Umutla Örülü Bir Hikâye: “Dilek Mevsimi”

Anica Mrose Rissi’nin yasın sessiz gücünü ve bir kardeş sevgisinin unutulmazlığını anlattığı romanı Dilek Mevsimi, Genç Timaş’tan çıktı.

Kitap, çocukların kırılganlığını, kaybın günlük yaşamdaki yankılarını ve iyileşmenin sabırlı yollarını gösteriyor okurlarına. Lily’nin dünyası, ikiz kardeşi Anders’ı kaybettikten sonra çökmüştür. Yaşadığı evin ritmi değişmiş, sabahlar daha ağır, sesler daha uzak hale gelmiştir. Lily bir yandan günlük hayatına devam etmek isterken bir yandan da annesinin yasla baş edemeyişinin farkındadır. Ancak kesişim noktasındaki salıncakta Anders’ın beklenmedik belirişiyle her şey tekrar tuhaf bir canlılığa kavuşur. Kesişim, Lily ile Anders arasında kurulu gizemli bir bağdır: Burada geçmişle bugün örtüşür, dilekler üflenip havaya karışır ve kayıp ile umut aynı anda hissedilir. Anders bazen oradadır, bazen uzaklaşır. Bu gelip gitmeler Lily’ye hem teselli hem de acı verir.

“Lily dilek tutmaya inanmıyor.
En azından bundan sonra inanmıyor. Kardeşi Anders gittiğinden beri. Çünkü dilek tutmak, yaşanan korkunç şeyleri düzeltemez ve hissettiklerimizi değiştiremez.
Lily, dilek tutmanın gücüne inanmasa da imkânsız başka bir şeye inanıyor: Çok sevdikleri bahçelerinde hâlâ Anders ile görüştüğüne. Bunu bir başkası duysa Lily'ye inanmazdı.
Tabii Anders hariç.
​Bu yaz, Lily'nin dilediği gibi geçmiyor ama tıpkı mevsimler gibi dilekler de değişebilir.”