NELER OLUYOR
  • 19-08-2019

    Amerika’da bulunan Baltimore Museum of Art, Women’s Suffrage’ın (kadınların oy kullanma hakkı) 100. yılına ithafen 2020 boyunca sürecek olan kadın sanatçılara adanmış bir sergi planladıklarını duyurdu. Daha önce duyurulan Joan Mitchell retrospektifine ilave olarak Candice Breitz tarafından yapılmış bir video gösterisi, 19. yüzyılda Lakotalı kadınların yaptığı yerli Amerikan eserleri ve Katharina Grosse’a ayrılmış büyük bir bölüm de sergiye dahil olacak.

    2019 sonbaharının başında kadınların başrolde olduğu 13 adet kişisel sergi ve 7 adet tematik gösteri düzenleyecek olan müze, “2020 Vizyonu” adlı girişimin olağanüstü bir biçimde yetenekli kadın sanatçıların seslerini, anlatılarını ve yaratıcı yeniliklerini tanımak için başlatıldığını açıkladı. Müzenin yöneticisi Christopher Bedford ayrıca amaçlarının tartıyı yeniden dengelemek ve kadınların katkılarının, hâlâ hak ettikleri akademik ve kamusal değeri almadıklarının altını çizmek olduğunu belirtti.

    0
    0
    1347
  • 18-08-2019

    The New York Times son zamanların popüler dizi platformu Netflix’ten bir izlenmesi gerekenler seçkisi yayımladı. Komediden dramaya, fantastikten animasyona, Netflix’te izleyebileceğiniz dizilerin kısa bir listesi aşağıda sizi bekliyor.

    ​Listede dikkat çeken diziler arasında American Crime Story, Big MouthBlack MirrorBojack HorsemanBreaking BadCall the MidwifeDeath NoteFriendsMad MenThe Magicians, MindhunterOrange Is the New BlackPose, Outlander, Star Trek:Next Generation ve Sherlock gibi pek çok yapım yer alıyor. Listenin tamamına ve New York Times yazarlarının diziler hakkında yorumlarına https://www.nytimes.com/interactive/2019/arts/television/best-tv-shows-on-netflix.html?rref=collection%2Fsectioncollection%2Farts adresi üzerinden ulaşabilirsiniz. 

    0
    0
    6007
  • 18-08-2019

    Amerikalı sanatçı Paul Cristina; yağ, karakalem ve bir panele takılmış resimleri kullanarak perçinlenmiş ve karıştırılmış figüratif portreler oluşturuyor. Sanatçının şu anda New York’ta bulunan Booth Gallery’de bir grup gösterisinde sergilenen eserleri yapının bozumundan ve yeniden inşasından ilham alıyor.

    ​Sanatçı son çalışmalarında çocukluğumuzda, ergenliğimizde ve yetişkinliğimizde sıklıkla çeşitli yollara doğru aşılanmamız fikrinden ilham alıyor. Eserlerle ilgili “Bazı ‘aşılama metotları’ diğerlerine göre daha bariz ve normalleştirilmiş olsa da hâlâ gizli tutulan ve zararlı olanlar da var” şeklinde yorumlar yapılıyor.

    0
    0
    1877
  • 17-08-2019

    İngiliz-Kanadalı sanatçı David Spriggs, tabakalama yöntemiyle transparan sayfaların üzerine akrilik yerleştiriyor ve ortaya izleyicileri yakalayan eserler çıkıyor. Sanatçı, çeşitli figürlerden gök cisimlerine kadar uzanan boyanmış özneleri bu oluşumların içine yerleştiriyor. Kurulumların görsel kalitesiyse pek çok farklı perspektifi yansıtıyor.

    ​Sanatçının Gold (Altın) adlı kurulumu, altın rengin hâkim olduğu, ters çevrilmiş bir piramitsel yapının içine asılmış transparan sayfaların katmanlarına resmedilmiş 11 adet sarı-altın renklerinde insan figüründen oluşuyor. New York Stock Exchange (New York Menkul Kıymetler Borsası) binasının ön cephesindeki Pittura Infamante’yi (batırma portre) andıran Gold, zirvedeki kapitalizmin görkemini ters çevirerek, şu an bulunduğu kırılgan durumu ortaya çıkarıyor. Eser, evrensel varlık piramidinin içindeki her geçen gün genişleyen adaletsizliğe ve seçili azınlığın elinde bulunan aşırı zenginliğe ve güce gönderme yapıyor. 

    0
    0
    1856
  • 15-08-2019

    Benedetto Bufalino adlı Fransız sanatçı bir objenin işlevine dair algılarımızı yıkmak için halka açık kurulumlar gerçekleştiriyor. Eserleri arasında havuza çevrilmiş bir halk otobüsü ya da akvaryuma çevrilmiş bir telefon kabini görmek mümkün. Son projeleri memleketi Fransa’daki pek çok alanı işgal ediyor. Sanatçı, kırmızı bir arabayı sokak yemeği aracına bile dönüştürebiliyor.

    ​Sanatçının eserleri için “çevremizdeki objeleri bozarak ya da gasp ederek tasarımı, sanatı ve mimariyi kullanarak bizlere içinde yaşadığımız çevrenin işlevselliği üzerine bir yansıma, oyun sunuyor” yorumları yapılıyor. 

    0
    0
    1420
  • 13-08-2019

    Dünyaca tanınan sanatçı Roger Ballen, daha önce gün yüzüne çıkmamış Woodstock fotoğraflarını yayımladı. Festivale 19 yaşında Nikon kamerasıyla giden sanatçı şimdiye kadar festivalden yalnızca tek bir fotoğraf yayımlamıştı. Toplumun dışında kalmış insanların sarsıcı portreleriyle tanınan sanatçı, yaklaşık 40 yıldır evi edindiği Güney Afrika’dan önce Woodstock festivalini resmediyordu.

    ​Sanatçı Berkeley Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’nde birinci sınıfı tamamladıktan sonra 1969 senesinde sadece müziğin keyfine varmak için değil, oradaki deneyimini belgelemek için Woodstock festivaline katıldı. Ailesinden hediye gelen Nikon FTN kamerasıyla üç film bitiren Ballen, çektiği fotoğraflardan yalnızca birini yayımladı. Yakın zamanda New York Times’ın istediği üzerine 50 yıldır bakmadığı negatifleri çıkaran Ballen’ın fotoğrafları bu vesileyle ilk kez yayımlandı.  

    0
    0
    2029
  • 13-08-2019

    Angelo Musco adlı İtalyan asıllı sanatçı fotoğrafı çekilmiş çıplak insan bedenlerini var olan ya da hayal ürünü mimari yapıları/manzaraları inşa etmek için kullanıyor. Ortaya çıkan sonuç ise gerçek anlamda yaşamla dolup taşan yapılar ve manzaralar. Sanatçının stüdyosu bu sonbaharda çıkacak yeni projesi ‘’The Land of Scars’’a (Yara İzlerinin Diyarı) bir ön izlenim sunuyor. Proje, sanatçının önceki işlerine göre daha kişisel ve çalkantılı bir çalışma.

    Sanatçının stüdyosu “Eski Mısırlılar kendi cennet bahçesi versiyonlarına girebilmek için hayatlarının sonunda kalplerinin bir tüye karşı tartılacağına inanırlardı. İnançlarına göre eğer kalbin bir tüyden hafifse sevdiklerinle dolu olan güzel bir yere girebilirdin ama eğer kalbin karanlık ve ağırsa giremezdin.’’ diyor.

    ​Kalpleri karanlık insanlara ne olduğu düşüncesi sanatçının hayal dünyasını kaplıyor, kendi kalbine bakmasını ve kendisinde iz bırakan bütün insanları düşünmesini sağlıyor. Bunun üzerine Musco eski sevgililerine, arkadaşlarına ve aile üyelerine ulaşarak kendisi için bu özel projede poz vermelerini istiyor. Bu süreç boyunca ilk kez hem doğumundan hem de 2018’de humerus kemiğinin kırılmasına neden olan kazadan izleri taşıyan kendi vücudunu da çalışmasına dahil ediyor.

    0
    0
    1676
  • 13-08-2019

    Geçtiğimiz hafta hayata veda eden Toni Morrison’ın yayımlanışının 30’uncu yılında başyapıtı niteliğindeki eseri Beloved (Sevilen)’ın tüm dünyadaki 75 farklı kapağı bir araya getirildi.

    ​Morrison, başta 1988’de Pulitzer Ödülü olmak üzere pek çok ödül alan Sevilen’de bir kadının çocuklarını köle olmasınlar diye öldürmesini anlatıyor. Roman şimdiye kadar yazılan en büyük Amerikan romanlarından biri olarak görülüyor. Romanın doğum günü onuruna dünya çevirilerinde kullanılan kapaklar LITERARY HUB’dan Emily Temple tarafından bir araya getirildi.

    Tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    2016
  • 09-08-2019

    1991 yapımı Barry Sonnenfeld imzalı eksantrik bir aileyi ele alan The Addams Family’nin (Addams Ailesi) animasyon versiyonundan ilk fragman yayımlandı. Yönetmen koltuğunda Conrad Vernon ve Greg Tiernan’ın oturduğu filmi seslendirecekler arasında Oscar Isaac, Charlize Theron, Chloe Grace Moretz, Finn Wolfhard, Nick Kroll, Bette Midler ve Allison Janney yer alıyor. Ürkütücü ve çılgın The Addams Family, 13 Aralık’ta vizyona girecek.

    https://www.youtube.com/watch?v=rDmHpW681mg

    0
    0
    1914
  • 09-08-2019

    Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi, 23 Temmuz’da “Point of No Return” başlığı altında Doğu ve Batı Almanya’ya uzanan bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturdu. Bundan 30 yıl önce Berlin Duvarı’nın yıkılması için gösteri ve protestoların merkezine dönüşen Leipzig, bu yönüyle sergiyle de önemli bir bağ kuruyor. Sergi o dönemler Doğu Alman sanatçısı olarak anılan 60 isme ve yaklaşık 300 esere ev sahipliği yapıyor.

    ​Duvarı aşmaya çalışırken yaşanan vurulmaları eserlerinde ima ettiği gerekçesiyle bir dönem tutuklanan Rainer Bonar’dan Doğu Almanya üniversitelerinde sanat profesörlüğü yapan Willi Sitte’ye kadar pek çok isim sergi kapsamında bir araya geliyor. Ellen Fuhr’a ait Mauerlandschaft (1990), Hubertus Giebe’nin rejime isyan eden bir anarşisti resmettiği 1989/1990 yapımı eseri ve Moritz Götz’ün The Revolution adlı çalışmalarını da sergi kapsamında görmek mümkün. Öte yandan, Doğu Almanya sanatçıları ve yaşadıklarına odaklanan Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi’nin Arno Rink, Bernhard Heisig ve Erich-Wolfgang Hartzsch‘ın eserleri için solo sergi hazırlıklarına başladığı biliniyor. “Point of No Return” sergisi, 3 Kasım’a kadar Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. 

    0
    0
    1451
DAHA FAZLA
Geldanlage