23 AĞUSTOS, PAZARTESİ, 2021

"Bergama Tiyatro Festivali’ni Özel Kılan Şey Bergama’nın Kendisi"

Sürdürülebilir, paylaşan, dönüşen bir festival olma hayaliyle ilk kez 2018 yılında gerçekleşen Bergama Tiyatro Festivali, ağustos ayının son haftasında ikinci kez seyircilerle buluşacak. Bu kez eksik kalan pratiklerini sorgulayarak ve her anlamda yeni bir başlangıç yaparak yola devam eden Bergama Tiyatro Festivali’ni festival direktörü Öner Eren Arıkan ile konuştuk.

2018 yılında ilki gerçekleşen Bergama Tiyatro Festivali’nin programını Bergama’nın kültür mirasını, Berlin ile olan tarihi ilişkisini ve gündelik yaşam dinamiklerini önceleyen yapı oluşturuyordu. Bergama’nın kendine has tarihi zenginliği ve özel doğası itibariyle farklı bir deneyimin kaçınılmaz olduğu festival, aradan geçen üç senenin ardından bu yıl ikinci kez 26-29 Ağustos tarihleri arasında kendini yenileyen, zamanın ruhunu taşıyan zengin bir programla izleyiciyle buluşuyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bergama Belediyesi, Bergama Kültür ve Sanat Vakfı (BERKSAV), Bergama Ticaret Odası (BERTO) ile Ne Yerde Ne Gökte Derneği’nin destekleriyle BERaBER ve 3dots tarafından düzenlenen bu yılki festival dört temel unsur üzerinde yükseliyor. Çoğulcu, katılımcı, paylaşımcı, sürdürülebilir bir bilinçle oluşturulan programda 25 oyunun yanı sıra etkinlikler, atölyeler, paneller ve daha fazlası yer alıyor. Festivale sayılı günler kala festival direktörü Öner Eren Arıkan ile Bergama Tiyatro Festivali’nin hem ilk festival deneyimine dair hem de bu yılki festivalin yapısına ve programına dair merak ettiklerimizi konuştuk.

2018 yılında ilkini gerçekleştirdiğiniz Bergama Tiyatro Festivali’nin ikincisi, üç yıl aranın ardından ağustos ayının son haftasında seyirci ile buluşacak. Öncelikle ilk festival deneyiminizden, geçen üç yılın festivalin bugününe etkilerinden/katkılarından konuşarak başlayalım mı?

Bergama Tiyatro Festivali hayali, iki şehir arasındaki tarihsel ilişkiden (Bergama - Berlin) ve biraz da kişisel bir hikâyenin (anne tarafından Bergamalı olmam ve son yedi yıldır Berlin’de yaşamam) yine bu iki şehre dokunmasından hareket ederek başladı. Bu hayalin gerçeğe dönüşmesine dair ilk adımlar 2017 yılında, fikrin daha fazla insan ile paylaşılıp yavaş yavaş ekibin kurulması ve ardından Bergama Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle atıldı ve 2018’in Mayıs ayında festivalin ilk edisyonu gerçekleşti. Bu ilk versiyonda programın temel hatlarını, Bergama ve Berlin’in tartışmalı ortak tarihi yanında Türkiye ve Almanya arasındaki göç ilişkisinin sahne sanatları üzerine etkisi ve tabii Bergama’nın sahip olduğu zengin kültürel miras oluşturdu. İlk yıl olmasına rağmen özellikle Bergama’nın kendisi sayesinde oldukça keyifli ve bir o kadar da heyecanlı bir deneyim yaşamış olduk. Bu heyecanı ve güzel anıları festivale seyirci ya da sanatçı olarak katılan bir çok kişiyle de paylaştığımızı biliyoruz. 2018’den sonra yaşanan gelişmeler ve özellikle pandeminin getirdiği yeni durumlar sebebiyle festival üç yıllık zorunlu bir ara vermek durumunda kaldı. Ancak biz her sene festivali gerçekleştirmek için çabalamaya devam ettik. Belirsiz bir çaba ile geçen bu üç yıl yorucu olmasının yanı sıra, bizim festival ile kurduğumuz ilişkiyi, festivalin şehirle kurduğu ilişkiyi ve aslında bir bütün olarak ne yapmak, nasıl yapmak istiyoruz sorularını tekrar tekrar sorduğumuz yaratıcı bir süreci de beraberinde getirdi. Şu anda yeni bir başlangıç olarak gördüğümüz ve uzun yıllar üstünde çalışmak istediğimiz yapı da bu şekilde oluşmuş oldu.

1- Demiryolu Hikâyecileri (Kumbaracı50)
2- Vahşet Tanrısı (DasDas)
3- Herkes Kocama Benziyor (Kadıköy Emek Tiyatrosu)

Bergama tarihi ve coğrafi konumuyla özel bir yer. Festivali, Bergama’yla, bölgeyle kurduğu bağlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl bir etkileşim söz konusu sizce?

Bergama Tiyatro Festivali’nden Bergama’yı çıkardığınızda aslında elinizde çok da fazla bir şey kalmıyor. Bu deneyimi özel kılan en önemli şey Bergama. Sokakları, meydanları, tarihi - gündelik mekânları, insanları, sahip olduğu kültürel miras ve bunun bugüne yansımaları. Tüm bunlar programı oluştururken gösterilen işler kadar değer ve heyecan katıyor festivale. Bergama aynı zamanda büyük de bir potansiyele sahip, konumu, tarihi, ilkleri ile tüm şehri ve kültürünü birlikte düşünürsek daha uzun bir yolun çok başındayız. Uzun soluklu ve sürdürülebilir olmasını umduğumuz bu ilişkiyi kurgularken, hem festivalin hem de şehrin birbirini beslediği bir ilişki hayal ediyoruz. Daha sonra detaylarına da gireceğimiz sürdürülebilir bir yapı kurma hedefinin temelini de bu ilişkiyi güçlendirmek oluşturuyor.

İlk festivalde yaşananlardan da hareketle bir tiyatro festivalini büyükşehirlerden uzakta, Bergama’da, düzenlemek nasıl bir deneyim peki? Tiyatro açısından “merkezden uzak olmak” gibi bir durumdan bahsedilebilir mi?

Tiyatroyu belki de birçoğumuz için özel kılan şey biricik bir deneyim olması. Bence bu deneyimin yaşandığı mekân ve bizlerin bu deneyimi yaşarken içinde olduğumuz ruh hâli de oldukça önemli. Daha önce bahsettiğim Bergama’nın özel atmosferi ve kullandığımız mekânların özellikleri de yaşanan deneyim üzerinde etkili oluyor bence. Festivale Bergama dışından katılanlar için bu “merkezden uzak olmak” konusunun bir anlamı olduğunu biliyorum. Özellikle 2018 yılında festivale Bergama dışından katılanlar için yaşadıkları yerin uzağında böyle bir deneyimin parçası olmak oldukça etkili oldu. Kişisel olarak bana sorarsanız da aslında bizim uzağımız belki bir başkasının merkezi. Burada önemli olan bu karşılaşma ve bunun kişisel deneyimimize etkisi. Bergama’da bu karşılaşmaların olması için birçok alan mevcut. 

1- Sesin Resmi (Dot Tiyatro)
2- Bir Baba Hamlet (Baba Sahne)

3- Taşıdıklarımız (Çıplak Ayaklar Kumpanyası)

Eminim ki festivalin katılımcıları için farklı bir deneyim ve etkileşim. O hâlde sözümüzü bu yıl bizi bekleyen festivale getirelim mi? Ulusal ve uluslararası 25 oyunun sahneleneceği, bunların yanı sıra panellerin, atölyelerin, açık oturumların düzenleneceği zengin bir program bizleri bekliyor. Bu yılki festivalin içeriğini, programını oluştururken önemsedikleriniz, öncelikleriniz nelerdi? Hedefleriniz arasında neler vardı?

Üç yıllık zorlu ve zorunlu hazırlık sürecinin bize gösterdiği, özellikle bu sene programdaki içeriklerden ziyade nasıl bir yapı kuracağımızın önemi oldu. Pandemi ile birlikte ortaya çıkan sonuç, her alanda olduğu gibi bizim festival deneyimimiz için de sürdürülebilir bir yapı kurmanın en önemli hedef olduğunu gösterdi. Bu hedefi gerçekleştirmek için atılacak adımları, üzerine çalışılacak dört konuya ayırdık; yerelleşme, sektörleşme, gençler - çocuklar ve son olarak engellenen bireylerin kültür sanata erişimin kolaylaştırılması. Tüm program bu dört konu ile konuşan 10 bölüm altında kategorize edildi. Tüm bu programlama ile, sürdürülebilir bir yapının temellerini atarak, Bergama Tiyatro Festivali’nin sadece oyunların - etkinliklerin izlendiği, gösterildiği bir yer olmanın ötesinde, bir araya gelinen, tartışan, konuşulan ortak fikirlerin temellerinin atıldığı, insanların birbirlerine yeni fikirler verdiği bir platforma dönüşmesini umuyoruz.

Bahsettiğiniz gibi bir yandan da pandemi koşullarında bir festival düzenlenecek. Bunun için özel bir çalışma yürüttünüz mü? Festival programında belirleyici olduğunu noktalar neler oldu?

Bergama Tiyatro Festivali’ni özel kılan şey Bergama’nın kendisi. Dolayısıyla pandemi koşullarında fiziki olarak orada bulunmak, bu festivali eski normalimize göre tasarlamak bizim için oldukça zor oldu. Her şey pamuk ipliğine bağlı, bu kadar çok belirsizliğin içinde hareket etmek oldukça zor. Tüm bu zorlukların bize öğrettiği şeyler de var. Bunlardan biri de sektörleşmeye duyduğumuz ihtiyaç. Festivalin bu sene odaklandığı dört meseleden biri olan sektörleşme de aslında pandeminin yarattığı ihtiyaçlardan ortaya çıktı. Bunun dışında sorunca cevap olacak bir diğer programa dair etki de “Sahnesinden” bölümünde izleyeceğimiz ekiplerin tamamının bu zor koşullarda sahnelerini açık tutmaya çalışan ekipler olması. Programı oluştururken performatif programın ana kaburgasını sahnesini açık tutmaya çalışan ekipler oluşturdu.

Bergama Tiyatro Festivali etkinliklerinden bazıları

Bergama Tiyatro Festivali’ne gelecekleri nasıl bir festivalin beklediğini paylaşır mısınız bizlerle?

İlk olarak söyleyebileceğim, bol bol yürümeli bir festival bekliyor. Belki biraz da koşturmalı. Ama bu koşturma arasında, çam ağaçları altında, çınarların gölgesinde küçük bir çay molası, tam Bergama sıcağından bunalmışken binlerce yıllık taş bir tapınağın serin gölgesi de var.

Tüm bunları düşünmesi dahi iyi geldi. :) Biraz önce konuştuğumuz, festivalin üzerinde durduğu dört temel meseleye biraz daha değinelim isterim. Yerelleşme, Sektörleşme, Erişim Hakkı, Çocukların ve Gençlerin Katılımı. Bu başlıklar festivalin yapısında nasıl konumlanıyorlar?

Bergama Tiyatro Festivali ilk kez gerçekleştiği 2018 yılında, Bergama’nın kültür mirasını, Berlin ile olan tarihi ilişkisini ve gündelik yaşam dinamiklerini önceleyen bir program hazırlayıp seyircisi ile buluştu. 2018’den 2021 yılına festivalin gerçekleş(e)mediği üç yıllık sürede yaşananlar ve değişenler, festivalin Bergama ve çevresi ile kurduğu ilişkileri değerlendirmesine, 2018 yılında festivalin uygulama sürecinde eksik kalan pratikleri sorgulayarak her anlamda yeni bir başlangıç yapmasını gerekli hâle getirdi.

Bu yeni başlangıç, temelinde “Sürdürülebilir Bir Festival” yapısı oluşturmayı hedefleyen dört ana konu etrafında kurgulandı. ''Yerelleşme - Sektörleşme - Engellenen Bireylerin Kültür ve Sanat Hayatına Katılımı - Gençler ve Çocuklar'' diye adlandırdığımız bu dört konu üzerinden tüm program 10 bölüme ayrıldı: Sahnesinden, Dünyadan, Bergama’dan, Bölgeden, Çocuklar İçin, Festival Özel, Yürüyüşler, Paneller, Alana Dair Atölyeler ve Somut Olmayan Kültürel Miras Atölyeleri.

Yerelleşme: Sürdürülebilir bir yapı kurmanın ilk adımı. Festivalin yerelle olan bağını güçlendirmek ve 2018'de eksik kaldığını düşündüğümüz bu ilişkinin geliştirilmesi için, Bergama'da yer alan sivil toplum kuruluşları ve festivalin yürütücü ekibine dâhil olan Bergamalı ekip arkadaşları ile birlikte çalışıyoruz. Operasyon ile ilgili bu adımların yanında içeriğin yerelleşmesi için de yaptığımız açık çağrı ile Bergama'dan festivalde yer almak isteyen herkesi “Bergama'dan” bölümünde, bu çağrıya Ege Bölgesi’nden yanıt veren beş ekibi de “Bölgeden” diye adlandırdığımız bölümde programa dahil ettik.

Sektörleşme: 2018’den bugüne çok şey değişti; insani krizler, pandemi, iklim krizi dünyaya bakış yöntemlerimizi “zorunlu” olarak değiştirdi. Pandemi sürecinin özellikle kültür sanat alanında oluşturduğu tahribat sonrası, tiyatro alanında öne çıkan temel ihtiyaçların sürdürülebilir yapılar kurmak ve genel olarak sektörleşme sorunu olduğu görülüyor. BTF olarak bu sene özellikle performatif programımızı oluştururken “Sahnesinden” bölümünde zor zamanlar geçiren, mekânı olan ekipler ile bir araya gelmeye karar verdik. Bu ekipler ile bölgeden amatör - profesyonel tiyatro üreticilerinin buluşacağı, “Alana Dair Atölyeler” ve “Paneller” ile sektörleşme süreçlerine katkı sağlayacak bir ortam hazırlamayı, deneyim paylaşmayı, Türkiye'de ve dünyada yaşanan güncel tartışmaları Bergama’ya taşıyarak alan genişletmeyi umuyoruz.

Engellenen Bireylerin Kültür ve Sanata Katılımı: Kültür sanat alanının herkes için erişilebilir olması, BTF’nin 2021’de gerçekleştirmeyi umduğu yeni başlangıcın bir diğer uzun vadeli hedefi. Sosyal ve kültürel yaşama erişim hakkının herkes için eşit derecede sağlanması adına ufak da olsa bir katkı sunmak, herkesin olduğu kadar BTF’nin de sorumluluğu. Dezavantajlı grupların kültür sanata erişebilmesi adına bu seneden başlayıp her sene geliştirmeyi umduğumuz süreçte üretici, seyirci ve uygulayıcı kademelerinden katılımcılara alan açmayı umuyoruz.

Gençler ve Çocuklar: En büyük hayalimiz Bergama’da başladığımız bu yolculuğun uzun yıllar devam etmesi, festivalin bahsi geçen tartışmalara zemin hazırlaması ve sadece seyirlik bir etkinlik olmanın ötesinde bir buluşma noktası hâline gelmesi. Bunu ve belki şu an aklımıza gelmeyen, fazlasını gerçekleştirmek için çocukların ve gençlerin bu sürece katılımını sağlamak çok önemli. Yaşadıkları şehri seven, bu şehrin geçmişi ile ilgili farkındalıklarını arttırdıkları için bugünü ile daha sağlıklı ilişkiler kuran gençler ve çocuklar BTF’nin bir sonraki seyircileri, uygulayıcıları ve sanatçıları olacaklar. Bu ortamı sağlamak adına ''Çocuklar İçin'' bölümüyle BTF’de ama daha önemlisi yaşadıkları şehirde çocukların güzel anılar biriktirmelerini sağlamak ve bunu sürdürülebilir hâle getirmek, bu yeni başlangıcın bir diğer önemli ayağı. BTF bu yeni başlangıçta gelecekteki seyircileri, sanatçıları ve yöneticileri ile buluşup birlikte izleyip, eğlenip, öğrenecekleri uzun soluklu bir sürecin ilk adımını atıyor.

Bergama Tiyatro Festivali’nin uzun yıllar devam eden, erişilebilir, sürdürülebilir, çoğulcu bir festival olması dileğimiz. Festivalin bu yılki mekân kurgusu ne şekilde olacak peki? Antik ve çağdaş mekân dağılımının yanı sıra günlük hayatın da bir parçası olacak mı dört günlük süre boyunca?

Tüm Bergama’ya yayılmak gibi bir hedefimiz var. Bergama yüzölçümü olarak oldukça büyük bir ilçe. Bu boyutta bir alanın farklı farklı noktaları ve bu noktaların farklı dinamikleri var. Festivalde kullandığımız mekânlar ve bu mekânlara yerleştirilen etkinlikler ile birlikte Bergama dışından katılan seyircilere Bergama’yı keşfetme imkânı sunarken, Bergamalı seyircilerimize de gündelik mekânlarında yeni deneyimler yaşatmayı hedefliyoruz. Bu mekanların neredeyse hepsi Bergama merkezde umarım önümüzdeki yıllarda merkezin dışına doğru bir yolculuğumuz da olacak. Senin de daha önce belirttiğin gibi “merkezden uzaklaşmanın” herkes için bir anlamı var. :)

Söyleşimizin sonuna gelirken ikincisinin gerçekleşmesine günler kala Bergama Tiyatro Festivali için sizi 2018 yılında harekete geçirerek buraya getiren hikâyede, bu yılki edisyonun nasıl bir yeri olacak, hikâyeyi ne şekilde yönlendirecek?

Şimdi düşününce 2018 bir bakıma festivalin flash - forward hâli gibi geliyor. Uzun çok uzun bir sürecin geleceğinde bir yerde. 2021 bence gerçek anlamıyla yeni bir başlangıç ve bizi tekrar 2018’e götürecek sürecin de ilk adımı.

Öner Eren Arıkan

Dijitale hapsolan hayatlarından uzaklaşıp, özlem duyduğumuz tiyatroyla buluşmak için Bergama Tiyatro Festivali’ne gelecek olan seyircilerle paylaşmak istediğiniz bir iletiniz var mı? 

Ne olursa olsun mesafeye dikkat :)

Kesinlikle katılıyorum :). Sohbetimiz için çok teşekkür ederim sevgili Eren Arıkan. Unutulmayacak anılalar dolu bir festival dilerim... 

26-29 Ağustos tarihleri arasında İzmir, Bergama'da gerçekleşecek II. Bergama Tiyatro Festivali'ne dair ayrıntılı bilgiye ve programa buradan ulaşabilirsiniz.

0
4433
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage