
Judith Butler’ın toplumsal çatışmalarda şiddete ve şiddetsizliğe başvurmanın siyasi ve etik boyutlarını tartıştığı kitabı Şiddetsizliğin Gücü - Etik-Politik Bir Düğüm, Başar Ertür’ün çevirisiyle Metis Yayınları tarafından yayımlandı.
Butler; şiddetsizlikten yana tavır alıyor ve meşru şiddet tekelini elinde tutan aktör olarak devletin şiddet tanımındaki muğlaklığı kendi amaçları doğrultusunda nasıl kullanabildiğini gösterirken, bir yandan da şiddetsizliği savunmak için yeni bir tasavvur geliştiriyor ve şiddetsizliği toplumsal eşitliğin bir gereği olarak temellendiriyor. Şiddetin özsavunma olarak meşrulaştırılmasında sorunlu bulduğu sınırı, kimin “öz”, yani “biz” olarak tanımlanageldiğini ve bu sınır var olduğu sürece şiddeti özsavunmayla gerekçelendirmenin nasıl bir dışlama, dolayısıyla eşitsizlik yarattığını tartışıyor. Yine eşitlik açısından, bütün yaşamların aynı derecede önemli addedilmesi için insanlar daha hayattayken “yası tutulabilirliğin” nasıl pay edildiğini düşünmeye çağırıyor. Klasik sözleşmeciliğin temelinde yatan bireyciliğin eleştirisiyle birlikte, Butler şiddetsizliği karşılıklı bağımlılığın kaçınılmazlığına dayandırıyor.
“Şiddetsizlik savunusu, siyasal yelpazenin her kesiminden şüpheci tepkilerle karşılaşıyor. Solda, radikal toplumsal ve iktisadi dönüşümün ancak şiddetle mümkün olduğunu iddia edenler olduğu gibi, daha ılımlı bir yaklaşımla, bu tür değişimi sağlayabilmek için şiddetin elde bulundurmamız gereken taktiklerden biri olduğunu söyleyenler de var. Şiddetsizliği, ya da şiddetin araçsal veya stratejik kullanımını savunan argümanlar ileri sürmek mümkün, ama bunların kamusal olarak tartışılabilmesi için öncelikle neyin şiddet neyin şiddetsizlik teşkil ettiği konusunda genel bir uzlaşmanın var olması gerekir. Şiddetsizliği savunanların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri “şiddet” ve “şiddetsizlik”in tartışmalı terimler olması. Örneğin kimileri yaralayıcı söz edimlerini “şiddet” olarak adlandırırken, kimileri ise dilin açıktan tehdit durumları hariç hiçbir zaman tam anlamıyla “şedit” addedilemeyeceğini iddia ediyor.” (Kitaptan)