklı sanatçının birçok çalışması karşı karşıya gelecek biçimde sergileniyor.
Mark Ryden’ın 1991’de yaptığı Dangerous adlı çalışmadan Kehinde Wiley’in Equestrian Portrait of King Philip II (2010) adlı eserine, Michael Lee Bush’un Dinner Jacket işinden Andy Warhol’un 1984 yılında yaptığı ipek baskıya kadar birçok sanatçının yorumuyla Michael Jackson temalı eserler “On the Wall” ile karşımıza çıkıyor. Sergi; Jackson’ın sahip olduğu yüzün, bitmek bilmez ameliyatlar ve ünü ile yarattığı bir maske olabileceğine dikkat çekerken, beklentilerimiz ve ideallerimizi yansıtan gizli kalmış gerçekleri barındıran o yüzü de aynı anda görebilmemizi sağlıyor. Diğer yandan, onun sanatı ve daimî cazibesi, takındığımız maskeleri ve onlardan kurtulduğumuzda kazanacaklarımızı düşünmeyi hatırlatan bir rol üstleniyor.