02 TEMMUZ, CUMA, 2021

Otobiyografik Anlatının Yeni Simgesi: Tove Ditlevsen

Tove Ditlevsen'in kaleme aldığı otobiyografik serisi “Kopenhag Üçlemesi”nin ilk kitabı Çocukluk, Leyla Tamer’in Danca aslından çevirisiyle MonoKL’dan çıktı.

Ditlevsen bu üçlemeyle Ferrante ve Knausgaard’ın ardından dünyada kadın edebiyatının ve otobiyografik anlatının yeni simgesi hâline geldi. Serinin ilk kitabında II. Dünya Savaşı öncesi işçi bir ailenin çocuğunun kendisiyle ve etrafıyla olan ilişkisini, büyüme macerasını canlı ve lirik bir şekilde anlatıyor.

“Çocukluğumun oturma odasında tek başımayım. Eskiden burada annem şarkı söyler, babam yıllardır görmediğim yasak kitabı okur, ağabeyim ise bir tahtaya çivi çakardı. Bunların hepsi asırlar evveldi ve o zamanlar, çocukluğun sonsuza dek süreceğini acıyla hissetsem de, daha mutluydum gibime geliyor... Bundan sonra evde uyumaya devam etsem de, bu gece oturma odasıyla vedalaştığımı hissediyorum. Yatmak içimden gelmiyor, uykum da yok. Derin bir hüzün içindeyim. Sardunyaları cam kenarından kaldırıyorum ve gökyüzüne, esip geçen bulutların arasında hafifçe sallanan yeni ayın beşiği altında ışıldayan küçük yıldıza bakıyorum. Johannes V. Jensen’in, birçok kere okuduğumdan uzun bölümlerini ezbere bildiğim Buzul adlı romanından birkaç satırı kendi kendime söylüyorum: ‘Kâh sabah kâh akşam yıldızı gibi parlıyor annesinin koynunda öldürülen küçük kız, sonsuz yollarda beyaz ve dalgın, yalnız başına gezen, kendi oyununa kapılmış bir çocuk ruhu gibi.’”

0
4538
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage