GÜNDEM
  • 22-02-2025

    Selçuk Artut’un son dönem eserlerinden oluşan “Hayalet Uzuvlar” başlıklı kişisel sergisi, 5 Nisan'a kadar Piyalepaşa’da bulunan Zilberman | Selected’da sanatseverlerle buluşuyor.

    Selçuk Artut’un “Hayalet Uzuvlar” sergisi, görsel algının iç içe geçmiş karmaşık yapısına ışık tutuyor. Sergi görsel algı, alan ve beden arasındaki bilinç sınırlarını kırarak, yokluk ile varlık arasındaki kırılgan ilişkiyi keşfediyor. İsmini fizyolojik, psikolojik ve nörolojik bir fenomenden alan “Hayalet Uzuvlar”, ampute edilmiş bir bedenin algısının sınırlarını sorguluyor. Merleau-Ponty tarafından incelenen kavram, bedenin yalnızca fiziksel parçalardan oluşmadığını, aksine algı ve eylem yoluyla dünyada yer alan canlı ve dinamik bir varlık olduğunun altını çiziyor. “Hayalet uzuv” metaforuna dayanan sergi, görsel algıyı vücudun bir uzantısı olarak ele alıp öznel deneyimin oluşmasında algı ve bedenin rollerini irdeliyor.

    ​“Hayalet Uzuvlar”, izleyiciyi algının çok katmanlı yapısında bir yolculuğa davet ediyor. İstikrarın, birliğin ve zamansızlığın arketipleri olarak kabul edilen geometrik desenler, kültürel ve entelektüel geçmişin hayalet kalıntıları olarak yeniden biçimleniyor. Sergi, nesnelerin yapıbozuma uğramış formlarını ortaya koyarak, orijinal bütünlüklerinin yankıları olan hafıza eserlerine dönüştürüyor.

    ​Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz, Zilberman İstanbul’un izniyle.

    0
    0
    2183
  • 22-02-2025

    Güzin Ayan’ın hayatın içindeki kısacık anlardan topladığı öykülerinden oluşan ilk öykü kitabı Olsa Olsa Dünya, İthaki Yayınları’ndan çıktı.

    Bu öykülerde; insan olmanın dayanılmaz sancısına, aşkın yıkıcı tavırlarına, yaratma eyleminin hem öldüren hem de can veren hâllerine bulayarak var ediyor kahramanlarını Ayan. Yurdundan göçen yurduna dönüyor, evlatlar aileleriyle yüzleşiyor, tomar tomar kâğıtlar sahibini bulmak için sandıklarda bekliyor, kadınlar imgelerin peşinde, yazdıkça yazıyorlar.

    “Kendimi daha nasıl oyalayacağımı bilmiyordum. Tramvayın sinyal düdüğünü duydum, kaç durak kalmış diye kapı üzerindeki durakları saydım. Yolum uzundu, bu yabancı ve suskun kalabalık içinde eve varana kadar daha çok oyalanacaktım. Hikâyemi kendime anlatamayacak, kendime yine geç kalacaktım.”

    0
    0
    530
  • 21-02-2025

    Azerbaycan merkezli elektronik müzik ikilisi Call It, İçindəki Balıq isimli yeni albümünü BBI Music Co. etiketiyle müzikseverlerle buluşturdu.

    Phase42 (Javid) ve Unseen (Ilgar) tarafından Bakü’de kurulan grup, darkwave, synthwave, EBM ve post-punk unsurlarını harmanlayarak farklı bir atmosfer yaratıyor. Karanlık melodileriyle dikkat çeken grubun İçindəki Balıq albümü insanın en derin korkularıyla yüzleşmesini anlatan metaforik bir hikâyeye odaklanıyor. Albüm, akıntılar arasında kaybolmamak için mücadele eden bir balığın karanlık sulara inişini ve bilinmeze olan cesur yolculuğunu anlatıyor. Kimi zaman kaotik, kimi zaman hipnotik melodilerle bezenen bu albüm varoluşun en dip noktalarına inip yeniden doğmayı anlatıyor.

    Call It’in İçindəki Balıq isimli yeni albümünü buradan dinleyebilirsiniz.

    İçindəki Balıq
    “Nizam”
    “İstəmsizcə”
    “Bir gün”
    “Oyan”
    “İnsanlar”
    “Dəli”
    “Düşdü qaranlıqlar”
    “İçindəki balıq”
    “Xaos”

    Künye:
    Söz: Javid Habibli
    Müzik: Javid Habibli, İlgar Salimli
    Prodüktör: İlgar Salimli
    Kapak Tasarımı: Khan Jafarli
    ​Label: BBI Music Co.

    0
    0
    587
  • 21-02-2025

    Eldem Sanat Alanı’nın Eskişehir’de yaşayan ve üretimlerini burada sürdüren sanatçıları desteklemek, çalışmalarını görünür kılmak, araştırmaları canlı tutmak ve kapsayıcı diyalogları güçlendirmek amacıyla bu yıl ikinci kez düzenlediği LOKAL02 açık çağrısına başvurular başladı.

    30 Mart’a kadar başvuru yapılabilecek çağrının bu yılki seçici kurulunda sanatçı ve akademisyen Prof.Dr. Hayri Esmer, kültür yöneticisi ve Hayy Açık Alan kurucu ortağı Saliha Yavuz, küratör ve SAHA Direktörü Serra Yentürk ile Sinopale Koordinatörü ve Hal Kolektif üyesi Yiğit Bahadır Kaya yer alıyor.

    Değerlendirme sürecinin ardından seçilen sanatçılar, 21 Haziran - 21 Aralık 2025 tarihleri arasında Eldem Sanat Alanı Dalyancı Konağı’nda gerçekleşecek LOKAL02 sergisinde yer alma fırsatı bulacak.

    LOKAL02’nin başvuru koşulları ile ilgili ayrıntılı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

    Afiş Tasarım: Emirhan Arslan
    Fotoğraf Kredisi: Barış Aras, Elif Çakırlar (flufoto)

    0
    0
    1114
  • 21-02-2025

    Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nin Atlas Publishing Lab iş birliğiyle düzenlediği “Yazar-Editör Sohbetleri” serisi 27 Şubat akşamı Maxime Rovere ve Türker Armaner’i ağırlıyor.

    “Yazar-Editör Sohbetleri” serisi iki felsefeci, yazar ve çevirmeni, Maxime Rovere ve Türker Armaner’i bir araya getiriyor. Buluşmada, felsefi düşüncenin edebi metinlerde ve düzyazıdaki varlığı, türler arasındaki bulanık sınırlar, yazma edimi ve felsefe çevirisi gibi konular ele alınacak.

    ​27 Şubat Perşembe saat 18.00’de Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek etkinlik ücretsiz olacak ve rezervasyon alınmayacak. Etkinlik dili İngilizcedir.

    0
    0
    739
  • 21-02-2025

    Ceren Gündoğdu, uzun süredir üzerinde çalıştığı Işık Olur Gözlerin isimli ikinci stüdyo albümünü müzikseverlerle buluşturdu.

    Geçtiğimiz yıllarda “Beni Affet” ve “Kapı” gibi şarkılarıyla beğeni toplayan Ceren Gündoğdu, Işık Olur Gözlerin albümünde nostaljik tınıları, derin sözleri ve etkileyici melodileri harmanlıyor. Albümün açılış şarkısı “Burdayım Ben”, sanatçının müziğe ve insani bağlara duyduğu inancı vurgularken, dinleyicilerine güçlü bir duygusal yolculuk vaat ediyor. Gündoğdu, Işık Olur Gözlerin albümünü “incinmiş kalplere bir ninni” olarak tanımlıyor.

    Albümde yer alan 12 şarkıdan 11’inin söz ve müziği Gündoğdu’ya ait. Ayrıca albümde sanatçının annesine ait, 90’lardan günümüze ulaşan ve bugüne dek hiç yayımlanmamış özel bir şarkı olan “Sevdan Ateşten Gömlek” de yer alıyor. Bu albümde Ceren Gündoğdu’ya 20’yi aşkın müzisyen eşlik etti. Canlı enstrüman kayıtlarıyla oluşturulan albüm, modern prodüksiyon anlayışıyla insan dokunuşunu ve birlikte müzik yapma kültürünü onurlandırıyor. Prodüksiyonda Adi Rotem, Polen, Kaan Arslan, Özgür Akgül, Altuğ Öncü ve Gündoğdu’nun imzası bulunuyor. Albümde yer alan her şarkıya Taha Balta yönetmenliğinde klip çekildi. Görsel dünyasıyla da dikkat çeken albümün fotoğrafları ise Mesut Yazıcı’ya ait.

    ​Ceren Gündoğdu’nun Işık Olur Gözlerin isimli ikinci stüdyo albümünü buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    719
  • 21-02-2025

    Silva Bingaz’ın “Opus 3c” başlıklı kişisel sergisi 22 Mart’a kadar Öktem Aykut’ta sanatseverlerle buluşuyor.

    2001 yılından beri sürdürdüğü fotoğraf çalışmalarında tarih yüklü ve çok katmanlı mikro coğrafyalarda çalışan Silva Bingaz, kenar yörelerdeki geçici ve güvenliksiz hayatları kayda geçirdi. Özellikle denize temas eden kentlerdeki insan, hayvan ve doğa ilişkilenmelerinin peşine düşen; kıyılara ve hiyerarşiden azade diğer alanlara mahsus savruluşlara ortak olan Bingaz, “Opus 3c” sergisinde 2017 yılında Letonya’yı ziyaretleri sırasında oluşturduğu bir fotoğraf serisini izleyicilere sunuyor. Seri, daha önce İstanbul ve Japonya’da gerçekleştirdiği kıyı serilerinin yoğunluğuna denk bir yük taşıyor. “Opus 3c”, ismiyle hem serinin önceki adımlarına referans veriyor hem de Bingaz’ın sergileme tercihlerinde sadık kaldığı müzikal takibine bir ipucu arz ediyor.

    Silva Bingaz’ın 2015’teki “Balat” sergisinden sonra Öktem Aykut’ta gerçekleştirdiği ikinci kişisel sergisi olan “Opus 3c”nin sergi tasarımı Sevim Sancaktar ve Yavuz Parlar’ın imzasını taşıyor.

    ​Künye: Silva Bingaz, Untitled (From the series Opus 3c) / İsimsiz (Opus 3c serisinden), 2017. Fine Art Print on Hahnemuhle Photo Rag Baryta Paper / Hahnemühle Photo Rag Baryta kağıdı üzerine Fine Art baskı, 80 x 120 cm

    0
    0
    1079
  • 21-02-2025

    Coralie Saudo ve Kris Di Giacomo ikilisinin birlikte hazırladığı, yatağında uyumak istemeyen bir filin komik ve azimli hikâyesini anlatan Uykudan Önce, Ayşegül Utku Günaydın’ın çevirisiyle Uçanbalık’tan çıktı.

    Uykudan Önce; 3 yaş ve üzeri miniklerin içini huzurla kaplayacak bir anlatı sunuyor. Bu kitap hem ebeveynleri ile birlikte uyumakta ısrar eden minikleri bu alışkanlıktan vazgeçirmeye çalışıyor hem de sağlıklı bir yaşam için uykunun önemini fark ettiriyor.

    Tüm çocukların sorduğu o soru! 
    “Bu gece seninle uyuyabilir miyim?”
    Küçük fil de aynı soruyu soruyor ve yatağında uyumamak için kararlı adımlar atıyor.
    Ancak gecesi hiç de hayal ettiği gibi geçmiyor...

    0
    0
    698
  • 20-02-2025

    Fransız bale efsanesi Maurice Béjart’ın zamansız koreografisini, Queen ve Mozart’ın unutulmaz müzikleri ve Versace’nin eşsiz tasarımlarıyla bir araya getiren Ballet For Life gösterisi 7 Mart Cuma ve 8 Mart Cumartesi Volkswagen Arena’da sanatseverlerle buluşacak.

    Dünyaca ünlü bale topluluğu Béjart Ballet Lausanne tarafından sahnelenen Ballet For Life gösterisinin ilk gün biletlerinin tükenmesi üzerine ikinci bir performans daha eklendi. 30 yıldır dünyanın dört bir yanında sahnelenen Ballet For Life, Queen’in kuruluşunun 55. yıldönümünde, efsanevi rock grubunun ve 2007 yılında hayatını kaybeden Maurice Béjart’ın anısına Türkiye’de ilk kez sahnelenecek.

    20. yüzyıla damga vuran yenilikçi dansçı ve koreograf Maurice Béjart tarafından 1987’de kurulan Béjart Ballet Lausanne topluluğunun gösterisi, ilk kez Ocak 1997’de Paris’teki Théâtre de Chaillot’da Madame Chirac, Elton John ve Queen’in hayatta kalan üç üyesi John Deacon, Brian May ve Roger Taylor’ın katılımıyla sahnelendi. 30 yılda onlarca ülkede 400’den fazla performansla seyircinin karşısına çıkan gösteri, o günden bugüne kadar geçen sürede büyüsünü hiç kaybetmedi. Queen’in unutulmaz şarkılarını ve Freddie Mercury’nin eşsiz sesini Mozart’ın ölümsüz melodileriyle buluşturan gösteride, Béjart Ballet Lausanne’ın en yetenekli dansçıları, Gianni Versace tarafından tasarlanan göz alıcı kostümleri içinde Maurice Béjart’ın dâhiyane koreografisini sahneliyorlar.

    Ballet For Life gösterisi, 7 Mart Cuma ve 8 Mart Cumartesi akşamları saat 20.30’da Volkswagen Arena’da sanatseverlerle buluşacak. Etkinliklerin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1005
  • 20-02-2025

    Pera Müzesi, kuruluşunun 20’nci yılını “Samih Rifat: Çok İş Var Yapacak” ve “Marcel Dzama: Ay Işığıyla Dans” adlı iki sergiyle kutluyor. Sergiler 20 Mart’tan 17 Ağustos’a kadar sanatseverlerle buluşacak.

    Samih Rifat: “Çok İş Var Yapacak” - fotoğraflar, filmler, çizimler, şiirler, defterler, kitaplar ve müzik…” başlıklı sergi, kültür dünyasının “hezârfen”i Samih Rifat’ın düşünsel yolculuğunu, disiplinler arası geçişlerini ve şiirsel duyarlılığını ortaya koyarak onun sanat ve düşünce evrenini ziyaretçilere sunacak. Bu sergi aynı zamanda, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın ilk yıllarında vakfın kurucu sanat danışmanlığını üstlenen, Pera Müzesi’nde pek çok diğer projenin yanı sıra Henri-Cartier Bresson ve Josef Koudelka gibi dünyaca ünlü fotoğrafçıların sergilerine de imza atan çok yönlü aydın Samih Rifat anısına, Pera Müzesi’nin 20. kuruluş yılında gerçekleştirdiği bir vefa projesi olma özelliği de taşıyor.

    Rifat’ın başta fotoğrafları ve desenleri olmak üzere tüm yaratım sürecinden bir seçki sunulacak. Rifat’ın, antik dünyaya olan ilgisi, dillerle kurduğu derin bağ ve titiz çeviri anlayışı; küratörlüğünü Serhan Ada’nın, fotoğraf editörlüğünü Esra Özdoğan ve Ahmet Elhan’ın, sergi ve katalog tasarımını Bülent Erkmen’in üstlendiği serginin önemli bölümlerinden biri olarak öne çıkarken; belgeselleri, şiir ve müzikle olan ilişkisi de izleyiciyle buluşacak.

    Marcel Dzama: “Ay Işığıyla Dans - Arkadaşı Raymond Pettibon’dan küçük bir yardımla” sergisinde ise sanatçı Dzama’nın müzik ve dansla harmanladığı renkli hayal dünyasından başlayarak günümüzde dünyanın karşı karşıya kaldığı kötü yönetimler, çevresel yıkım ve savaşların sebep olduğu felaketler çerçevesinde ürettiği eserlerden oluşan seçki ile birlikte, sanatçının uzun zamandır birlikte çalıştığı New York'lu sanatçı dostu Raymond Pettibon ile ürettiği eserler yer alacak.

    Küratörlüğünü Alistair Hicks’in üstlendiği sergi, Dzama'nın sanat pratiğinde öne çıkan üç temel temayı mercek altına alıyor: Yönetimlerin eleştirisi, çevresel yıkım ve savaşların sebep olduğu felaketler. Dzama, bu konuları kimi zaman kara mizahla kimi zaman da salt bir ilham kaynağı olarak değil, bir ortak olarak gördüğü ve aynı ön adı taşıdığı Marcel Duchamp'tan esinlendiği satranç metaforuyla ele alıyor.

    Sanatçının pratiği, yalnızca çizim ve resimle sınırlı kalmıyor; diorama, kukla, kostüm, sahne tasarımı, film, şarkı, fanzin ve heykel gibi pek çok farklı disiplini kapsıyor. Farklı anlatım biçimlerini bir araya getiren bu üretim anlayışı, Dzama’nın dünyasını daha da derinleştirirken, sanatıyla kurduğu ilişkide sınırları ortadan kaldırıyor. Çeşitli projelerde Spike Jonze, Maurice Sendak, Beck, Kim Gordon, Raymond Pettibon, Bob Dylan ve New York City Ballet gibi isimlerle gerçekleştirdiği iş birlikleri de sanatçının çok yönlü yaklaşımını ve geniş ilgi alanlarını gözler önüne seriyor.

    “Çok İş Var Yapacak” ve “Ay Işığıyla Dans”, 20 Mart - 17 Ağustos 2025 arasında ziyaret edilebilecek.

    0
    0
    1139
DAHA FAZLA
Geldanlage