Norveçli müzisyen, sanatçı ve romancı Jenny Hval, Iris Silver Mist başlıklı yeni albümünü müzikseverlerle buluşturdu.
Iris Silver Mist, Fransız parfüm evi Serge Lutens için Maurice Roucel tarafından yaratılan bir kokuya gönderme yapıyor. Gümüşten çok çeliğe benzediği söylenen bu koku, soğuk ve dikenli, ama aynı zamanda yumuşak ve pırıltılı. Sabahtan erken saatlerde dışarı çıktığınızda, vücudunuz hâlâ uykunun sıcağındayken hissettiğiniz gibi. Bir parfüm, kalp notaları ve kokusal akorlarıyla müzikle aynı dili paylaşıyor. Her ikisi de hava yoluyla yayılıyor, aynı anda hem görünmez hem de belirgin.
Müzikle başlamak yerine, Iris Silver Mist’in yoklukla başladı. Pandemi nedeniyle canlı müzik olmayınca, sahne ışıklarından ve paylaşılan tuvaletlerden gelen sabun, sigara ve ter kokusu, evde yapay, algoritmik dinlemeyle yer değiştirdi. Hval, ilk defa ergenliğinden bu yana parfümle ilgilenmeye başladı. Koklamak, okumak, toplamak ve yazmak üzerine bir dünya kurarak kendini bu alana adadı. Bu süreci anlaması bir yıl sürdü ve sonunda şunu fark etti: O, fiziksel yakınlığın başka bir yolunu arıyordu. Müzik bir boşluğa dönüşünce, bu boşluğu koku ile doldurdu.
Iris Silver Mist, duyulara hitap eden, dokunsal ve samimi bir albüm; kokular, sesler ve görüntüler gibi bıraktığı izlerle size dokunuyor. Hval, geçen yıl I want to be a Machine başlıklı bir dizi performans sırasında albümdeki şarkıları kaydedilmeden önce ilk kez canlı çaldı ve bu performanslar esnasında etrafa pirinç pişirme makineleri yerleştirerek şarkıları pirincin buğulu kokusuyla doldurdu.
Jenny Hval’ın Iris Silver Mist başlıklı yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.