NELER OLUYOR
  • 29-01-2016

    Hannes Caspar fotoğraflarında kadın vücudunu konu alıyor. Çıplak bedenleri model olarak kullanan sanatçı, kadın vücudunun narin, kırılgan, doğal yönlerini ortaya çıkarmak istiyor. Çıplak ama gizemli bedenler, sanatçının çektiği karelerde dans eder gibi salınıyorlar.

    1979 doğumlu fotoğrafçı Berlin'de yaşıyor ve çalışmalarına devam ediyor. Portre, moda ve nü fotoğraf alanında uzmanlaşan sanatçı üretiminin merkezine insan bedenini alıyor. Bunu yaparken de insan bedeninin bir dili olduğuna ve bize bir şeyler anlatmak istediğine inanıyor. Dolayısıyla da her karenin bir hikayesi olduğunu söylüyor.

    0
    0
    6314
  • 29-01-2016

    Hikari Shimoda'nın solo sergisi "Recycling Humanity" 16 Ocak'ta Los Angeles’taki Corey Helford Gallery'de açıldı. Sanatçının galerideki ikinci kişisel sergisi olan "Recycling Humanity" budizm, ölüm ve gelecek konularından ilham alıyor. Sanatçının "Children on the Edge" ve "Children of Emptiness" isimli iki yeni serisinin görülebileceği sergide korkunç çocuk yüzleri, ürkmüş ifadeler, boynuzlu çocuk betimlemeleriyle karşılaşma ihtimaliniz oldukça yüksek.

    Masalları ve renkli çizgi filmleri kendi tarzında yeniden ele alan sanatçı, bildiğimiz mutlu ve neşeli sahneleri korkunç birer manzaraya dönüştürüyor. Japon animasyon çizgi filmlerinden etkilendiğini ifade eden Shimoda, resimlerindeki detaylarda birçok mesaj verdiğini söylüyor. Örneğin, boynuzun söylenemeyen şeyler için kurduğu bir iletişim yolu olduğunu belirtiyor. Sergi 13 Şubat'a dek ziyaret edilebilir.

    0
    0
    1491
  • 29-01-2016

    Önümüzdeki yıl sonu Fransız moda tasarımcısı Yves Saint Laurent’in hayatı ve çalışmalarına adanmış iki yeni müze açılacak. Pierre Bergé Vakfı tarafından açıkanan bu haberde müzelerden birinin Paris diğerinin Marakeş'te olacağı söyleniyor. 
    Moda tarihinin ikonik isimlerinden bir olan Laurent, daha 21 yaşındayken Paris moda sahnesine adım atmış bir tasarımcı. Christian Dior’da çalışmaya başlayan Laurent, Dior’un Kuzey İtalya’da ani bir kalp kriziyle hayatını kaybetmesi üzerine moda sahnesinde Dior’un varisi olarak emin adımlarla yükselir.

    Moda tarihinin ikonik isimlerinden bir olan Laurent, daha 21 yaşındayken Paris moda sahnesine adım atmış bir tasarımcı. Christian Dior’da çalışmaya başlayan Laurent, Dior’un Kuzey İtalya’da ani bir kalp kriziyle hayatını kaybetmesi üzerine moda sahnesinde Dior’un varisi olarak emin adımlarla yükselir.

    Müzelere geri dönecek olursak. Ziyaretçiler Paris’te yer alacak müzede ünlü tasarımcının stüdyosu, terzilik salonu ve yaratıcılığını deneyimleyecekler. Tasarımcının kıyafetleri, çizimleri, eser ve fotoğraflarının izleyici ile buluşacağı sergi, vakfın sahip olduğu ve Laurent’in 40 yıldır çalıştığı 5 bin eşya ve 15 bin aksesuar arşivini barındırıyor.

    Marakeş ise, Laurent’in hayranlarının bileceği üzere sanatçının 1966 yılında keşfettiği, ilham aldığı ve bir ev alarak düzenli olarak kaldığı bir şehir. Yaratıcı tasarımcının çalışmalarını da etkileyen Marakeş keşfinden esinlenen sergi Laurent’in yaşadığı evde açılıyor. Anılarla dolu ev kalıcı bir sergi mekânı, araştırma ve kütüphaneyi ağırlayacak. İki müze için de sabırla 2017 sonunu beklemeniz gerekiyor.

    0
    0
    1728
  • 28-01-2016

    Ai Weiwei Danimarka'nın onayladığı mülteci yasası nedeniyle Danimarka müzelerinde yer alan işlerini çekeceğini açıkladı. Aktivist sanatçının bu kararı almasının sebebi: Danimarka'nın dün onayladığı ve mültecilerin ziynet eşyaları ve paralarına el konulmasını öngören yasa tasarısı. Sanatçı Weiwei yasa tasarısının kabulunün ardından ülkede iki müzede yer alan çalışmalarını geri çekeceğini duyurdu.

    Instagram'ı aktif kullanışıyla tanınan sanatçı bu duyuruyu da kişisel Instagram sayfası üzerinden gerçekleştirdi. Kararını "Ai Weiwei Kopenhag’daki Faurschou Müzesi’nde yer alan "Ruptures" isimli sergisini kapatmaya karar verdi. Bu karar, Danimarka hükümetinin mültecilerin değerli eşyalarına el koyma ve aile üyeleri ile bir araya gelmelerini geciktirmesini öngören yasa tasarısının onaylanmasından sonra verildi. Jens Faurschou sanatçının bu kararını destekliyor ve Danimarka hükümetinin, Avrupa ve Orta Doğu’da sürmekte olan günümüz dünyasının en büyük insani krizinin, sembolik ve gaddar tarafında olmayı, saygı dolu bir çözümün tarafında olmaya tercih etmesinden üzüntü duyuyor." sözleriyle duyuran sanatçı hayranlarından büyük destek gördü. 

    0
    0
    2726
  • 28-01-2016

    Dünyanın en önde gelen galerilerinin sergilerini bir araya getiren Art Los Angeles Contemporary (ALAC) http://artlosangelesfair.com/ bugün açılıyor. Hem koleksiyoncuların hem de sanat meraklılarının heyecanla beklediği etkinlik Santa Monica’da The Barker Hangar’da gerçekleşiyor. Bu yıl yedinci edisyonuyla karşımıza çıkan fuarın en dikkat çeken bölümlerinden biri "Conversations With Myself". Kenneth Anger, Neville Wakefield, Rita Gonzalez ve Kathryn Andrews küratörlüğünde gerçekleşen bölüm konuşma serilerini kapsıyor.

    Birçok paralel etkinlik ile zenginleştirilen fuar konuşmalar, konferanslar ve performanslarla renkleniyor. 73 katılımcının yer alacağı fuarda görmeden dönmeyin dediğimiz galeriler arasında: Shane Campbell, Cherry and Martin, Feuer/Mesler, Brennan and Griffin, Kayne Griffin Corcoran yer alıyor. 28 Ocak günü başlayan Art Los Angeles Contemporary 31 Ocak’a dek devam edecek.

    İlk görselin künyesi: Wrinkle Decker, Lazy Boy. Photo by Rachel Murray/Getty Images.

    0
    0
    1101
  • 28-01-2016

    Masumiyet Müzesi, Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un aynı adlı romanının 2008’de yayımlanmasının ardından 2012 yılında İstanbul’da kapılarını açmıştı. Şimdiyse Londra’nın önde gelen galerilerinden Somerset House’da bir sergi olarak izleyiciyle buluşuyor. 27 Ocak - 3 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek sergi, hazin bir aşk hikayesini Londra’ya taşıyor.

    Serginin odak noktası, Kemal Bey’in Füsun’a olan aşkının simgesi olan, ilişkilerinin her anını temsil eden onlarca günlük eşyayla dolu 13 adet vitrin. Füsun’un saç tokasından, nişan törenlerinin davetiyesine kadar pek çok detayı burada görmek mümkün. Bunların yanı sıra romanın geçtiği 1970’li yıllara dair gazete küpürleri veya teneke kaşıklar gibi o yılların ruhunu gösteren eşyalar da sergide bulunuyor. Ayrıca Grant Gee’nin yönettiği, Venedik Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan Anıların Masumiyeti filminden videolar sergi süresince izlenebilecek. (Filmin bu yılki !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde de gösterileceğini not düşelim)

    Orhan Pamuk’un uzun yılların birikimi sonucu açtığı Masumiyet Müzesi, 2014 yılında Avrupa Müze Forumu tarafından verilen, Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülü’nü kazanmıştı. 2015 yılında gerçekleşen 14. İstanbul Bienali’nin mekanları arasında yer alan Çukurcuma’daki müze, bu kapsamda soyut resmin özgün ismi Arshile Gorky’nin resimlerine de ev sahipliği yapmıştı.

    Detayları için tıklayın.

    0
    0
    1464
  • 28-01-2016

    MoMA PS1, 5 Şubat Cuma akşamı “Night at the Museum” kapsamında gerçekleşecek gece yarısı kutlamaları için kapılarını aralıyor. Şehrin en beklenen sanat etkinliklerinden biri haline gelen “Night at the Museum” adeta festival tadında geçiyor. Etkinlik kapsamında güncel sergi "Greater New York" gece boyunca ziyaret edilebilecek.

    MoMa PS1 bu yıl dördüncü kez "Greater New York" sergisini ağırlıyor. 2000 yılından beri düzenlenen sergi New York’ta yaşayan ve çalışan genç sanatçıları konu alıyor. MoMA ve PS1’ın birleştikten sonra gerçekleştirdiği ilk etkinlik olan sergi ilk edisyondan bugüne çok yol katetmiş görünüyor. 16 yıl önce düzenlenen 1. edisyon "Greater New York", ilk kez Carolyn Christov-Bakargiev tarafından düzenlenmişti. Bakargiev ayrıca serinin başlatıcısı ve eş küratörüydü.

    Amerika yeni dönem sanatına odaklanan sergi hem New York’un hem de genç sanatçıların dinamizmini yansıtmak niyetinde. Olgun sanatçılar ile genç yetenekler arasında kesişim noktaları yaratmayı hedefleyen, şehrin kültürel, mimari ve tarihsel dokusuyla bağlantılar kurarak ele alan sergi 7 Mart’a dek ziyaret edilebilecek. 

    0
    0
    1339
  • 28-01-2016

    Macar fotoğrafçı Zsolt Hlinka, Macaristan’ın başkenti Budapeşte‘de Tuna Nehri kıyısında yer alan binaların hikayelerini anlatan fotoğraflar çekiyor. Şehrin tarihi ve simetrik binaları sanatçının fotoğraflarında manipule edilerek başka bir boyut ve form kazanıyor.

    Hlinka, "Urban Symmetry" isimli serisinde Wes Anderson’un Grand Budapest Hotel flminin grafik tasarımını andıran bir ruh yakalıyor. Birer fotoğraftan daha çok çizimi andıran kareler sanatçının müdahaleleri sayesinde yeni anlamlarıyla buluşuyor.

    Binaların gerçek formları yerine yansımalarını simetrikleştirip birleştiren sanatçı, onlara birer karakter yaratma arayışında. Simetrik detaylar ve pastel renkler sanatçının özellikle ön plana çıkartmak istediği detaylar arasında yer alıyor.

    0
    0
    2235
  • 27-01-2016

    Christian Voigt’in solo sergisi 21 Ocak’ta New York’ta yer alan UNIX Gallery’de izleyici ile buluştu. Alman fotoğrafçının geniş formatlı kameralar kullanarak yakaladığı kareler etkileyici bir görünüme sahip. Büyük müzeler, manzaralar, tapınaklar ve manzaraları konu alan fotoğraflar Voigt’in tekniği sayesinde büyüleyici karelere dönüşüyor.

    Geniş formatlı kameralar, dijital ve analog fotoğraf makineleriyle çalışan sanatçı "Benim fotoğraflarım kamera ile yaratılıyor, bilgisayarla değil" diyerek çektiği fotoğraflarda dijital müdahalelere yer vermediğini belirtiyor.

    Birçok solo ve karma sergiye dahil olan sanatçının son serisi 2015’te teNeues tarafından yayınlandı. Sanatçının UNIX Gallery’deki son sergisi ise 27 Şubat’a dek ziyaret edilebilir.

    İlk görselin künyesi: 

    Baroque Library Hall, 2015

    Light Jet, Exposure On High, Glossy 

    75 x 74 in 

    192 x 188 cm

    Ed. of 12

    0
    0
    1354
  • 26-01-2016

    "İkizler" anlamına gelen Os Gemeos adıyla tanınan 1974 Sao Paulo doğumlu graffiti sanatçıları Gustavo ve Octavio Pandolfo, doğdukları andan itibaren her şeyi birlikte yapan ikizlerden. Cambuci'de büyüyen kardeşler geleneklerine bağlı bir çevrede yetişmişler.

    Sao Paulo'nun geleneksel kültürünü çalışmalarında da yansıtan ikili, Brezilya'nın en ünlü sokak sanatçıları arasında yer alıyor.1980'lerde Brezilya'nın Hip Hop kültürüyle tanışmasıyla, kendilerini farklı yollarla ifade etmenin yolunu bulan kardeşler kısa sürede kendi tarzlarını yakalamışlar. Zira günümüzde onların çizdiği bir sokak resmini tanımama ihtimaliniz oldukça düşük.

    0
    0
    2513
DAHA FAZLA
Geldanlage