Queer ve Feminist Bir Ekosistem “bütün kuşlar benim bahçeme gelir”

Depo, Şafak Şule Kemancı’nın “bütün kuşlar benim bahçeme gelir” başlıklı ilk kişisel sergisine 1 Ağustos'a kadar ev sahipliği yapacak. Adını küçük İskender’e ait bir mısradan alan serginin küratörlüğünü İlhan Sayın, Ozan Ünlükoç ve Metin Akdemir’den oluşan Sınır/sız ekibi üstleniyor.

Bütün kuşları etrafına toplamak isteyen davetkâr ve oyuncu bir bahçe, queer ve feminist bir ekosistem yaratan “bütün kuşlar benim bahçeme gelir” başlıklı sergi, politik ve toplumsal olarak yalnızlaştırılmış, izole edilmiş ve sınırlanmış bedenlerin aşkın bir ifade alanı bulduğu bu bahçede sanatçı zamanı ve mekânı, bedeni, ikiliği ve normu aşan bir yapı kurguluyor. Sergide Kemancı’nın polimer kilden heykelleri, cam altı resimleri ve duvar kâğıdının yanı sıra lateks, suni deri ve suni kürk gibi fetiş malzemeleri kullanılarak yapılmış heykelleri de yer alıyor.

Bedenin ve cinselliğin dayatılmış sınırlarının aşılmasını ve buradan doğan sonsuz ihtimalleri vurgulayan sergide sanatçı ekoseksüel bir yaklaşımla insanın doğayla deneyimleyebileceği cinselliği kabullenen ve kucaklayan bir ekosistem kuruyor. Kemancı, hem zanaat teknikleri kullanarak oluşturduğu eserleriyle zanaatı sanatın daha düşük bir formu gibi gören ana akım sanat algısını, hem de açık bir cinsellik, queer arzu ve feminenlik barındıran imgeler dünyasıyla normatif dünyanın sınırlarını aynı anda aşıyor.

Şafak Şule Kemancı’nın “bütün kuşlar benim bahçeme gelir” başlıklı sergisini 1 Ağustos'a kadar Depo’da ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca sergi süresince 23 Haziran Çarşamba günü İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında Sınır/sız ekibiyle ve 2 Temmuz Cuma günü sanatçıyla sergi turu olmak üzere iki etkinlik gerçekleştirilecek

​Künye: Şafak Şule Kemancı, Esra ve Özge, dijital baskı duvar kağıdından detay / Esra and Özge, digitally printed wallpaper (detail), 2020