Necmi Sönmez’in 1945 ile 1965 yılları arasında Paris’e gitmiş ve oradaki sanat oluşumuna katılmış Türk sanatçıların çalışmaları etrafında döneme ışık tutan çalışması Paris Tecrübeleri / École de Paris - Çağdaş Türk Sanatı: 1945-1965, Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Kitap, 1945-1965 yılları arasında Paris’te sanat camiası içerisinde yer alan Hale Asaf, Fikret Mualla, Fahrelnissa Zeid, Nejad Melih Devrim, Avni Arbaş , Selim Turan, Mübin Orhon, Albert Bitran, Tiraje Dikmen, Abidin Dino, Semiramis Zorlu, Hakkı Anlı, Erdal Alantar ile arada Paris’e gelip giden İlhan Koman, Şükriye Dikmen, Haşmet Akal, Cihat Burak, Adnan Çoker, Adnan Varınca, Güneş Karabuda, Ali Teoman Germaner’in (Aloş) çalışmalarına odaklanıyor.
“Paris’te Galerie Charpentier’de 1954’ten 1963’a kadar her sonbahar düzenlenen “École de Paris”, Galerie Arnaud’da 1955’de izlenen “17 Peintures de la Génération Nouvelle”, Galerie de France’da “Dix Ans de Peinture Française 1945-1955” sergileri o yılların sanat ortamında ortak eğilimleri biraraya getiren etkinliklerdi. O döneme yazıları, etkinlikleriyle eşlik eden yazarların (Charles Estienne, Herta Wescher, Julian Alvard, Michel Ragon, Roger van Gindertaël, Pierre Restany) daha sonra yayımladıkları kitaplarda ortaya koydukları gibi École de Paris sadece 1950’li yıllarda öne çıkan lirik, lekesel soyutun ifade edildiği bir kavram olmadı. Dünyanın birçok bölgesinden Paris’e gelerek etkinliklerini burada sürdüren sanatçılar Fransız sanat ortamını zenginleştirerek, çoğulcu etkiler bıraktılar. Bu sayede dil, cinsiyet, aidiyet gibi ayrıştırıcı faktörlerin yerine geçen “Parislilik” bir üst kimlik olarak değerini korudu.
1945’ten sonra farklı programlarla Paris’e yönelen bazı Türk sanatçılar da bu oluşum içinde yer alarak hem önemli dönemsel sergilere katıldılar hem de açtıkları kişisel sergilerle çalışmalarını uluslararası, eşzamanlı bir diyaloğun konusu içinde savunmayı bildiler.”
Kadri Öztopçu’nun toplumun kıyısında kalmış insanların peşine takılan öykülerinden oluşan kitabı Kimsenin Bilmediği İnsanlar, Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Kitapta, belki fazlasıyla alışkın olunduğu için görülmeyen, belki bile isteye görmezden gelinen insanların yaşantılarına ve iç dünyalarına bir derinlik katan hüzünlü, derin hikâyeler yer alıyor.
“Gözlerimizi kimsenin gelmeyeceğini bildiğimiz alacakaranlık yola dikmiş bekliyoruz. Akşam. Güneşin hükmü artık hiçbir yerde geçmiyor. Gölgeler uzun ve koyu. Kuytular gitgide daha serin. Acıkmış kediler çöp eşeliyor karşı arsada. Bulduklarından mutsuz, çekip gidiyorlar sonra.
Arsa, çocukluğumun arsasına benziyor: Top koşturduğumuz, çelik çomak oynadığımız, kızları kızdırıp saçlarını çektiğimiz. Her gün bir başkasına âşık olduğumuz...
Çok yaşlıyız, diyor sevgilim, vakit çok geç.
Gitmek için mi, kalmak için mi?
Beklemek için.”
Fotoğraf: Erik Witsoe
Başrollerini Angelina Jolie ve Elle Fanning’in paylaştığı 2014 yılındaki uluslarlarası gişe başarsının ardından Malefiz ve vaftiz kızı Aurora, Disney’in merakla beklenen filmi Malefiz : Kötülüğün Gücü’yle beyazperdeye geri dönüyor. Filmde Malefiz ve vaftiz kızı Aurora, yaklaşan bir düğünün onları farklı yönlere çekmesi, beklenmedik ittifaklar ve oyundaki yeni, karanlık güçlerle onları birbirine bağlayan karmaşık aile bağlarını sorgulamaya başlıyor.
“Yıllar Malefiz ve Aurora’ya nazik davrandı. İlişkileri, yeni doğan kalp kırıklıkları, intikam ve eninde sonunda aşkları gelişti. Oysa insanlar ve periler arasındaki kin hala varlığını koruyordu. Aurora’nın Prens Philip ile yaklaşmakta olan evliliği, Ulstead Krallığı’nda ve komşu Moors’ta kutlamaları başlatırken, bu düğün aynı zamanda iki dünyayı birleştirmeye rolünü üstleniyordu. Beklenmedik bir karşılaşma güçlü ve yeni bir anlaşma getirdiğinde ise Malefiz ve Aurora bu Büyük Savaş’ta zıt taraflara ayrılacak, sadakatlerini test etmek ve gerçek bir aile olup olmadıklarını sorgulamalarına neden olacak.”
Çocuklar ve yetişkinler için kaleme aldığı kitaplarıyla geniş bir okur kitlesine sahip Şermin Yaşar’ın yazdığı, Mert Tugen’in çizimleriyle hikâyesine hayat verdiği Abartma Tozu, Taze Kitap etiketiyle yayımlandı.
Bir sabah uyandık ve bizim kasaba toptan delirdi. Annem sağlıklı yaşam uğruna evi dev bir organik tarım alanına dönüştürdü. Babaannem sevimli, minnoş pansiyonunu oteller zinciri yaptı. Babam daha çok para kazanmak için eve uğramaz oldu. Kuzenim ata binerken resim yapmaya, flüt üflerken piyano çalmaya başladı. Yengem temizlikle kafayı bozdu. Kocasını pis diye evden kovdu ve çocuklarını her gün suya yatırdıktan sonra mandalla çamaşır ipine astı. Sevgi Teyze, daha çok sevebilmek için çocuklarını koltuğa bağladı, hepsine aynı kombin kıyafetler giydirdi ve onları sevgi komasına soktu.Fehmi Abi, bilgisayarın başından tuvalete gitmek için bile kalkmadığından hastanelik oldu.
Okulda daha başarılı olmak için teneffüs yapmamaya, hafta sonları da okula gitmeye başladık. Etrafımda bir tane normal insan kalmadı. Ha şimdi diyeceksin ki bir tek sen mi normalsin? Evet, bir tek ben normalim. Neyse ki mücadeleci bir ruhum var. Bu kasabadaki insanlara bir süper kahraman lazımsa o kesinlikle benim. Koca kasabada yanımda olan tek kişi, Tevfik Kılıkırkyarar. Gerçi o da çok normal değil ama olsun, o da insan.
SALT ve Başka Sinema iş birliğiyle gerçekleştirilen gösterim programı kapsamında son 5 yıldan ödüllü yapımlar izleyiciyle buluşacak. SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da 9 Temmuz’dan 6 Ağustos’a dek Türkçe altyazılı gösterimler her salı saat 19.00’da gösterilecek. Sebastián Silva’nın Nasty Baby (Yaramaz Bebek) (2015) filmiyle başlayacak program herkesin katılımına açık ve ücretsiz olacak.
Program:
9 Temmuz Salı, 19.00
Sebastián Silva, Nasty Baby [Yaramaz Bebek], 2015
İngilizce; Türkçe altyazılı (101 dakika)
65. Berlin Uluslararası Film Festivali Teddy Ödülü
16 Temmuz Salı, 19.00
Dominique Rocher, La nuit a dévoré le monde [Gece Dünyayı Yuttuğunda], 2018
Fransızca, Norveççe, İngilizce; Türkçe altyazılı (93 dakika)
37. Molins Film Festivali Jüri Özel Ödülü
23 Temmuz Salı, 19.00
İngilizce; Türkçe altyazılı (110 dakika)
66. San Sebastián Film Festivali FIPRESCI Ödülü
45. Gent Film Festivali Georges Delerue En İyi Film Müziği Ödülü
30 Temmuz Salı, 19.00
Hubert Canaval, Macht Energie. Energized [Enerji], 2014
İngilizce; Türkçe altyazılı (92 dakika)
6 Ağustos Salı, 19.00
Jean-Luc Godard, Adieu au langage [Dile Elveda], 2015
Fransızca, İngilizce, Almanca; Türkçe altyazılı (70 dakika)
67. Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü - Palm Dog Ödülü
Adrian J. Walker’ın insanın maddi ve manevi dayanma kabiliyetini anlatan romanı Kıyamete Koşanlar Kulübü, İthaki Yayınları tarafından 12 Temmuz’da yayımlanacak.
Asteroitler dünyaya çarpmıştı, dünyanın sonu geliyordu… ve Edgar Hill eşinden, kızından, yeni doğan oğlundan sekiz yüz kilometre uzaktaydı. Ailesiyle arasında harap olmuş topraklar, tehlikeli yağmacılar, münzeviler, uçak enkazları, sular altında kalmış şehirler vardı. Bir araç bulmanın, bulsan bile o araçla ilerlemenin mümkün olmadığı bu yolculukta Edgar ya sonuna kadar koşacak ya da ailesini kaybedecekti. Sorumluluktan kaçınmak için bahaneler bulduğu günler geride kalmıştı, kıyamet buradaydı artık.
“İlk adımdan, kasların ilk hareketinden, ilk nöronun ateşlemesinden önce bir seçim yapmanız gerekir: Durmaya devam et ya da harekete geç.”
Bu yıl 18’incisi düzenlenen Kadıköy Belediyesi Çocuk Tiyatro Festivali, 16 – 29 Temmuz tarihleri arasında Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro’da çocukları tiyatro ile buluşturacak.
İki hafta sürecek programda çocuklar, her akşam saat 21.00’de açık havada tiyatro izleme deneyimi yaşayacak. Oyunlar için davetiyeler, her oyunun etkinlik günü 14.00 ile 18.30 saatleri arasında Kadıköy Belediyesi’nin Caddebostan Kültür Merkezi, Kozyatağı Kültür Merkezi, Halis Kurtça Çocuk Kültür Merkezi ve Süreyya Operası gişelerden temin edilebilecek.
Festival Programı:
16 Temmuz Salı
Sihirli Oyuncaklar (Altınok Çocuk Tiyatrosu 3+)
17 Temmuz Çarşamba
Küçük Prens (Anyamanya Kumpanya 7+)
18 Temmuz Perşembe
Tavşan Aranıyor (Atta Festivali 3+)
19 Temmuz Cuma
Oyun Avcısı (Tiyatro Bozok 3+)
20 Temmuz Cumartesi
Bremen Mızıkacıları Yeni Dünya Bandosu (Çizgi Kukla Tiyatrosu 3+)
21 Temmuz Pazar
Kaplumbağa Ve Tavşan (İstanbul Çocuk Sanat 3+)
22 Temmuz Pazartesi
Merhaba Gölgem (Mask–Kara Tiyatrosu 5+)
23 Temmuz Salı
Canavar Var Mı Yok Mu? (Ginko Tiyatro 4+)
24 Temmuz Çarşamba
Rapunzel İle Beyaz Atlı Prensi (Sarıyer Sanat Tiyatrosu 4+)
25 Temmuz Perşembe
Ormanın Şarkısı (Tiyatro Alkış 3+)
26 Temmuz Cuma
Soğuktan Korkmayan Tek Kuş (Tiyatro Gülgeç 5+)
27 Temmuz Cumartesi
Ödlek Aslan Müzikali (Tiyatro Kronik 3+)
28 Temmuz Pazar
Kurbağa Prens (Uygur Çocuk Tiyatrosu 3+)
29 Temmuz Pazartesi
Renk Renk Ülkesi (TiyatrOPS 3+)
Pi Artworks Istanbul, yaz döneminde Nejat Satı’nın sanat ve doğa kesişiminde yer alan solo sergisi “Wild Flowers”ı ağırlıyor. Satı’nın sanat ve doğa kesişiminde konumlanarak yabani çiçekleri renk açısından ele aldığı kişisel sergisi 10 Temmuz- 10 Ağustos tarihleri arasında ziyaret edilebiliyor. Soyut yaklaşımdaki çalışmalardan oluşan ve sergiye ismini veren eser serisini ilk defa ve beraber sunan “Wild Flowers”, ziyaretçileri galeride soyut bir florayı deneyimlemeye davet ediyor.
Uzun bir süreden sonra Nejat Satı’nın hem toplumsal hem de estetik nedenlerden kaynaklı olarak kullandığı siyahtan (Karanlıktaki Işık, 2017), renklere geri döndüğü haberini veren sergide, sanatçının son dönem çalışmalarına ait eserler ilhamlarını doğrudan doğadaki yabani çiçeklerden alıyor. Çöl, orman ve benzeri zor koşullara uyum sağlayabilen bu bitkiler, varoluşları için insana hiçbir ihtiyaç duymayan türlerden oluşuyor.
Feminist yazar ve düşünür Simone de Beauvoir’ın kaleme aldığı bir aşk romanı olan Mandarinler, İlkay Kurdak’ın çevirisiyle, Alfa Yayınları tarafından yayımlandı.
Savaş zamanı Paris’inde bir grup arkadaş Alman işgalinin sonunu kutlamak ve geleceklerini planlamak için toplanırlar. Goncourt Ödüllü, epik bir romans ve felsefi bir manifesto olan Mandarinler; Sartre, Camus gibi dönemin entelektüel devlerinin portresini neredeyse kötücül bir hassasiyetle çizer.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen, her yıl bir öncekinden daha fazla festivalciyi kendine çeken Big Burn İstanbul iki yılda toplam 45 binden fazla müzikseveri ağırladı.
Mavi ve yeşilin kucaklaştığı eşsiz doğa, geniş kamp alanı ve bungalov evlere sahip Şile Woodyville Treehouses, 3 gün boyunca 26-27-28 Temmuz'da elektronik müzikseverlere ev sahipliği yapacak.
Big Burn İstanbul’un Festival lineup’ına son eklediği isimler şöyle: Adiel, Antigone, Behrouz, Be Svendsen, Carlita, Francesca Lombardo, Ilario Alicante, Len Faki, Marco Resmann, Mind Against, Monoloc, Matthew Dekay, Oceanvs Orientalis, Ruede Hagelstein ve geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği efsane performansı dillerden düşmeyen yetenekli Peggy Gou.
Festivalin ilk açıklanan isimleri ise global elektronik müzik sahnesinin yıldızlarıydı: Clapton, Damian Lazarus, David Mayer, Dubfire, Guy Gerber, Joachim Pastor (live), N’TO (live), Nastia, Recondite (live), Stephan Bodzin, Woralks.