
Yeni Zellandalı illüstratör Henrietta Harris yüzlerini tamamlamadığı portre serisiyle dikkat çekiyor. Bitmemiş surat çizimlerinin yer aldığı seri, unutulmuş kişilere göndermede bulunuyor. Hassas gölgeler, detay çizimler, ayrtıntılı betimlemeler sanatçının dikkat çekici özellikleri arasında yer alıyor. Ancak çizimlerin büyük bir ortak noktası var o da gizemli oluşları.
Bu çizimlere gizem katan taraf hepsinin surat detaylarının boş olması. Gözsüz, burunsuz ve ağızsız portreler bu çizimlere korkunç bir yön katıyor. Büyük bir silgi tarafından silinmişe benzeyen suratlar çizen sanatçıyı takip etmek için: http://henriettaharris.com/
MoMA (Museum of Modern Art) bu aralar muhteşem bir sergiye ev sahipliği yapıyor: Picasso Sculptures. Picasso’nun 100’den fazla heykelinin yer aldığı sergi, sanatçının uzun kariyerinde farklı dönemlerde farklı materyallerle yaptığı eserlerden oluşuyor. Bu büyüleyici sergide bulunan ve 100 milyon dolar değer biçilen Bust of a Woman heykeli ise son günlerin çok konuşulan eserlerinden biri. Neden mi?
Şöyle ki 7 Şubat’a kadar MoMA’da devam edecek olan Picasso Sculptures sergisinde yer alan Bust of a Woman heykeli, sanat piyasasının başlıca aktörlerinden Larry Gagosian ile Katar kraliyet ailesini temsil eden Pelham Europe Ltd arasında hukuki bir çekişmenin öznesi oldu. Her iki tarafın da iddiasına göre Picasso’nun kızı Maya Widmaier-Picasso, bu heykeli kendilerine satmıştı. 19 Ocak Salı günü Gagosian, iddiasını doğrulamak amacıyla New York’ta mahkemeye bir dosya vererek tartışmayı alevlendirdi.
Detaylar için tıklayın.
Avusturalyalı sanatçı Rone'u binalara çizdiği inanılmaz gerçekçi kadın portrelerinden tanıyoruz. Çalışmalarında genellike güzel kadınlara yer veren Rone, çizimleri için yağmalanmış, eskimiş ve terk edilmiş binaları tercih ediyor. Kusursuz kadın portreleri ile bu bakımsız binalarda ironik görünütler oluşturuyor.
İşleriyle güzellik ve çürüme, savurganlık ve yağmalama arasındaki sürtüşmeyi anlatmaya çalıştığını söyleyen sanatçının çalışmalarına Melbourne sokaklarında rastlama ihtimaliniz oldukça yüksek.
Çocukluğunu yaratıcı bir ortamda geçiren Tanja Playner, Andy Warhol ve Salvador Dali'nin gerçeküstü çalışmalarından ilham aldığını söylüyor. Pop art tarzında çalışmalarıyla bilinen sanatçı renkli bir dile sahip. Sevinç ve mutluluktan ilham alan Playner'ın çalışmalarında bu gülümsetici duygu hissiyle karşılaşmanız çok yüksek ihtimal.
Şehrin dinamik ve enerjik yapısından esinlenen sanatçı günümüzde karşılaştığımız ve sokaklarda görmeye alışık olduğumuz tipolojileri çizgi film karakterlerine dönüştürüyor. Günlük yaşamı ironik bir dille eleştiriyor.
Manipule ettiği fotoğrafları ve dikkat çekici tarzıyla tanıdığımız Flora Borsi, yeni bir seri yayınladı. Bu defa deformasyon ve dönüşümden öte hayvan ve insanı aynı karede kullanmayı yeğleyen sanatçı insan ve hayvan yüzünü bütünleşmiş bir halde fotoğrafladı.
Bu seride yılan, tavşan, kuş, balık, kedi gibi hayvanlar ile birleşmiş suretleri kullanan Macar sanatçı Borsi, kadın yüzü olarak ise kendi suratını kullanmayı tercih etti. Sanatçı aynı zamanda bir insan ve bir hayvan yüzünün bu denli kusursuz bir biçimde birleşebileceğini kanıtlayan serisinde yüzünün yarısını paylaştığı hayvanın ifadesine bürünüyor.
28. edisyonuyla sanatseverlerle buluşacak olan London Art Fair 20-24 Ocak tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Islington Bussines Centre’da gerçekleşecek olan fuar, modern sanat sahnesine damga vuranlar, en çarpıcı genç isimler, çağdaş sanatın sıra dışı örneklerini ağırlayacak.
İlki 1988’de gerçekleştirilen ve 100’ün üzerinde galerinin katıldığı London Art Fair, alanının öncü isimleri kadar sanat sahnesine ivme kazandıran genç yeteneklere de yer veriyor. Ayrıca genç galerilere odaklanma fırsatı veren ve fotoğrafçılık alanına yönelen Art Project ve Photo 50 bölümleriyle dikkat çekiyor.
İranlı sanatçı Mehdi Ghadyanloo, Tahran'da bina duvarlarını distopik çizimleriyle renklendiriyor. Bu sene İngiltere, Shoreditch’teki ilk sergisini açan Ghadyanloo'nun çizimleri sürrealist bir bakış açısını yansıtıyor. Guardian’a verdiği röportajda: “Tahran’da işlerimin çok fazla kopyası yapılıyor.” diyen sanatçı, çizimlerini izinli olarak gerçekleştiriyor.
Tahran’da en az 100 duvar boyamış olan sanatçı, belediyenin teklifiyle boyamaya başlamış. Ona istediği yeri ve fikri seçme özgürlüğü tanıyan belediye, şehrin sakinlerinin birbirinden yaratıcı murallar ile tanışmasını sağlamış.
Lübnanlı fotoğrafçı Serge Najjar “The Architecture of Light” isimli serisinde Beyrut çevresindeki binaların doğal aydınlatmalarını araştırıyor. Yüksek kontrastlı siyah beyaz fotoğraflar, kentin çevresinde beton yapıların duvarları üzerindeki geometrik şekiller, çizgiler ve desenlere odaklanıyor.
Sanatçı güneş ışığı ve gölge arasındaki gerilim ile oynayarak kompozisyonlar yaratıyor. Mimari yapı ve insan arasındaki ilişkiyi inceleyen Najjar bir röportajında: “Mimari yapı ve insan ilişkisi çok ilginç, insanın varlığı fotoğraflanan yapıya bir ölçü kazandırıp, ona bir sıcaklık verirken, karşılığında yapı da insan figürüne soyut bir boyut kazandırıyor.” diyor.
David Bowie tam da son isteğinde olduğu gibi sessiz sedasız, ortalığı telaşa vermeden aramızdan ayrıldı. Geçtiğimiz Pazartesi, 69 yaşında hayatını kaybeden efsane müzisyen David Bowie’nin isteği üzerine cenaze töreni yapılmadı.
Karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybeden David Bowie’in naaşı New York’ta ailesi ve arkadaşları da olmadan sessiz sedasız yakıldı.
Harry Potter’daki Profesör Severus Snape rolüyle milyonlarca hayran kazanan İngiliz aktör Alan Rickman hayatını kaybetti.
Bir süredir kanserle mücadele eden Alan Rickman 69 yaşında hayata veda etti. Yer aldığı Robin Hood: Hırsızlar Prensi filmindeki Nottingham rolüyle Bafta ödülüne sahip olan ünlü aktör Alan Rickman’ın 1997 yılında Rasputin filmindeki performansıyla Altın Küre adayı olmasının yanı sıra dört kez Oscar ödüllerine adaylığı bulunmaktaydı.
Mayıs 2016 tarihinde gösterime girmesi planlanan Johnny Depp, Anne Hathaway ve Helena Bonham Cartar’ın yer aldığı Alice Through The Looking Glass isimli animasyonda, Alan Rickman da Mavi Tırtıl’ı canlandırmıştı.