İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 2007–2036 Bienal Sponsoru Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen 18. İstanbul Bienali’nin mekânları duyuruldu.
“Üç Ayaklı Kedi” başlığıyla 20 Eylül-23 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek 18. İstanbul Bienali’nde 40’ın üzerinde sanatçının eserleri Beyoğlu-Karaköy hattında, 8 farklı mekânda görülebilecek. Sabit bir sergi mekânı olmayan İstanbul Bienali, her edisyonunda farklı mekân kullanımıyla İstanbul’la ilişkisini yeniden tanımlıyor. İlk ayağı 20 Eylül’de başlayacak üç yıllık 18. İstanbul Bienali’nin mekânları da küratör Christine Tohmé’nin oluşturduğu kavramsal çerçeveyle ilişkili bir yaklaşımla belirlendi. Bienalin ilk ayağında çok sayıda mekânın kullanılması sergi ziyaretine çeşitlilik katarken, mekânların birbirlerine yakınlıkları bütünlüklü bir bienal deneyimi sunacak.
“Beyoğlu-Karaköy hattında şekillenen bienal rotasındaki her mekân, İstanbul’un geçmişinden bugününe uzanan hikâyeleriyle bienalin çok katmanlı anlatısına katkıda bulunuyor.
İstanbul’un çok kültürlü geçmişinin tanıklarından biri olan Galata Rum Okulu, İstanbul Bienali ziyaretçilerinin aşina olduğu bir yapı. 1885’te inşa edilen ve resmi olarak 1910 yılından 1988 yılına kadar Galata’daki Rum cemaatine eğitim kurumu olarak hizmet veren bina, 2012 yılında bir kültür-sanat mekânı olarak yeniden işlevlendirildi. 1. İstanbul Tasarım Bienali (2012), 15. İstanbul Bienali (2017) ve çeşitli sergilere ev sahipliği yapan okul, 2019-2024 arasında geçirdiği kapsamlı restorasyonun ardından bu yıl yeniden bienal mekânları arasına katılıyor.
Yolun biraz daha ilerisinde, Karaköy’de yeniden gün yüzüne çıkan bir yapı olarak izleyicilere kapılarını ilk kez açacak olan Zihni Han da 18. İstanbul Bienali’nin başlıca duraklarından biri. Bir zamanlar ticaretin ve zanaatın kalbinde yer alan ve İstanbul’u Doğu Akdeniz’e bağlayan liman bölgesinde bulunan han, bienal mekânları arasında yer almak üzere yenilenerek yeniden kamusal bir varlık kazanıyor.
Zihni Han’ın Fındıklı yönünde, biraz ilerisinde, Meclis-i Mebusan Caddesi’nde 35 numarada yer alan binanın zemin katı da bu yıl yeniden bir sanat alanı olarak işlev kazanarak bienal mekânı olarak kullanılacak. Binanın zemin katında yer alan galeri, 2016’daki 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin mekânları arasındaydı.
Zihni Han’a çok yakın bir konumda bulunan Muradiye Han da Karaköy’ün tarihi dokusu içinde yer alan, 20. yüzyıl başlarına ait önemli bir diğer mimari yapı. Kapsamlı restorasyonu 2021 yılında tamamlanan binanın zemin katı, bienale ev sahipliği yapacak mekânlar arasında yerini aldı. Muradiye Han’ın tam karşısında bulunan, bugünkü adıyla Galeri 77 de bienal rotasının duraklarından birini oluşturuyor. Yine aynı civarda yer alan ve bir zamanlar şekerleme ve dondurma külahı üretimi yapılan Külah Fabrikası da 18. İstanbul Bienali’nde bir sanat mekânı olarak izleyicilere kapılarını açacak.
18. İstanbul Bienali kapsamında bir yerleştirmeye ev sahipliği yapacak Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi de Karaköy-Beyoğlu arasında, Boğazkesen Caddesi üzerinden yürüyecek bienal izleyicilerinin soluklanacağı bir durak olacak. Binanın yer aldığı arsa, 1869 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Aziz Vincent de Paul’ün Hayırsever Kızları Cemiyeti’ne yetimhane olarak kullanılması için tahsis edilmişti. 1937 yılına kadar yetimhane olarak faaliyetlerini sürdüren yapı, 2015 yılındaki 14. İstanbul Bienali’ne de ev sahipliği yapmıştı.
Bienalin Beyoğlu’ndaki durağı ise İstiklal Caddesi üzerinde Osmanlı ve Avrupa mimari unsurlarını harmanlayan eklektik cephesiyle simge bir yapı olarak öne çıkan Elhamra Han. İstanbul Bienali’ne ilk kez ev sahipliği yapan Elhamra Han, 1827 yılında İstanbul’un ilk tiyatro salonlarından biri olarak inşa edilmişti. Yıllar içinde birçok farklı işlev üstlenen altı katlı yapının ikinci katındaki karşılıklı iki daire, bienal mekânı olarak kullanılacak.”
18. İstanbul Bienali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.