
18. yüzyıl önemli Fransız sanatçılarından Jean-Baptiste Huet, ölümünden 200 yıl sonra solo sergisiyle sanatseverlerle buluşuyor. Paris’te yer alan Cognacq-Jay Museum’da gerçekleşecek serginin küratörlüğünü Benjamin Couilleaux üstleniyor. "The Pleasure of Nature" isimli sergi, sanatçının natüralist yaklaşımı üzerinde yoğunlaşıyor.
Doğa, bitki ve hayvan tasvirleri, 1745 yılında doğan sanatçının yeteneğini gözler önüne seriyor. Kariyerinin çoğunu Paris’te geçiren Huet, masalsı ve zarif tarzıyla biliniyor. 6 Şubat’ta açılan sergi 5 Haziran’a dek ziyaret edilebilir.
New Yorklu sanatçı Thomas Doyle, heykelleriyle minyatür dünyalar yaratıyor. Günlük eylemleri küçük heykellerle canlandırarak, büyük pencereden küçük hayatlara bakmamızı sağlıyor. Ev ve aile ortamı, doğal afet, savaş, ölüm gibi birçok hayattan olayın da canlandırıldığı bu heykeller sanatçının dünyasının kapılarını aralıyor. Sanatçının fanus içindeki minyatür heykel serisi çok konuşulmuştu. Şimdiyse daha gerçek haayttan kesitler üzerine çalımaya yöneldiği söylenebilir.
Doyle’un çalışmaları şu anda “Feel Big Live Small” grup sergisiyle The Mini Time Machine Museum of Miniatures’de ve "If the creek don’t rise" solo sergisiyle Hudson River Museum’da yer alıyor.
Widewalls, en iyi 10 sulu boya resim yapan çağdaş sanatçıyı derledi. Tek Türk isim olarak Şükran Moral'ın yer aldığı listede sanatçı "muhafazakarlar arasında fikrini söylemekten korkmayan kadın" olarak tanımlanıyor. Ve Moral listede Bordello, 2014 çizimiyle yer alıyor.
Listedeki diğer isimlere gelecek olursak daha çok heykelleriyle ünlü olan Larry Bell, film yıldızlarının portrelerini çizmesiyle tanınan Don Bachardy, tuval ve kağıt üzerine çalışan Cecily Brown, genç Rus sanatçı Dima Rebus gibi isimleri görüyoruz. Ayrıca çalışmalarında seks ve cinselliği işleyen Nadine Faraj, çiçeklerden ilham alan Lourdes Sanchez, ikonik mimari yapıları resmeden Amy Park, İtalyan modernist ressam Antonio Calderara ve büyük ölçekli çalışan Ekaterina Smirnova da yer alıyor.
New Yorklu sanatçı Chen Long Bin, ahşap oyma heykeller içinde kitap, gazete ve dergileri dönüştürüyor. Son derece gerçekçi 3 boyutlu çalışmalar tasarlayan sanatçının işleri uzaktan taştan yapılmış gibi görünse de yakından bakıldığında aslında günlük malzemelerin kullanıldığı fark ediliyor.
1964 Tayvan doğumlu olan sanatçı Tung - Hai Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü'nde ve New York Görsel Sanatlar Okulu'nda öğrenim görmüş. Günlük materyallerden beslenen sanatçı üretimlerinde alışılmamış malzemeleri kullanmaktan hoşlandığını söylüyor.
İtalyan ressam Agostino Arrivabene, Amerika'daki ilk kişisel sergisini açıyor. Sürealist sanatçı, 4 Mart-16 Nisan tarihleri arasında Cara Gallery'de gerçekleşecek olan "Hierogamy" isimli sergisinde karanlık tarzını sürdürüyor.
Çalışmalarında rüyalar ve bilinç alıtının hüküm sürdüğü sanatçı zaman zaman da ürkütücü bir tarza sahip olabiliyor. Gizemli suratlar, ruhani desenler ve karanlık güçler onun çalışmalarında sık sık kullandığı detaylardan sadece birkaçı. Çalışmalarında kurban, ölüm, kader, ceza konularını işleyen sanatçının yeni sergisi 16 Nisana dek New York'ta yer alan Cara Gallery'de görülebilir.
Los Angeles merkezli heykeltıraş Kazuhiro Tsuji, hiperrealist heykelleriyle tanınan bir sanatçı. Resim, fotoğraf ve heykele ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını söyleyen sanatçı canlı olmadığına inanmanın çok zor olduğu heykeller tasarlıyor.
Film setlerinde plastik makyaj yaparken heykel sektörüne geçiş yapan sanatçıyı birçoğumuzAbraham Lincoln heykeliyle tanıdık. Gerçeğe yakınlığıyla dikkat çeken bu heykeli niceleri takip etti. Ancak sanat çevresinin asıl dikkatini çeken ise kült sanatçıların heykelleri oldu. Bir yumruğun ucunda iri gözleriyle bakan Dali, zarif duruşuyla düşünen Andy Warhol ve iki el arasında masumca duran Frida sanatçının çok konuşulan heykelleri arasında yer alıyor.
Patricia Voulgaris, Hidden In Plain Sight isimli serisinde izleyicinin algısıyla oynayan kareler yakalıyor. New York merkezli fotoğrafçı, vücut portrelerinden çarpıcı görüntüler oluşturuyor. Uzay, nesne ve malzeme konularını tek bir karede fotoğraflamayı tercih ettiğini belirten sanatçı minimal tarzıyla dikkat çekiyor.
Voulgaris'in portrelerinde obje ve insanı bir araya geçmiş olarak gözlemlemek mümkün. Vücut parçaları, dağılmış bedenler, kağıttan figürler… Sanatçının beyaz ve soğuk bir fonda bedeni objelerştirdiği fotoğraflarına göz atmalısınız.
Ai Weiwei, Berlin'de yer alan Konzerthaus'un sütunlarını can yelekleriyle kapladı. Mültecilerin yanında olan ve toplumsal problemlere parmak basan sanatçı, sütunlara yerleştirdiği can yeleklerinin arasına da bir şişme bot koydu. Üzerinde #safepassage yazan bot, Konzerthaus'un girişinde yer alıyyor ve tüm bakışları üzerinde topluyor.
Sanatçı yerleştirmesi için kullandığı 14.000 can yeleğini Midilli adasından getirtti. Weiwei, Cinema-for-Peace galası için yaptığı kurulum ile yine dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Bazı resimlerin fotoğraf olmadığına inanmak bir hayli zor oluyor. Eric Zener'in resimleri de onlardan. Hiperrealist yağlıboya tabloları yapan sanatçı, bu çalışmalarında özellikle de suyu ele alıyor. Yüzen insanlar ve figürler, hava kabarcıkları ve çeşitli sualtı görüntüleri sanatçının sık sık üzerinde çalıştığı konular arasında yer alıyor.
1966 doğumlu Amerikalı sanatçı çizimlerinde ruhsal ve fiziksel yenilenme, çocukluk ve bilinçaltı konularına yoğunlaşıyor. Doğa ile her zaman ilişki içinde olduğunu söyleyen sanatçı, 25 yıldır resim yapıyor. Suyun geçmiş anlatıların kaynağı olduğunu düşünüyor ve bir şekilde her işindeki özneyi su olarak seçiyor.
Bağımsız bir kültür ve sanat organizasyonu olan Illustrative Today, kuruluşunun birinci yıldönümünde “Kişisel bir Deneyim: Tahran’dan İstanbul’a” adlı bir çizim sergisi düzenliyor. Sergi “Illustrative Today” ve “Chottomatte” galerilerinde 13 Şubat’ta açıldı ve 13 Mart’a kadar ziyaret edilebilecek.
“Kişisel bir Deneyim: Tahran’dan İstanbul’a” Illustrative Today’in yeni öğrencilerinin ve Tahran Stüdyo temelli sanatçıların işlerinden oluşan iki aşamalı bir sergi. Sergilenen işler, çağdaş illüstrasyon yapmak için klasik bir eğitimden ayrı olarak yeni, özel bir deneyimi keşfetmeye çalışmış öğrencilere ait. Bu nedenle sergi, 2006’dan beri Tahran ve İstanbul’da Saeed Ensafi ve Sahar Bardaie tarafından eğitim gören sanatçıların bireysel ve kişisel deneyimlerinin bir enstelasyonu olarak kabul edilebilir.
Serginin ana kısmında 18 genç sanatçıdan: Pari Afshar, Maryam Aligholipour, Faranak Irani, Golnaz Mohammadi, Nastaran Pourfarzaneh, Azar Teimouri, Behzad Zehnian, Nalan Aktaş, Gamze Alıcı, Derya Altun, Banu Batur, Esra Becan, Merve Erbilgic, Tuba Karagoz, Songül Karakoç, Yağmur Koçak, Edanur Kuntman ve Şeyda Ünal’ın toplamda 200 eseri sergileniyor. Diğer kısım ise İran’dan ve Türkiye’den 3 sanatçının: Faranak Irani, Azar Teimouri ve Şeyda Ünal, kendilerine ayrılmış 3 duvar üzerinde sergileyecekleri çizim projeleri “Haz”’dan oluşuyor.