Klasik Fransız chanson tarzının en önemli temsilcilerinden Mireille Mathieu, “60. Anniversary” turnesi kapsamında 20 Şubat 2025’te İstanbul Volkswagen Arena’da, 22 Şubat 2025’te ise Ankara Congresium’da müzikseverlerle buluşacak.
“La Paloma Adieu”, “Mon Crédo” ve “Une Histoire d’Amour” gibi unutulmaz eserleriyle tanınan Mireille Mathieu, “60. Anniversary” turnesi kapsamında İstanbul ve Ankara’da konser verecek. 1200’den fazla şarkıyı 11 dilde seslendiren sanatçı, dünyanın dört bir yanında verdiği konserlerde güçlü vokali ve büyüleyici sahne performansıyla milyonlarca insanı etkiledi. Sanatçı aynı zamanda “Edith Piaf’ın halefi” olarak da anılıyor.
Mireille Mathieu konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
.artSümer, Civan Özkanoğlu’nun “Hepimiz Biliyoruz” başlıklı kişisel sergisini 28 Aralık’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
Sevim Sancaktar’ın küratörlüğünü üstlendiği, Civan Özkanoğlu .artSümer’deki ilk kişisel sergisi “Hepimiz Biliyoruz”, video ve enstalasyonlar aracılığı ile sanatçının pratiğinin temelini oluşturan fotoğraf arşivini yeniden ele alıyor. Sergi, adını sanatçının 2016 tarihli performans işi olan Hepimiz Biliyoruz’dan alıyor ve sergide bir araya gelen video, fotoğraf ve enstalasyonlar, sergiye özgü yaratılan mekân içinde bir mekânda sergileniyor. Gündelik hayatın içinde yer alan absürtlüklere dair gözlemci bir perspektif sunan Özkanoğlu, duyma/duyulma meselelerini, inkâr koşullarındaki toplumsal konuları tartışmaya açarak aktarıyor.
“Hayatın olağan(üstü) akışı, toplumsal konuların koşullara göre değişen veya dönüştürülen algısı ve var olan mekân politikaları nasıl sorunsallaştırılabilir?” Bu bağlamda sergi, izleyiciye hem bireysel hem de kolektif anlamda hafızalaştırmanın imkânları ve vaatleri üzerine düşünmek ve devlet şiddeti, temsil, inkâr ile birlikte sürekli şekillenen toplumsal gerçeklikleri sorgulamak üzere bir alan yaratıyor. Sergi toplumsal olarak ilişkisi yokmuş gibi görünen ya da öğrenilen konulara yeniden bakarak nelerin tekerrür ettiğini keşfetmeye çalışıyor. Kolektif, kültürel ve siyasi hafızamızı oluşturan etmenleri, bildiğimiz ve bilmediğimiz şeylerin kesişiminden hareketle bugün üzerinden yeniden düşünmeye davet ediyor.
Künye:
1. Toroslardan Geriye kalan, 2018 Arşivsel pigment baskı 1/3+1 AP 100x123 cm
2. Kapalı Kapılar ardında, 2012 Arşivsel pigment baskı 1/3+1 AP 100x123 cm
3. Bitki Örtülü, 2024 Arşivsel pigment baskı 1/3+1 AP 100x123 cm
4. Bir Etkinlik Merkezi Olarak Amerika, 2011 Arşivsel pigment baskı 1/5+1 AP 28x35 cm
Amerikalı sanatçı Richard McGuire’ın bir oturma odasında yaşananları geçmişten geleceğe uzanan bir zaman yolcuğuna dönüştürdüğü grafik romanı Burada, Ümit Mutlu’nun çevirisiyle Desen Yayınları tarafından yayımlandı.
The New Yorker dergisinin düzenli çizeri olan McGuire’in Burada’sı ilk kez 1989’da, RAW dergisinin ikinci cildinin birinci sayısında altı sayfalık bir karikatür olarak yayımlandı. Bu çalışma ses getirdi, karikatür ve grafik roman alanında devrim yarattı. 20 dile çevrilen Burada, Oscar ödüllü usta yönetmen Robert Zemeckis tarafından aynı isimle beyazperdeye de uyarlandı.
Burada; Amerika’nın yerlilerinden kolonyal döneme, tarih öncesi çağlardan 2033 yılına uzanarak aynı mekânın farklı zaman dilimlerindeki hâllerinden ilginç kesitler sunuyor. McGuire’ın kendi ailesinin oturduğu evden yola çıkarak tasarladığı kitap, tek bir odanın köşesinden, o odada -ve mekânda- yüzbinlerce yıl boyunca gerçekleşen olaylara tanıklık ettiriyor. Geçmişin hayaletlerini geleceğin düşleriyle buluştururken bugünün endişelerine kayıtsız kalamayan sanatçı, zaman kavramına felsefi bir perspektiften yaklaşmamızı da sağlıyor.
Elektronik müzik sahnesinin öne çıkan gruplarından Kosheen, 25 yıllık müzik kariyerlerini kutlamak için çıktığı turne kapsamında Black Label Events organizasyonu ile 23 Şubat 2025 akşamı IF Performance Hall İstanbul’da konser verecek.
Kosheen, 2001 yılında çıkardığı ilk albümü olan ve platin satış başarısı yakalayan Resist’ten “Hide U” şarkısıyla büyük bir hayran kitlesin ulaştı. Grup, ardından gelen “Catch”, “Hungry” ve “All In My Head” gibi hitlerle başarısını pekiştirdi. Kosheen, drum’n’bass’in breakbeat ritimlerini geleneksel şarkı yazımıyla harmanlayarak Birleşik Krallık ve Avrupa müzik listelerinde zirveye yerleşti ve birçok ödül kazandı. Bu benzersiz tarz, şarkıcı ve söz yazarı Sian Evans tarafından şekillendirildi.
Bir süredir ara verdikleri canlı performanslara 2019’da geri dönen grup, sayısız festivalde ve dünya çapında etkinliklerde yer aldı. O zamandan beri, yeniden yapılandırılmış kadrosuyla performanslar sergiliyorlar.
%100 Müzik Sunar: Kosheen konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Alman ressam Jan Zöller’in “Başkalarıyla Sohbet” başlıklı kişisel sergisi 27 Kasım-29 Aralık tarihleri arasında Dirimart Pera’da sanatseverlerle buluşacak.
Jan Zöller’in İstanbul’daki ilk sergisi “Başkalarıyla Sohbet”, izleyiciyi sanatçının eserleriyle diyaloğa girmeye davet ediyor. Zöller ne soyutlama ne de figürasyondan yana sayılabilecek, keşif odaklı sanatsal yaklaşımını izleyiciye tanıtırken eserleri aracılığıyla görsel anlatının sınırlarını sorguluyor. Sanatçı, soyutlama ile figürasyonu harmanlayan, çok yönlü ve alışılmışın dışındaki resim pratiğiyle tanınıyor. Sergide öne çıkan kuş benzeri figürler, pantolon, ayakkabı ve çarpıcı gagalarıyla insansı varlıklar olarak tasvir edilirken, birbirleri arasındaki kaotik çokseslilikleri ve anlatıları renk ile form katmanları içinde harmanlama özellikleriyle izleyicileri görsel bir diyaloğa çekiyor. Sergi mekânına yerleştirilen sanatçının kendi tasarımı tekerlekli koltuklar ise izleyicileri Zöller’in imge dünyasında fiziksel ve zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor.
“Başkalarıyla Sohbet”, Jan Zöller’in birbirine zıt görsel temaları bir araya getirme yetisini gözler önüne seriyor. Aydınlık ve havadar tonlardan, karanlık alanlara uzanan eserler, şifreleri çözülecek geniş bir iç görü ve keşif alanı tanıyor.
Künye:
1. Aufenthalt (am Morgen) 2024 80 x 100cm
2. Discussion with the others 2024 250 x 200cm
Doktor ve biliminsanı Chris van Tulleken’in besleyici olmaktansa aşırı yemeyi teşvik etmek için tasarlanmış yeni tip yiyeceklerin etkileri üzerine yaptığı kapsamlı çalışması Ultra İşlenmiş İnsanlar, Gökçe Çakmak’ın çevirisiyle Domingo Yayınevi’nden çıktı.
“Neden gıda olmayan şeyler yiyoruz… ve neden vazgeçemiyoruz?” alt başlığında yayımlanan bu kitabı Chris van Tulleken çok sayıda araştırmaya dayanarak ve kendisinin bizzat katıldığı deneyden de faydalanarak hazırladı. Kitap; besleyici olmaktansa aşırı yemeyi teşvik etmek için tasarlanmış yeni tip yiyeceklerin beynimizi nasıl manipüle ettiğini, çocuk yaştan bağımlılık yaratıp vücudumuzu yıkıcı bir şekilde etkilediğini, nasıl sorumsuzca ve serbestçe pazarlandığını ortaya koyuyor.
Lezzet ve kıvam artırıcılar, modifiye nişastalar, hidrolize proteinler, guar zamkı, emülgatörler... İnsanlık bir “yeni gıda çağı”na girdi. Tarihte ilk kez aldığımız kalorilerin büyük kısmı yeni bir kaynaktan geliyor: ultra işlenmiş gıdalardan. Bunlar sadece abur cuburlar değil, daha fazlası: Ultra işlenmiş gıdalar, kendilerini masum, cazip –hatta faydalı– gösteren ustalıklı etiketleriyle, her gün tabaklarımızda daha çok yer kaplıyor. Ve çok azımızın, paketlere küçücük harflerle eklenmiş onca tuhaf isimli şeyi neden yediğimiz ve sağlığımızın bundan nasıl etkilendiği hakkında bir fikri var. Chris van Tulleken, onları iyice tanıyıp, yeme davranışımız ve sağlığımız üzerindeki kontrolü yeniden ele alabilmemiz için yol gösteriyor.
Echoes Sahne ve Ma Platform ortak yapımı Khôra, 2 Aralık Pazartesi akşamı saat 21.00’de DasDas Açık Sahne’de prömiyerini yapacak.
Khôra oyunu, bu dünyanın ve özellikle bu coğrafyanın sanatçıları olarak güncel meseleleri ve reel politiği, bireysel ve sanatçı sorunlarını da odağa alarak “biz şimdi bu koşullar altında nerede duruyoruz?” sorusuna yanıt arıyor. Beden, ses ve metin kullanarak devised yöntemiyle üretilen oyun, seyircinin zihninde yeni sorular ile performanstan ayrılmasını amaçlıyor.
“‘Bir ülkede birlikte yaşamak ne demek? Biz olabilmek ne demek? Bir yeri sahiplenmek ne demek? Bu ülkede sanatçı olmak ne demek? Bir yeri sevmek ne demek? Bir yer ne zaman bizim evimiz olur? Ya da bir eve ihtiyacımız var mı?’
Bu sorulardan yola çıkarak bedende ve sahnede bir arayışa girdik. Ve aynı zamanda bu ülkeye karşı hissettiğimiz güzel duyguları savunamadığımızı düşündüğümüzden, bu hislerin karşılıklarının ve görünümlerinin neler olduğunu araştırdık.”
2 Aralık Pazartesi saat 21.00’de DasDas Açık Sahne’de izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Khôra’nın biletlerine buradan, oyun hakkında ayrıntılı bilgiye ise buradan ulaşabilirsiniz.
Künye:
Yönetmen: Salih Usta
Oynayanlar: Berfu Aydoğan, Ferhat Akgün, Nilsen Arıbaş, Tanıl Yöntem
Dramaturg: Ozan Ömer Akgül
Performans Metni ve Düzenlemeler: Sertaç Sayın
Editör: Büke Erkoç
Hareket Tasarımı: İlyas Odman
Dekor Tasarımı: Cihan Aşar
Işık Tasarımı: Utku Kara
Kostüm Tasarımı: Hilal Polat
Prodüksiyon Direktörleri: İlker Kara, Özgür Doğa Görürgöz
Asistanlar: Aslı Yiğit, Deniz Beste Akdoğdu, Hazal Kuzuloğlu, Yasmin Endaze
Yapımcı: Gökhan Civan
Yapım: Echoes Sahne & Ma Platform
Belmin Pilevneli’nin “Ortalık Durulunca/When the Dust Settles” başlıklı kişisel sergisi 26 Kasım-15 Aralık tarihleri arasında Galeri/Miz’de sanatseverlerle buluşacak.
Küratörlüğünü Senem Çağla Bilgin-Keys’in üstlendiği sergi, varlığın öteki/yan anlamlarını ifşa etmeye ve doğa ile ilişkisini temellendirmeye çalışıyor.
“Ortalık Durulunca” sergisi bitkilerin, suyun ve bulutların organik ve amorf şekillerinden yola çıkarak yapı bozuma uğrattığı kompozisyonları yaşam döngülerini resmederken; patlamaların, düzenin, başlangıçların ve bitişin bitmeyen değişimini yeni hayal dünyaları ve şiirlerle bir araya getiriyor. Pilevneli bu sergisiyle döngülerdeki benzer süreçlere odaklanarak, modern insanın yaşadığı karmaşayı aslında dağılanın tekrardan düzene girebilmesi için oluşmuş fırsatlar olarak gösteriyor. Bu anlamda eserlerinde resmettiği formlar, kullandığı malzemeler ve renk paleti belirli bir arınma hissini, sakinlik ve huzuru ön plana çıkarıyor.
Künye:
1. All Things Come Back Together Explosion mini no 5 small
2. All Things Come Back Together Explosion
3. Blue Whirlpool 2024
4. Scattered into the pink sky copy
Erdal Karakaya’nın okumayı seven ve yazar olma hayali kuran çocuklar için kaleme aldığı, sayfalarının arasında keşfedilmeyi bekleyen bir hazine bulunan, Beyza İlercil’in resimlediği kitabı 9 Kapı 1 Hazine, Doğan Çocuk’tan çıktı.
Kitabın kahramanları Yaren, Efe, Doğa ve Doruk kitapların dünyasında sıradan okurlar olarak değil, kitabın doğuşuna şahitlik eden kâşifler olarak yer alıyorlar. 9 Kapı 1 Hazine, bir kitabın doğuş sürecinin ardındaki gizemleri keşfetmek isteyenleri bir maceraya davet ediyor. Her bir kapının ardında bir sır, her bir adımda bir ders saklı. Okur, bu yolculukta sadece bir hikâyenin değil, aynı zamanda bir kitabın her aşamada nasıl hayat bulduğunu görecek ve en sonunda, okuduğu her kitabın ardında ne kadar büyük bir emek olduğunu bir kez daha fark edecek. Ayrıca kitabın son sayfalarına gelindiğinizde kitaba özel hazırlanmış sürpriz şarkılar bulacaksınız.
“Bu hikâye, bir kitabın ilk satırlarından başlayarak sayfa sayfa nasıl hayat bulduğunu anlamaya çalışan dört arkadaşın macerasını anlatıyor. Onlar için her kapı, bir kitabın yaratım aşamasını temsil ediyor. Bir yazarın hayal gücünden doğan hikâyelerin editörlerin dikkatli ellerinde nasıl şekillendiğini, çizerlerin çizimlerle bu hikâyelere nasıl renk kattığını ve matbaanın büyük makinelerinden geçen sayfaların okurla nasıl buluştuğunu göreceksiniz. Bu yolculuk sadece bunlarla sınırlı da değil.
Kitap korsanları da yayın dünyasının tehlikeleri arasında yer alıyor. Kitapları izinsiz çoğaltarak onların değerini düşürmeye çalışan korsanlar, sadece kitapların kalitesini değil; aynı zamanda okurların okuma keyfini de tehdit ediyor. Bu noktada kahramanlarımız, korsanlarla mücadele etmek zorunda kalıyor ve okurlara ulaşan her kitabın arkasında yatan emeği savunuyorlar.”
Avrupa’nın en önemli barok topluluklarından Les Talens Lyriques ile opera dünyasının nadir seslerinden kontr-tenor Zoltan Darago, Johann Sebastian Bach’ın eserlerinden oluşan bir repertuvarla 5 Aralık Perşembe akşamı İş Kuleleri Salonu’nda sahne alacak.
Eğitimine Béla Bartók Konservatuarı’nda başlayan kontr-tenor Zoltan Darago, Franz Liszt Müzik Akademisi’nin genç yeteneklere özel programına katılma hakkı kazanan ilk opera şarkıcısı oldu. 2015 yılında, henüz yirmi iki yaşında, Macar Devlet Operası’nın en genç sesi olarak sahneye çıktı. Darago, 2021 yılında Helsinki Operası’nın sahneye koyduğu Philip Glass’ın Akhnaten operasında oynadığı başrolde gösterdiği başarılı performansıyla dikkat çekti.
Eylül ayında yayımladığı Johann Sebastian Bach’ın alto ses için yazdığı eserlerinden oluşan ilk albümünde Christophe Rousset ve Les Talens Lyriques ile bir araya geldi. İlk albümü için; “Bach’ın dehasını keşfettiğimiz zorlu ve zenginleştirici bir macera oldu. Bu muhteşem aryaları özenle seçtiğimiz için gurur duyuyorum” diyerek duygularını dile getiren Darago, Bach’ın en ustalık gerektiren eserlerini Les Talens Lyriques gibi tecrübeli bir toplulukla seslendirmenin kendisi için büyük bir şans olduğunu da belirtti.
Johann Sebastian Bach’ın bestelediği eserlerin en üst noktası sayılan arya ve kantatlarının seslendirileceği konserin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.