Perasma’nın Leros’taki sergi serisi “Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” (Tuz Gibi Çözülen Elbiselere Katlamak Denizi) ile devam ediyor.
“Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” (Tuz Gibi Çözülen Elbiselere Katlamak Denizi) başlıklı sergi kapsamında ABD, Afrika, Asya ve Avrupa’dan 27 sanatçının eserleri, 24 Ağustos’a kadar Kandioglou Konağı ve Lakki İlkokulu’nda sanatseverlerle buluşuyor. Sergi bu kez adanın denizle kurduğu çok katmanlı, değişken ve sezgisel ilişkiyi merkezine alıyor. Sergi, birlikte var olmanın, bağlı kalırken özgürleşmenin ve temasın kimlikler ve sınırlar arasında nasıl şekillendiğini araştırıyor. Anlam, sabit hedeflerde değil, ilişkilerde, hareketlerde ve ortak bir ritimde şekilleniyor.
John Donne’un Veda: Yas Tutmayı Yasaklayan şiirindeki pergel metaforu serginin düşünsel çıkış noktalarından biri. Bir ayağı sabitken diğer ayağıyla genişleyen bir hareketi anlatıyor. Burada bir taraf köklenmeyi, diğer taraf keşfetmeyi temsil ediyor. Yön değil, ritim arayan bir deneyimden söz ediliyor. İki aşığın görünmez ama kopmaz bağı gibi, sergideki hareket de merkezinden uzaklaşsa bile ona sadık kalıyor. Bu yaklaşım adanın doğasıyla da örtüşüyor. Leros, bir yandan sabit bir yer, bir yandan da sürekli değişen bir ritim. Denizle, rüzgarla ve hafızayla birlikte adanın sınırları esniyor. Anlatılar parçalı ama birbirine bağlı bir bütün oluşturuyor.
Sergi, doğrusal bir anlatıdan kaçınarak hareketin, kırılmanın ve dönüşümün etkin olduğu bir alan yaratıyor. Alejandro Jodorowsky’nin “psikobüyü” kavramından ilhamla, dönüşüm burada düşünceyle değil, eylemle, sembolle ve sezgiyle gerçekleşiyor. Yapıtlar açıklamak için değil, var olmak ve yankı bulmak için üretiliyor. Tıpkı kuşun bir cevabı değil, şarkısı olduğu için ötmesi gibi. Deniz ve ada da bu ritmi taşıyor. Birbirinden ayrı düşünülemeyen, birbirini tamamlayan ama sürekli değişen iki unsur olarak var oluyorlar. Bazen deniz adaya sınır çiziyor, bazen ona ulaşımı mümkün kılıyor. Kimi zaman ada korunup kapsanıyor, kimi zaman ise açıkta bırakılıyor.
Künye:
1. Gülsün Karamustafa
2. Margharita Chiarva