GÜNDEM
  • 22-09-2025

    Art On İstanbul, Zeki Demirkubuz’un “Hayatta ve Fotoğrafta En İyi Pozu Yalnızlar Verir” başlıklı kişisel sergisini 18 Ekim’e kadar Piyalepaşa’daki mekânında sanatseverlerle buluşturacak.

    Zeki Demirkubuz sabitlenmiş karelerle farklı coğrafyalara yayılmış anları kullanarak yalnızlık bağlamında düşünsel bir alan açıyor. Sergide yer alan seçki, dramatik yapı ve görsel yönlendirmelerden uzak durarak, yalın ve müdahalesiz bir bakışın izini sürüyor. Fotoğraflar, herhangi bir anlatıya yaslanmadan yalnızlığın doğrudanlığıyla var oluyor; izleyiciye, söz üretmeyen ama duygu taşıyan bir sessizlikten süzülen anlarla karşılaşma zemini sunuyor. Hazırlıksız, biçim verilmemiş hâller; çevre, boşluk ve ışıkla kurulan ilişkiler; yönetmenin Avrupa, Amerika, Asya coğrafyalarını taradığı karelerle yalnızlık bakışını belirginleştiriyor. Bu bakışta poz yok, duruş var. Zeki Demirkubuz’un sinemasındaki içe dönük tavır, fotoğraflarında “anlatısızlık” olarak yeniden tanımlanıp, içselleştirilmiş bir sahicilik prensibine tutunuyor.

    Zamanın askıya alındığı, akışı var eden yansımalar; izleyiciyi yalnızlıkla bireysel bir sorgu alanına davet ediyor. “Hayatta ve Fotoğrafta En İyi Pozu Yalnızlar Verir”, Zeki Demirkubuz ve küratör Ebru Yılmaz’ın yalınlığı estetik bir tercih olmaktan öte, bakışın etik bir disiplini olarak ele aldıkları bir yalnızlık anlatısının seçkisini sunuyor.

    Künye:
    1. Zeki Demirkubuz Sofya, Bulgaristan, 2022 Archival pigment print on Hahnemühle fine art paper Hahnemühle fine art kağıt üzerine arşivsel pigment baskı 100 x 115 cm Ed. 5+1 Ap (Av.1)
    ​2. Zeki Demirkubuz Guanajuato, Meksika, 2015 Archival pigment print on Hahnemühle fine art paper Hahnemühle fine art kağıt üzerine arşivsel pigment baskı 150 x 202.5 cm Ed. 5+1 Ap (Av.1)

    0
    0
    15564
  • 22-09-2025

    Hülya Soyşekerci ile Barış İnce’nin hazırladığı, insanlığın ilk hikâyelerinden öyküyü sanat yapan üstatlara uzanarak öykücülüğü ana hatlarıyla ele alan bir kılavuz eser olan Öykü Atlası, Delidolu’dan çıktı.

    Guy de Maupassant, Anton Çehov, Virginia Woolf, Sabahattin Ali, Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal’ın öykülerini Feyza Hepçilingirler, Hülya Soyşekerci, Mehmet Atilla, Barış İnce çözümlüyor kitapta. Öykünün ilk nasıl ortaya çıktığından türün tarihine ve gelişimine hareketli şekil, resim ve tablolar eşliğinde açıklık getiren kitap, edebiyatın kalbine benzersiz bir keşif yolculuğu vadediyor. Kitabın resimleri de Zeynep Özatalay’a ait.

    “Hikâyeler, binlerce yıllık sözlü ve yazılı anlatım serüveni boyunca çokça değişti, gelişti. Efsaneler, destanlar modern bir kalıba girdi. Adına da öykü dendi. Romandan farklı olarak kısa, vurucu ve bir o kadar da yoğun bir edebî tür ortaya çıktı. Düz yazının şiiriydi sanki! Bazı öykülerde olay, bazılarında ise kısacık bir zaman dilimindeki ruh hâlleri dikkat çekti. Kimi yazarlar ''ben'' diye başladı söze, kimileri ise ''o''. Kim yazarsa yazsın anlatılan, tüm insanlığın öyküsü oldu.

    Öykü, dünyada ve ülkemizde yepyeni tekniklerle etki alanını genişletirken belleklere kazınmış yapıtlarıyla türü büyüten isimler de oldu. Öykü Atlası, işte bu büyük ustaların unutulmaz eserlerinden yola çıkarak insan ruhunun derinliklerine dokunuyor ve bizim, sizin, hepinizin hikâyesini anlatmaya devam ediyor...”

    0
    0
    911
  • 22-09-2025

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Paribu sponsorluğunda düzenlenen Filmekimi’nin programı belli oldu.

    Filmekimi bu yıl İstanbul’da 3-12 Ekim tarihleri arasında Atlas 1948, Cinewam City’s Nişantaşı, Kadıköy Sineması ve Paribu Art’ta gerçekleşecek. Filmekimi, İstanbul’un yanı sıra Ankara’da 9-12 Ekim, Eskişehir’de 16-19 Ekim ve İzmir’de ise 23-26 Ekim tarihlerinde sinemaseverlerle buluşacak. Gösterimler ise Ankara’da Kült Kavaklıdere, Eskişehir’de Sinema Anadolu, İzmir’de ise Paribu Cineverse Konak Pier İzmir’de yapılacak.

    Filmekimi’nde bu yıl Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan’ı kazanan Father Mother Sister Brother / Baba Anne Kız Kardeş Erkek Kardeş, Cannes’da Altın Palmiye’yi kazanan It Was Just An Accident / Görünmez Kaza, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan The Secret Agent / Gizli Ajan, Toronto’da Uluslararası Halkın Seçimi olan No Other Choice / Başka Yolu Yok, Karlovy Vary’de Büyük Ödül kazanan Better Go Mad in the Wild / Doğada Delirmek Daha İyi, Berlin’de Andrew Scott’a Gümüş Ayı kazandıran Blue Moon / Mavi Ay gibi yapımların yanı sıra tanınmış yönetmenlerin merakla beklenen yeni filmleri izleyicilerle bir araya getirecek.

    Usta yönetmen Paolo Sorrentino, Toni Servillo ile yeniden bir araya geldiği La Grazia’da çok sevilen bir cumhurbaşkanının tartışmalı kararlarını mercek altına alıyor. Lynne Ramsay, Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson’lı Geber Aşkım’da annelik, aşk ve akıl sağlığı üzerine sarsıcı bir dram aktarırken; Yorgos Lanthimos’un Emma Stone’lu Bugonia’sı, sürprizli bir gerilim-bilimkurguyla modern dünyaya keskin bir eleştiri yöneltiyor. Yılın en çok konuşulan filmlerinden Ari Aster imzalı Eddington, Joaquin Phoenix ve Pedro Pascal’ı pandemi günlerinde modern yaşamın kabusuna sürüklüyor. Guillermo del Toro, çocukluk hayalini gerçekleştirerek Mary Shelley klasiği Frankenstein ile görkemli bir uyarlamaya imza atıyor.

    Filmekimi’nde iki filmi bulunan Richard Linklater Mavi Ay ile Broadway’in perde arkasına nostaljik bir bakış sunuyor; Yeni Dalga’da ise Fransız Yeni Dalgası’nın efsanevi filmi Nefes Nefese’nin doğuş hikâyesini aynı teknikleri kullanarak anlatıyor. Cannes’da En İyi Senaryo ödülü kazanan Dardenne Kardeşler’in Genç Anneler filmi, hayata tutunmaya çalışan genç kadınların hikâyelerini anlatırken, Sergei Loznitsa Stalin döneminde adalet arayışını konu alan İki Savcı ile uzun bir aradan sonra kurmacaya dönüyor. Noah Baumbach’ın yönettiği ve George Clooney ile Adam Sandler’ın başrolleri üstlendiği Jay Kelly, Venedik’te dünya prömiyerini yaptı. Filmin parlak oyuncu kadrosunda ayrıca Laura Dern, Billy Crudup, Riley Keough, Grace Edwards, Stacy Keach, Jim Broadbent, Patrick Wilson, Eve Hewson, Greta Gerwig ve Alba Rohrwacher da yer alıyor.

    Alman auteur Christian Petzold, Aynalar No.3: Okyanusta Bir Tekne’de kırılgan ilişkiler ve sırları odağa alırken, Brezilyalı yönetmen Kleber Mendonça Filho Gizli Ajan’da casusluk ve siyasal baskıyı güçlü bir görsellikle harmanlıyor. Park Chan-wook’un karanlık kara komedisi Başka Yolu Yok, The Squid Game’den tanıdığımız Lee Byung-hun’un etkileyici performansıyla öne çıkarken, Kirill Serebrennikov imzalı Josef Mengele’nin Kayboluşu, “Ölüm Meleği” olarak bilinen cani doktorun Güney Amerika’daki yıllarını takip eden çarpıcı bir tarihsel dram sunuyor. Macaristan’ın Oscar adayı Yetim ise kendi çocukluğundan esinlenen László Nemes’in Venedik’te prömiyerini yapan son filmi. Altın Lale ödüllü yönetmen Joachim Trier, Manevi Değer’de aile, hırs ve sanatsal yaratıcılığın gölgelerini incelikle işliyor. Gazze’den seslenen üç etkileyici yapıt da Filmekimi programında yer alıyor. Kaouther Ben Hania’nın Venedik’te Gümüş Aslan dahil birçok ödül kazanan ve Tunus’un Oscar adayı olan filmi Hind Rajab’ın Sesi, Sepideh Farsi’nin Cannes’da ACID programında prömiyerini yapan belgeseli Yüreğini Eline Al ve Yürü ve Tarzan & Arab Nasser’in western türündeki Bir Zamanlar Gazze’de filmi program kapsamında izleyicilerle buluşacak.

    Bu yıl 44. İstanbul Film Festivali’nde ödül kazanan üç film de Filmekimi programında yer alıyor: En İyi Senaryo ödüllü O da Bir Şey mi (Pelin Esmer), En İyi Yönetmen ödüllü Yeni Şafak Solarken (Gürcan Keltek) ve En İyi Erkek Oyuncu (Nazmi Kırık) ödüllü Uçan Köfteci (Rezan Yeşilbaş). Ayrıca Can Evrenol’un dünya prömiyerini yapacak kara komedisi Cam Sehpa ve Ceylan Özgün Özçelik’in Gamze Arslan’ın Ben Evlat Kız Evlat öyküsünden uyarladığı kısa filmi Ada da programda yer alıyor.

    ​Filmekimi biletleri İstanbul, Ankara, Eskişehir ve İzmir için 23 Eylül Salı günü 10.30’da başlayacak Lale Kart üyeleri için indirimli ön satışların ardından, 26 Eylül Cuma günü 10.30’da Passo üzerinden genel satışa açılacak. Program hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1246
  • 22-09-2025

    Ayşe Betil’in izleyicileri çok katmanlı bir yolculuğa çıkardığı “İz ile Düş Arasında Bir Yer” başlıklı kişisel sergisi 26 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında Ortaköy Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda sanatseverlerle buluşacak.

    “İz ile Düş Arasında Bir Yer” sergisinde, Ayşe Betil’in yaklaşık 60 eser yer alıyor. Yağlı boya, kara kalem ve karışık tekniklerden oluşan çalışmalar, sanatçının üretim sürecindeki çeşitliliği gözler önüne seriyor. Betil’in önceki sergilerine kıyasla daha “pop” bir atmosfer taşıyan bu sergi, izleyicilere yalnızca görsel çeşitlilik değil, aynı zamanda farklı duygusal katmanlar sunmayı hedefliyor.

    “Deneyim Alanları 

    Sergi, izleyicilere üç farklı özel deneyim alanı aracılığıyla sesleniyor:

    1.Senden Sonra Alanı 

    Bu bölüm, sanatçının bir önceki sergisi ile ‘Senden Sonra’ kitabı arasında kurulan bir bağ niteliği taşıyor. Kitapta yer alan resimler izleyiciyle buluşturulurken, öykülerden birinin kısa film uyarlaması projeksiyon aracılığıyla mekâna yansıtılacak. Kitabın kendisi ise özgün bir yerleştirme eşliğinde sergi alanında yer alacak.

    2.Ayna Odası

    Tamamı aynalarla kaplı bu alan, izleyiciyi kendi varlığıyla yüzleştiren klostrofobik bir deneyim sunuyor. Mekâna eşlik eden rahatsız edici ve tetikleyici müzik, duygusal yoğunluğu artırarak yüzleşme hissini derinleştiriyor.

    3.Yansımalar Alanı

    Sanatçının gündelik hayattan çektiği ‘yansıma’ fotoğraflarına ayrılan bu bölüm, serginin deneysel bölümlerinden biri olarak öne çıkıyor. 

    Sanatçının Kaleminden

    ‘Bir şeyin aynısı, o şeyin kendisi değildir.’

    ‘Her resim ve her fotoğraf hem bir şeyin izi hem de zihnimde kalan izlenimin bir yansımasıdır. Bakan göz ise sadece gördüğüyle kalmaz; iz, düşe dönüşür.

    İzler, benim elimden çıktı. Düş ise sizin içinizde oluşacak. Bu iki hâl arasında, hiçbir zaman sabitlenemeyen ve her bakışta değişen bir alan var; İz ile düş arasında bir yer…’”

    0
    0
    796
  • 22-09-2025

    Johanna Lumme’nin yazıp resimlediği, çocuklara iklim krizi konusunda farkındalık kazandırmayı amaçlayan resimli kitap serisi “Orman Ahalisi”nin ikinci kitabı Orman Ahalisi: Bahçenin Gizemi, Nil Deniz Çidanlı’nın Fince aslından çevirisiyle Dinozor Çocuk’tan çıktı.

    Bir grup sevimli hayvanın maceralarıyla çocuklar yaşadıkları dünyaya karşı farkındalık kazanacaklar. Orman Ahalisi bu defa, şehirde taze meyve ve sebze bulmanın kıymetini bilen iyi niyetli “meyve düşkünü” Tilki’yle bir ortaklık kuruyorlar. Paylaşmanın ve dayanışmanın güzelliğini anlatan Orman Ahalisi: Bahçenin Gizemi’nde küçük bir “meyve aşırma” hikâyesi, şehirde herkesin taze meyve ve sebzeye ulaşabileceği çok tatlı bir organizasyona dönüşüyor.

    “Zürafa Kornelius şehre yerleşmekte zorlanır. Orman ahalisi şehre yerleşmiştir ama Kornelius kendini tamamen işe yaramaz hisseder. Ormanda öğrenilen becerilerin şehirde hiçbir faydası yok gibi görünür ona. Üstelik biri Orman Köşkü’nün bahçesinin meyvelerini toplamaya başlamıştır. Kornelius, meyve hırsızını kovalarken yeni şeyler öğrenmenin çok zor ama bir yandan da çok eğlenceli olduğunu deneyimler.”

    0
    0
    928
  • 21-09-2025

    Londra’nın ünlü gruplarından shame, 26 Ekim’de Blind’da müzikseverlerle buluşacak.

    Sahnenin sınırlarını yerle bir eden, post-punk’ı duygusal bir krizle buluşturan shame, Blind sahnesinde konser verecek. 2018’de çıkış albümleri Songs of Praise ile punk’a yeniden vahşilik kazandıran shame, 2021’deki Drunk Tank Pink ile iç dünyalarının labirentlerine daldı. Şimdi ise, 2023 çıkışlı üçüncü albümleri Food for Worms ile, “kendi içinden çıkıp etrafındaki dünyaya bakan” bir grup olarak dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Albümde dostluk, hayal kırıklığı, umutsuzluk, kabullenme ve tutkulu bağlar; kirli gitarlar, keskin sözler ve yırtıcı sahne enerjisiyle bir araya geliyor. Prodüktör koltuğunda efsane Flood (Nick Cave, U2, Foals) yer alırken, albümdeki her şarkı canlı kaydedildi.

    ​%100 Müzik Sunar: shame konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Portrait, Credit: Jamie Wdziekonski

    Tag: Blind, shame
    0
    0
    900
  • 21-09-2025

    Ozan Ünal’ın “Rüya Hissi Süsler, Hafıza Anıyı” başlıklı yeni sergisi, 21 Ekim-9 Kasım tarihleri arasında Artopol organizasyonu ile İstanbul, Ortaköy Hüsrev Kethüda Hamamı’nda sanatseverlerle buluşacak.

    Ozan Ünal, “Bir Var-lık Bir Yok-luk” sergisinde gerçeğe coğrafi, ekonomik ve siyasi düzlemden bakarak, gördüklerinin sertliğini, vahşiliğini, kötülüğünü ve dayanılmazlığını izleyiciye sundu.  “Rüya Anıdan Sayılır mı?” başlıklı bir sonraki sergisinde gerçeğin bu yaralayıcı, çıplak yüzünü ve tekliğini reddetmiş ve onun başka yerlerde, başka şekillerde de aranıp bulunabileceğini savundu. Gerçeğin karşısına kendi yarattığı gerçeği çıkartarak, iki ayrı gerçeği anıların potasında eritip kaynaştırdı.

    Bu defa, “Rüya Hissi Süsler, Hafıza Anıyı” sergisinde ise Ozan Ünal gerçeği reddetmek ya da yerine yenisini yaratmaktansa, onu algımızı değiştirerek yenilemeyi deniyor. Bir yandan gerçeği gölgesinden arındırırken, bir yandan da gerçeğin görünüşündeki bozulmanın izlerini sürüyor. Dahası, gerçeği kendi eliyle bozuyor. “Rüya Hissi Süsler, Hafıza Anıyı” gerçeğin dövülmüş, kaynatılmış, sıvanıp zımparalanmış; ancak bozularak, yani yeniden yaratılarak içe sinecek duruma getirilmiş hâlini gözler önüne seriyor.

    ​“Rüya Hissi Süsler, Hafıza Anıyı” sergisi, sanatçının son dönem üretimlerinden oluşan seçkiyi bir araya getirirken, aynı zamanda 18. İstanbul Bienali’nin paralel etkinlikleri kapsamında da izleyiciyle buluşuyor.

    0
    0
    1281
  • 21-09-2025

    Hyunam-Dong Kitabevi kitabının yazarı Güney Koreli yazar Hwang Bo-Reum’un modern yaşamın karmaşası içinde okurunu sadeleşmenin, yalnızlığın ve iç huzurun değerini yeniden düşünmeye davet ettiği kitabı Sade Bir Hayat, Müge Kübra Oğuz’un Koreceden çevirisiyle Athica Yayınları tarafından yayımlandı.

    Sade Bir Hayat, yazarın kendi deneyimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı deneme tadında yazılardan oluşuyor. Kitabın girişinde yazar sadeleşmenin onun için ne ifade ettiğini şöyle özetliyor: “Okumak, yazmak, yürümek, yemek, temizlik yapmak ve spor yapmaktan ibaret hayatımı ifade etmek için bundan daha uygun bir kelime bulamadım: Sadelik.”

    ​Kitap, iş yaşamının temposundan uzaklaşıp, yazarlık yolculuğuna dönen bir kadının gündelik hayatı üzerinden “basit yaşamanın” anlamını tartışıyor. Okumak, yazmak, yemek pişirmek, ev düzeni kurmak, yalnızlığın tadını çıkarmak gibi gündelik ayrıntılarda saklı mutlulukları ön plana çıkarıyor.

    0
    0
    1163
  • 20-09-2025

    İstanbul Modern Sinema, yeni sezonuna “Doğruluk mu Cesaret mi” başlıklı özel seçkisiyle 25 Eylül’de başlıyor.

    İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş.’nin sponsorluğunda ve Goethe Institut katkılarıyla hazırladığı yeni programında spordan politikaya; film gösterimlerinden panellere, sanal gerçeklik deneyimlerinden yapay zekâ atölyelerine uzanan çok katmanlı bir içerik sunuyor.

    “Doğruluk mu Cesaret mi?” programında öne çıkan filmler arasında; Berlin’de futbol oynayan Türkiye kökenli genç kadınların kimlik, entegrasyon ve aidiyet mücadelesini konu alan Aysun Bademsoy’un Oyun Değiştiriciler (Spielerinnen) ile İstanbul Film Festivali’nde SİYAD En İyi Film Ödülü’nü kazanan Emine Yıldırım’ın Gündüz Apollon, Gece Athena filmi, Chris Marker’in teknolojinin insanlık ve tarih algımızla ilişkisini araştıran Beşinci Seviye ve Miguel Gomes’e geçen yıl Cannes Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandıran Büyük Yolculuk yer alıyor.

    Program, akademi ve sanat dünyasından konukların katılımıyla gerçekleşecek paneller aracılığıyla izleyiciyi; iktidar oyunlarından video oyunlarına, çocukluktan sporda anlam arayışına uzanan etkileşimli tartışmalara davet ediyor. Panel katılımcıları arasında ise oyuncu, yönetmen ve senarist Onur Saylak, psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, yönetmen-senarist Deniz Tortum gibi isimler yer alıyor.

    ​“Doğruluk mu Cesaret mi” seçkisi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1069
  • 20-09-2025

    Dubai merkezli AWC Contemporary, farklı coğrafyalardan gelen çağdaş sanatın temsilcilerinden oluşan uluslararası sanatçı kadrosu ile Contemporary Istanbul 2025’te sanatseverlerle buluşuyor.

    AWC Contemporary, 24-28 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Contemporary İstanbul’da yükselen ve uluslararası çağdaş sanatçılarıyla yer almaya hazırlanıyor. Bu yıl fuarda AWC Contemporary çatısı altında 11 sanatçı, farklı disiplinlerdeki üretimleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak. Galeri, fuar boyunca bu sanatçıların eserlerini sergileyerek izleyicilere hem estetik hem de düşünsel açıdan güçlü bir deneyim sunacak.

    Bu yıl fuarda AWC Contemporary’nin yeni imzalanan sanatçılarından Joana Vasconcelos, BREAKFAST (Andrew Zolty) ve Carole Feuerman ön plana çıkıyor. Vasconcelos, kimlik, kadınlık ve tüketim kültürüne odaklanan eserleriyle (Ostfriesland, Valkyrie Seondeok), BREAKFAST doğadan elde edilen gerçek zamanlı verilerle ürettiği kinetik işleriyle (Spectral Flashback serisi), Feuerman ise hipergerçekçi heykelleriyle (Serenity, Temptation) Contemporary Istanbul’da izleyicilerle buluşacak.

    Fuarda ayrıca, Simay Kışlaoğlu’nun Rönesans ve Barok’tan esinlenen portreleri (Queen of Illusions, Red Gambit), Sefa Catuk’un mitoloji ve toplumsal hafızayı güncel bağlamda ele alan çalışmaları (The Last Supper, 2025) ve Mesut İkinci’nin günlük yaşamın görünmeyen mikro-şiddetini yansıtan Nappers adlı eseri sergilenecek. Samuel Nnorom’un toplumsal yapıları Ankara kumaşlarıyla işlediği Together the Better çalışması, Jake Michael Singer’ın kolektif hareket ve mitleri yeniden kurguladığı Murmurations serisi ve Mert Ege Köse’nin denge ile sürekliliği araştıran dairesel heykelleri de fuar kapsamında yer alacak. Server Demirtaş, kinetik heykelleriyle hareket ve form ilişkisini keşfeden çalışmalarıyla, Vildan Hoşbak ise gündelik nesnelerden yola çıkarak hafıza, kimlik ve mekân üzerine ürettiği işleriyle fuarda yer alacak.

    Galeri bünyesinde uluslararası küratöryel projelerden sorumlu olan küratör Ayça Okay’ın katkılarıyla geliştirilen bu çalışmalar, sanatçıların uluslararası sahnede görünürlüğünü artırırken farklı kültürlerden gelen üretimlerin bir arada nasıl yeni diyaloglar yaratabileceğini de ortaya koyuyor.

    Künye:
    1. Joana Vasconcelos, GIPSY, 2015 Handmade woollen crochet, fabrics, ornaments, ornaments, LED, bevelled mirror, painted wooden frame, power supply unit, polyester, plywood 210 x 211 x 310 cm
    2. Sefa Catuk., The Last Supper | Son Akşam Yemeği 2025 Oil on Canvas | Tuval üzerine Yağlıboya 300 x 150 cm
    ​3. Vildan Hoşbak, THE FEAST OF EARTHLY DELIGHTS, 2025 Miniature Mixed Media 83 x 54 x 77 cm

    0
    0
    1046
DAHA FAZLA
Geldanlage