Bu yıl 71'.si düzenlenen ve televizyon sektörünün Oscar’ı olarak anılan Emmy Ödülleri’ni kazananlar açıklandı. 2018-2019 sezonundaki televizyon programlarına verilen ödüller, Amerika’nın Los Angeles kentindeki Microsoft Tiyatrosu’nda yapılan törenle sahiplerine verildi. Törende HBO ve Netflix dizileri ön plana çıkarken; 12 ödülle Game of Thrones en fazla ödülün kazananı oldu. Törende Chernobyl 10, The Marvelous Mrs. Mailsel’se 8 farklı dalda ödüllendirildi.

Bu yıl birçok sürprize ev sahipliği yapan Emmy Ödülleri’nde “En İyi Drama” dalında ödülü Game of Thrones aldı. 31 dalda ödüle aday gösterilen GOT, büyük bir başarı elde etti. Son sezonuyla beklentilerin uzağında kalsa da Game of Thrones, televizyon dünyasına getirdiği yeni solukla unutulmazlar arasında yer aldı. GOT’nun bu alandaki rakipleri Pose, Ozark, Succession, This is Us, Bodyguard, Killing Eve ve Better Call Saul idi. Ayrıca dizideki başarılı performansıyla Peter Dinklage, dördüncü kez “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Emmy Ödülü”nün sahibi oldu.

Sonucu merakla beklenen ödüllerden birisi de “En İyi Komedi”ydi. Ödülü Barry, Russian Doll, Schitt’s Creek, The Good Place, The Mrvelous Mrs. Maisel ve Veep’in elinden Fleabag aldı.  Bu yıl en başarılı görülen yapımlardan birisi olan Fleabag’in başrol oyuncusu Phoebe Waller-Bridge de bu ödülü daha önce sekiz kez kazanan Julia Louis-Dreyfus’u geçerek “En İyi Kadın Komedi Oyuncusu” seçildi.

71. Emmy Ödülleri bu yıl da bir ilke imza attı. Pose dizisinde etkili bir performans sergileyen Billy Porter, drama dalında “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünün sahibi oldu. Porter, bu ödülle birlikte Emmy Ödülleri tarihinde ödül alan ilk açık eşcinsel olarak tarihe geçti.

Törenin ilginç çekişmelerinden birisi drama türündeki “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünde oldu. Ödülü Emilia Clarke, Robin Wright, Viola Davis, Sandra Oh, Mandy Moore ve Laura Linney gibi güçlü rakiplerini geçen Jodie Comer kazandı. Killing Eve’deki performansıyla ödülü kazanan Comer, kazanacağını düşünmediği için anne babasını törene davet etmediğini de konuşmasında belirtti.

En İyi Drama Dizisi: Game Of Thrones
En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Jodie Comer (Killing Eve)
En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Billy Porter (Pose)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Drama): Julia Garner (Ozark)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama): Peter Dinklage (Game of Thrones)
En İyi Mini Dizi: Chernobyl
En İyi Mini Dizi Kadın Oyuncusu: Michelle Williams (Fosse/Verdon)
En İyi Mini Dizi Erkek Oyuncusu: Jharrel Jerome (When They See Us)
En İyi Mini Dizi Yardımcı Kadın Oyuncu: Patricia Arquette (The Act)
En İyi Mini Dizi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ben Whishaw (A Very English Scandal)
En İyi Komedi Dizisi: Fleabag
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi): Phoebe Waller-Bridge (Fleabag)
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi): Bill Hader (Barry)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Komedi): Alex Borstein (The Marveloues Mrs. Maisel)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Komedi): Tony Shalhoub (The Marvelous Mrs. Maisel)
En İyi Komedi Senaryosu: Fleabag (Episode 1)
En İyi Yarışma Programı: RuPaul’s Drag Race
En İyi Drama Yönetimi: Ozark
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama): En İyi Drama Senaryosu: Nobody Is Ever Missing
En İyi Varyete Skeç Dizisi: Saturday Night Live
En İyi Varyete Talk Show: Last Week Tonight With John Oliver
​En İyi TV Filmi (Bandersnatch (Black Mirror) 

Amazon, J. R. R. Tolkien’in aynı adlı eserinden sinemaya da uyarlanan Yüzüklerin Efendisi’nin televizyon uyarlaması için çekimlere önümüzdeki aylarda Yeni Zelanda’da gerçekleştirileceğini açıklandı. 

Toplamda maliyeti 1.3 milyar Yeni Zelanda doları bulacak dizi için Orta Dünya evreni yeniden inşa edilecek. Bu maliyetle birlikte Yüzüklerin Efendisi serisi, bugüne kadar çekilmiş en pahalı dizi olarak tarihe geçecek.

​Öte taraftan yeni televizyon dizisinin çekimleri için hazırlıklar Yeni Zelanda’da da yakından takip ediliyor. Dizi, kültürel olduğu kadar ekonomik olarak da Yeni Zelanda ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Daha önceki filmlerin de yönetmeni olan Peter Jackson, Hobbit serisi için de yaklaşık 161 milyon Yeni Zelanda doları harcamıştı.

The Beatles grubunun üyelerinden Paul McCartney ile evlenmeden önce çektiği rock gruplarının portreleriyle tanınan Linda McCartney’nin 1970’li yıllardan itibaren çektiği yüzlerce polaroid fotoğraf kitaplaştırılıyor. Kitapta özellikle McCartney çiftinin aile ve ev yaşamı gözler önüne seriliyor.

​​Linda McCartney: The Polaroid Diaries, McCartney’nin 1970’lerin başlarından 1990’ların ortalarına kadar uzanan geniş bir fotoğraf koleksiyonunu okurlarla buluşturuyor. 1968’de Rolling Stone’un kapak fotoğrafını çeken ilk kadın fotoğrafçı olan Linda McCartney, Paul McCartney ile olan evliliğinden sonra vaktini daha çok ailesi ve The Beatles üyeleriyle geçirdi. Eserde tüm bu geçişlerin izini sürmek ve birçok kişi tarafından örnek gösterilen McCartney çiftninin evliliklerine tanık olmak mümkün.

The Guardian, birçok eleştirmen ve film endüstrisi çalışanıyla yaptığı geniş kapsamlı bir anket sonucunda “21. Yüzyılın En İyi Dizileri”ni açıkladı. Listede Mad Men’den Broad City’e kadar 100 yapıma yer verildi.

The Guardian’ın açıkladığı anket sonuçlarına göre 21. yüzyılın en iyi televizyon dizisi 1999 ile 2007 yılları arasında boy gösteren The Sopranos. The Sopranos’u 2002 ile 2008 yılları arasında ekranlarda yer alan The Wire izliyor, üçüncülük koltuğunda ise Mad Men yer alıyor.

Listenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

20. yüzyılın önde gelen entelektüel ve yazarlarından olan Susan Sontag hakkında Benjamin Moser tarafından yeni bir biyografi çalışması hazırlandı. Sontag: Her Life and Work adlı kitabın bu hafta Amerika’da piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Oldukça kapsamlı bir şekilde Susan Sontag’ın hayatını konu alan kitap, gerek bir entelektüel gerekse bir sanatçı olarak Sontag’ın çalışmalarını hangi koşullarda ortaya koyduğunu gösteriyor. Sontag’ın inişli çıkışlı hayatında özellikle fotoğrafçı Anni Leibovitz ile olan ilişkisine odaklanan kitap, bize Sontag’ın kişisel hayatına dair birçok önemli bilgi de sunuyor.

Birlikte yer aldıkları Carol filmindeki başarılı performanslarıyla Oscar’a aday olan Rooney Mara ve Cate Blanchett, yeni bir filmde bir araya gelecekler. Mara ve Blanchett, Guillermo del Toro imzalı Nightmare Alley için tekrar ekran karşısında olacaklar. Sonbaharda çekimlerine başlanması planlanan filmde yer alacak bir diğer isim ise Bradley Cooper.

Guillermo del Toro ve Kim Morgan imzalı senaryosuyla merakla beklenen Nightmare Alley, William Lindsay Gresham’ın romanından sinemaya uyarlanan aynı adlı filmin yeniden çevrimi olarak karşımıza çıkacak.

Tasarımcı Fernando Reza, ön-üretimi geçip beyazperdede vizyona girememiş filmler için hayali posterler hazırladı. Tim Burton’ın Superman’inden Alfred Hitchcock’un Kaleidoscope’una kadar uzanan “hayali afişler” internet üzerinden satın alınabiliyor ve yanlarında bir de sahte sinema bileti geliyor.

Seride, Quentin Tarantino’nun Reservoir Dogs ve Pulp Fiction filmlerinden karakterler olan Vic ve Vincent Vega’nın hayatlarına odaklanan The Vega Brothers filminin yanı sıra Shane Carruth’ın A Topiary filmi de yer alıyor. Zamanda yolculuğu ele alan Primer’ın devamı niteliğinde olacak film, yönetmenin neredeyse 10 yıllık çabasına rağmen izleyiciyle buluşamamıştı.

Clair Noto’nun The Tourist’i, Tim Burton’ın Nicholas Cage’in hayat vermesini planladığı Superman Lives’i ve David Lynch’in Ronnie Rocket’i de seride yer alıyor. Lynch, filmini yapımcısı Dino De Laurentiis’in stüdyosunun değerinin çoğunu reklam için riske etmesi ve büyük yapımları durdurması nedeniyle gerçekleştirememişti.

Seri de ayrıca Guillermo del Toro’nun At the Mountains’i, Alfred Hitchcock’un Kaleidoscope’u, Stanley Kubrick’in The Aryan Papers’ı ve Salvador Dali’nin Giraffes on Horseback Salad’ı da yer alıyor. Dali’nin günyüzü göremeyen film bir İspanyol aristokratın seyircinin yüzünü hiç görmediği bir kadına duyduğu aşkı anlatacaktı.

​Seride yer alan son film Orson Welles’in Hearth of Darkness’ı. Welles çıkışını Joseph Conrad’ın aynı adlı romanından uyarlayacağı filmle yapmak istese de sonunda seyircilerle ilk kez Citizen Kane ile buluşmayı seçmişti.

John Constable ve J.M.W. Turner’ın çağdaşlarından Richard Parkes Bonington’ın tüberküloz sonucu 25 yaşında ölmesi, sanatçıyı sanatseverler arasında popüler bir yeri olmasının önüne geçmişti. Şimdiyse, Londra’da bulunan National Gallery’de 19. yüzyılın etkili sanatçısının ender bir manzara resmi görülebilecek.

​Seine Nehri’nde bir sabahı betimleyen resmin 1825 civarında yapıldığı tahmin ediliyor. “Lieu Scheme”in kabul edilmesiyle milli evine dönen resim için galeri 643,365 pound’a anlaştı. İngiltere doğumlu Bonington kısa hayatının büyük bir bölümünü Fransa’da geçirmişti. Romantik dönemin önemli isimlerinden olan sanatçı eserlerinin çoğunda Kuzey Fransa’dan manzaraları betimlemişti. View on the River Seine – Morning (Seine Nehri Manzarası – Gündüz) adlı resim Jean-Baptiste-Camille Corot ve Edgar Degas’ın eserlerine National Gallery’de eşlik etmeye başladı.

Dört yıllık yolculuğunu bu sene final sezonuyla tamamlayacak olan Mr. Robot’tan yeni bir fragman yayımlandı. Sam Esmail’in yönettiği dizinin oyuncu kadrosunda Rami Malek (Eliot Anderson) ve Christian Slater’ın (Mr. Robot) yanı sıra Portia Doubleday, Carly Chaikin, Martin Wallström, Grace Gummer, Michael Cristofer ve BD Wong gibi isimler aynı rollerle devam edecek. Dizinin 6 Ekim’de başlayacak final sezonundan paylaşılan yeni fragmanda ise Elliot’ı Christian Slater’ın canlandırdığı Mr. Robot’la “sınırı aşmak” temalı son bir konuşma yaparken izliyoruz.

​Dizi, çok zeki ama aynı zamanda oldukça dengesiz bir cyber-güvenlik mühendisi ve kanun-dışı hacker Elliot’ın gizemli ortaklarıyla birlikte çalıştığı yozlaşmış şirketi alaşağı etmeye çalışırken uluslararası hakimiyet oyununda anahtar figür hâline gelişini ele alıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=CtJCWRT5fYc

Geçtiğimiz sene Salon’da İstanbullu müzikseverlerle buluşan Cigarettes After Sex, Cry isimli albümlerinden ilk parçayı yayımladı.

Heavenly adlı parça için grubun solisti Greg Gonzales “Bu şarkı, Litvanya’da gördüğüm ve hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiğim bir gün batımından esinlenerek ortaya çıktı.” diye belirtti.

​26 Eylül’de yayımlanacak albümle kurduğu kişisel bağı anlatmak için Gonzales: “Albümü Mallorca Adası’nda bir villada kaydettik. Bizim için bir albümden daha çok bir film gibi oldu. Bu çarpıcı ve egzotik yerde kaydedilen albüm, tüm bu farklı karakterleri ve sahneleri bir araya getirdi ama sonuç olarak romantizm, güzellik ve cinselliği benim için çok kişisel şekilde anlatan bir albüm oldu” şeklinde açıklamada bulundu. 

https://www.youtube.com/watch?v=s1QCL9AGbO0