GÜNDEM
  • 24-12-2025

    Alessandro Gandini’nin bilimsel literatürle popüler kültürü tek potada eriterek bugünün nostalji kültürüne doğru çıkılan, sınırları belirsiz bir keşif yolculuğuna davet ettiği kitabı Zamanın Ruhu Nostalji, M. Gökhan Aslan’ın çevirisiyle Kolektif Kitap’tan çıktı.

    “Popülizm, Çalışma ve “İyi Yaşam” Üzerine​​​​​​​” alt başlığındaki kitap sosyal teorilere ve toplumsal gözlemlere dayandığı kadar kişisel deneyimlerden, karşılaşmalardan ve güncel araştırmalardan da besleniyor.

    ​“Savaş sonrası kuşakların çalışma üzerine kurduğu toplumsal düzen çökerken, “kontrolü geri alma” ya da ulusları “yeniden büyük yapma” gibi popülist vaatlerin somutlaştığı, ülkelerin içlerine kapanmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik krizlerin baskısı altında, nostalji Batı toplumlarının kültürel “zeitgeist”ına dönüştü. Bu popülist nostalji söylemleri bir yanıyla da güvenceli istihdam ve kitlesel tüketim üzerine kurulmuş eski toplum modelinin yıkılışına yakılan bir tür kolektif ağıt sanki.”

    0
    0
    103
  • 24-12-2025

    Bir Film tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenecek 11!, sezonun beklenen filmlerini vizyon öncesinde 9-11 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir ve Adana’da sinemaseverlerle buluşturacak.

    Etkinlik kapsamında bazı filmler yalnızca 11!’e özel gösterimlerle ilk kez Türkiye’de izleyici karşısına çıkacak. Uluslararası festivallerde öne çıkan, dikkat çekici yönetmenlerin imzasını taşıyan ve sezonun merak edilen filmlerinden oluşan seçkisiyle 11!, üç gün boyunca sinemaseverlerle bir araya gelecek. Gösterimlerin yapılacağı sinemalar arasında; İstanbul Beyoğlu Atlas 1948, İstanbul Nişantaşı City’s CineWam, İstanbul Mecidiyeköy Biletinial Torun Center, İstanbul Kadıköy Sineması, İstanbul Caddebostan CKM Sineması’nda, Ankara Arcadium, Ankara Büyülü Fener Kızılay, İzmir Alsancak Karaca Sineması, İzmir Balçova İstinyePark Renk, Adana CinemaPink by Maximum ve Eskişehir Kanatlı CinemaPink by Maximum yer alıyor.

    11!’de bu kez geçen seçkinin beğenilenleri, sezonun merak edilenleri ve yeni keşifler izleyicilerle buluşacak. Filmler arasında; Albert Camus’nun ölümsüz eserinden uyarlanan François Ozon imzalı Yabancı (Stranger), Russell Crowe ve Rami Malek’in başrollerini paylaştığı, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın en tartışmalı siyasi davalarından birini konu alan James Vanderbilt filmi Nürnberg (Nuremberg), Scarlett Johansson’nın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu ve seyirci tarafından çok beğenilen incelikle işlenmiş Müthiş Eleanor (Eleanor the Great), efsanevi yönetmen Gus Van Sant’in Bill Skarsgård, Dacre Montgomery ve Al Pacino’nun bulunduğu güçlü oyuncu kadrosu ile 1977’de tüm ülkeyi canlı yayında rehin alan Tony Kiritsis’in gerçek hikâyesinden uyarlanan nefes kesici filmi Dead Man’s Wire, Mary Bronstein tarafından yönetilen, başrolündeki Rose Byrne’a Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı Ödülü’nü kazandıran, kadrosunda Conan O'Brien, Christian Slater ve A$AP Rocky gibi dikkat çekici isimlerle, modern anneliğin kaygılarını konu alan gerçeküstü film Bacaklarım Olsaydı Seni Teklemelerdim (If I Had Legs I'd Kick You), yönetmenler Liane-Cho Han Jin Kuang ve Maïlys Vallade’in, ünlü yazar Amelie Nothomb'un ülkemizde Yağmuru Seven Çocuk adıyla yayımlanan otobiyografik romanından uyarladığı ve Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’ne layık görülen animasyonu Küçük Amélie (Little Amélie or the Character of Rain), Michal Kwieciński’nin yönettiği dahi müzisyen Chopin'in Paris'teki hayatını ve yeteneğini sergilerken hastalığı ile savaştığı günleri konu alan Chopin, Chopin!, Cyril Aris’in yönettiği Lübnan’nın bu yılki Oscar® Adayı ve 2025 Venedik Film Festivali’ndeki prömiyerinde seyirci tarafından çok beğenilip izleyicilerden büyük alkış alan, Beyrut’un gölgesinde geçen, umutla kederin iç içe geçtiği otuz yıllık bir aşk hikâyesi olan Hüzünlü ve Güzel Bir Dünya (A Sad and Beautiful World), Gloria ve Muhteşem Kadın’ın Oscar ödüllü yönetmeni Sebastián Lelio’nun imzasını taşıyan ve feminist bir protestoyu hipnotik bir müzikal deneyime dönüştürerek izleyicinin beğenisini kazanan Dalga (The Wave), Özellikle Türkiye prömiyerini geçen seneki 11!’de yapan Babygirl’den hatırladığımız Harris Dickinson’nun ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu 2025 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış Ödülü kazanan, evsiz bir adamın Londra sokaklarından kendini yeniden keşfetmeye çalışırken içine düştüğü döngüyü anlatan, gerçekçi ve içsel bir dram Serseri (Urchin) ve restore edilmiş versiyonuyla, sanat ile iktidar arasındaki tehlikeli yakınlığı sarsıcı bir biçimde ortaya koyan ve Macar yönetmen István Szabó’ya Oscar® kazandıran başyapıt Mephisto yer alıyor.

    11! hakkında detaylı bilgiye buradan, biletlerine ise buradan ulaşabilirsiniz.

    Seçkide yer alan filmler:
    1. Yabancı (The Stranger), yönetmen: François Ozon
    2. Nürnberg (Nuremberg), yönetmen: James Vanderbilt
    3. Müthiş Eleanor (Eleanor the Great), yönetmen: Scarlett Johansson
    4. Kopma Noktası (Dead Man’s Wire), yönetmen: Gus Van Sant
    5. Bacaklarım Olsaydı Seni Tekmelerdim (If I Had Legs I’d Kick You), yönetmen: Mary Bronstein
    6. Küçük Amélie (Little Amélie or The Character of Rain), yönetmen: Maïlys Vallade & Liane-Cho Han
    7. Chopin, Chopin!, yönetmen: Michał Kwieciński
    8. Hüzünlü ve Güzel Bir Dünya (A Sad and Beautiful World), yönetmen: Cyril Aris
    9. Dalga (The Wave), yönetmen: Sebastián Lelio
    10. Serseri (Urchin), yönetmen: Harris Dickinson
    ​11. Mephisto, yönetmen: István Szabó – 4K Restorasyonlu

    0
    0
    174
  • 24-12-2025

    Sanatçı Tutku Sevinç’in yazdığı ve resimlediği, okurlarına yeni bir hayatın keşiflerle dolu hikâyesini anlattığı kitabı Dünya Yuvarlak mı?, Nesin Yayınevi’nden çıktı.

    Bu resimli kitap 3-7 yaş grubu çocukları ilk adımlarla hayatı keşfetmeye davet ediyor.

    Yolculuğa çıkmak heyecan vericidir. Yenilikler ve keşiflerle doludur. Ancak her yeni macerada zorluklar ve belirsizlikler de bizi bekler. Ama yolun sonunda kendimizi keşfedeceksek, işte bu her şeye değer!”

    0
    0
    191
  • 23-12-2025

    Dünyanın önde gelen oda müziği topluluklarından Janoska Ensemble, 7 Şubat 2026 Cumartesi akşamı Atatürk Kültür Merkezi (AKM) sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

    Klasik müzikle cazın özgürlüğünü ve Orta Avrupa’nın köklü Roman müzik mirasını aynı sahnede bir araya getiren Janoska Ensemble, Sevgililer Günü’ne özel hazırlanan programıyla İstanbul’da sahne alacak.

    Müzikal virtüöziteleri, sahnedeki enerjileri ve kendilerine özgü “Janoska Stili” ile uluslararası arenada büyük ilgi gören topluluk, İstanbul konserinde Sevgililer Günü’ne özel hazırlanan programla sahne alacak. Aşk, tutku ve zarafet temalarını merkeze alan seçkide klasik başyapıtların yanı sıra Janoska Ensemble’ın imzası niteliğindeki sürpriz düzenlemeler de yer alacak. Organizasyon, yalnızca bir müzik performansı değil; romantizmin, estetiğin ve kültürel zenginliğin iç içe geçtiği seçkin bir sanat deneyimi olarak konumlanıyor.

    ​Romantik teması, AKM’nin ikonik atmosferi ve Janoska Ensemble’ın dünya çapındaki ünü nedeniyle konser için yoğun talep bekleniyor. Topluluk, daha önce Avrupa’da gerçekleştirdiği Sevgililer Günü konserlerinde kapalı gişe performanslar sergiledi. Konserin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    228
  • 23-12-2025

    border_less EDITIONS pop up sergisi, 23 Aralık 2025-3 Ocak 2026 tarihlerinde Dirimart Pera’da sanatseverlerle buluşuyor.

    border_less EDITIONS pop up sergisi, 2025’te seriye dahil olan altı yeni işle devam ediyor. Sergide sanatçı davetleriyle üretilen ve yıl boyunca çevrim içi tanıtımları yapılan serinin yeni işlerine, önceki yıllarda üretilen edisyonlar eşlik ediyor. Sergide yeni üretimleriyle sanatçılar Kei Wing Hui, Selin Tahtakılıç, Çağla Ulusoy, Ilgın Seymen, Yasemin Özcan ile seri için ikinci işini üreten Sevil Tunaboylu; ayrıca 2021 yılından itibaren border_less EDITIONS için işler üreten Ecem Yüksel, Cem Dinlenmiş, Lara Ögel, Hera Büyüktaşcıyan, Eda Gecikmez, Vardal Caniş, İz Öztat, Aslı Çavuşoğlu, Neslihan Başer, Sinan Tuncay, Gülşah Mursaloğlu, Burak Ata, Emre Hüner, Sena Başöz, Berkay Tuncay, Ahmet Civelek, Ece Ağırtmış, Volkan Aslan, Mert Öztekin, Dilek Winchester ve Huo Rf yer alıyor. Aynı zamanda, sergiye Burak Delier’in border_less tarafından desteklenen yayını da eşlik ediyor.

    Künye:
    1. Kei Wing Hui, in a dreamland, 2025, 24,5 x 18 cm, kağıt üzerine mezzotint baskı, 10 Edisyon + 1 AP + 2 PP.
    2. Kei Wing Hui, half asleep half awake, 2025, 24,5 x 18 cm, kağıt üzerine mezzotint baskı, 10 Edisyon + 1 AP + 2 PP.
    3. Sevil Tunaboylu, Kaybolup Beliren, 2025, 50 x 35 cm, serigrafi, 56 Edisyon + 3 AP + 3 PP.
    4. Selin Tahtakılıç, Pompeii, 2025, 34 x 28 cm, kumaş üzerine akrilik, elyaf dolgusu ve nakış, 18 Edisyon + 1 AP + 2 PP.
    3-4. Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz

    0
    0
    202
  • 23-12-2025

    Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın direktörlüğünde, Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen, küratörlüğünü Çelenk Bafra’nın üstlendiği Mardin Bienali’nin 7. edisyonu, 15 Mayıs-21 Haziran 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak.

    Peugeot’nun ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan Mardin Bienali’nin “GÖKzemin” kavramsal çerçevesi açıklandı. Mardin Bienali’nin kavramsal çerçevesi günümüz sanatının gerçek ile hayal, maddi ile manevi, politik ile poetik arasında kurduğu ilişkileri Mardin bağlamında görünür kılıyor.

    Gök ile yer, bireysel ile kolektif, geçmiş ile gelecek arasında bir düşünce ve duygu hattı kuran bienal, izleyiciyi, birbirine tezat gibi görünen uçlar boyunca katmanlı bir yolculuğa davet ediyor. Ufku ikiye bölen “gök” ve “zemin”i yan yana getiren 7. Mardin Bienali, birbirine uzak sanılan dünyalar arasında sessiz bir geçit açıyor. İzleyiciyi hem yukarıya hem de içeriye doğru uzanan çok katmanlı bir deneyime davet eden bienalde, bölgenin kültürel hafızasında özel bir yere sahip olan kuşlar rehberlik ediyor. Mardin’in taşlarına sinmiş hikâyeleri ve coğrafyasına özgü rüzgârları ardına alan kuşlar; gökyüzü ile yeryüzü arasında süzülürken, kentin farklı noktalarındaki sergiler, mekâna özgü yerleştirmeler ve performanslar arasında rotalar çiziyor.

    Bienalin kavramsal pusulası, Türkiye’nin batısı ve doğusundan, ilk bakışta birbirine karşıt gibi görünen iki edebi yapıta işaret ediyor: Aristophanes’in Kuşlar adlı komedyası ve Ferîdüddîn Attâr’ın Kuşlar Meclisi olarak bilinen mesnevisi Mantıku’t-Tayr. Her iki metin de kuşları yalnızca doğanın bir parçası olarak değil; arayışın, eleştirinin, direnişin ve dönüşümün simgeleri olarak ele alıyor. 2010’dan bu yana düzenlenen Mardin Bienali, tarihinde ilk kez, bu edisyonuyla birlikte, eski şehrin sınırlarının dışına çıkarak Dara Antik Kenti, Deyrulzafaran Manastırı ve Kızıltepe’deki sergileriyle izleyiciyi bölgenin farklı coğrafi ve kültürel katmanlarını keşfetmeye davet ediyor.

    Künye:
    1. Mardin 
    2. Mardin Sabancı Müzesi 
    3. Deyrulzafaran Manastırı
    4. Dara Antik Kenti
    ​5. Kızıltepe Ateşler Hamamı

    0
    0
    329
  • 23-12-2025

    1950’lerin efsanevi Rydell High ruhunu yeniden alevlendiren Grease Müzikali, 14-19 Nisan 2026 tarihleri arasında Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşacak.

    Yüksek enerjili unutulmaz hitler ve büyük bir prodüksiyonla Sandy ve Danny’nin ikonik hikâyesini anlatan Grease Müzikali, nefes kesici koreografiler ve canlı sahne tasarımıyla İstanbul’da izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Kuşaklar boyunca izleyicileri peşinden sürükleyen, rock’n’roll’un özgür ruhunu İstanbul’da yeniden canlandırmaya hazırlanan bu pop kültür fenomeni Zorlu PSM ve People Entertainment Group & MAC Global iş birliğiyle sahnelenecek.

    Grease Müzikali, enerjisi yüksek müziği, ışıl ışıl koreografileri ve sahne üstündeki dur durak bilmeyen temposuyla izleyicileri 1950’lerin unutulmaz Rydell High atmosferine davet ediyor. Sandy ve Danny’nin romantik hikâyesi, “You’re the One That I Want”, “Greased Lightnin’” ve “Summer Nights” gibi kült şarkılarla birleşerek seyircileri baştan sona eşlik etmeye çağıran coşkulu bir geceye dönüşüyor. Hollywood’dan Broadway’e, West End’den İstanbul’a uzanan bu evrensel hikâye, gençlik aşkını, hayallerin peşinden gitmeyi ve rock’n’roll’un özgür ruhunu sahneye taşıyor.

    Grease Müzikali biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    225
  • 23-12-2025

    CEYHUN’un “Giriş” başlıklı Türkiye’deki ilk kişisel sergisi 18 Ocak 2026 tarihine kadar Barın Han’da sanatseverlerle buluşuyor.

    CEYHUN’un yeni sergisi “Giriş”, sanatçının resim, müzik, performans ve yazı arasında kurduğu katmanlı pratiğin belirli bir eksende kristalleştiği bir başlangıç alanı olarak konumlanıyor ve bu bağlamda, sanatçının son yıllarda geliştirdiği düşünsel ve estetik evrenin ilk açılımını sunuyor. Sergide yer alan resimler, popüler kültür, mitoloji, Helenistik ikonografi ve antik dönemden alınan görsel ve kavramsal referansları bir araya getiriyor. Bu yoğun referans alanı, sanatçının tarih, felsefe, sosyoloji, günümüz kültürü ve kişisel deneyimle kurduğu ilişkileri görünür kılıyor. Resimlerde belirgin bir anlatıdan ziyade, izleyicinin okuma biçimine göre sürekli yeniden örgütlenen çoğul bir yapı bulunuyor. Figürler, tekil temsiller olmaktan çok, sanatçının farklı zamanlara, kimliklere ve duygusal yoğunluklara ait “personaları” olarak işlev görüyor. İnsan ölçeğindeki bu resimlerde, yüzeydeki canlılık ve hareketlilik, yer yer varoluşsal sorgulamalarla karşılaşıyor. Bedensel jestler, tekrar eden eylemler ve kimlik performansları, doğrudan temsil üzerinden değil, sembolik katmanlar aracılığıyla ele alınıyor. Böylece işler, güç, kırılganlık ve dönüşüm gibi temalara dair sezgisel bir düşünme alanı açıyor.

    Serginin ikinci katında yer alan video işler, süre, tekrar ve dayanıklılık kavramları etrafında yapılandırılmış performatif eylemlere odaklanıyor. Her video, tek bir hareketin uzun süre devam ettirilmesi üzerinden, bedenin zamansal ve psikolojik boyutlarını araştırıyor. Bu eylemler ne teatral bir performans ne de belgesel bir kayıt olarak konumlanıyor; daha çok, düşünsel bir sürecin bedensel karşılığı. Bu yapı içinde müzik, hareket ve imge, ayrışmış disiplinler değil, ortak bir üretim modelinin farklı yönleri olarak ele alınıyor. Bu çerçevede “Giriş”, sanatçının pratiğine dair bir sonuç ya da kapanış önermiyor; aksine, ileride daha kapsamlı şekilde ele alınacak meselelerin erken biçimlerini sunuyor. Sergi, izleyiciyi tekil bir okuma modeline yönlendirmek yerine, yavaş açılan ve geri dönülebilir bir deneyim alanı öneriyor.

    Künye:
    1. Medusa Head on the Floor of the Basilica Cistern_Yerebatan Sarnıcı’nın Zeminindeki Medusa Kafası, 2025, oil on canvas, 53.5x40cm
    2. Enter, 2025, oil on canvas, detail
    3. Gold Standard, 2025, oil on canvas, 150x70cm
    4. Narcissi, 2025, oil on canvas, 150x70cm

    0
    0
    193
  • 23-12-2025

    PİLEVNELİ, 15 Ocak-14 Şubat 2026 tarihleri arasında Lal Batman’ın “The Grand Excess” başlıklı kişisel sergisini Dolapdere’deki mekânında sanatseverlerle buluşturacak.

    Lal Batman, “The Grand Excess” başlıklı sergisinde, sosyal medyanın parıltılı yüzünü sorgularken, geçmişin zarafetini günümüzün yapay ihtişamıyla yüzleştiriyor. Antik Mısır ve Yunan dönemlerinden 18., 19. ve 21. yüzyıllara uzanan tarihsel katmanlar; Güney Amerika, Uzak Doğu, Orta Doğu ve Batı kültürlerinin estetik anlayışlarıyla bir araya geliyor. Bu karşılaşma, yalnızca bir tesadüf değil; çağımızın yüzeyselliğine yöneltilmiş derin ve katmanlı bir eleştiri niteliği taşıyor. Batman’ın eserleri dijital ve plastiği yan yana getirerek; mürekkep, akrilik, doğal ve cam taşlar ile inciler kullanılarak oyma dokulu kâğıtlarda hayat buluyor. Malzeme çeşitliliğinin etkileşimi, izleyiciye yoğun bir duyusal deneyim sunarken, tarihsel belleğin bugüne taşınan canlı, dokunulabilir parçalarına dönüşüyor.

    “The Grand Excess”, geçmişin estetik değerlerini çağdaş bir bağlamda sunan görsel bir manifesto olarak öne çıkıyor. Farklılıkların yalnızca yan yana değil, birlikte var olabileceğini vurgulayan bu sergi; ihtişamı sadece bir gösteriş biçimi değil, kültürler arası diyalog, direnç ve uyumun zamansız bir sembolü olarak yeniden tanımlıyor. Öte yandan sergide öne çıkan konulardan birisi, MG Gülçiçek tarafından, sanatçının hikâyesi ve enerjisini yansıtmak üzere tasarlanıp geliştirilmiş ve izleyicilere duyusal bir koku deneyimi yaşatacak olan özgün bir parfüm. Bu kokunun sergileme alanında eserlere eşlik edecek olması, izleyicilere daha derin bir duyusal etkileşim sunarak sanatın çok boyutlu doğasını vurguluyor. Serginin bir diğer öne çıkan unsuru ise Berk İçli’nin sergi için özel olarak bestelediği müziği ile öne çıkan ses deneyimi. İçli’nin çalışması, Batman’ın katmanlı eserlerine eşlik ederek izleyicilere özel bir deneyim sunmayı hedefliyor. Bu ses tasarımı, izleyicilerin Batman’ın temalarını daha derinlemesine deneyimlemelerine olanak tanırken, sergi atmosferini zenginleştiriyor.

    Künye:
    1. Venus of Algorithmic Desire
    ​2. Where No One Truly Sees

    0
    0
    309
  • 23-12-2025

    Justyna Bednarek’in evden kaçan çorapların şaşırtıcı maceralarını anlattığı, Daniel de Latour’un resimlediği kitabı Siyah Çorap Çetesi, Filiz Özdem’in çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    8-10 yaş grubu okuruna yönelik bu kitabında Bednarek, Siyah Çorap ve arkadaşlarının nefes kesen maceralarını mizahi bir dille içtenlikle anlatıyor. Çünkü ne de olsa çorabın hayatı gerçekten muhteşemdir, diyor.

    ​Evden kaçan çorapların şaşırtıcı maceraları arkadaşlık, kardeşlik, sevgi, yardımseverlik, şefkat ve cesaret üzerine yepyeni hikâyelerle devam ediyor. Siyah Çorap bir köpekbalığının midesini boylamaktan nasıl kıl payı kurtuluyor? İnci gibi gözler kime ait? Hepsinin cevabını veriyor Siyah Çorap Çetesi.

    0
    0
    263
DAHA FAZLA
Geldanlage