Müzik bir yazı dilidir, gizli bir dildir aslında. Beyaz kağıdın üzerinde beş paralel çizgi ve üzerindeki yüzlerce küçük işarettir bu dilin temeli. Porte üzerindeki notalardır yeni dünyaları her yorumlanış sırasında duyulur kılan...
Şapkadan tavşan çıkarmak gibi mahir bir iştir notaları okuyabilmek, içinde gizli sesi duyabilmek ve onu konser salonlarında izleyiciye iletebilmek. Hepsinden de önemlisi o konser ya da resital sonrasında hem icra edenin, hem de dinleyicilerinin kutsal bir ayinden çıkmışçasına arınmış olmaları duygusudur. Müziğin büyüsü tam da buradadır işte.
Sevmek için anlamak gerekir ve anlamanın yolu da bilgiden geçer. Hayatımızda sevmediğimi, sevemediğimiz hatta nefret ettiğimiz birçok şey onu kavrayamadığımız içindir; biz her ne kadar onu doğamız olarak kabul etmiş de olsak.
Müziği anlamak için de onu salt duymak değil, bilgi bağlamında da ele almamız gerekir. Bunun da en iyi yolu müzik üzerine yazılmış kitapları okumaktır. İster sinema, ister görsel sanatlar, isterse müzik veya tiyatro olsun; eleştirmenlerin köşelerinde bizlerle paylaştıkları izlediğimiz etkinlikleri daha iyi kavrayabilmemiz konusunda bize çok yardımcı olmuştur.
Ahmet Say, hepimizin yakından tanıdığı, yıllarını müzik ve edebiyata adamış çok önemli bir kültür insanı, bir fikir adamıdır. Kararlı duruşu, çalışkanlığı ve ilkeleriyle topluma örnek olmuştur.
Kurmuş olduğu Müzik Ansiklopedisi Yayınları’yla da müzik kültürümüze büyük katkıları olan müzik sözlüğü ve ansiklopedilerini yayınlamıştır. Bu kitaplar, önemli başvuru kaynakları olarak müzik dünyamızda önemli bir boşluğu doldurmuştur.
Ahmet Say’ın Evrensel Kültür dergisinde 2006 yılından itibaren çıkan
ve büyük ilgi gören yazıları, “Müzik Nedir, Nasıl Bir Sanattır?” adı altında bir kitaba dönüştürüldüğünde artık müzik/edebiyat tarihinin bir parçası olmuştu.
Aslında sanat zamansızdır; her dönem okuma biçimlerini psikolojik, sosyolojik ve iktisadi anlamda değiştirse de hem sanat yapıtları, hem de onlarla ilgili olarak yazılmış yazılar, tüm zamanların üzerine bir pelerin gibi yayılır. Bağlamından koparılsa bile enerji vermeye devam ederler.
Ahmet Say seçtiği konuları, kullandığı yalın dili ile öylesine doğal bir biçimde anlatıyor ki, konunun uzağında olan kişiler bile didaktik bir bilgilenmenin yanında, anlatılan konuların estetik hazzını kayıpsız olarak alabiliyorlar. Bir sanatı, başka bir sanatla bire bir anlatmanın olanaksızlığını aslında hepimiz biliriz.
Ahmet Say’ın, Evrensel Basım Yayın tarafından çıkarılan kitabının ilk beş bölümünde müziğin ne olduğu, nasıl ele alınması gerektiği gibi konular öne çıkarılıp müziğin yapıtaşları, insan sesi ve çalgılar üzerine yoğunlaşılırken; ikinci bölümde de “Müzik Tarihine Nasıl Bakmalı?” başlığı altında 20 bölümden oluşan seri yazılar görüyoruz.
Ahmet Say, kitabında halk müziğinden Debussy’ye, Barok dönemden çağdaş müziğe, baleden operaya; müziğin farklı duraklarında keyifli molalarla nefeslenilen unutulmaz bir yolculuğu çıkarıyor bizleri.
Say, “Müzik Nedir, Nasıl Bir Sanattır?” kitabında daima önem verdiği üzere halk müziği, halk dansları ve geleneksel sanat müziğimiz üzerine de aydınlatıcı bilgiler veriyor.
Müzik konusundaki kültürümüzü tamamlamak, dinlediğimiz müziği doğru anlamak için iyi bir yol gösterici, keyifli bir müzik/edebiyat birlikteliği Ahmet Say’ın kitabı.