GÜNDEM
  • 07-01-2025

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Garanti BBVA’nın sponsorluğunda 1-18 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek 32. İstanbul Caz Festivali’nden ilk isimler açıklandı. 1 Temmuz Salı Chucho Valdés Royal Quartet, 2 Temmuz Çarşamba Hermanos Gutiérrez ve 3 Temmuz Perşembe ise Max Richter Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda müzikseverlerle buluşacak.

    32. İstanbul Caz Festivali, üç büyük ismi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda ağırlayacak. Festival kapsamında Grammy ödüllü caz ikonu Chucho Valdés, Coachella’dan sonra İstanbul’dan yükselecek tınılarıyla Hermanos Gutiérrez ve ilk Türkiye konseriyle besteci ve piyanist Max Richter dinleyicilerle bir araya gelecek. Festivalin ilk üç konseri için avantajlı dönem biletleri, 9 Ocak Perşembe İKSV Lale Kart üyeleri için başlayacak öncelikli satış döneminin ardından 14 Ocak Salı günü Passo üzerinden genel satışa çıkacak. Festival programının tamamı ise önümüzdeki aylarda açıklanacak.

    32. İstanbul Caz Festivali Programı:

    Festival Açılış Konseri: Chucho Valdés Royal Quartet
    1 Temmuz 2025, Salı
    Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu
    Kapı Açılışı: 20.00
    Konser: 21.30

    Hermanos Gutiérrez
    Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu
    2 Temmuz 2025, Çarşamba
    Kapı Açılışı: 19.00
    Konser: 20.00

    Max Richter
    Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu
    3 Temmuz 2025, Perşembe
    Kapı Açılışı: 20.00
    ​Konser: 21.00

    0
    0
    1560
  • 07-01-2025

    Pi Artworks, Ekim 2024’de Londra’da sanatseverlerle buluşturduğu Susan Hefuna’nın “Listen to: The Sound of Earth, Sun, Water and Air” başlıklı kişisel sergisini 11 Ocak - 8 Mart tarihleri arasında İstanbul’daki mekânında izleyicilere sunacak.

    Susan Hefuna, “Listen to: The Sound of Earth, Sun, Water and Air” sergisinde yaşamın, doğanın ve insanlığın kırılganlığını yansıtan en yeni tekstil işlerini sunuyor. İzleyicilere zaman döngüsünü hatırlatan sergi, renkli metin ve şekil kolajlarını bir araya getirerek birliktelik ve gezegenimizle olan bağlılık duygularını harekete geçiriyor.

    ​Afrika ve Japonya'nın estetiğinden, Amerikan yorganlarının geleneksel zanaatından ve evrensel hikâye anlatımından ilham alan Hefuna, 2001’den beri tekstil işleri üretiyor. Kostüm, enstalasyon ve duvar halıları gibi çeşitli alanlarda bu malzemeyi keşfederek, kelimeleri nokta ve çizgilerin yapılarıyla birleştiren kendine özgü bir sanatsal dil geliştirdi. WATER diptik veya LISTEN TO triptik gibi çarpıcı, grafiti benzeri eserlerinde, birbirine bağlı beyaz noktalar ve çizgiler, adeta birer takımyıldızı gibi, siyah Mısır pamuklu kumaş üzerinde yayılan bir yıldızlar ağı gibi görünüyor. Hefuna’nın pratiği, sanatçının Mısır ve Almanya’dan aldığı mirasla sürekli olarak zenginleşiyor ve tekstil işleri, bu eşsiz kültürlerarası kimliği somutlaştıran görsel ve kültürel göstergeleri özellikle vurguluyor. Kahire merkezli geleneksel çadır yapımı zanaatıyla doğrudan bağlantılı olan bu işler, çeşitli kutlamalar için kullanılan çağdaş tekstil yapılarından ilham alıyor. Benzer şekilde, kolaj kullanımı Hefuna’nın pratiğinin süregelen bir özelliği ve malzemelere yönelik melez yaklaşımı, pamuk üzerine aplike edilmiş üst üste binen yapılar ve sözcüklerde açıkça görülüyor.

    0
    0
    1018
  • 07-01-2025

    Yazar Gillian Cross’un zorbalar, balkabakları ve beklenmedik dostluklar hakkında kaleme aldığı, Sarah Horne’un resimlediği hikâyesi Can Boran ve Korkunç Balkabağı, Sima Özkan’ın çevirisiyle Meraklı Tilki Kitaplığı’ndan çıktı.

    “Korkunç Müdür” serisinin BBC’de yayımlanan dizi uyarlaması ile tanınan Cross, Carnegie Madalyası, Whitbread Çocuk Kitapları Ödülü ve Smarties Ödülü de dâhil olmak üzere çocuk edebiyatı alanındaki pek çok prestijli ödülün sahibi. Cross bu kez 8 yaş ve üzeri okuruna büyüleyici ve esprili bir hikâye anlatıyor.

    “Can Boran bir zorba. Okuldaki herkes ondan çok korkuyor ama kimsenin öğretmenlerine anlatmaya cesareti yok. Birinin bu çocuğa iyi bir ders vermesinin zamanı geldi. Can, kapısının önünde beliren tuhaf balkabağıyla nihayet hakkından gelebilecek birine rastlamış olabilir mi?

    Can davranışlarındaki hataların farkına varabilecek mi? Ve Korkunç Balkabağı’nın sırrını çözebilecek mi?”

    0
    0
    879
  • 06-01-2025

    Gitarda Mark Speer, davulda DJ Johnson ve bas gitarda Laura Lee’den oluşan Houston/ Teksas çıkışlı Khruangbin, 27 Ağustos konserine ek olarak 26 Ağustos’ta da Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda konser verecek.

    Khruangbin’in 27 Ağustos 2025’te Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleştireceği konserinin biletleri tükendi. 2025 Grammy adayı grup, yoğun istek üzerine 26 Ağustos’ta da Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda dinleyicileriyle buluşacak. 26 Ağustos konseri için biletler 8 Ocak Çarşamba saat 10.00’da Biletix üzerinden satışa çıkacak.

    ​Indie pop, saykodelik funk ve soft jazz üçlüsü Khruangbin, şarkıları kadar sahne performanslarıyla da dikkat çekiyor. İlk albümü The Universe Smiles Upon You’yu 2015’te yayımlayan grup, 2018 başında ise çok sevilen Con Todo El Mundo albümünü çıkardı. Hemen ertesi yıl bu albümün bir dub versiyonu olan Hasta El Cielo’yu dinleyicilerine sundu. 2020’nin başında, soul ve R&B müzisyeni Leon Bridges’le uzun yıllar devam edecek yol arkadaşlığına başlayan grup, doğdukları eyalete selam çakan “Texas Sun” adlı EP ile hayranlarını müziklerinin bu kez enstrümantal değil, vokal içeren versiyonlarıyla tanıştırdı. Bu şekilde büyük bir hayran kitlesine ulaştı. 2020’nin ortasında ise üçüncü stüdyo albümü Mordechai ile dinleyicilerle buluşan grup, 2022’de Malili blues müzisyeni Ali Farka Touré’nin oğlu Vieux Farka Touré ile çıkardıkları, kült müzisyenin adını verdikleri Ali albümüyle Batı Afrika müziğine bir saygı duruşunda bulundu. Son olarak bu yılın nisan ayında çıkardıkları beşinci stüdyo albümü A La Sala ile hayranlarının sevdikleri tarzına geri dönüş yaptı. Grup bu albümü “daha ileriye gidebilmek için bir geriye dönüş egzersizi” olarak tanımladı.

    0
    0
    962
  • 06-01-2025

    Boran Günday’ın “The Masquerade” başlıklı kişisel sergisi 9 - 30 Ocak tarihleri arasında Artopol Gallery’de sanatseverlerle buluşacak.

    Eserlerinde “soyut” ve “soyutlama” kavramları arasındaki yaratıcı diyaloğu ele alan Boran Günday, bu temeller üzerine inşa ettiği sanat anlayışını izleyiciyle paylaşıyor. Günday, soyutlama yaklaşımıyla insan figürlerine çok katmanlı bir derinlik kazandırıyor. Eserlerinde yer alan figürler, AhmakPrensBağımlı ve İş Adamı gibi isimlerle karakterize ediliyor. Bu figürler, bireysel ve toplumsal özelliklere ışık tutarak izleyicilere insan davranışları ve özellikleri üzerine düşünme imkânı sunuyor. Sanatçının soyutlama anlayışı, birey ve toplum arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir anlatım dili yaratıyor. Sanatçının soyut eserlerinde ise renklerin ve biçimlerin estetik etkisi ön planda yer alıyor. Bu dinamik kompozisyonlar, izleyiciyi kendi yorumlarını yapmaya teşvik ediyor. Soyut dünyasının derinliklerinde bireysel bir anlam arayışı dikkat çekerken, izleyiciyi farklı duygusal ve zihinsel deneyimlere davet ediyor.

    Boran Günday, izleyiciyi acı dolu gerçeklerle yüzleştirmeyi değil, bu karanlık anıları güzellik ve umutla buluşturarak yeni bir perspektife taşımayı amaçlıyor. Gelenekleri sorgulayan ve diyalog yaratan sanatçı, bu vizyonun güçlü temsilcilerinden biri olarak öne çıkıyor. Onun eserleri yalnızca görsel bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda sorular sordurarak düşünmeye davet ediyor. Her bir eseri, insan varoluşunun söylenmeyen hikâyelerini derinlik ve karmaşıklıkla yakalayarak kendisini kuşağının en umut vadeden sanatçıları arasına yerleştiriyor. Günday’ın sanatı, soyut ve soyutlama arasındaki dengeyi koruyarak kendine özgü bir bütünlük yaratıyor. Eserlerinde renk ve biçim düzenlemelerinin duygusal etkisi, insan odaklı konularla birleşiyor ve izleyiciyi duyusal bir yolculuğa çıkarıyor.

    Künye:
    1. The Rustchild 60x60 cm
    2. The Jackal Lord 50x45 cm
    ​3. Bo's Land 90x90

    0
    0
    1132
  • 06-01-2025

    Bonnie G. Smith’in 1450’den günümüze tarihi kadınların gözünden okumak isteyenler için eleştirel bir pencere sunduğu çalışması Dünya Tarihinde Kadınlar, Merve Öztürk’ün çevirisiyle İletişim Yayınları’ndan çıktı.

    Smith; tarih kitaplarında çoğu zaman sadece birer yan karakter olarak yer alabilen kadınların görmezden gelinen hikâyelerini kaleme alıyor. Dünya Tarihinde Kadınlar; Çin’den Rusya’ya, Afrika’dan Asya’ya, kabile yaşamından modernizme, Sanayi Devrimi’nden kurtuluş mücadelelerine, kıtaları ve çağları aşan bir kitap. Bu kitaptaki kadınlar özgürlükleri kısıtlanmış, köle olarak alınıp satılmış, şiddete maruz kalmış, seks işçisi olarak ticarete konu olmuş, ihtiyaç duyulduğunda askere alınmış, lüzum halinde eve kapatılmış, çiftçi ve işçi olarak çalışmış, hükümdar, şair, yazar, mucit, bilim insanı, güçlü hareketlerin başını çekmiş eylemciler ve aktivistler olarak yaratıcılıklarını göstermiş, her dil, din ve ırktan kadınlar.

    “Bu kitaptaki hikâyelerde, hoş ve alışılmadık tarihî karakterler başrolde yer alıyor – alışılmadık, çünkü onlar kadınlar ve kızlar... Dünya tarihinde önemsiz sayılan kadınlar hakkında, hatta önemli olanlar hakkında bile çok az şey biliyoruz ama bazıları hatırlanmaya değer olmaktan fazlasını ifade ediyor.”

    0
    0
    870
  • 06-01-2025

    Ferahnaz Apdiç’in “Bir çizgi yürüyüşe çıkar” başlıklı kişisel sergisi 16 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında Büyükdere35’te sanatseverlerle buluşacak.

    ​Ferahnaz Apdiç’in, Paul Klee’nin “Bir çizgi yürüyüşe çıkmış bir noktadır” ifadesinden ilham alarak oluşturduğu sergi; doğum, çocukluk, gençlik, olgunluk ve ölüm gibi insanın yaşam evrelerini ele alıyor. Tüm bu süreç, çizgilerin kıvrımları, yön değişimleri ve boşluklarıyla sanatçının yapıtlarında ifadesini buluyor. Sanatçı bu çizgi anlayışıyla insan yaşamının başlangıcından sonuna doğru olan akışını ifade ediyor. Apdiç’in yapıtları, insanın karmaşık ve çözülmesi güç içsel dünyasına bir gönderme yapıyor. Her bir kesit bir yolculuğun; her bir renk, bir duygunun; her bir soyut form ise bir yaşam evresinin sembolü hâline geliyor.

    Künye:
    1. Rüyada mıyım, kağıt üzerine karışık teknik, 70x100 cm, 2024
    2. İçimdeki karmaşalar, karton üzerine mürekkep ve akrilik kalem, 120x80 cm, 2024
    3. Karşımda mısın, kağıt üzerine karışık teknik, 41,5x31 cm, 2024

    0
    0
    1125
  • 06-01-2025

    Alp Gökalp’in yazdığı ve Bige Doğu’nun resimlediği, hikâyesiyle yetişkinlik ile çocukluk arasına renkli bir kuran Bay Bay, Bay Diş, Can Çocuk’tan çıktı.

    Bay Diş; 4 yaş ve üzeri okuru ile “Çocukluk, yerini yetişkinliğe bıraktığında, tamamen kaybolup gider mi? Yoksa bir parçasıyla bize hep eşlik ederken, ara ara buluşup kucaklaşacağımız o özel günleri mi bekler?” sorularının cevabını buluyor.

    “Bay Diş, onun ilk süt dişiydi. Küçük bir sızıyla başlamıştı gelişi. Derken biraz feryat, biraz figan, pıt diye doğuvermişti Bay Diş. Az zaman geçirdiler birlikte çünkü çocuk büyüyecekti. Hayatı öğrenecek, gezip görecek, sevip sevilecekti. Bay Diş ise bekleyecekti. Ta ki bir daha görüşecekleri güne dek...”

    0
    0
    988
  • 05-01-2025

    Sinematek/Sinema Evi, yeni yılın ilk etkinlikleri ile sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor.

    Yeni Hollywood akımının devrim yaratan filmleri, canlı müzik eşliğinde Germaine Dulac filmlerinin izlenebildiği Sessiz Perşembe gösterimleri, Macar Sineması’nın klasikleri, dünya sinemasının önemli yapıtlarının restore hâllerinden bir seçki, FilmKoop İle Bağımsız Filmler ve yönetmen söyleşileri Sinematek/Sinema Evi’nde izleyicilerle buluşacak.

    7 Ocak Salı günü gösterilecek Köpeklerin Günü (Dog Day Afternoon) filmi öncesi Engin Ertan bir sunum yapacak. 12 Ocak Pazar günü gerçekleşecek Neandria filminin gösterimi sonrasında FilmKoop iş birliğiyle yönetmen Reha Erdem ile Pelin Esmer moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirilecek. Ayrıca Sessiz Perşembe programı kapsamında gösterilecek Germaine Dulac’ın Sigara filmine Ezgi Daloğlu müzikleriyle eşlik edecek.

    Sinematek/Sinema Evi’nde gerçekleşecek etkinlikler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Sinematek/Sinema Evi Etkinlik Programı:
    Köpeklerin Günü (Dog Day Afternoon)
    Sidney Lumet / 1975
    7 Ocak Salı 20.00

    Kadın Katili (Peeping Tom)
    Michael Powell / 1960
    8 Ocak Çarşamba 20.00

    Aşk Mevsimi (The Graduate)
    Mike Nichols / 1967
    11 Ocak Cumartesi 14.00

    Taksi Şoförü (Taxi Driver)
    Martin Scorsese / 1976
    11 Ocak Cumartesi 18.30

    Neandria
    Reha Erdem / 2024
    12 Ocak Pazar 14.00

    Karadaki Ada (Sziget a szárazföldön)
    Judit Elek / 1969
    12 Ocak Pazar 18.30

    0
    0
    1191
  • 05-01-2025

    Aralık sonunda Arkas Sanat’ta başlayan farklı yaş gruplarına yönelik farkındalık odaklı Yavaş Bakış Atölyeleri, yıl boyunca Arkas Sanat’ın farklı lokasyonlarında devam edecek.

    Yavaş Bakış Atölyeleri, katılımcılara yalnızca sanat eserlerine bakmayı değil, onlarla derin bağlar kurmayı ve bu bağlar üzerinden kişisel anlamlar yaratmayı hedefliyor. Sanat terapisti ve eğitmeni Seren P. İlkdoğan tarafından tasarlanan atölyelerde mindfulness teknikleri ve dışavurumcu sanat terapi yöntemleri bir araya geliyor.  Atölyeler, terapi niteliğinde olmamakla birlikte; sanatın ve yaratıcılığın onarıcı ve dönüştürücü etkisini deneyimlemeyi ve katılımcıların kendilerine dair farkındalık kazanmalarına alan açmayı amaçlıyor.

    Yavaş Bakış Atölyeleri hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Ocak Ayı Programı:

    Hayali Gezegenlerin Ritmi
    (Ebeveyn - Çocuk Sanatla Etkileşim Atölyesi, 5-8 Yaş)
    Tarih: 18 Ocak, Cumartesi
    Saat: 11.00-13.00
    Yer: Arkas Sanat Merkezi

    İçten Dışa Dıştan İçe Yansımalar
    (Yetişkin Atölyesi)
    Tarih: 18 Ocak, Cumartesi
    Saat: 16.00-18.00
    Yer: Arkas Sanat Bornova Mattheys Köşkü

    Dualite Oyunu
    (Yetişkin Atölyesi)
    Tarih: 19 Ocak, Pazar
    Saat: 14.00-16.00
    ​Yer: Arkas Sanat Alaçatı

    0
    0
    1106
DAHA FAZLA
Geldanlage