
Litvanyalı sanatçı Zilvinas Kempinas hipnotik enstalasyon kurulumlar hazırlıyor. Sanatçı Tube isimli enstalasyonunu eski “VHS” kasetlerinden tasarladı. “VHS”lerin bantlarıyla yaklaşık 24 metre uzunluğunda bir tünel tasarlayan sanatçının çalışması 2009 yılında Litvanya’da düzenlenen 53’üncü Venedik Bianeli’nde gösterime sunuldu.
Büyük ilgi çeken çalışma, hem bir illüzyon etkisi yaratıyor hem de kullanılmayan malzemelerin dönüşümü hakkında yaratıcı bir çalışma olarak ilham veriyor.
Sonbahar sezonunun ilk müzayedesi akıllarda rekor bir rakam bıraktı. Christie's Müzayede Evi'nin New York'ta düzenlediği sonbahar sezonunun ilk büyük müzayedesinde, 20. yüzyıla ve savaş sonrası döneme ait eserler açık artırmaya sunulmuştu. Amedo Modigliani'nin de "Nu Couché" isimli eserinin yer aldığı açık arttırma toplamda sadece dokuz dakika sürdü.
Açık arttırmada yer alan Modigliani'nin "Nu Couché" isimli eseri 170.4 milyon dolara satılarak dünyanın en pahalıya satılan ikinci eseri olarak tarihe geçti. Dünyanın en pahalıya satılan eserini soracak olursanız, Pablo Picasso'nun "Women of Algiers" isimli yapıtı olduğu cevabını alacaksınız. Mayıs ayında 179.4 milyon dolara satılan tablo, Modigliani ve Picasso arasındaki çekişmenin hâlâ sürdüğünün bir ispatı gibi.
Dünyanın en pahalıya satılan ikinci eseri olarak yerini alan söz konusu tablo 1917-1918 yılları arasında Paris'teki bir galeride sergilendiğinde skandal yaratmıştı. Christie’s Başkanı Jussi Pylkkanen tabloyla ilgili “Bu olağanüstü bir yapıt. 100 yıldan fazladır piyasada değildi. Birinci Dünya Savaşı sırasında 1917’de yapıldı. Ve herkes, bütün eleştirmenler, 20. yy. resmini anlayanlar uluslararası olarak bu resmin sanatçının en iyi eseri olduğu görüşünde birleşiyor.” açıklamasını yaptı.
İsviçre’de daha önceden alışık olmadığımız bir mekânda devasa sokak resimleri yapıldı. Lenzburg Hapishanesi’nin 4661 metrekarelik duvarına yapılan dev duvar resimleri 17 yaratıcı sokak sanatçısının elinden çıktı. “4661 m²: Art in Prison” isimli proje ülkenin en büyük sokak sanatı projesi oldu.
Malik, Claude Luethi “Note”, Ata Bozacı “Toast”, Harun Doğan “Shark”, Robert Proch, Ti, Lain, David Monllor, Chromeo, Mizzo, Nevercrew (Pablo Togni, Christian Rebecchi), Sarah Parsons, Daniel Zeltner, Onur ve Benjamin Solt’un katılımıyla gerçekleşen çizimlerin hikayeleri ve görselleri projeyle aynı isimli bir kitapta bir araya getirildi.
Sanatçıları, küratörleri ve sanat dünyasının profesyonellerini bir araya getirmeyi hedefleyen Uluslararası sanat projeleri Open Space İstanbul ve Açık Diyalog İstanbul, Londra’daki sergilerinin ve İstanbul’daki lansmanın ardından Londra’daki Gallery on the Corner’de yer alan “Sınırları Aşmak” adlı yeni sergilerinin hazırlıklarını tamamlama aşamasındalar. “Sınırları Aşmak” her bireyin yaşamı boyunca deneyimlediği yabancılaşma ve başkalaşma sürecini, farklı geçmişlerden ve milletlerden yedi sanatçının yorumları aracılığıyla izleyicilere sunuyor.
Sergi, daima devam eden bu kimlik arayışlarını sanatçıların bakış açılarından ele alıyor. Sergide yer alan sanatçılar: Ergin Çavuşoğlu, Nezaket Ekici, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Paul Hodgson, Antonio Riello, Taus Makhacheva.
Bireysel ve toplumsal kimlik kavramlarını belirleyen nitelikleri sık sık araştıran sanatçılar eserleri yoluyla birey, toplum ya da ulus olarak kim olduğumuza dair bir algı oluştururlar. Aynı zamanda da kalıpları ve alışkanlıkları sorgular, toplumsal cinsiyet, cinsellik, ırk, milliyet ve miras gibi özellikleri araştırırlar. Bu nedenle sanatçıların “Sınırları Aşmak” konusundaki tepki ve yorumları büyük önem taşıyor.
Özlem Günyol ve Mustafa Kunt’un Sahnede adlı videosu, gerçek protesto gösterilerinde çekilmiş fotoğraflardan alınma protestocu duruşlarını temel alan performatif sahnelerden oluşuyor, Paul Hodgson’un İsimsiz 7 ve İsimsiz 9 adlı resimlerinin ikisi de, daha incelikli bir yaklaşımla, tek bir imge içinde farklı türde resim dilleri kullanıyor. Ergin Çavuşoğlu’nun Mankenlerin Dirilişi adlı videosu ayrıntılı ve betimleyiciyken Asılmış Adam adlı rölyefi, kimliği ve bu kimliğin parçası olarak acı çekmeyi ele alırken daha doğrudan bir yaklaşımı benimsiyor. Antonio Riello’nun sanatsal pratiği, bugünkü sanatsal üretimi bir anlamda “kimlik kaçakçılığı”nın girift ve ritüel bir biçimi olarak benimsiyor. Nezaket Ekici’nin Örtme ve Gösterme adlı videosunda, sanatçının mahremi ve açıklığı oyunbaz bir kendini gösterme biçimiyle görünürlüğün ve gizlemenin politikasını kullanarak araştırdığı görülüyor. Son olarak Taus Makhacheva, Kilim adlı videosunda, eski bir Dağıstan kilimine devamlı olarak sarınıyor ve onu açıyor. Kilimin deseni, Cennet Bahçesi’ni simgeliyor. Sergi 10-20 Kasım arasında ziyaret edilebilir.
Brezilyalı fotoğrafçı Vitor Schietti uzun pozlama tekniği ve havai fişek kullanarak büyüleyici kareler yakalıyor. Işığı adeta ağaçlarda yağmur damlaları gibi yansıtan sanatçı, bu kareleri fotoğraflayabilmek için uzun bir zaman teknik geliştirmek ile uğraştığını söylüyor. Göz kamaştırıcı görüntüler oluşturan sanatçı ‘Impermanent Sculptures’ serisindeki her bir görüntü için 12 ayrı fotoğrafı birleştirip üzerinde oynuyor.
İlk bakışta fotoğrafta havai fişek ışıklarının yanan birer ağaç etkisi de yaptığı görüntüler Schietti’nin kendine has tarzının birer ispatı. Kendisini linkten takip edebilirsiniz. http://schiettifotografia.com/
Kyoto merkezli sanatçı Kohei Nawa küçük kabarcıklardan oluşan, büyük ve büyüleyici bir enstalasyon tasarladı. Karanlık bir odada, parlak bir renkte yer alan bulut ruhani bir etki yaratıyor. Kurulumun ana maddesi köpükten oluşuyor. Bulut organik yapısı sayesinde zemin üzerinde hareket edebiliyor ve izleyicilere bulutların arasında dolaşma hissini tattırıyor.
Köpüklerin kalıcılığını sağlamak için içine deterjan, gliserin ve su karıştıran sanatçı gerçeğe en yakın bir deneyimi yakalamak için uzun süre çalıştığını söylüyor. Haftalarca çalışmanın karşılığında bize de bu görüntünün karşısında büyülenmek ve gerçekten bulutların arasında olduğumuzu hayat etmek kalıyor.
Sotheby’s geniş kapsamlı iki müzayedeyi ağırlamak için hazırlanıyor. İlki 5 Kasım akşamı gerçekleşecek olan "Impressionist & Modern Art Evening Sale" isimli müzayede adeta Bolşevik, Paris, Hollanda ve İspanyol sanatçıları bir düelloya davet ediyor. Picasso, Kazimir Malevich, Gustave Caillebotte, Monet, Magritte, Bonnard, Léger ve Pissarro gibi ustaların işlerini sergileyecek olan müzayede satış rakamlarıyla çok konuşulacağa benziyor.
6 Kasım akşamı açılacak olan "Impressionist & Modern Art Day Sale" isimli müzayede ise 19. ve 21. yüzyılın önde gelen sanatçılarına ev sahipliği yapacak. Ağırlıklı olarak resim ve heykellerin sergileneceği müzayede de sanatseverler birbirinden önemli sanatçılarınn çalışmaları ile karşılaşma fırsatı bulacaklar. Paul Cézanne, Raoul Dufy, André Lhote, Heinrich Campendonk, Max Ernst, Dorothea Tanning gibi usta sanatçıların eserlerinin sergileneceği müzayede özel koleksiyonlardan çalışmaları da bir araya getiriyor.
Sotheby's Carl Kahler'in "My Wifes Lovers" isimli eserini açık artırmaya sunuldu. 3 Kasım'da gerçekeleşen müzayedede 826.000 dolara satılan ressamın tablosu 1891 yılında Amerikada yaşayan kedi meraklısı Kate Johnsondan ilham alarak yaratılmış. Sevimli kedi, köpek resimlerine aşina olduğumuz sanatçı bu tabloda sayamayacağımız miktarda kediyi resmetmiş.
Yaşadığı dönemde yaptığı at resimleriyle ünlenen sanatçının eserini, vakti zamanında Kate Birdsall Johnson yaptırmıştı. Cat Magazine, 1949 yılında bu resmi "dünyanın en muhteşem kedi tablosu" olarak göstermişti.
"My Wifes Lovers" hakkındaki videoyu aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=K7E3YjntTY0
Gucci'nin yeni kreatif direktörü Alessandro Michele Gucci'nin resmi Instagram hesabından bir proje başlattı. Genç yetenekleri kendi Gucci hikayelerini yazmaya çağıran proje Bloom ve Caleido desenlerinden ilham alıyor. Proje tüm fikirlere ve hayallere açık, herhangi bir kural barındırmıyor.
Projenin ilk ayağında dünyanın dört bir yanından seçilen fotoğrafçı, illüstratör, grafik tasarımcısı ve multimedya sanatçıları ile çalışan Michele ardından projeyi tüm İnstagram kullanıcılarına açık bir boyuta taşıdı. Unutmadan söyleyelim projenin ilk basamağında @fuckingcoolthings'in yaratıcısı Anıl Can da yer alıyordu. Şimdilerde tüm Instagram'a açılmış projeye katılmak için tek yapmanız gereken çalışmanızı #GucciGram hashtagi ile paylaşmak. Michele'in dikkatini çekerseniz Gucci'nin resmi Instagram sayfasından paylaşılma fırsatını yakalayabilirsiniz. http://digital.gucci.com/gucci-gram
11 Aralık 2015 ve 1 Mayıs 2016 tarihleri arasında, Roma’da yer alan MAXXI Müzesi’nde gerçekleşecek karma sergi ISTANBUL: PASSION, JOY, FURY kapsamında yer alacak sanatçılar arasında RAMPA’dan Vahap Avşar, Hera Büyüktaşçıyan ve Nilbar Güreş de bulunuyor.
Hou Hanru, Ceren Erdem, Elena Motisi ve Donatella Saroli küratörlüğünde gerçekleşecek ISTANBUL: PASSION, JOY, FURY sergisi, doğu ve batı dünyaları arasında bir köprü olarak görülen günümüz Türkiye’sinin dinamikleri, geçirdiği değişimler ve kültürel beklentileri konularına değiniyor. Sergi, Gezi Parkı protestolarından başlayarak, beş önemli tema üzerinde duruyor: kentsel dönüşüm; politik çatışmalar; yaratıcı üretim modelleri; jeopolitik öncelikler; umut.
48 sanatçı ve mimarın katılımıyla gerçekleşecek sergide, Rampa’dan Vahap Avşar Arguvan'a Yol videosu; Hera Büyüktaşçıyan In Situ yerleştirmesi; Nilbar Güreş ise Ziyaretçi ve Bahçedeki, Webcam Sex; Voyeur, Kendi Kendinin Kızlığını Bozma kolajları; Çırçır serisinden Toplanma ve Ön Balkon,; TrabZONE serisinden Başüstü fotoğrafları, Sapatão’nun Gülü, Çeyiz ve Doğal Rakip (Pembe-Yanardöner) yerleştirmeleriyle yer alacak.